21 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Republic of Turkey
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

1926 Yılı İstanbul Ticaret Ve Sanayi Odası Raporu Çerçevesinde Aşar Vergisinin Kaldırılması İle İlgili Bir Değerlendirme

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2017, Cilt XXXIII, Sayı 95 · Sayfa: 39-92
Tam Metin
Çalışmada 1926 Yılında İstanbul Ticaret ve Sanayi Odasınca düzenlenmiş olan raporun bir değerlendirilmesi yapılmış ve raporun odak noktasını oluşturan Aşar Vergisinin kaldırılması incelenmiştir. Bu inceleme neticesinde raporda genel olarak aşar vergisinin olumsuz yanlarına dikkat çekildiği gözlemlenmiş ve bu verginin kaldırılmasının gereklilikleri sıralanmıştır. Ayrıca raporda Aşar Vergisinin kaldırılması çağdaşlaşma yolunda ilerlemenin temel koşullarından birisi olarak görülmüş ve buna benzer uygulamaların hayata geçirilmesinin önemine dikkat çekilmiştir. Fakat bu verginin kaldırılması neticesinde ortaya çıkan gelir eksikliğinin giderilmesinde başarılı olunamadığı ve bu nedenle Aşar Vergisinden meydana gelen boşluğun giderilmesi adına bir takım ek vergilere başvurulduğu ifade edilmiştir.Çalışmada 1926 Yılında İstanbul Ticaret ve Sanayi Odasınca düzenlenmiş olan raporun bir değerlendirilmesi yapılmış ve raporun odak noktasını oluşturan Aşar Vergisinin kaldırılması incelenmiştir. Bu inceleme neticesinde raporda genel olarak aşar vergisinin olumsuz yanlarına dikkat çekildiği gözlemlenmiş ve bu verginin kaldırılmasının gereklilikleri sıralanmıştır. Ayrıca raporda Aşar Vergisinin kaldırılması çağdaşlaşma yolunda ilerlemenin temel koşullarından birisi olarak görülmüş ve buna benzer uygulamaların hayata geçirilmesinin önemine dikkat çekilmiştir. Fakat bu verginin kaldırılması neticesinde ortaya çıkan gelir eksikliğinin giderilmesinde başarılı olunamadığı ve bu nedenle Aşar Vergisinden meydana gelen boşluğun giderilmesi adına bir takım ek vergilere başvurulduğu ifade edilmiştir.

İngiliz Büyükelçiği Yıllık Raporlarında Türkiye’de Demokrat Parti (1954-1957)

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2011, Cilt XXVII, Sayı 79 · Sayfa: 97-130
Tam Metin
Çalışmamızda yer verdiğimiz İngiliz belgelerinde 1954-1957 yıllarında Türkiye'deki gelişmelerin değerlendirmesi yer almaktadır. Bu dönemin dikkat çeken gelişmeleri, Demokrat Parti Hükümetinin verdiği sözlere aykırı olarak gerçekleştirdiği anti demokratik uygulamaların parlamentodaki ve kamuoyundaki olumsuz etkileri, gerçekleşen 6-7 Eylül olaylarının ülke içi ve dışında yarattığı olumsuz sonuçlar, uygulanan ekonomik politikalarla, ekonomide büyüme yaşanırken, enflasyonda ve cari açıkta görülen büyük artışlar ve dış borç sorunları olarak aktarılmıştır. Bunların yanı sıra söz konusu dönemde Türkiye'nin dış işlerinde yaşanan olayların genel bir değerlendirilmesi yapılmaktadır. Dönemin en önemli dış politika gelişmeleri kapsamında Balkan ve Bağdat Paktları'nda yaşanan gelişmeler ve Kıbrıs Sorunu gibi olayların karşısında Türkiye'nin tavrı, başta İngiltere olmak üzere diğer ülkelerle olan ilişkileri ele alınmaktadır. Türkiye'nin sesinin ve etkisinin çeşitli uluslar arası toplantılarda kendisini hissettirdiği vurgulanmıştır.

Yakup Kadri’nin Romanlarında Cumhuriyet İdeali ve Düş Kırıklıkları

Erdem · 2009, Sayı 54 · Sayfa: 189-200
Tam Metin
Bu yazıda, romancı Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun (1889-1974) Ankara (1934) ve Panorama I-II (1949/1952) isimli eserleri, içerdikleri idealler ve düş kırıklıkları açısından tahlil edilmiştir. Bu eserler, yazarının bizzat gözlemlediği sosyal realiteden hareketle Millî Mücadele, Cumhuriyet'in kuruluşu ve çok partili siyasal hayata geçiş sürecini kimi zaman eleştirel gerçekçi kimi zaman da idealist/romantik bir tutumla yansıtırlar. Ankara'da idealist/romantik tutum ağır bastığı için yazar gelecekle ilgili ütopik bir kurgulama yaparken, Panorama'da eleştirel gerçekçi yöneliş belirginleşerek gelecek kaygısı güçlü bir şekilde hissettirilerek yaşanan ve yaşanması muhtemel düş kırıklıkları etrafında bir kurgulama yapılır. Romanlarda içeriği Cumhuriyet ideallerinin Kemalist inkılâplarla hayata geçirilerek müreffeh bir Türkiye'nin kurulması yolunda gösterilen çabalarla aydınların zihnî ve fikrî tutarsızlıklarının sebep olduğu çöküntü ve yozlaşma üzerine kurulmuştur. İncelememizde hem bu idealler, hem de bunların gerçekleşmemesinin sonucunda ortaya çıkan hayal kırıklıkları ele alınmıştır.

Atatürk ve Siyasi Etik

Erdem · 2005, Sayı 44 (Etik Özel Sayısı) · Sayfa: 181-193

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve devrimleriyle modem Türk toplumunun yaratıcısı yüce Atatürk, siyasî hayatında eski-yeni devlet yöneticilerine, politikacılara daima örnek alınacak davranışlar sergilemiş, etiği siyaset alanında da uygulamaya özen göstermiştir.

Her şeyden önce, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ilkesi üzerinde kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nde halk egemenliğini sağlamak için 1924 ve 1930 yıllarında iki kez çok partili demokratik hayata geçişi denemiştir. 1924 Anayasası şekillendirilirken, ömür boyu cumhurbaşkanı seçilmesi hükmünü anayasaya koydurması mümkünken yapmamış, 1927, 1931 ve 1935 yıllarında TBMM tarafından Cumhurbaşkanı seçilme yolunu benimsemiştir.

Bu makalede, Atatürk'ün hayatında siyasî etiğe ne derecede önem verdiğini gösteren yüzlerce olaydan bir bölümü ele alınacak, günümüz politikacıları bu konuda bilgilendirilmeye çalışılacaktır.

Halkevleri (1932-1951), Temsil Şubeleri ve Bir Örnek: Adana Halkevi Temsil Şubesi

Erdem · 2005, Sayı 43 · Sayfa: 15-26
Halkevleri 1932-1951 yılları arasında etkinliklerini sürdüren kuruluşlardır. Amacı; Mustafa Kemal Atatürk'ün ilke ve devrimleri doğrultusunda, halkın sosyal ve kültürel alanda gelişimine katkıda bulunmaktır. Aynı zamanda, 1929 Ekonomik Bunalımı ve İkinci Dünya Savaşı'ndan etkilenen Yeni Türkiye Cumhuriyeti'm yıpratmaya yönelik risklere karşı, cumhuriyet coşkusuyla bir kültür seferberliği yaratmak ve cumhuriyet bilincini yükseltmek yolunda bulunan bir çözümdür. Kuruluş aşamasında, OsmanlI'nın son döneminde M illiyetçilik ideolojisiyle örgütlenen birçok dernekle birlikte, özellikle Türkocaklan'nın örgütlenme ve çalışma biçiminden etkilenmiştir. Aynı süreçte, iilke dışından birçok benzeri örgütlenmeler de araştırılıp incelenmiştir. Türkocaklan'nın 1931 yılında kapanmasından sonra 1932 yılında kurulan Halkevleri'nde, her vatandaşın tercih edebileceği çeşitli şubeler vardır. Dil Şubesi, Edebiyat Şubesi, Güzel Sanatlar Şubesi, İçtimai Yardım Şubesi, Halk Dersaneleri ve Kurslar Şubesi, Kütüphane ve Neşriyat Şubesi, Köycülük Şubesi,Müze Şubesi ve Temsil Şubesi gibi. H alkevleri Temsil Şubeleri'nde temel amaç; "Milliyetçilik, Halkçılık, D evrimcilik" ilkeleri çerçevesinde, yeni Türkiye'nin oluşum sürecine tiyatro yoluyla katkıda bulunmaktır. Temsil Şubesi üyelerinin çoğunluğu cumhuriyet coşkusuyla dolu tiyatro heveslisi gönüllülerden oluşur. Halkevleri Temsil Şubeleri'nin içinde en etkin olanlardan biri de Adana H alkevi Temsil Şubesi'dir. Genelde Halkevi çalışmaları ve özelde Temsil Şubesi etkinlikleri, her ne kadar topyekün bir bilinçlendirme ve halkın kültürel donanımını zenginleştirme iddiasıyla gerçekleştirilse de, gerek dünya, gerekse Türkiye koşulları nedeniyle bu iddia süreklilik kazanamamış, 1951 yılında da Demokrat Parti tarafından kapatılmıştır. Öte yandan, Kemalist ilkeler ışığında yapılan pek çok araştırma-inceleme ve uygulamalar ciddi bir kültürel-sanatsal birikim de sağlamıştır. Özellikle tiyatro alanında sağlanan bu birikim, altmışlı yıllardan başlayarak Türk Tiyatrosu'nun yükseliş dönemine kayda değer katkılarda bulunm uştur.

Türkiye’de Demokrasinin Gelişim Sürecine Genel Bir Bakış

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2002, Cilt XVIII, Sayı 52 · Sayfa: 187-234
Türkiye'de demokrasiyi kurma çabalarının yaklaşık 200 yıllık bir tarihi gelişim süreci vardır. 1808'de Sened-i İttifak ile başlayıp,1876'da Kanun-i Esasi'nin ilâm ile gelişen süreç Cumhuriyetin bir eseri olarak günümüze kadar devam etmiştir. Bu süreç içinde Cumhuriyetin kuruluş dönemi olan 1923-1938 arasında çok partili sistem denemeleri yapılmış ise de başarılı olunamamıştır. İkinci Dünya Savaşı'nı demokratik ülkelerin kazanacağı belirmeye başlayınca iktidardaki parti, çok partili sistemi kurmak için iç ve dış gelişmelerin uygun olduğunu görerek bu kararı yürürlüğe koymuştur. Nitekim 4 yıl sonra da 14 Mayıs 1950'de yapılan seçimler sonucunda demokratik yöntemlerle Türkiye'de iktidar değişimi gerçekleşmiştir. Zaman zaman zora düşmüş olsa da Demokrasi, günümüz Türk toplumu için kendisinden artık hiçbir şekilde vazgeçilemeyecek modern bir yaşam şekli haline gelmiştir. Bu çalışmada Türkiye'de demokrasi düşüncesi ve uygulamasının tarihsel gelişim süreci incelenecektir.

Güney Doğu’daki Terör Sorunu, Tarihî İnceleme, Tedbirler

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2000, Cilt XVI, Sayı 46 · Sayfa: 133-144
Güney Doğıı'dakİ terör sorununun tarihî bir perspektifini çizmeye ça-lıştığımız makalemizde önce Kürtlerin menşei ve dili üzerinde durduktan sonra OsmanlI'dan günümüze kadar gelen çalışmalar anlatılmıştır. OsmanlInın son dönemlerinde yapılan bir takım ıslahat hareketlerine değindikten sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş aşamasında gerçekleştirilen faaliyetlerine, Türkiye Cumhuriyeti'nin mimarı Mustafa Kemal Atatürk'ün, meseleyi millet bazında alışma değinilmiştir. Gerçekten de, Mustafa Kemal Atatürk, birçok dünya liderinin aksine kendisini değil onları, halkı hâkim kılmış ve "Hâkimiyet-i Mİlliye"yi gerçekleştirmiştir. Makalenin devamında da, ele alınacak tedbirler maddeler hâlinde sıralanmış ve çözüm yollan belirtilmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Temelini Teşkil Eden Değerler

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1994, Cilt X, Sayı 29 · Sayfa: 391-400
Türk inkılâbı bir diriliş ve yenilik hareketidir. Türk ulusunu çağdaşlığa, modernliğe, İlmî değerlere götüren köklü ve sosyal bir değişikliktir. Bugünkü toplumumuzun yapısı bu muhteşem inkılâp hareketinin sonucudur. İnkılâbımız yepyeni kuşaklar yaratmıştır. Genç kuşaklar inkılâbın hangi şartlar altında teşekkül ettiğini bilmelidirler. İnkılâbın ve onun fikir sistemi olan Atatürkçülüğün nasıl oluştuğunu bilen Türk aydını geleceğe ait pek çok meselenin çözümünü kolaylıkla bunlar içinde bulabilir. Bu, inkılâbımızın pekiştirilmesi açısından son derece önemlidir. Atatürk tarafından yaratılan bu eserin ortaya çıkışında, eserin üzerinde yükseldiği temel düşüncelerin yeri ve önemi çok büyüktür. Bunlar esere ruh ve kişilik kazandıran unsurlardır. Böylesine eşsiz bir eserin hiç şüphesiz kendine has bir mantığı, bir düşünce dayanağı, bir sistemi vardır. Zaten olmasaydı, o en büyük Türk ne giriştiği köklü inkılâpta başarıya ulaşabilir ne de mazlum milletlerin hayatında derin izler bırakabilirdi.

İmparatorluktan Cumhuriyete Türkiye: Bir İspanyol Yaklaşımı

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1994, Cilt X, Sayı 29 · Sayfa: 417-428
İspanya'da yenilenme çabaları, XX. yüzyılın ilk otuz yılım kapsar. Joaquin Costa, oligarşi ve önderlerin otoriteleri hakkında konferanslarını 1902 yılında Madrid'de Ateneo'da vermiştir. Ünlü hatip ülkenin sorunlarına karşı, yazılı ve doğrudan formüllere eğilimiyle daha sonraları gereğinden fazla yüceltilen "okul ve kiler" formülünü ortaya atmıştı.

Atatürk'ün Kurduğu Türkiye Cumhuriyetinin Temel Nitelikleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1993, Cilt IX, Sayı 27 · Sayfa: 523-548
Bu konuyu inceleyebilmek için sadece yürürlükteki Anayasa'da mevcut nitelikleri ortaya koymak yeterli değildir. Cumhuriyetimizin tarihsel oluşumunu, Türk kültüründeki yerini, temel felsefesini, TBMM'nin açılışından bugüne kadar kabul edilen Anayasaları detayı ile ele almak ve özellikle Atatürk'ün bu konudaki fikirlerini irdelemek gerekir.