7 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Semantics
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Akçakoca Ağzındaki Bazı Kelimelerin Derlenmesi ve Semantik Olarak İncelenmesi

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2024, Sayı 58 · Sayfa: 115-134 · DOI: 10.24155/tdk.2024.241
Tam Metin
Bu makalede, Düzce’nin Akçakoca ilçesinde yaşayan yerli halkın kullandığı bazı kelimeler incelenmiştir. Bölge halkının büyük bir çoğunluğunun Doğu Karadenizli olması hasebiyle bu çalışmanın alanı, Akçakoca ve Doğu Karadeniz’i kapsamaktadır. 93 Harbi olarak da bilinen savaşta, Osmanlı büyük bir mağlubiyet yaşamıştır. Ruslarla yapılan antlaşma sonrasında hükûmet, Doğu Karadeniz çevresindeki bazı yerlerin boşaltılmasını istemiştir. Halkın Rus eziyetlerinden kaçma isteği, yollarını Akçakoca’ya çıkartmıştır. Doğu Karadeniz bölgesinden Akçakoca’ya göç eden halk, tabii olarak ağız özelliklerini ve kendilerine has olan kelimeleri de beraberinde getirmiştir. Bölgede, göç hadisesine kadar Akçakoca’nın yerlisi denen halkın kullandığı Türk ağzı hâkimdir. Doğu Karadeniz’den göç hasıl olunca bölgede kullanılan yerli Türk ağzı, yerini Doğu Karadeniz ağzına bırakmıştır. Şu anki bölge halkının dil özelliklerinde Kuzey-Batı Türkçesi özellikleriyle birlikte Eski Türkçe unsurlar da görülmektedir. Akçakoca’daki halk, Kıpçak Türkçesi ve Eski Türkçedeki bazı kelimeleri hâlâ kullanmaktadır. Bu makalede, kaynak kişilerin kullandıkları ve şahsımın da Akçakocalı olması hasebiyle bildiğim ve kullandığım bazı kelimelerden 132’si derlenmiş, Dîvânu Lugâti’t-Türk ve Türkiye’de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü (DS) ile karşılaştırılmıştır. Derleme Sözlüğü’nde bulunmayan kelimeler bir grupta, DS’de bulunmakla birlikte Akçakoca ağzından derlenmeyen kelimeler bir grupta ve DS’de bulunmakla birlikte Akçakoca ağzında farklı anlamda kullanılan kelimeler bir grupta gösterilmiştir. Ayrıca 132 kelimenin içindeki eskicil unsurlar madde başı olarak gösterilip bunların anlamları ve etimolojileri verilmiş, sonra da DLT’deki kullanımları ile karşılaştırılarak kelimelerin art zamanlı ve eş zamanlı biçimleri verilmiştir. Derlenen kelimeler, esas itibarıyla isim ve fiil olarak ayrı ayrı ele alınıp semantik açıdan incelenirken bazı kelimeler de fonetik açıdan incelenmiştir.

Olumsuz Kutuplanma Ögelerinin Lisans Bağlamlarına Anlam Bilimsel Yaklaşımlar

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2021, Sayı 72 · Sayfa: 237-251
Olumsuz kutuplama ögesi (OKÖ) doğal dillerde yaygın bir biçimde görülen, ortaya çıkması için genellikle olumsuz biçim birimlerine ihtiyaç duyan bağımlı dilsel unsurlar olarak tanımlanmaktadır. Olumsuzluk ifadelerinin açıkça yer aldığı durumlar dışında OKÖ'ler soru ve şart cümleleri gibi yapılarda da yer yer kendini göstermektedir. OKÖ'ler Türkçede genellikle olumsuzluk ifadelerinde, evet-hayırlı soru cümlelerinde ve nadiren şart cümlelerinin öncüllerinde gözlemlenmekte olup derlem temelli bir incelemeye dayanan sınırlı sayıda çalışmaya da bunların konu edildiği görülmektedir. Bu çalışmada; OKÖ'ler konusunda anlam bilimi temelli yaklaşımları temel alan bir alan yazını taraması yapılarak Klima, Ladusaw, Zwarts, Giannakidou gibi araştırmacıların çoğunlukla İngilizcede ortaya koydukları anlam bilimsel analizlere odaklanılmakta ve Zidani-Eroğlu, Aygen-Tosun, Besler, Kelepir, Görgülü gibi araştırmacıların Türkçeye dair yaptıkları analizler de özetlenerek OKÖ'lerin neden belirli bağlamlara duyarlı olduğu, aynı dil içinde gösterdikleri farklılıklar ile farklı dillerdeki tipolojik gruplandırılmalarda oynadıkları roller konularında araştırmacılara bir bakış açısı sunmak amaçlanmaktadır.

“Kuşku” Sözü Üzerine

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2021, Sayı 71 · Sayfa: 149-164 · DOI: 10.32925/tday.2021.57
Bir söz, biçim ve anlam göz önünde bulundurularak en küçük parçasına kadar ayrılır. Bu durumda ortaya kök dediğimiz kısım çıkar. Fakat bazen ve hatta sıklıkla kökün bulunması yolunda bir ayırma sorunu görülür. Bu, gerek kökteki ses değişmelerinden gerekse kök ile ek(ler) in anlam bağlantısının kurulamamasından kaynaklanır. Çünkü kök, geçirmiş olduğu ses değişimleriyle tanınmaz hâlde veya başka bir sözün kökü görünümünde olabilir. Türkoloji literatüründe kuşku sözünün köken bilgisi denemelerinde "kuş" sözü ile ilişkilendirilmesi durumu tam olarak buna örnektir. Kuşku ile kuş "kuş" arasında anlam olarak göreceli bir bağlantı kurulması yanında, yapılan eşleştirmeye biçim benzerliği de yetmiş görünmektedir. Oysaki köken bilgisi "kulağa dayanma"nın yanında anlam bilgisi ile yapılır. Anlam-biçim ilişkisi yanında, o sözü destekleyen aynı kökün türevlerinin var olup olmadığı meselesine de bakılması gerekli ve önemlidir. Kuşku kavram bir sözdür; üst/sonraki anlamdır. Temelinde "eşini yapmak, benzerini yapmak, eş saymak, dallanmak" gibi alt/ilk anlamlar yatmaktadır. Buna göre, kuşku sözünün "eş yapmak, eşini yapmak (düşünmek); benzerini yapmak (düşünmek)" anlamıyla koş- fiilinden, koş-ku olarak getirildiğini açıkça söylemek mümkündür. Bu yazı, bu savın gerekçelerini sunarken başka dillerin eski bilgi-yeni bilgi ilişkisine başvurma yoluyla tespit edilen paralelliği de karşılaştırarak göstermeyi içerir.

Sovyetler Birliği’ndeki Türk Lehçelerinin Diyalektolojik Atlası

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2015, Sayı 39 · Sayfa: 135-166
"Sovyetler Birliği'ndeki Türk Lehçelerinin Diyalektolojik Atlası" adlı bu çalışma, SSCB İlimler Akademisi Dil Bilim Enstitüsü Türk Dilleri Bölümü tarafından oluşturulmuş bir komisyonca hazırlanmıştır. Anket niteliğindeki bu çalışma, SSCB'deki Türk lehçelerini ses bilgisi, biçim bilgisi, söz varlığı ve anlam bilim açılarından ele almayı hedeflemekte ve bu alanlar çalışmanın üzerinde durduğu dört ayağı teşkil etmektedir. Anketteki her bir kısımda lehçelere göre kelimeler arasındaki ses, biçim ve anlam yönünden farklılaşmaların örneklerle gösterilmesinin yanı sıra, derleyiciye düşen görevler, muhataplara yöneltilecek soruların niteliği ve bu süreçte benimsenebilecek metodolojik yaklaşımlar da belirtilmektedir.

 Çağdaş Azerbaycan Türkçesinde “Ürek/Yürek” Sözcüğüyle Kurulu Ad Aktarmalarının Anlam Özellikleri 

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2014, Sayı 37 · Sayfa: 21-32
Söz varlığı içinde önemli bir yere sahip olan ad aktarması, bir dilin gelişmişliğine ve zenginliğine işaret eden söz sanatlarından birisidir. Ad aktarması, benzetme amacı güdülmeksizin bir sözün gerçek anlamı dışında kullanılmasıyla oluşur. Söz varlığının gelişmesine ve genişlemesine de yardım eden ad aktarması yoluyla sözcüklerin zamanla yeni anlamlar kazandıkları görülür.Azerbaycan Türkçesinde söz birleşmeleri serbest ve sabit söz birleşmesi şeklinde ikiye ayrılmakta, serbest söz birleşmelerinde sözcükler asıl anlamlarını korumakta, sabit söz birleşmelerinde ise birleşen sözcükler bir bütün olarak tek bir anlamı karşılamaktadır. Aktarma olarak kabul edilen sabit söz birleşimlerinden, her türlü duygu ve düşünceyi ifade etme amacıyla yararlanılmaktadır. Çağdaş Azerbaycan Türkçesinde, çok çeşitli duygu ve düşünceleri ifade etme amacıyla ürek/yürek sözcüğünden yararlanılarak ad aktarmaları oluşturulmuştur. Bu ad aktarmalarının bazıları, sevmek, bağlanmak, âşık olmak, hoşuna gitmek gibi sevgi ve sevgi tezahürüne dayalı durumları ifade ederken; bazıları, değişik boyutlarda üzüntü ve üzüntüyle ilgili durumları anlatmaktadır. Bir kısım ad aktarmaları cesaret, korku, sıkıntı, nefret ve endişeyle ilgili durumları ifade etmekte; bir kısmı ise unutmak/unutamamak, hatırlamak/hatırlamamak, düşünmek, anlamak, şüphelenmek gibi zihinle ve zihnin yaptığı işlemlerle ilgili bazı durumları ifade etmektedir. Susamak, acıkmak, hâlsizleşmek, zayıflamak, bayılmak, yorup takatten düşürmek, ölmek gibi, insan bedeniyle ilgili kimi durumları ifade etmek amacıyla da ürek/yürek sözcüğü kullanılarak ad aktarmaları oluşturulmuştur. Midesi bulanmak ve mide bulandırmak gibi, sindirim organlarındaki bazı durumları anlatan ad aktarmaları da bulunmaktadır.Bu çalışmada, Çağdaş Azerbaycan Türkçesi söz varlığı içerisinde yer alan ürek/yürek sözcüğüyle kurulu ad aktarmalarının anlam özellikleri üzerinde durulmuştur

Yürek” in Contemporary Azerbaijani Turkish)

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2014, Sayı 37
Söz varlığı içinde önemli bir yere sahip olan ad aktarması, bir dilin gelişmişliğine ve zenginliğine işaret eden söz sanatlarından birisidir. Ad aktarması, benzetme amacı güdülmeksizin bir sözün gerçek anlamı dışında kullanılmasıyla oluşur. Söz varlığının gelişmesine ve genişlemesine de yardım eden ad aktarması yoluyla sözcüklerin zamanla yeni anlamlar kazandıkları görülür.Azerbaycan Türkçesinde söz birleşmeleri serbest ve sabit söz birleşmesi şeklinde ikiye ayrılmakta, serbest söz birleşmelerinde sözcükler asıl anlamlarını korumakta, sabit söz birleşmelerinde ise birleşen sözcükler bir bütün olarak tek bir anlamı karşılamaktadır. Aktarma olarak kabul edilen sabit söz birleşimlerinden, her türlü duygu ve düşünceyi ifade etme amacıyla yararlanılmaktadır. Çağdaş Azerbaycan Türkçesinde, çok çeşitli duygu ve düşünceleri ifade etme amacıyla ürek/yürek sözcüğünden yararlanılarak ad aktarmaları oluşturulmuştur. Bu ad aktarmalarının bazıları, sevmek, bağlanmak, âşık olmak, hoşuna gitmek gibi sevgi ve sevgi tezahürüne dayalı durumları ifade ederken; bazıları, değişik boyutlarda üzüntü ve üzüntüyle ilgili durumları anlatmaktadır. Bir kısım ad aktarmaları cesaret, korku, sıkıntı, nefret ve endişeyle ilgili durumları ifade etmekte; bir kısmı ise unutmak/unutamamak, hatırlamak/hatırlamamak, düşünmek, anlamak, şüphelenmek gibi zihinle ve zihnin yaptığı işlemlerle ilgili bazı durumları ifade etmektedir. Susamak, acıkmak, hâlsizleşmek, zayıflamak, bayılmak, yorup takatten düşürmek, ölmek gibi, insan bedeniyle ilgili kimi durumları ifade etmek amacıyla da ürek/yürek sözcüğü kullanılarak ad aktarmaları oluşturulmuştur. Midesi bulanmak ve mide bulandırmak gibi, sindirim organlarındaki bazı durumları anlatan ad aktarmaları da bulunmaktadır.Bu çalışmada, Çağdaş Azerbaycan Türkçesi söz varlığı içerisinde yer alan ürek/yürek sözcüğüyle kurulu ad aktarmalarının anlam özellikleri üzerinde durulmuştur

Eski Anadolu Türkçesinde Eksiltme Yoluyla Anlam Genişlemeleri

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2004, Cilt 52, Sayı 2 · Sayfa: 9-18
Bu çalışmada anlam değişmesi türlerinden biri olan eksiltme tolu ile Eski Anadolu Türkçesi döneminde anlam alanları genişleyen kelimeler incelenmiştir. Eksiltmenin anlam bilimi ve anlam değişmeleri içindeki yeri araştırılmış ve bu anlam olayı en yaygın anlam değişmesi türlerinden biri olan anlam genişlemesinin bir alt dalı olarak düşünülmüştür. Eksiltme hem anlam bilimini çerçevesi içinde teorik olarak ele alınmış, hem de hu dönemde eksiltmeyle anlam alanı genişleyen kelimeler tek tek eserle taranarak tespit edilmeye çalışılmıştır.