3 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • construction
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Osmanlı Devleti’nde Mahkûmların İmar ve İnşa Faaliyetlerinde İstihdamı (1840-1920)

Belleten · 2023, Cilt 87, Sayı 310 · Sayfa: 919-958 · DOI: 10.37879/belleten.2023.919
Tam Metin
Osmanlı Devleti’nde yenileşme süreci çeşitli alanlarda değişim ve dönüşüme sahne olmuş ve bu alanlardan birisini de sosyoekonomik hayat oluşturmuştur. Osmanlı sosyoekonomik hayatında yaşanan değişim ve dönüşüm süreciyle birlikte modern fiziki mekânlara ihtiyaç artmış ve bu durum, devletin alt ve üst yapı yatırımlarına daha fazla önem vermesini sağlamıştır. Tanzimat ve sonrasında ülkenin imar ve inşası bu gelişmelerle önem kazanmış olsa da ihtiyaca cevap verebilecek düzeyde iş gücü temininde zorluklar yaşanmıştır. Bunun sonucunda ihtiyaç duyuldukça geçmişten beri başvurulan alternatif iş gücü kaynakları önemli hâle gelmiş ve mahkûmlar da bu kaynaklar içerisinde yer almıştır. Osmanlı Devleti’nde mahkûm emeğine ilk olarak, XVI. yüzyılın ortalarında donanmada kürekçi adı altında başvurulmuş, ancak zamanla gemi teknolojisinin değişimi mahkûm emeği ihtiyacını azalttığı için mahkûmların iş gücü piyasasındaki rolü giderek düşmüştür. Osmanlı iş gücü piyasasında mahkûmların tekrar önem kazanması Tanzimat Dönemi’yle gerçekleşmiş ve bunun arka planında da özellikle hukuki ve iktisadi faktörler belirleyici olmuştur. Bu kapsamda dönem içerisinde yeni ceza kanunlarında kürek ve pranga cezasının ayrıntılı şekilde yer bulması, kürek ve pranga cezasına hükmedilenlerin sayısını arttırmıştır. Diğer taraftan bu dönemde devletin içinde bulunduğu olumsuz mali koşullar ve acil iş gücü ihtiyacı ise kürek ve pranga mahkûmlarının niteliksiz iş gücü ihtiyacının en fazla hissedildiği alanlardan birisi olan imar ve inşa faaliyetlerinde istihdam edilmesini olanaklı hâle getirmiştir. İhtiyaç hasıl oldukça başvurulan bu uygulama, daha sonra II. Meşrutiyet Dönemi’nde “serseri” olarak ifade edilen mahkûmları da içine alacak şekilde genişlemiştir. Nihayetinde bu tür gelişmeler ise imar ve inşa faaliyetlerinde mahkûm emeğinin daha da yaygınlaşmasını sağlamıştır.

Topkapı Sarayı Harem'i: 1665 Yangını Sonrası Yenileme Projesi

Belleten · 2012, Cilt 76, Sayı 275 · Sayfa: 45-74 · DOI: 10.37879/belleten.2012.45
Tam Metin
Bu makalede, Osmanlı hanedanının ve imparatorluk tarihinin simgesel ve fiziksel en büyük verisini oluşturan Topkapı Saray'ının sınırları içinde yer alan, Harem bölümünde meydana gelen 1665 (1076) yılı yangını sonrasında başlatılan yenileme projesi ele alınmıştır. Bu bağlamda özellikle yenileme projesi sürecinde, dönemin önemli bir siyasi gücü olan Valide Turhan Sultan'ın projeye etkisi de tartışılmıştır. Çalışmada, yenileme projesinin süreci, Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde bulunan ve inşaat süresince yapılan masrafların tutulduğu defterin ışığında ele alınmıştır. Yetmiş yapraktan oluşan mevcut defterin büyük bir bölümü işçi ve ustalara ödenen ücretler ile taşıma ücretlerini içermektedir. Bununla birlikte inşaatta kullanılan malzemeler ve bunların nerelerden getirildiği de ayrıntılı olarak belirtilmiştir. Makalede, Valide Turhan Sultan'ın yangın sonrasında başlatılan imar etkinliğindeki rolü tartışılırken, hesap defteri ile birlikte Harem mekanla­rında bulunan ve 1665 yangını sonrasına ait kitabelerden yararlanılmıştır. Harem hakkında bugüne kadar yapılan çalışmalarda, 1665 yılı sonra­sındaki yenileme projesi üzerine yazılanlar, Harem'deki kitabelerden elde edinilen bilgilerin ötesine gitmemektedir. Çalışmada ele aldığımız veriler ışığında ulaşılan sonuç, özellikle 17. yüzyılın ortasında meydana gelen yangının arkasından başlatılan projenin bitiminde ve Harem'in yenilenmesi sürecinde Valide Turhan Sultan'ın etkin olduğudur.

İŞLEVSEL TÜRKÇE SÖZ DİZİMİNİN BAZI SAV VE KAVRAMLARI ÜZERİNE

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2008, Cilt 56, Sayı 2 · Sayfa: 125-143
Bu makale, soyut imgelerden ibaret bir bilme olarak yorumlanan dil dizgesinin bir kısmınımeydana getiren söz dizimi alt dizgesinin esas birimlerini temsil eden kavramlara adanmıştır.Makalenin konusu, söylevde gözlemlenen "anlatım", "tümce", "öbek" gibi maddi oluşumlardeğil, bu söylev birimlerinin kurulmasını belirleyen kurallar, programlar, modeller olan sözdizimsel birimler, yani "sentagma" ve "yapılar"dır.