15 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Turkish literatüre
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Türk Kültürü ve Edebiyatında Çevgan Oyunu

Erdem · 2009, Sayı 53 · Sayfa: 83-114
Eski çağlarda savaşsız geçen günlerde eğlence amacıyla şenlikler düzenlenir ve bu şenliklerde birçok spor etkinliklerine yer verilirdi. Spor etkinlikleri, kişiyi bedenen ve zihnen güçlendirdiği gibi düşmana karşı verilecek savaşa da hazırlamış olurdu. Bu bakımdan diğer devletlerin yanı sıra Orta Asya Türkleri ve daha sonraki Türk devletleri için sporun ayrı bir önemi vardı. O dönemlerdeki spor etkinliklerinin bir bölümünü atlı spor gösterileri oluşturmaktaydı. Çevgan, atlı spor oyunlarından sadece biridir. Türklerin yanı sıra bu oyunu Arap, Acem ve Bizanslılar da oynamışlardır. Çevgan oyununu bütün dünyanın "polo" adıyla tanıması, XIX. yüzyıl başlarında İngilizlerin Afganistan ve Kuzey Hindistan'ı işgali sırasında olmuştur. Bu çalışmada, çevgan oyununun Türk kültürü ve edebiyatındaki yeri ve önemi, edebî metinlerde işlenişi üzerinde durulmuştur.

Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun Tarihî Roman Anlayışı ve Türk Edebiyatında Tarihî Roman Geleneğindeki Yeri

Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 35-48
Tam Metin
Tiyatro, hikâye ve roman yazarı olarak tanınan Mustafa Necati Sepetçioğlu (1932-2006), yazdığı tarihî romanlar ile edebiyatımıza bu alanda, önemli eserler kazandırmıştır. Yazar, tarihî romanlarını, 1971 ve 1992 yılları arasında kaleme almıştır. Tarihî bilgiyi bir bütün olarak kavrayan, millî birlik ve beraberliği esas alan, Türk kültürünü genç kuşaklara aşılamayı kendisine hedef edinen, Sepetçioğlu seri romanlar yazar. Seri romanların her biri, Türklerin Anadolu'ya geliş sürecinden başlayarak günümüze kadar uzanan süreç içerisinde, Türk tarihinin bir dönemini kendisine konu olarak alır ve bütüncül, resmî tarih anlayışını bu yolla, okuruna aktarmayı amaç edinir.

Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun Yaratılış ve Türeyiş Destanı’nda Yeniden Yazma ve Edebî Dönüştürüm (Metinlerarası İlişkiler)

Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 267-288

Mustafa Necati Sepetçioğlu, Türk tarihini bütüncü bir yaklaşımla destan ve tarihî roman türleri ile okuyucuya ulaştıran bir yazar ve fikir adamımızdır. Tarihin kayıt altına aldığı Türk tarihini romanlar hâlinde, öncesini de destanlar şeklinde kaleme almıştır. Farklı dönemleri işaret eden Yaradılış, Türeyiş, Göç, Bozkurt, Oğuz Kağan, Şu ve Ergenekon adlı yedi ayrı Türk destanını ana metin olarak kullanıp bunları yeniden yazma ve edebî dönüştürüm yöntemiyle, kronolojiyi dikkate almaksızın Yaratılış ve Türeyiş adı altında yeni bir eser hâline getirmiştir.

Bir edebî metindeki estetik değer, parodik ve varoluşsal kavramlarıyla ifade edilebilir. Ana metni hiç değiştirmeden günümüzde yeniden yazmak, ortaya konulan eseri parodik düzeyde bırakır. Ana metinden hareketle yeni metne içinde yaşadığı çağın bakış açısıyla bir takım değer ve anlamlar yüklenmesi hâli de eseri varoluşsal seviyeye yükseltir. Dolayısıyla varoluşsal seviyesi yüksek olan eserin, parodik seviyeyi de ihtiva ettiği için estetik ve sanatsal değeri de yüksek demektir. Bu bildiride Yaratılış ve Türeyiş adlı eserdeki metinlerarası ilişkiler; alıntı, gönderme (atıf), telmih (anıştırma), yansılama (parodi), öykünme (taklit, pastiş), kolaj, montaj, klişe gibi yöntemlerle incelenecektir.

Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun Bir Ömür Boyu Kıbrıs / Boyun Eğiş Romanında Tasvirler ve Tahliller

Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 289-296

Sepetçioğlu kültür adamlığı sanat adamlığının önünde yer alan bir yazardır. Hayatını Türk kültürünü ve Türk tarihinin gerçeklerini genç kuşaklara aktarmaya adamıştır. Onun için önemli olan mesajın alıcısına ulaşmasıdır. Bunun hangi yolla olduğu yazarı pek ilgilendirmez. Bir Ömür Boyu Kıbrıs / Boyun Eğiş romanının girişinde sanata bakış açısını açıkça ortaya koyar.

Siyah-beyaz karşıtlığı üzerine oturtulan olay örgüsü, büyük ölçüde yazarın taraftarlığını yaptığı güçler lehinde sonuçlanır. İyiler ve kötüler kesin çizgilerle birbirinden ayrılır, gri tonlara yer verilmez. Bu da romanlarına masalsı bir hava verir.

Tasvirler ve tahliller edebî eserin zenginliğine ve derinliğine büyük katkı sağlarlar. Sepetçioğlu, dil konusunda nasıl özensizse, tasvirler ve tahliller konusunda öylesine özensizdir. Tahliller ve tasvirlerle yeni bir şey söylemiş olmaz. Hatta zaman zaman metnin okunmasını ağırlaştırır.

Türk Edebiyatında Mustafa Kemal (Atatürk) İsminin Yer Aldığı İlk “Manzum” ve “Mensur” Esere Dâir

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2001, Cilt XVII, Sayı 49 · Sayfa: 119-130
Mustafa Kemal ATATÜRK'le ilgili Türk Edebiyatında pekçok şiir, hikaye, roman ve tiyatro türünde eser kaleme alınmıştır. Bunlar arasında Atatürk'ten bahseden ilk manzum eser Mehmet Emin YURDAKUL'un Ordunun Destanı adlı şiiridir. İlk mensur eser de Uryânîzâde Ali Vahid'in Çanakkale Cephesinde Duyup Düşündüklerim adlı kitabıdır. Makalede bu iki eserin "ilk olma özelliği" üzerinde durulmaktadır