2 sonuç bulundu
Dergiler
- Belleten 2
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler
- Tarih 1
- Turkish Nationalism 1
- Türkiye 1
Genesis of Turkish Nationalism
Belleten · 2003, Cilt 67, Sayı 249 · Sayfa: 495-518
Özet
Tam Metin
In this research, conditions for the emergence of the Turkish nationalism and chief intellectuals who formulated the Turkish nationalism are comprehensively scrutinized. Turkish nationalist thought developed as a part of modernization and Westernization ideologies, then, it became an independent political ideology. Turkish nationalism was the last link of the Ottoman Empire's reconstruction and Westernization movement chains. Namık Kemal was the chief intellectual, who affected almost the entire variety of intellectuals in the Empire. He was the Hegel of the Turks. Ziya Gökalp, who was deeply influenced by Namık Kemal, was the first intellectual to see Turkist ideology as a political thought. He tried to organize and formulate the pillars of the Turkish nationalism. Although, cultural nationalism began earlier, political nationalism, among the Turks, gained popularity, especially during and after the Balkans Wars.
Ziya Gökalp'de Tarihçilik
Belleten · 1984, Cilt 48, Sayı 189-190 · Sayfa: 241-248 · DOI: 10.37879/belleten.1984.241
Özet
Tam Metin
Ziya Gökalp'in çok yönlü bir mütefekkir olduğu bilinir. Başta sosyoloji olmak üzere, felsefe, hukuk, edebiyat, din, folklor vb.. dair pek çok makale yazmış ve yurdumuza yeni görüşler getirmiştir. Tarih ile de yakından ilgilendiğini bu sahadaki yayınları göstermektedir. Hatta, kendinin de işaret ettiği gibi Gökalp'in, ilim ve fikir hayatında "tarih" konusunun ilk planda yer aldığını söylemek mümkündür. O, içtimai, felsefi düşüncelerinde daima tarihe başvurmuş; Türk, İslam ve Batılı milletlerin siyasi, sosyal, hukuki, dini faaliyetlerinden sağladığı malzemeyi, inşaya çalıştığı çağdaş Türkiye içtimai ve siyasi yapısında hayrete değer bir maharetle kullanmıştır. Buna rağmen onun hakkında yapılan araştırmalarda tarihçiliğine pek dokunulmamıştır. Dolayısıyla mütefekkirimizin bu cephesi oldukça ihmal edilmiş görünmektedir.