9 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- Türk Toplumu 9
- Atatürk 6
- Çağdaşlaşma 3
- Modernization 3
- Turkey 3
ROZEN, MINNA, A History of the Jewish Community in Istanbul, the Formative Years, 1453-1566, Leiden-Boston 2002, XV-414 Sayfa, Nâşri, Hollanda'daki Brill Yayınevi'dir. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 248 · Sayfa: 219-220
Özet
Türk toplumu içinde yer alan Musevi cemaati üzerinde çok sayıda yapılan araştırmalara bir yenisi daha katılmış bulunuyor. Hazırlayan en faal ve çok sayıda vesikanın meydana geldiği seneleri araştırması için sınırlamış, bu sayede en mühim kaynaklara ulaşabilme fırsatını yakalamıştır. Oniki bölüme ayrılan esere, kullanılan vesikalar, kaynakça ve dizin eklenmiştir. Böylece her bir araştırıcı için ilgi duyacağı konu ile ilgili bilgilere rahat ulaşması sağlanmıştır. Giriş kısmı, tarihi hâdiselerin birbirini takip ettiği sıra ile belirlenmiştir. Birinci kısım "Osmanlıların İstanbul'u fethetmesi ve Bizansın sonu" ile alâkalıdır (s. 1-15). Burasının bir medeniyetten öteki bir medeniyetin idaresi altına girmesi, Musevi toplumunu da yakından ilgilendirir.
Çağdaşlaşma, Uygarlık ve Türk Toplumu
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1995, Cilt XI, Sayı 31 · Sayfa: 5-19
Özet
1- Bu yazımızda, çağdaşlaşma ve uygarlık kavramları içeriğinde günümüzün. Türk toplumunun çok önemli bir problemine değinmek istiyo¬ruz. Söze çağdaşlaşma ve uygarlık kavramlarını tanımlamakla başla-mak ve sonra iki kavram arasındaki ilişkileri belirtmek ve. sonuç ola¬rak da bugünkü toplumumuzu bu iki kavram bakımından değerlen¬dirmek yazımızın konusunu oluşturacaktır.
1912 Seçimleri ve Eskişehir'de Meydana Gelen Olaylar
Belleten · 1992, Cilt 56, Sayı 216 · Sayfa: 459-482
Özet
Tam Metin
İnsanların kendilerini yönetecek olanları belirli bir süre için özgür iradeleriyle kurallara uygun bir şekilde belirlemesine seçim denir. Seçim, çağdaş demokrasilerde yöneticilerin belirlenmesi için vazgeçilmez temel kuralların başında gelir. Siyasal yönetim sistemlerinin gelişimine paralel olarak seçimlerin de geliştiği görülmektedir. 1789 Fransız İhtilali öncesinde yöneticiler seçime başvurmaktan hoşlanmazdı. Antik Yunan ve Roma kentlerinde kenti ilgilendiren bazı konularda sınırlı sayıda halkın oylarına başvurulurken; Ortaçağda ancak kent kilise ve meslek örgütlerinde seçim yapılırdı. Kentlerin büyümesi, burjuva sınıfının güçlenmesi iktisadi yaşamı olduğu kadar siyasal yaşamı da etkiledi. Kent yönetimine katılarak varlıklarını, güçlerini ve yeterliliklerini kanıtlayan burjuvalar devlet yönetimine de katılmak istediler. Geleneksel sistemi kökünden değiştirecek olan bu isteklere yöneticiler pek de sıcak bakmadılar. Kimi ülkelerde yöneticiler halkın devlet yönetimine katılımını reformist uygulamalarla gerçekleştirirken kimi ülke yöneticileri de ülkelerini büyük kanlı devrimlere sürüklediler. Böylece mutlak monarşilerin yerini halkın temsilcilerinden oluşan parlamentolu yeni rejimler almaya başladı. Seçme ve seçilme hakkının varlıklı erkeklere özgü olması tartışmalara yol açtı. Demokrasi halkın egemenliğine dayanan bir rejim olduğuna göre halkın tümünün iradesini yansıtan bir yönetimin getirilmesi zorunlu görüldü. Nitekim büyük bir mücadeleden sonra seçme ve seçilme hakkı zengin-yoksul, erkek-kadın ayrımı yapılmadan tüm halkın temel haklarından biri olduğu kabul edilerek, temsili rejimin vazgeçilmez bir unsuru oldu. Biz, bu makalemizde Türk toplumunun yaşamında önemli bir yer tutan 1912 genel seçimleri sırasında Eskişehir'de meydana gelen olayları inceleyeceğiz. Ancak konunun daha iyi anlaşılabilmesi için seçim olgusunun toplumsal yaşamımızda izlediği gelişme çizgisini de kısaca açıklayacağız.
Atatürk’s Revolutions and Modemization
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt V, Sayı 13 · Sayfa: 107-126
Özet
After having won the Turkish Struggle for Independence, the most important question for Atatürk was freeing the Turkish society from the darkness surrounding it, and shovving it the contemporary ways of life.
Millî Mücadele’de Yurt ve Dünya
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1988, Cilt IV, Sayı 12 · Sayfa: 517-520
Özet
Kaybedilmiş bir macera harbinden sonra, her şeyi elinden alınmış, fiilen parçalanmış ve daha fenası yetişmiş nesillerini kaybetmiş Türk toplumunun verdiği varlık mücadelesi, "Millî Mücadele" adıyla anılmakla beraber aslında bir cihan olayıdır. Nitekim bu asil ve kahraman mücadele cihan emperyalizmine kesin darbeyi indirmiş ve esir milletlere kurtuluş yolunu açmıştır.
Atatürkçü Çağdaşlaşmada Bilim ve Teknoloji
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1987, Cilt III, Sayı 8 · Sayfa: 359-370
Özet
Atatürk'ün Türk toplumunu ve insanını "modern-çağdaş" toplum ve insan haline getirmeyi amaçlayan "çağdaşlaşma hamlesi" Atatürk tarafından asrîleşme, muasır medeniyet seviyesine ulaşma ve batılılaşma deyimleri ile de ifade edilmiştir.
Atatürk'ün Türk Toplumuna Bakış Açısı ve Gençliğin Bu Bakış İçerisindeki Yeri
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1986, Cilt III, Sayı 7 · Sayfa: 139-150
Özet
Bu yazı da Atatürk'ün türk toplumuna bakış açısı ve gençliğin bu bakış içerisindeki yeri incelenmiştir.
Cumhuriyetin İlk Dönemlerinde Lâiklik
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1985, Cilt I, Sayı 2 · Sayfa: 513-526
Özet
Lâiklik ilkesi, Atatürk İnkılâpları arasında bir zamanlar belki de en çok tartışılmış olanıydı. XIX. Yüzyıldan başlayarak Türk toplumunda lâik düşünceyi doğuracak ilk duygular ve eylemler yavaş yavaş gelişmiştir. Ama bu gelişme, örneğin Türkçülük akımının gelişmesi gibi güçlü ve etkili değildir. Lâiklik, gerçek niteliği anlaşılmadan, gizli bir duygu biçiminde, özellikle XX. Yüzyıl başındaki sayıca çok sınırlı bir aydın kesiminin zihinlerinde belirmişti. Bilindiği gibi, bu belirsizliği tam anlamıyla inkılâpçı bir hareketle sona erdirip Türk toplumuna lâikliği getiren Atatürk'tür.
Atatürkçü Çağdaşlaşmanın Türk Toplumundaki Sonuçları
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1985, Cilt I, Sayı 2 · Sayfa: 335-340
Özet
Büyük Atatürk'ü milletçe bir kere daha anarken, bir "Çağdaşlaşma İdeolojisi" olan Atatürkçülüğün Türk Toplumunun çeşitli alanlarda gerçekleştirdiği köklü değişiklikleri ve bunun, alman ve görünen somut sonuçlarını özetlemekte yarar görüyoruz. Atatürkçü çağdaşlaşmanın en önemli ve köklü sonuçlarının "Devlet Yönetimi ve Rejim" konusunda gerçekleştirildiğine şüphe yoktur.