88 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türkçe
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Taş Aletlerin Teknik Betimleri İçin Türkçe - Fransızca Bir Sözlükçük Denemesi

Belleten · 1986, Cilt 50, Sayı 196 · Sayfa: 1-8 · DOI: 10.37879/belleten.1986.1
Tam Metin
Taş nesnelerin betimlenmesi, parçalar üzerinde istiyerek yapılmış düzelti özelliğinin, bir başka deyişle gerçekleştirilen nesnelerin, rastlantısal olarak değil de, insanın isteği ile yapıldığının anlaşılmasından bu yana prehistoryenlerin önemli uğraşlarından birini oluşturmuştur. Daha 1847 yılında Boucher de Perthes, taş nesneleri tanımlama yoluna gitti ve daha sonra da, düzeltilenmiş parça ile yontma artığının ayırdedilmesi gereğini ortaya koydu. O tarihten bu yana da taş aletlerin betimlenmesi, prehistorik incelemelerde başlıca ilgi alanı olmakta devam edip gitti. Türk Dil Kurumu'nun ilk yıllarında (1932-1937) Şevket Aziz Kansu, taş aletlerin ayırdedilebilmesi için bir dizi genel sözcük önerdi. 1960 yılında ise Kılıç Kökten, Türk Arkeoloji Dergisi'nde kullandığı kaplağ (patine), dilgi (lame) gibi yeni sözcüklerle terminolojiyi zenginleştirdi. Bununla birlikte, bazı kavramlardaki anlayışın değişmesi gibi, Türkiye'de bulunan taş aletlerin de artması, yeni bir terminolojinin geliştirilmesini gerekli kılmıştır.

TÜRKÇE’DE SAYI SİSTEMİNİN DERİN YAPISI: “BİR”İN VE “SIFIRIN” ALOMORFLARI OLARAK “/O/“ (*)

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1985, Cilt 33 · Sayfa: 71-84
Her dilde kemiyet ifadeleri dile ait ifade sisteminin dar fakat çok önemli bir alt bölümünü teşkil eder. Günümüzde, rakam ve işlem işaretlerinde görülen nisbî farklılılara rağmen insanlığın mühim bir kesiminin asırlar boyu müştereken geliştirdiği onlu sisteme dayalı matematik bilimlerinin grafik dilinde, diller arası bir standardın oluşmuş olduğunu görüyoruz.

ESKİ ANADOLU TÜRKÇESİ DÖNEMİNDE YAZILMIŞ İKİ TIP KİTABINDA YER ALAN SAĞLIK BİLGİSİ TERİMLERİ

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1985, Cilt 33 · Sayfa: 89-130
Eski Anadolu dönemi Türkçesinde dinî ve edebî konularda yazılmış olan birçok eserin yanı sıra, çeşitli bilim dallarında da çok sayıda eser yazılmıştır. Bunların içerisinde Türkçe tıp kitapları önemli yer tutar.

TÜRKÇE’DE - N ZARF-FİİL EKİ İLE -PAN/-PEN EKİ VE TÜREMELER

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1984, Cilt 32 · Sayfa: 155-165
Fiillerin şahıs ve zamana bağlanmayan hareket hâlindeki zarf şekilleri demek olan zarf-fiiller için, Türkçede eski devirlerden beri zaman, bölge ve yazı dilleri ayrılığı temelinde birbiri ile ortaklaşan veya birbirinden ayrılan birtakım şekiller kullanılagelmiştir.

Kurtuluş Savaşında Demiryolculuk IV

Belleten · 1984, Cilt 48, Sayı 191-192 · Sayfa: 497-512 · DOI: 10.37879/belleten.1984.497
Tam Metin
Anadolu-Bağdat Demiryolları İdaresinde ötedenberi bir yabancı dil kullanılması ile, bu İdarede çalışan kimselerin nitelikleri arasındaki sıkı ilişkiyi görmüş olduğu anlaşılan Naifa Vekili Ömer Lütfi Bey'in; Demiryollarında Türkçe kullanılacağı buyruğunu; müslim olmayan memurları görevden uzaklaştırdıktan sonra vermiş olduğu görülmektedir. Ancak, işlemlerinde Fransızca kullanmanın bu kurumun bir özelliği olmadığı; yabancı sermayeli başka kurumlarda da Fransızcanın kullanılmakta olduğu, bunun Osmanlı topluluğunun siyasal ve kültürel durumunun bir sonucu görümünde bulunduğu, bundan önceki yazımızda belirtilmeğe çalışılmıştı. Alman sermayeli olan Anadolu Demiryolu ortaklığının başına geçenlerin, Fransızcanın bu yaygınlığına karşı, kendi yararlarına doğrudan bir değişiklik yapamayacaklarını görerek, daha başlangıçta, Almancayı da geçerli bir dil olarak araya sokmaya çalıştıklarının örneklerine rastlanılmıştır.

ESKİ TÜRKLERDE EDEBİ DİL VAR MIYDI?

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1983, Cilt 30 (1982-1983) · Sayfa: 157-161
Günümüzün dil araştırıcıları Türkçenin yazılı eserlerinin dilini bir taraftan Türk halkları ve kabilelerinin konuşma dili (veya lehçeleri) olarak veya öbür taraftan bugüne dek korunagelen dil olarak ele almaktadırlar. Buna göre örneğin runik yazılı eserlerinin dili lehçe, ağız ve şivelere bölünüyor ya da dil gruplarının temelini atan dil dedesi, ayrı ayrı Türk dillerinin ecdadı olarak sayılıyor.

TÜRKMEN TÜRKÇESİ SÖZLÜĞÜ

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1983, Cilt 30 (1982-1983) · Sayfa: 29-84
Türkmen Türkçesinin temel kelime hazinesini vermek istediğimiz bu küçük sözlükte 3000 kadar kelime yer almaktadır.Türkmence, Ana Türkçedeki uzun ünlüleri bugüne kadar sistematik şekilde korumuş olan tek Türk lehçesidir. Yazıda gösterilmeyip sadece Türkmence sözlüklerde gösterilen bu uzunluklar, bu yazıda da gösterilmiştir.

CIEPO (Osmanlı Araştırmaları Uluslararası Komitesi)'nın Cambridge Sempozyumu

Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 188 · Sayfa: 1233-1235
3-7 Temmuz 1984 tarihleri arasında yapıldı. Sempozyumun düzenleyicisi Cambridge Üniversitesi öğretim üyelerinden ve tanınmış Osmanistlerden Susan Skilliter'di. Britanya Akademisi, British Council, Royal Asiatic Society gibi kuruluşlar sempozyumun giderlerini yükümlenmişlerdi. Toplam 120 civarında tarihçinin katıldığı sempozyuma, Türkiyeden de 20 kadar meslekdaş geldi. Sempozyumun dillerinden biri de Türkçeydi. Gerçi CIEPO teorik olarak İngilizce ve Fransızcanın yanında Türkçeyi de kongre dili olarak kabul etmişti ama, Türkçe ilk defa Cambridge sempozyumunda bu kadar yaygın kullanıldı ve hatta Geza Feher (Macaristan), Jordan Jordanov (Bulgaristan) gibi tarihçiler de tebliğlerini Türkçe olarak okudular.

ALDO GALLOTTA, "Diplomi turchi dell' Archivio di Stato di Firenze. Lettere da Algeri ai Granduchi di Toscana (XVII secolo)" [Floransa Devlet Arşivindeki türkçe belgeler. XVII. yüzyılda Cezayir'den Toskana Büyük Dukalarına yollanan mektuplar], Studi Magrebini XI (1979) S. 167-205, ek 6 sayfada XII belgenin faksimile yayını. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 186 · Sayfa: 605-606
Tam Metin
Tanınmış doğubilim araştırma merkezlerinden birisi olan Napoli Şarkiyat Üniversitesi (Istituto Universitario Orientale) öğretim üyelerinden, genç neslin çalışkan türkologlarından A. Gallotta kendisini yetiştiren muteveffa prof. A. Bombaci'nın eksik bıraktığı konulardan bir tanesini tamamlayarak, Floransa arşivinde bulunan ve tarihimizin az değinilen konularından birini içeren 13 aded belgeyi araştırıcılara sunmuş bulunuyor.

TÜRKİYE TÜRKÇESİNİN SÖZVARLIĞI VE TARİHSEL SÖZLÜĞÜ

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1981, Cilt 28 (1980-1981) · Sayfa: 23-38
Dil, bir ulusun bireylerinin anlaşmasında, o ulusu ulus yapan özelliklerin oluşmasında önemli görevler üstlenmiş, yapıcı ve yaratıcı bir canlı varlıktır. Böyle canlı bir varlık olması nedeniyle dil, tarihsel süreç içerisinde türlü etkenlerle birtakım değişmeler ve gelişmeler gösterir. Bir dilin, doğal olarak ses, yapı, sözdizimi ve anlam açısından uğradığı değişmeler, koşulları ve kuralları sınırlı bir evrimle olur.