2 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
Bayburt’tan Trabzon’a: Fatih Sultan Mehmed’in Trabzon Sefer Güzergâhı
Belleten · 2025, Cilt 89, Sayı 315 · Sayfa: 481-506 · DOI: 10.37879/belleten.2025.481
Özet
Tam Metin
Trabzon’un Osmanlılar tarafından fethi, Anadolu’da siyasi birliği sağlama yolunda stratejik bir adım olarak kabul edilmiştir. Ancak, bu fetih hakkında bilgi veren çağdaş kaynaklarda yeterli bilgi bulunmamaktadır. Özellikle Yassıçimen-Trabzon arasındaki rota konusunda ciddi belirsizlikler mevcuttur. Çalışmada, Bayburt üzerinden Trabzon’a ulaşan altı tarihî yol belirlenmiş ve bu yolların her biri ayrıntılı olarak incelenmiştir. Bu yollar arasında, özellikle Galyan Yolu’nun Fatih’in fetih rotası için en güçlü aday olduğu görülmektedir. Galyan Yolu, Bayburt’tan başlayarak Trabzon’a uzanan, Türkmen nüfusunun yoğun olduğu ve Rum yerleşimlerinden geçmeyen bir güzergâh olarak dikkat çekmektedir. Çalışma, Galyan Yolu’nun coğrafi özelliklerini, tercih edilme nedenlerini ve bu güzergâhın tarihî açıdan önemini açıklamaktadır.
Yazılı kaynaklar ve yüzey araştırmaları, Fatih’in fetih sırasında bu yolu tercih ettiğine dair güçlü kanıtlar sunmaktadır. Özellikle, Tursun Bey ve Konstantin Mihailoviç gibi dönemin tanıkları, sefer sırasında karşılaşılan zorlukları ve coğrafi engelleri ayrıntılı bir şekilde anlatmaktadır. Bu anlatımlar, Galyan Yolu üzerindeki geçitler ve tarihî konumlarla örtüşmektedir. Ayrıca, bu güzergâh üzerindeki arkeolojik kalıntılar, bu yolun tarihî süreçte aktif olarak kullanıldığını göstermektedir.
Sonuç olarak, bu çalışma, Galyan Yolu’nun Fatih Sultan Mehmed’in Trabzon fethi sırasında izlediği güzergâh olarak en güçlü aday olduğunu ortaya koymaktadır. Osmanlı’nın fetih stratejileri, Anadolu tarihî yollarının belirlenmesi ve bu yolların stratejik kullanımı konusunda bu yazının önemli katkılar sunduğunu düşünmekteyiz.
Trabzon’da Günümüze Ulaşmayan Saraçzade / Hacı Pir Medresesi ve Mimarisi
Erdem · 2022, Sayı 83 · Sayfa: 185-212 · DOI: 10.32704/erdem.2022.83.185
Özet
Trabzon’da, Ortahisar Mahallesinde bulunan ve Saraçzade / Hacı Pir Efendi Medresesi olarak bilinen medrese günümüze gelmemiştir. Yapıdan günümüze, Ortasaray, Ortahisar ya da Saraçzade Mescidi olarak bilinen kısmı ve avlu kapısı ulaşmıştır. 18.yüzyılda mevcut olduğu anlaşılan yapı 19.yüzyılın ortalarında yaşanan yangında harap olmuştur. Bu tarihten sonra, yapıya adını veren ve aynı zamanda medresenin müderrisi olan Hacı Pir Efendinin girişimleriyle yeni baştan inşa edilmiştir. Büyük oranda padişahın katkılarıyla; mescid ve kütüphane ile birlikte inşa edildiği anlaşılan medresenin planı ve mimarisi hakkında bilgiler çok sınırlıdır. Medresenin mescidi için valide sultanın da katkı sağladığı arşiv belgelerinde geçmektedir.
Günümüze gelmeyen medresenin projesi, Osmanlı Arşivinde mevcuttur. Projede medresenin kat planları ve cephe görünümüne yer verilmiştir. Yapının dikdörtgen plan şemasında, revaklı, açık avlulu, iki katlı bir medrese olduğu anlaşılmaktadır. Mekanlar her iki katta avlu etrafında, üç yönde dolanan revak dizisinin arkasına gelecek şekilde, “U” düzeninde yerleştirilmiştir. Medresenin günümüze ulaşan mescidi, avlunun köşesinde yer almaktadır. Medreseye giriş, alt katta, güney duvarı ortasındaki kapı açıklığından sağlanmaktadır. Medresenin alt katındaki mekanlar güney, doğu ve kuzey yönde yerleştirilmiştir. Kuzey yöndeki mekanların ise avluya ve dışarıya açık dükkan şeklinde düzenlendiği görülmektedir. Planda mekanlar tek tek tanımlanmıştır. Aynı zamanda medreseye gelir getirmesi amacıyla inşa edildiği anlaşılan dükkanlar alt katta yer almaktadır. Medresenin projede tanımlandığı haliyle inşa edilip edilmediğini tespit etmek zordur.
Medresenin ilave ve onarımlarla günümüze gelebilen mescidi, dikdörtgen planlı ve kiremit kaplı çatı ile örtülüdür. Mescidin, aynı zamanda medresenin batı duvarı, üzerinde niş ve açıklıklar bulunan Bizans yapısına ait olması muhtemel bir duvardır. Mescidin doğu yönünde, medresenin kapısından, yani güney yönden girişi bulunan, kapalı bir son cemaat yeri düzenlemesi vardır. Son cemaat yerinin doğu duvarı, bu yöndeki medrese mekanına ait olmalıdır. İnşa kitabesi de bu duvar üzerinde bulunmaktadır. İç mekanda kuzey yönde, ortada ahşap bir dikmeyle taşınan ahşap kadınlar mahfili vardır. Mescidin harim mekanı, barok karakterde süslemelere sahip mihrap dışında sadedir.
Bu makalede, Osmanlı Arşivi’nden elde edilen belgeler ışığında, yapının yangın sonrası inşa süreci ve mimarisi değerlendirilecektir. Geç dönem Osmanlı medreselerinin bir örneği olduğu anlaşılan medresenin planı ilk defa bu çalışmada tanıtılacak ve ayrıntılı bir şekilde incelenecektir.