5 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
  • Smyrna
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

İzmir Nif (Olympos) Dağı’nda Saptanan Antik Üretim Etkinlikleri

Höyük · 2024, Sayı 13 · Sayfa: 65-88 · DOI: 10.37879/hoyuk.2024.1.065
Tam Metin
İzmir’in doğusunda, günümüzde Kemalpaşa, Torbalı, Buca ve Bornova ilçelerinin sınırları içindeki Nif (Olympos) Dağı’nda 2006 yılında başlayan sistematik arkeolojik kazılarda farklı üretim etkinliklerine ilişkin kanıtlar saptanmıştır. Özellikle metal üretimine ve tarımsal üretime yönelik veriler ayrıntılı değerlendirilmektedir. Kemalpaşa ilçesi Vişneli Mahallesi’ne bağlı Karamattepe çalışma alanındaki kazılarda Antik Çağ’da metal üretimi yapıldığını gösteren çeşitli bulgular elde edilmiştir. Karamattepe’de antik metalürji etkinlikleri arasında bronz dökümü, cevherden gümüş ayrıştırma işlemi, demir izabesi ve demir şekillendirme işliklerinin yapıldığı kesinlik kazanmıştır. Aynı alanda farklı metalürjik etkinliklere ilişkin buluntular sunması bakımından Karamattepe eşsiz bir örnektir. En az iki evreli olduğu anlaşılan bu madencilik ve metal üretimi etkinliğine ilişkin arkeolojik kanıtlar, yazıtlarda ve antik kaynaklarda söz edilmeyen, Lydia ile Ionia arasındaki bu yerleşimin niteliği ve tarihteki yerini ortaya koyan değerli bilgiler edinmemizi sağlamıştır. Metalürjik etkinlikler ve bu etkinlikler sonucunda elde edilen ürünlerin tipolojisi ve tarihlendirilmesi konusundaki eksiklerimiz, Karamattepe buluntularıyla giderilmektedir. Nif Dağı çevresinde, günümüzde olduğu gibi Antik Çağ’da da zeytinyağı ve şarap üretimi yapıldığını gösteren düzeneklere ait yüzey buluntuları ele geçmiştir. Bunlarla ilgili ilk değerlendirmeler, tarımsal üretim alanlarının, yerleşimin içinde değil biraz daha dışında konumlandırıldığını göstermektedir. Bu tarımsal üretim izlerinin işlevlerinin ve dağılımlarının belirlenmesi, Antik Çağ’da bölgenin yol ağları, ticaret kapasitesinin ve demografisinin anlaşılmasına yönelik çalışmalara da veri sağlayacaktır.

Osmanlı Döneminde İzmir’den Yapılan İhracatın Analizi (1774-1776)

Belleten · 2022, Cilt 86, Sayı 306 · Sayfa: 603-640 · DOI: 10.37879/belleten.2022.603
Tam Metin
Bu çalışma, Osmanlı İmparatorluğu’nun İzmir’den yürüttüğü ihracatına ilişkin olarak, altı adet arşiv defterinden (gümrük defteri) hareketle, 1774-1776 yıllarına yönelik bir örneklem oluşturmayı amaçlamaktadır. Çalışmanın temel sorusu, söz konusu yıllarda Osmanlı’nın İzmir Meyve Gümrüğü’nden yaptığı ihracatın yapısal özellikleri nelerdir şeklinde ifade edilebilir. Bunun için, söz konusu yıllarda İzmir Meyve Gümrüğü’nden ihracat yapan 244 geminin mal götürdüğü limanlar; ihracatı gerekleştiren bu gemilerin bandıraları ve 1.487 adet tüccara ait olan 2.563 parça ihraç malı sayısal olarak ve vergi rakamları bağlamında incelenmiştir. Elde edilen sonuçlar, Osmanlı İmparatorluğu ihracatının ağırlıklı olarak Fransa, İngiltere ve Flemenk limanlarına yöneldiği; bu ihracatta Fransız, Venedikli, İngiliz ve Flemenk bandıralı gemilerin kullanıldığı; ihracata konu olan malların ise ham pamuk, iplik ile hammadde ve kimyasal mallardan oluştuğu şeklindedir. Bu sonuçların, daha önceden benzer kaynaklar kullanılarak yapılan kimi çalışmaların bulgularını kısmen desteklediği açıktır. Ancak elde edilen sonuçların bir tür örneklem olduğu ve genelleme yapabilmek için uzun dönemli serilerin incelenmesi gerekliliği mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.

The Cults of Nemeseis and Tyche at Smyrna

Belleten · 2014, Cilt 78, Sayı 283 · Sayfa: 833-854 · DOI: 10.37879/belleten.2014.833
Tam Metin
Nemesis personified the concept of divine punishment/revenge, while Tyche personified the destiny of a city, a ruler or a person. Both were among the deities that represented the city of Smyrna throughout antiquity. However the importance of the Nemeseis associated with the founding of the Hellenistic city was more dominant. With the worship of her at Smyrna as a pair of deities Nemesis, who already had a deep-rooted in the city, here acquired a local particularity. In the Roman Period, while the games organized for the Nemeseis still continued, the scope of the cult was broadened. On the other hand, the cult of Tyche was on the rise at Smyrna in the Hellenistic Period, parallel with the fashion in other cities. During the reign of Hadrian in the Roman Imperial Period the increase in interest toward Tyche brought up the question of constructing a temple of Tyche as part of his building activity at Smyrna. The temples of Nemeseis and Tyche at Smyrna, where the cult rituals of these goddesses were carried out, are known only from numismatic and written sources. Although both the temples are depicted on Roman Imperial Period coins in the forms of tetrastyle buildings, the question of whether these images reflect their real appearances is a matter open to debate and which does not yield definite results. On the other hand, using the evidence presently at hand, conjectures to be made about the temples' location will be a great contribution to future research. This is the basic aim of the present article. An examination of the cults of both goddesses, a comparison of the areas within the city where their temples were located, and the combination of the existing data with the results obtained from these will add new theories to the previous ones. As for the discussion, in the same article, of the cults of Nemesis and Tyche, this is the result of the cultic, iconographic, epigraphic and archaeological evidence's having given the possibility of making a joint evaluation.

The Roman Imperial Cult in Smyrna

Belleten · 2012, Cilt 76, Sayı 276 · Sayfa: 385-402
The origins of the imperial cult in Smyrna date back to the Hellenistic period. It is a fact that political concerns were effective in the generation of such cults. Predicting the super power of the future and proving to be a loyal ally whilst acting in satisfactory behaviors were essential factors. The right preference made between two fighting or contending powers ensured that a city would benefit from various privileges in the future. For example, Symrna, which had established a cult in the city previously on behalf of Stratonice, the mother of Antiochus II of Seleucid dynasty, would do the same by building a temple in the name of the dty of Rome for the first time in Asia in 195 BC, after recognizing the rising power. Later on, while giving permission to the provinces that wanted to establish an imperial cult, the Roman emperors and the Senate would consider first, their relationships with Rome in the past and second, their origins. Smyrna, building its relationships with the Roman state on a solid basis, was granted the title of neokoros three times by the Roman Emperors Tiberius, Hadrianus and Caracalla, respectively. In this essay, the development of the Roman imperial cult in Smyrna is discussed within the historical process outlined above. An attempt has been made to put forth new opinions about the issue by discussing the academicians' evaluations on the imperial cult, which apparently was effectively executed in Smyrna between the first and third centuries AD, with the support of epigraphic and numismatic evidences.

XIV-XVI. Yüzyıllarda Ayasuluğ

Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 209 · Sayfa: 121-178
Tam Metin
Ephosos, erken dönemlerden beri iskân edilmiş olmakla birlikte, şimdiye kadar yapılan çalışmalarda şehrin eski yerleşim yeri saptanamamıştır. Bir takım bilim adamları, eski kentin Ayasuluğ tepesi üzerinde kurulduğunu ileri sürerlerken J. Keil bunun Akropolis tepesi ile Panayır dağının kuzey yamacında olduğu kabul etmektedir. Strabon'a göre, Kroisos öncesine ait kent, Athenaion, Typelaion ve Koressos dağının yamaçlarında idi. Athenaion ve Typelaion'un yeri belli değildir. Koressos dağı ise Bülbül dağı olmalıdır. Ephesos'un Arkaik dönem öncesinde ve Arkaik dönemde liman yakınında kurulmuş olması akla yakındır. Heredotos, Kroisos'un kuşattığı kent ile Artemis tapınağının yedi stadion çektiğini yazmaktadır. Aslında Strabon, eski kentin yerini bize açıkça göstermektedir. Ephesos'un kendisi ve özellikle bir bölümü Smyrna adıyla anılıyordu. Strabon'a göre burada yaşayanlar, kentten ayrılarak şimdiki Bayraklı'da bulunan eski Smyrna'yı kurmuşlardır.