2 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler
Rumeli Türküleri
Erdem · 2008, Sayı 51 · Sayfa: 217-234
Özet
Tam Metin
Rumeli eyâleti 500 yıldan fazla bir süre Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırları içinde kalmış, imparatorluğun en büyük ve en önemli beylerbeyliğinden biri olmuştur. Günümüze kadar ulaşan kültür mirasının büyük bir kısmı bu dönemde inşa edilmiştir. Rumeli türküleri denince Rumeli bölgesi sınırları içindeki sanatkârlar ve halk tarafından bestelenmiş türkü formundaki eserler akla gelmektedir. Rumeli bölgesine ait 356 adet Rumeli türküsü tespit edilmiştir. Bu çalışmada türküler konularına, makam ve usûl yapılarına, melodik ve ritmik özelliklerine göre farklı açılardan değerlendirilmiştir. Ayrıca Rumeli bölgesinde ve türkülerinde kullanılan çalgılara da yer verilmiştir.
Kitaplardan Haber [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 175 · Sayfa: 587-590
Özet
Tam Metin
A. Adnan Saygun'un bu kitabı, Macar Bilimler Akademisi'nin. "Studia Musicologica" dizisinde yer almaktadır. Bu dizide, Macar müzikbilimi (müzikoloji) alanında uluslararası düzeyde ilginç bildirilere, Macar müzik tarihine ve Macar bakış açısından evrensel müzik tarihine ilişkin sorunlara yer verilmektedir Dizide yer alan bildiriler, İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca ya da Rusçadır. Saygun'un yapıtı, ünlü Macar bestecisi Béla Bartók'un Türkiye'de yürüttüğü Türk halk müziği araştırmasını konu edinmiştir. 1936 yılında, Ankara Üniversitesi öğretim üyelerinden Dr. László Rásonyi'nin önerisiyle, tanınmış Macar bestecisi Bartók, bir dizi konferans ve Ankara orkestrası eşliğinde solist olarak konserler vermek, bunların yanısıra da bazı köylerde Türk halk müziği ile ilgili araştırmalar yapmak üzere Ankara Halkevi tarafından Türkiye'ye çağrılmıştı. Öteden beri Türk halk müziğini incelemek, özellikle eski Türk ve Macar halk müziğinde ortak ögeler ve bağlantılar olup olmadığını araştırmak isteyen Bartók çağrıyı olumlu karşılayarak Türkiye'ye geldi. Bartók'un Türkiye'ye gelişi, yalnızca müzik alanında yaratıcılığın yöneleceği doğrultuyu belirleyecek bir yolgösterici bulmak için değil, aynı zamanda, Türk halk müziği ile ilgili bilimsel araştırma ve yayımlarla, örneğin, bu müziğin Arap - han müzik bölgesine ait olduğu yolundaki inanç gibi önemli yanlışlıkları gidermek amacıyla, Atatürk Türkiye'sinin dinamik atmosferinde, genç müzik uzmanlarının, bu müziğin kaynağı olan halka yöneldikleri bir döneme rastlar. Bu atmosferin, ünlü Macar bestecisi Bartók'un Türkiye'ye çağrılması yönündeki girişimlere hız verdiği kuşkusuzdur.