5 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- Ukrayna 5
- Osmanlı 2
- Rusya 2
- Tarih 2
- 1.World War 1
- Andreas Kappeler 1
- Balkan 1
- Çuvaş Türkleri 1
- Geza Feher 1
- Gümrük 1
ANDREAS KAPPELER, Die Tschuwaschen, Ein Volk im Schatten der Geschichte, Böhlau Verlag, Köln-Weimar-Wien 2016, 276. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2019, Cilt 83, Sayı 296 · Sayfa: 367-373 · DOI: 10.37879/belleten.2019.367
Özet
Tam Metin
Özellikle Rusya ve Ukrayna ağırlıklı olmak üzere Doğu Avrupa tarihi üzerine çalışmalarıyla tanınan Viyana Üniversitesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Andreas Kappeler, bu yazıya konu olan eserinde Çuvaş Türklerinin tarihini bir monografi çerçevesinde ele almaktadır. Almanca olarak kaleme alınan Die Tschuwaschen, Ein Volk im Schatten der Geschichte adlı kitabın başlığı Türkçeye "Çuvaşlar: Tarihin Gölgesinde Bir Halk" şeklinde çevirilebilir. Hemen belirtelim ki bu eser, araştırmacının Çuvaşlara yönelik akademik ilgisinin ilk ürünü değildir. Yazar, konuyla ilgili ilk yayını olarak 1976 yılında Fransızca kaleme aldığı makalesinde Sovyet araştırmalarında Orta İdil halkları Tatar, Çuvaş, Mari, Mordvin ve Udmurtların etnogenezini ele almaktadır. Bunu takiben kaleme aldığı iki kısımdan oluşan bir başka makalesinde yine Sovyet araştırmalarında Orta İdil halklarının 10. yüzyıldan 19. yüzyılının ikinci yarısına değin tarihini incelemektedir.
I.Dünya Savaşı’nda Rusya’nın Ukrayna ve Diğer Bölgelerindeki Türk Savaş Esirlerine Dair Bazı Tespitler
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2012, Cilt XXVIII, Sayı 83 · Sayfa: 1-16
Özet
Tam Metin
Bu araştırmada, I. Dünya Savaşı'nda Rusya'ya esir düşen Türk askerlerinin durumu ve Osmanlı Hükümeti ve daha sonra TBMM Hükümeti'nin bu Türk savaş esirlerine yönelik bazı politika ve uygulamaları ele alınmıştır. Gerek Ukrayna, gerekse Kafkasya ve Rusya'nın diğer bölgelerindeki Türk esirlerinin hayatı, tabii ki savaşın acı faturası olarak, çeşitli sıkıntı ve dramlarla doludur. Bu dramlara şahit olan bölgedeki yerli Türk halkları, esir Türk askerlerine ellerinden gelen insanî yardımları yapma gayreti içinde olagelmişlerdir. Bu maksatla çeşitli yardım komiteleri kurdukları bilinmektedir. Osmanlı Hükümeti ve daha sonra TBMM Rusya'daki Türk esirlerinin durumu ve bunların Anadolu'ya getirilmeleriyle ilgili çeşitli çalışmalar içinde olmuşlardır. Ankara Hükümeti'nin Sovyetlerle olan dostluk ilişkileri çerçevesinde Türk savaş esirleri hususu da önemli müzakere konularından biriydi. Ankara Hükümeti 28 Mart 1921'de Sovyet Rusya ile Esir Mübadelesi sözleşmesi imzaladı. Aşağı-yukarı 6 ay sonra da 17 Eylül'de Moskova'da Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ile benzer nitelikli bir Esir Mübadele Sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşmeler çerçevesinde -zaman zaman problemler yaşanmakla birlikte- Anadolu'ya çok sayıda Türk savaş esirinin dönüşü sağlanabilmiştir. Ancak değişik sebeplerden dolayı Anadolu'ya dönemeyen veya az sayıda da olsa oralarda evlenip Rusya'ya yerleşenler de olmuştur. Araştırmamızda, Rusya'nın Ukrayna ve diğer bölgelerinde Türk savaş esirlerinin yaşadıkları ve bunlarla ilgili bazı gelişmeler, arşiv belgeleri ve diğer kaynaklar çerçevesinde değerlendirilmiştir.
Geza Feher'in Ardından (1917-2005)
Belleten · 2006, Cilt 70, Sayı 257 · Sayfa: 333-334
Özet
Eskiden Maramaros iline, bugün Ukrayna'ya bağlı Iza köyünde doğdu. Babası Bulgar Türkleri'nin, 7'nci ile 10'uncu yüzyıllardaki ilk Bulgar devleti tarihinin ve arkeolojik kalıntılarının ün kazanmış uzmanı idi. Budapeşte Peter Pazmany Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra doktora payesini Pecs şehrindeki Erzsebet Bilim Üniversitesi'nde hukuk alanında kazandı. 1942 yılının sonlarına doğru Diyanet ve Kültür Bakanlığı'nın bursuyla Türkiye'ye geldi. Harp uzayınca Türkiye'deki kalışı da uzadı. Bu arada Türk dilini öğrendi ve Osmanlı medeniyeti hakkında geniş bilgilere sahip oldu. 1948'de ülkeye döndü ve Macar Milli Müzesi'nde çalışmaya başladı. İlk dönemlerde Osmanlı tarihiyle alakalı bazı arkeolojik kazılara katıldı (Esztergom-Szenttamashegy, Erd-Ofalu).
HALİL İNALCIK, The Customs Register of Caffa, 1487-1490, Ukrainian Research Institute, Harvard University: Sources and Studies on the Ottoman Black Sea, Vol. 1, ed. Victor Ostapchuk, 1996, I-XI + 1-203 s. ve I-XIII Facs. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1998, Cilt 62, Sayı 234 · Sayfa: 601-602
Özet
Tam Metin
Harvard Üniversitesi, Ukrayna Araştırmaları Enstitüsü tarafından başlatılan "Ukrayna ve Karadeniz Ülkelerine İlişkin Osmanlı Belgeleri Üzerinde Araştırmalar" başlıklı serinin ikinci kitabının ilk cildi, Osmanlı tarihçiliğinin büyük üstadı Prof. Dr. Halil İnalcık tarafından hazırlanan "Kefe Gümrük Bakaya Defteri (1487-1490)"nin neşri ve bununla ilgili araştırmaya ayrılmış bulunmaktadır. Öncelikle enstitünün Karadeniz'in kuzey bölgesi ile ilgili yaptığı bu araştırma serisinin takdirle karşılanacak bir faaliyet olduğunu belirtmeliyiz. Bu serinin ilk kitabı Berindei, Mihnei ve G. Veinstein tarafından hazırlanan L'Empire Ottoman et les Pays Roumanis 1544-1545 başlığını taşımakta olup üçüncü kitap ise, Kamaniçe Eyaleti Mufassal Defteri'nin neşrini esas almıştır (D. Kolodziejczyk, The Ottoman Survey Registers of Podolia, ca 1681, 1997).
Osmanlı-Ukrayna Münasebetlerinin Başlaması
Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 227 · Sayfa: 155-164
Özet
Tam Metin
Osmanlı Devleti'nin Rumeli'deki fetihleri, bu devletin büyümesini sağlarken değişik milletlerle de teması gündeme getiriyordu. Bu fetihler devam ettikçe birçok Balkan milleti Osmanlı Devleti câmiasına katılıyordu. Bu yüzden devlet büyüyor ve sınırları genişliyordu. XVI. yüzyılda Osmanlı Devleti, bünyesinde değişik ırkları bulunduran bir imparatorluk haline gelmişti. Bu ırklar aynı zamanda değişik din ve mezheplere de mensup bulunuyorlardı. Osmanlı Devleti'nin fethettiği ülkelerin halkını hoş tutması, dinî serbestiyet tanıması bu yayılmayı kolaylaştırdı. Böylece köylü ve kilise Osmanlı himayesine de alınmış, aynı zamanda halkın gönlü de hoş tutulmuştu.