2 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
Anahtar Kelimeler
Bağımsız Türk Cumhuriyetlerinde Dil Politikası (Azerbaycan Örneği)
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2020, Sayı 50 · Sayfa: 99-116 · DOI: 10.24155/tdk.2020.142
Özet
Devlet dili uzun bir süredir gerçek bir sosyo-dil bilimsel fenomen olarak var olmasına rağmen, sosyo-dil bilimsel bir kavram olarak yenidir ve tarihsel olarak yaşadığımız yüzyılla daha çok bağlantılıdır. Tarih boyunca, dil politikası faktörü, devlet dilinin ulusal bir temelde olmasını gerektirmemiştir. Böylece Hun, Göktürk, Hazar, Uygur, Karahanlı devletlerinin devletlerinin resmî dili, ulusal dil ile örtüşmüş, yani devlet dili olmuştur. Dil politikası, toplumlarda farklı nedenlere bağlı olmuş, onun uygulanmasında birçok faktör kendisini göstermişti. Azerbaycan'da da dil politikasının uygulanmasında çok farklı nedenler olmuştur. Azerbaycan'daki alfabe değişikliklerinin farklı siyasal ve kültürel süreçlerde nasıl ve hangi savlar esasında gerçekleştirildiği ve bu değişikliklerin ulusal kimlik tartışmalarına ne şekilde yansıması gibi konuları bu yazımızda incelemeye çalışacağız. Bu inceleme, 1918- 2018 dönemini kapsayan tarihsel sürece atıfla, farklı çağdaşlaşma ve ilerleme söylemleri ile ulusal dil ve ulusal kimlik tanımlarının birbirlerine eklemlenmeleri çerçevesinde yapılacaktır. Bu açıdan Azerbaycan'da bir asırda üç defa alfabe değişikliğinin farklı politik ve kültürel paradigmalarda alfabe değişikliklerini farklı vurgularla bir önceki dönemin siyasal ve kültürel mirasını bir anlamda reddetmek, onların yeni dönüşüm süreçlerinde belirleyiciliklerini azaltmaya yönelik simgesel faaliyetler olarak değerlendirmek mümkündür. Çalışmamızın temelini Azerbaycan'da M. F. Ahundzade'nin XIX. yüzyılın sonlarında alfabe reformuyla başlattığı alfabe-dil politikası, XX. yüzyılda Azerbaycan'da yapılan alfabe değişiklikleri ve bu değişikliklerin ulusal kimlik, ilerleme ve modernleşme söylemlerine eklemlenmesi oluşturmaktadır.
Kurtuluş Savaşı’nda İstanbul Gizli Grupları
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1986, Cilt II, Sayı 5 · Sayfa: 519-526
Özet
Mondros Mütarekesi'nden sonra, İstanbul'da bazı gruplar ortaya çıkmıştır. Mütareke sonrası kurulan ilk teşkilât "Karakol Cemiye ti"dir. Talât Paşa'mn direktifiyle kurulan bu Cemiyet, başlangıçta, İstanbul'da kalan eski İttihatçılar arasında dayanışma sağlamak amacıyla kurulmuştur. Kurucuları ise, Kara Vasıf ve Galatalı Şevket Beylerdir. Cemiyetin çalışmaları çok yönlü olmuştur. İstanbul halkını ve Anadolu yakasındaki çeteleri de silâhlandırmışlardır. Bunun yanında İstanbul semt ve kazaları teşkilâtlandırılarak, İstanbul - Anadolu arasında irtibatı temin amacıyla Kocaeli mıntıkasında bir menzil hattı (teşkilâtı) kurulmuştur.