46 sonuç bulundu
Dergiler
- Belleten 46
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
- A. Yaşar Ocak 1
- Ahmet Temir 1
- Ali Aktan 1
- Ayşin Şişman 1
- Azmi Süslü 1
Anahtar Kelimeler
- Ermeni 4
- İslâm 4
- Osmanlı Devleti 4
- Osmanlı İmparatorluğu 4
- Ottoman 4
XVI. Yüzyılda Sosyal, Ekonomik ve Demografik Bakımdan Balkanlarda Bazı Osmanlı Şehirleri
Belleten · 1989, Cilt 53, Sayı 207-208 · Sayfa: 637-678
Özet
Osmanlı Devleti Rumeli'de ilk fütuhata başladığı andan itibaren ele geçirdiği şehir ve köylerde sistemli bir iskan politikası takip etmiştir. Özellikle fütuhat esnasında köy ve kasabalarını terkederek başka bölgelere kaçanların yerine Anadolu'dan büyük ölçüde Türk unsur nakletmiş ve zamanla buralar han, hamam, köprü, medrese, zaviye, imaret, tekke, câmi gibi İslâm kültür varlıkları ile de süslenmiştir. Bu kolonilerin teşekkülünden sonra ise yeni nakiller yapılarak bölge bir Türk yurdu halini almıştır. Anadolu'dan Rumeli'ye geçen ilk Türk gurubunun ise Selçuklular zamanında Konya bölgesinden giden "Konyarlar" olduğu hakkında kayıtlar bulunmaktadır.
Atatürk ve Devletçilik*
Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 204 · Sayfa: 833-848
Özet
Tam Metin
Devletçilik, Türkiye'nin toplumsal ihtiyaçlarına cevap veren, ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmasına ve gelişmesine olanak kazandıran bir politik uygulamadır. Devletçilik bir politik uygulama ve yöntem olarak Türk toplumunun gerçeği üzerine inşa edilmiştir. Bu binanın temelinde uzak görüşü, fikir ve ideali ile Atatürk vardır.
Atatürk Hakkında Şiirler (1915-1938) Bunların Tarih ve Edebiyat Bakımından Değerlendirilmesi
Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 204 · Sayfa: 1169-1194
Özet
Türk edebiyatının yeni devirleri üzerinde çalışanlar için, henüz ciddi olarak işlenmemiş, ele alınması gerekli konulardan biri de Atatürk hakkında yazılmış olan eserlerdir. Hatıra, Roman, Hikâye ve başkaca nevi'lerdekilerden daha çok şiirlerde ondan bahsedildiği gibi, yine muhtelif nev'ilerde ona ayrılmış eserlerimiz de vardır. Elimizde, Atatürk hakkında yazılanları içine alan başlıca altı bibliyografya bulunmaktadır; 1941 - 74 yılları arasında yayımlanan bu eserlerden ba'zılarında yer-yer, ba'zılarında ayrı bir bölüm halinde onun için yazılmış şiirlerin künyeleri verilmiştir.
Selçuklu Hükümdarı Büyük Alâeddin Keykubad ve Anadolu Savunması
Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 205 · Sayfa: 1539-1546
Özet
Tam Metin
Tarih araştırmalarında bir konu türlü şekillerde ele alınabilir. Meselâ, genelden özele gidilebileceği gibi, özelden genele de gidilebilir. Türk tarihi genelden özele doğru ele almak istendiği zaman, onun; 1 - Dünya tarihi içindeki, 2 - Orta Doğu İslam Tarihi içindeki rolü tartışılabilir. Öte yandan, Selçuklu devri Türk tarihi de aynı şekilde, 1 - Dünya tarihi, 2 - İslam tarihi, 3 - Türk tarihi bakımlarından ele alınabilir. Bu yazımızda konuyu bütün bu bakımlardan ele almak imkânsızdır. Zâten, bu konular, yerli ve yabancı tarihçiler tarafından tartışılmış ve tartışılmaya devam edilmektedir. Biz bu yazımızda, özelden genele doğru bir değerlendirme denemesi yapacağız.
Ortaçağ'da Türk Hükümdarları Tarafından Batılılara Ahidnamelerle Verilen İmtiyazlara Genel Bir Bakış
Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 185 · Sayfa: 95-104 · DOI: 10.37879/belleten.1983.95
Özet
Tam Metin
Anadolu Selçuklu Devleti Hükümdarları tarafından ilk defa XIII. yüzyılda Hıristiyan Devletlere ahidnâmeler verilmeye başlanmıştır. Ahidnâmeler (kapitülasyonlar), bugünkü antlaşmalardan farklı olarak, yabancılara imtiyaz tanıyan belgelerdir. Ahidnâmeler, diğer Müslüman Devletlerde olduğu gibi Türkler tarafından da Fıkıh'a göre düzenlenmiştir. İslâm Hukukuna göre, dünyadaki ülkeler ikiye ayrılmaktadır: Birincisi; daru'l-harb yani İslâm egemenliğinde olmayan ülkeler. İkincisi; daru'l-islâm, İslam egemenliği altında bulunan ülkelerdir. Darü'l-harp de bulunan Müslüman olmayanlar "harbî" yani savaş durumunda sayılı rlardı. Müslüman olmayanları n kanun himayesine alınmaları ve ahidnâme elde etmeleri için "amân" istemeleri gerekiyordu. Âmân dileyerek İslâm ülkesine giren yabancıların canları ve malları hukuken kanun himayesine alınmakta ve kendilerine de "müste'min" adı verilmekteydi. İslâm hükümdarları tarafından ahidnâmeler, tek taraflı ve şahısları adına verilmekte ve sadece saltanatları boyunca geçerli olduğundan, halefleri tarafından da yenilenmeleri gerekmekteydi. Batılı Devletler ile Müslümanlar arasındaki ticaret, özellikle XI. yüzyılın sonunda başlayan Haçlı seferleri nedeniyle gelişmiştir. Eski çağlardan beri önemli ticaret yolları üzerinde bulunan Anadolu'nun, Türkiye Selçuklu Sultanları tarafından güvenliğinin sağlanmasıyla da, bu ticarette oynamış olduğu rol daha da artmıştır. Anadolu Selçuklu Sultanları Antalya (1207) ve Sinop (1214) gibi önemli limanların fethinden sonra, deniz aşırı ülkelerle ticari ilişkilerini geliştirmeye ve Hıristiyanlara ahidnâmeler vermeye başlamışlardır. Ahidnâmeler verilmesinde başlıca amaç, uluslararası ticareti teşvik etmek ve siyasal dostluklar sağlamak olmuştur
Osmanlı-Fransız Diplomatik İlişkileri, 1798-1807.
Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 185 · Sayfa: 259-280 · DOI: 10.37879/belleten.1983.259
Özet
Tam Metin
Araştırmamızda, 1798'e kadar olan Osmanlı-Fransız ilişkilerini, Mısır sorunu ve sonuçlarını, I. Napolyon'un Osmanlı İmparatorluğu hakkındaki politikasını, O'nun "İmparator" olarak tanınmasını, Osmanlı İmparatorluğunu Fransız siyaseti doğrultusuna çekmek ve O'ndan Rusya'ya karşı bir müttefik yapmak amacıyla girişilen Fransız diplomatik manevralarını , Osmanlı İmparatorluğunun bu iki devlet için yaptığı faaliyet ve karşı faaliyetleri ve nihayet Napolyon'un gerçek yüzü ve söz ve davranışları arasındaki çelişkileri inceleyeceğiz.