2 sonuç bulundu
Dergiler
- Belleten 2
Yayınlayan Kurumlar
Anahtar Kelimeler
- Sâsânîler 2
- Aziz Marutha 1
- Ctesiphon 1
- Dicle Nehri 1
- Doğu Roma 1
- Eastern Roman 1
- I. Yazdegerd 1
- kovuşturma. 1
- Medâ’in 1
- persecution. 1
I. Yazdegerd, Aziz Marutha ve Sâsânî Kralının Değişen İmgeleri
Belleten · 2024, Cilt 88, Sayı 313 · Sayfa: 697-730 · DOI: 10.37879/belleten.2024.697
Özet
Tam Metin
Bu çalışma, I. Yazdegerd’in (Yazdekert, 399-420) Doğu Roma İmparatorluğu ve Sâsânî İran’ında yaşayan Hristiyanlar ile inanç bağlamında kurduğu ilişkileri ele almaktadır. Makalede ilk önce Roma İmparatoru Arcadius’un yaşı küçük olan oğlu II. Theodosius’un koruyuculuğunu I. Yazdegerd’e emanet etmesiyle ilgili kaynaklarda bulunan bilgiler incelenmiştir. Ardından iki tarafın dostane seyreden ilişkilerinde Maiperkat piskoposu Marutha’nın nasıl bir rol üstlendiği tetkik edilmiş ve İran coğrafyasında Doğu Süryânî Kilisesi’nin kurumsallaşması yolunda önemli bir merhale olan Mār İshak Sinodu’nun (410) ehemmiyeti üzerinde durulmuştur. II. Theodosius ile birlikte Martyropolis’in inşasına katkı sunan I. Yazdegerd’in Hristiyanlık karşıtı bazı hareketlere yönelmesi onun dâhili siyasette birtakım problemlerle karşılaştığını düşündürmektedir. Hükümdarlığı süresince pragmatik politikalara ağırlık veren I. Yazdegerd, Pers Şehidi Anlatıları’na (Pers Şehidi İşleri) itibar edilirse Mecûsî din adamları ve soyluların tahrikleri sonucunda özellikle Mecûsîlik aleyhtarlığında ileri giden bazı Hristiyanları cezalandırma yoluna başvurmuştur. Pers Şehidi Anlatıları’nın Sâsânî tebaası durumundaki Hristiyanları takip edebilmek noktasında çağdaş bir tanıklık sunup sunmayacağı son yirmi yıldır tartışılmaktadır. Makalede dinî ve edebî yönü ağır basan bu son kaynak türü, kilise tarihçisi Theodoretus’un kayıtlarıyla birlikte I. Yazdegerd’in saltanat yıllarını aydınlatmak üzere kullanılmıştır. Diğer taraftan I. Yazdegerd Arap-İran tarihyazımında neredeyse istisnasız bir şekilde “günahkâr” olarak anılır. Bu söz birliği, bahsi geçen kayıtlara rağmen I. Yazdegerd’i Hristiyanları kovuşturan bir kral olarak kabul etmeyi güçleştirmektedir.
Erken Ortaçağların Şehirler Topluluğu: Medâ’in
Belleten · 2014, Cilt 78, Sayı 281 · Sayfa: 1-40 · DOI: 10.37879/belleten.2014.1
Özet
Tam Metin
Erken Ortaçağlar'ın başından Sâsânî imparatorluğunun yıkılışına kadar bu imparatorluğun yönetimsel başkenti olan Medâ'in şehirler topluluğu, İlkçağ ve Erken Ortaçağların en büyük metropollerinden bir tanesidir. Farklı büyüklüklerde ve değişik zamanlarda inşa edilmiş olan şehir ve kasabalardan meydana gelen Medâ'in şehirler topluluğu farklı bir demografik mozaiğe sahipti. Dicle ve Fırat nehirlerinin birbirine en yakın olduğu noktada Dicle nehrinin kenarına kurulmuş olan bu şehirler topluluğu, sahip olduğu tarımsal ve ticari yoğunluğundan dolayı önemli bir ekonomik merkez olma özelliğinin yanında; sarayları, köşkleri ve farklı mimari yapılarıyla çok faklı kültürlerin izlerini taşıyan modern bir görünüme sahip bir şehirdi. Mezopotamya toprakları üzerinde kurulmuş birçok imparatorluğa başkentlik yapmış olan bu şehirler topluluğu siyasi ve idari açıdan Ortadoğu'nun kalbi konumunda olmuştur. Doğu ve Batı arasında uzanan yolların kesişme noktasında olan bu şehirler topluluğu sahip olduğu önemini Abbâsîler dönemine kadar koruyabilmiş ve yine bu dönemde Abbâsîler tarafından kurulan Bağdâd şehrinden sonra bütün canlılığını kaybetmiştir.