5 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
  • Portekiz
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Kızıldeniz'in Güneyinde Rekabet -Şeyh Said ve Fersan Adaları Meselesi-

Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 255 · Sayfa: 567-598
Tam Metin
Avrupa devletlerinin Kızıldeniz ile olan doğrudan ilgi ve irtibatları coğrafi keşifler sonrası Portekiz'in Hint ticaretini kontrol altına almak için buraya gönderdiği donanma ve bu donanmanın bazı stratejik noktaları işgal etme çabalarına kadar uzanır. Memlukları ortadan kaldırmak suretiyle Mısır'a, oradan Kızıldeniz sahillerine ulaşan Osmanlılar, Portekiz'le Hint denizlerinde hakimiyet mücadelesi vermişler ancak başarısız olmuşlardı . Daha sonraki yüzyıllarda özellikle Kızıldeniz'in Hint okyanusuna çıkışı olan Babülmendeb Boğazı ve çevresinde önce Fransızlar, arkasından da İngilizlerin faaliyetleri ve stratejik noktalara yerleşme teşebbüsleri görülmektedir. Bölgenin tam bir uluslararası rekabet alanı haline gelmesi ise ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında olacaktı.

Tarih-i Hind-i Garbî veya Hadîs-i Nev, Tarihi Araştırmalar Vakfı, İstanbul Araştırma Merkezi, İstanbul 1999, 483 s. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2001, Cilt 65, Sayı 244 · Sayfa: 1159-1166
Tam Metin
Osmanlı Devleti'nin Coğrafi Keşiflere katılmayış sebebi zihinleri meşgul etmekle birlikte, bu soruya yeterli cevap verilebilmiş değildir. Zira, keşifler çağında gücünün zirvesinde olan Osmanlıların keşiflere öncülük etmesi beklenirken onlar, Portekizlilere karşı Hint Okyanusu'nda yapılan bir kaç sonuçsuz mücadele dışında, Akdeniz ve Kızıldeniz'den dışarı çıkmamışlardır. Osmanlıların yapılan keşiflerden haberdar olup olmadıkları da ayrı bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü, Osmanlı Devleti'nin yıkılış sebepleri sıralanırken adeta "suçlama" niteliğinde onların dünyadaki gelişmeleri yakından izleyemedikleri iddia edilmiştir.

Vâdilmehâzin Savaşı (4 Ağustos 1578)

Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 228 · Sayfa: 271-388
Tam Metin
Her monarşide onu yükselten, ayakta tutan ya da onu uçuruma götüren, ister fizîkî olsun, isterse moral (ahlâki), genel sebepler vardır. Bütün olaylar bu sebeplere boyun eğmektedir. Eğer tesadüfen bir savaş, yani özel bir neden, bir devleti yokoluşa götürmüşse; işte bu devleti tek bir savaşla mahvedecek mutlaka genel bir nedenin olması da kaçınılmazdır. Bu bakış açısının Vadilmehâzin Savaşı'nın değerlendirilmesinde önemi oldukça büyüktür. 4 Ağustos 1578 Pazartesi günü, XVI. yüzyıl askerî tarihinin en çok kan dökülen, öldürücü savaşlarından birisi olan "Vâdilmehâzin Savaşı" kavurucu bir sıcak atmosferinde, Kasr el-Kebir şehrine yaklaşık üç fersah mesafede, Vâdilmehâzin nehrinin sol kıyısı ve Vadi Lukos'un sağ kıyısı arasında kalan geniş bir alanda cereyan eder.

Uluslararası Akdeniz Etnoloji Tarihi Kongresi

Belleten · 1993, Cilt 57, Sayı 219 · Sayfa: 609-618
Tam Metin
Portekiz seyahatim için vize almam gerektiğini öğrendiğimde her ne kadar üzüldü isem de elçilikte bu işlemin sadece üç dakika sürmesi beni rahatlatmış ve gideceğim ülkede pek güçlüklerle karşılaşmıyacağım kanaatini uyandırmıştı. Daha sonra kongreye katılmak üzere Lizbon havaalanında yeşil pasaport ile varan diğer Türk arkadaşın üç saat alıkonulması ve sonunda kendisinden özür dilenerek ülkeye girmesine izin verilmesi bu ülke ile olan münasebetlerimizin zayıf olduğu ve makamların gerekli işlemler hakkında aydınlatılmadıkları anlamına gelmektedir. Nitekim Lizbon'da ki "Instituto Mediterranico"nun (Departmento de Sociologia, Faculdade de Seiencias Sociais e Humanos, Universidade Nova de Lisboa, Av. de Berna 26-C, 1000 Lisboa-Portekiz) 4-8 Kasım 1991 tarihleri arasında hazırlamış olduğu Uluslararası Akdeniz Etnoloji Tarihi Kongresi'ne (Congres Mediterraneen d'ethnologie Historique) katıldığım sürece bize (diğer Türk arkadaşımı kastediyorum) yakınlık göstermeleri Portekizlilerin tarihte olduğu gibi Türkleri uzaktan tanıdıkları , yakın ilişkilerin kurulmadığı, ancak kurulursa bir çok açıdan faydalı olacağı intibaını bende uyandırdı.

Osmanlı İmparatorluğu'na Yapılan İlk Musevi Göçlerinin Beşyüzüncü Yıldönümü

Belleten · 1992, Cilt 56, Sayı 215 · Sayfa: 201-206
Tam Metin
XV. yüzyılın ilk döneminde, Bohemya, Avusturya ve Polonya'daki Musevi'ler, sistemli biçimde zulme tabi tutuluyorlardı; ancak, Portekiz ve İspanya'daki kimi Musevi'lerin ölümle tehdit edilerek Hıristiyan olmaya zorlanmaları ve 1492 yılında bu ülkelerden kovulmaları, onların toplu olarak göçlerine yol açıyordu. İspanya'yı Müslüman'lardan geri alan Katolik kırallar, İspanya yarımadasındaki Kuzey Afrika'lı Müslüman'lara büyük bir darbe indirmekle kalmıyor; aynı zamanda, kendi Musevi uyruklarını da ortadan kaldırmaya niyetleniyorlardı. Musevi'ler, 1412 yılından beri giysilerinde aşağılayıcı işaretler taşımaya zorlanıyor; 1480 yılında Enkizisyon, onlara zulüm yapmaya başlıyor ve sonuçta 300.000'e yaklaşık Musevi'nin mallarına el koyarak onları ülkeden çıkarıyordu. Yurtlarından kovulan Musevi'lerin kimileri Fas'a kaçıyor; ama birçoğu Osmanlı İmparatorluğu'na sığınarak coşkuyla karşılanıyordu.