6 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- Balkan Paktı 1
- Barış 1
- Bogomil 1
- Bosna 1
- Bosnia 1
Yugoslavya’da Türk Çocuk Edebiyatı’nda “Partizan” Simgesi
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2021, Sayı 51 · Sayfa: 329-348 · DOI: 10.24155/tdk.2021.169
Özet
Güdümlü bir edebiyat olan Yugoslavya'da Türk çocuk edebiyatı, konu olarak sosyalizmi/komünizmi, onun değerlerini ve ideallerini sıkça işlemiş veya işlemek zorunda kalmıştır. Bundan dolayı çocuk şiirleri ve çocuk hikâyelerinde "partizan" ve "pioner" gibi sosyalizmi/komünizmi hatırlatan simgelere sıklıkla rastlanılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, "partizan" simgesi üzerinden Yugoslavya'da Türk çocuk edebiyatının Yugoslavya çocuk edebiyatından hangi yönlerden etkilendiğini açıklarken işlenen ortak değerlerin, simgelerin veya imgelerin Yugoslavya'da Türk çocuk edebiyatındaki iz düşümlerini göstermektir. Öncelikle, çalışmada incelenen metinler, Eski Yugoslavya döneminde Türk çocuk edebiyatının vücut bulduğu Sevinç, Tomurcuk ve Kuş dergileridir. Bunlara müteakip, bahsi geçen dergilerin ana yayın organı olan Nova Makedoniya Yayınevinden çıkmış, yine bahsi geçen dergilerde de yazar kadrosunda olan şair ve yazarların çocuklar için çıkardıkları şiir ve hikâye kitaplarıdır. İlhami Emin, Fahri Ali, Şükrü Ramo ve Nusret Dişo Ülkü'nün çocuklar için yazdıkları şiir kitapları da incelenmiştir. "Partizan" simgesinin Yugoslavya çocuk edebiyatındaki önemi ve çocuk edebiyatı ürünlerindeki sürekli tekrarlanan sosyalist/komünist imgelerin genel özelliklerinden bahsedilmiştir. Bahsi geçen bu özellikler Yugoslavya'da Türk çocuk edebiyatı eserleri üzerinde tespit edilmeye çalışılmıştır. İncelenen "partizan" simgesi olduğundan dolayı, 1945 ile 1992 yılları arasındaki metinlere odaklanılmış, bu zaman dilimi dışındaki eserler göz ardı edilmiştir. Tespit edilen ve incelenen metinlere yazar veya okur odaklı analizler yapılmıştır. Bu inceleme, elde edilen verilerle genel bir sonuca bağlanmıştır.
Kültürel Temizlik ve Bütünleşme Politikalarında Tarihin Rolü: Bosna Örneği
Belleten · 2015, Cilt 79, Sayı 286 · Sayfa: 1121-1138 · DOI: 10.37879/belleten.2015.1121
Özet
Tam Metin
Bu çalışmanın temel amacı, 1992-1995 yılları arasında Bosna'da yaşanan olayların arkasındaki temel düşünce yapısının Ortaçağ'dan itibaren tarihi gelişiminin irdelenerek siyasi analizinin yapılmasıdır. Bu yapılırken özellikle Avrupa kültürünün ortak özelliklerinin Bosna olaylarına nasıl yansıdığı tespit edilmeye çalışılacaktır. Bosna'nın kültürel kimliğinin oluşmasında Ortaçağdaki Hıristiyan kimliği kadar Osmanlı dönemindeki Müslüman kimliğine de sıklıkla vurgu yapılacaktır. Bu mantık çerçevesinde; Bosna'da yaşananlar gerçekten Yugoslavya'nın dağılma sürecinin kendiliğinden gelişen doğal olaylar mıdır? Bu olayları tırmandıran ana etken nedir? Avrupa Birliği olaylara neden zamanında müdahil olamamıştır? Bosna'da yaşananların temelinde sadece etnik veya dini nedenler mi yatmaktadır? Bu olayların söylenenden başka nedenleri var mıdır? Savaştan sonra oluşturulan yapı temelde neyi amaçlamaktadır? şeklindeki sorulara cevap aranacaktır. Bosna'nın yakın geçmişinin anlaşılması kadar yakın geleceğinin belirlenmesinde de göz önüne alınabilecek veriler ortaya konmaya çalışılacaktır.
ğerbo Rastoder, Crna Gora i velike sile, Zavod za ucrZbenike i nastavna sredstv
Belleten · 2011, Cilt 75, Sayı 274 · Sayfa: 959-970
Özet
Karadağ Üniversitesi Felsefe Fakültesi Tarih-Coğrafya bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. Serbo Rastoder ve Prof. Dr. Zivko M. Andrijasevic'in birlikte hazırladıkları Crna Gora i velike sile (Karadağ ve Büyük Güçler) başlıklı kitap Podgorica'da 2006 yılında yayınlanmıştır. Yazarlar Hakkında: Prof. Dr. Serbo Rastoder, 19. ve 20. yüzyıllarda Karadağ tarihi ve Yugoslavya tarihi; tarih araştırmalarında metodoloji ve tarihçilik üzerine çalışmalar yapmakta ve çeşitli bilimsel kuruluşlarda ve üniversitelerde (Karadağ Üniversitesi Uluslararası Araştırmalar Merkezi, Karadağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi Siyaset Bilimi Bölümü, Tuzla Üniversitesi Felsefe Fakültesi Tarih Bölümü, Nikşiç Felsefe Fakültesi Tarih Bölümü) bu konularda dersler vermektedir. Çeşitli bilimsel enstitü veya merkezde asli üyeliği ve yönetim kurulu üyeliği bulunmaktadır. Pek çok monografik eserin bizzat ya da müşterek yazarıdır. Farklı konularda 100'lerle ifade edilen bilimsel çalışması bulunmaktadır. Sadece iki ansiklopedide ("Enciklopedia Crne Gore" ve "Crnogorska enciklopedia") yayınladığı madde sayısı 150'nin üzerindedir.
Atatürk Devrinde Türkiye’nin Balkan Politikası
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2004, Cilt XX, Sayı 59 · Sayfa: 335-367 · DOI: 10.33419/aamd.702761
Özet
Balkanlarda, Arnavutluk, Bulgaristan, Yugoslavya, Romanya, Yunanistan ve Türkiye'nin topraklar: bulunmaktadır. Balkan topraklarında Macar, Dalmaçyalı, Slav, Sırp, Romen, Bulgar, Makedon, Karadağlı, Rum ve Türkler yaşamaktadır. Bölge siyasî ve stratejik Özelliği nedeniyle Avrupa büyük devletlerinin çıkar çatışmalarına sahne olmuştur. Osmanlı Devleti'nin güçlü olduğu devirler dışında Balkanlar coğrafî, tarihî, etnik ve dinî nedenlerle parçalanmış şekilde kalmıştır. Bu özelliğinden istifade edilen Balkanlarda, I.Dünya Savaşı çıktığı esnada çatışmalar ve ayaklanmalar çıkarıldı, Büyük devletlerin peşinde I,Dünya Savaşı'na katılan Balkan devletleri savaş sonrası parçalanmış olarak ortaya çıktı. Lozan Antlaşması'ndan sonra Yunanistan'la Türkiye arasındaki ilişkiler, nüfus mübadelesi, Ortodoks patriğinin seçimleri nedeniyle düzelmemişti. İki ülke arasındaki gerginlik 1929'a kadar devam etti. 1930 dan sonra Türk Yunan ilişkileri düzeldi. Öyle ki Venizelos, 12 Ocak 1934'te Nobel Ödülü Komitesi Başkanlığı'na müracaat ederek Atatürk'e barış ödülü verilmesini teklif etti. Türkiye'nin Balkanlarda statükocu bir siyaset izlemesi nedeniyle RomanyaTürkiye'ye yaklaştı. 1933'te Romanya ile Türkiye arasında dostluk antlaşması imzalandı. 1938'te Ro-manya Kralı Il.Carol İstanbul'a gelerek Atatürk'ü ziyaret etti. Balkanlarda barış politikası izleyen Türkiye 1925'te Yugoslavya ile dostluk antlaşması imzaladı. İstanbul'a gelen Yugoslavya kralı Aiexandre ile Atatürk, Balkanlarda barış ve işbirliği konusunda görüşme yaptı. Bu İlişkiler karşılıklı olarak gelişti. Başbakan İnönü 1937'de Belgrad'ı ziyaret etti. Ziyaret sırasında yapılan görüşmelerde Balkan birliği üzerinde duruldu. Balkan Savaşları sırasında Osmanlı Devleti İle Bulgarlar arasındaki ilişkiler bozulmuş¬tu. Fakat I.Diinya Savaşı*nda ikisi de müttefik devletler içinde yer aldı. Savaştan sonra Bul-garistan Türkiye ile barış içinde yaşamak istedi. 1925'te Tiirk-Bulgar Dostluk Antlaşması yapıldı, Bulgaristan, Balkan devletleriyle saldırmazlık konusunda anlaşırken kuvvete baş vurmamayı da kabul etti. Türkiye 1926'da Balkan Devletleri arasında güvenlik sisteminin kurulması yolunda gi-rişimde bulundu. Mussoünİ, Mart 1934'te İtalya'nın geleceğinin Afrika ve Asya'da olduğunu ifade etti. İtalya'nın bu sömürgeci yaklaşımından Türkiye aşırı derecede rahatsız oldu. Türkiye'nin girişimleri sonunda 9 Şubat 1934'te Türkiye, Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya arasında Balkan Paktı kuruldu ve bu ülkeler arasında güvenlik hükümlerini içeren pakt taraflarca İmzalandı. Bu paktın amacı Balkan ülkelerinin sınırlarını tehdit eden güçlere karşı birlik içinde olmaktı. Bu sırada Balkan Paktı'mn dört üyesi ortaklaşa savunmada anlaştı. Pakta göre taraflar sınırlarını karşılıklı olarak güvence akma almayı kabul etti. Taraf¬larca imzalanan Balkan Paktı, II.Dtinya Savaşı'na kadar Balkanlarda barışın garantisi oldu.
YUGOSLAVYA’DA TÜRK HALK EDEBİYATI ÜZERİNDE YAPILAN DERLEME ÇEVİRİ VE ARAŞTIRMALAR ÜZERİNDE BİR BİBLİYOGRAFYA
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1984, Cilt 32 · Sayfa: 315-338
Özet
Yugoslavya'da yaşayan Türk halkının halk edebiyatına ve özellikle folklorik halk edebiyatına karşı yerli ve yabancı araştırıcıların ilgisi son zamnlarda oldukça hızlı bir şekilde artmaktadır. Başlangıçta daha çok yabancı araştırıcılar tarafından başlayan bu ilgi, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Yugoslavya'da yaşayan Türk aydınları ve araştırıcıları tarafından gittikçe fazlalaştı.
Prizren'de Yeni Bulunan Birkaç Türk Yazıtı
Belleten · 1975, Cilt 39, Sayı 154 · Sayfa: 225-232 · DOI: 10.37879/belleten.1975.154-225
Özet
1968 yılında, Vakıflar Dergisi'nin VII. sayısında (s. 75-102) Dr. M. Kemal Özergin, Dr. Hasan Kaleşi ve İsmail Eren'in "Prizren Kitabeleri" adlı bir makalesi yayınlanmıştı. Yazıda, Yugoslavya'da en ilginç tarihi kentlerden biri sayılan Prizren'de, günümüze kadar intikal eden veya ortadan yok olan cami, çeşme, tekke ve tarihte önemli bir rol oynayan tanınmış kişilerin mezar taşı yazıdan ve yazıtlarda adı geçenlere dair gerektiği kadar bilgi verilmişti. Bugün kaybolan yazıtların, eskiden yalnız Lâtince transkripsiyonlarından istifade edilmiştir. Ayrıca kaybolan bazı yazıtların başkaları tarafından derlenen fotoğraflarından da yararlanarak yazılan yazıların kıymeti böylece bir kat daha artmıştır. "Prizren Kültür Anıtlarını Koruma Kurumu"nda çalışırken bugüne kadar yayınlanmamış daha altı yazıtla karşılaşınca bunların da sayısı bilinmeyen yazıtlar gibi ortadan kaybolmalarını önlemek için, üzerlerinde durarak, XVIII ve XIX. yüzyıllardan kalma bu altı yazıtın da yayınlanmalarını yararlı gördüm.