4 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Anahtar Kelimeler
- Mevlânâ 3
- hilye 2
- Hilye 2
- Hilye-i Mevlânâ 2
- Dinî edebiyat 1
MUSTAFA SÂFÎ EFENDİ’NİN MENSUR HİLYE-İ ŞERÎF TERCEMESİ
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2022, Sayı 73 · Sayfa: 57-83
Özet
Türk edebiyatında müstakil olarak 16. yüzyıldan itibaren görülmeye başlayan hilye türünün manzum, mensur ya da manzum-mensur karışık pek çok örneği bulunmaktadır. Bunlardan özellikle mensur olanların araştırmacılarca ikinci planda değerlendirildiği görülmektedir. Sultan Ahmed'in baş imamlarından olan ve imam-ı sultan olarak da şöhret bulan Mustafa Sâfî Efendi tarafından kaleme alınan ve bu çalışma ile ilk kez tanıtılacak olan Hilye-i Şerîf Tercemesi, bugüne değin ortaya çıkarılmamış mensur hilyeler arasında yer almaktadır. Eserin bugün için tespit edilebilen tek nüshası, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı 1443 numarada bulunmaktadır. Bu çalışmada, mütercimin Saîd-i Kâzerûnî'nin el-Müntekâ fî Mevlidi'n-Nebiyyi'l-Mustafâ adlı eserinden istifade ederek hazırladığını söylediği Hilye-i Şerîf Tercemesi adlı eseri, şekil ve muhteva özellikleri bakımından incelendikten sonra eserin transkripsiyonlu metni ortaya konulmuştur.
Tâhirü'l-Mevlevî'nin Hilye'sine Göre Mevlana
Erdem · 2008, Sayı 50 (Doğumunun 800. Yılında Mevlânâ Özel Sayısı) · Sayfa: 197-222
Özet
Arap edebiyatındaki şemaillerden ve hadis-i şeriflerden doğan, "süs, bezek, vasıflandırmak, yaratılış, sûret, sıfat" gibi anlamlara gelen hilye, edebî tür terimi olarak Hz.Muhammed'in fizikî ve ruhî özelliklerini anlatan eserlere verilen addır ve hilye-i sa'âdet/hilye-i şerîf/hilye-i nebeviye adlarıyla da anılır. Hilye türü, Türk edebiyatında çok rağbet görmüş, Hz. M uham m edi birlikte diğer peygamberler, Dört Halife, Aşere-i Mübeşşere, din ve tarikat büyükleri için de yazılmıştır. Yüzyıllar boyunca eserleriyle okuyucuyla buluşan büyük mutasavvıf Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî'ye (1207-1273) duyulan sevgi ve saygı, Lütfî Çelebi (ö.1737), Ali Rızâ Efendi (ö.1905), Tâhirü'l-Mevlevî (1877-1951) gibi şairler tarafından kaleme alınan başka bir hilye türünü ortaya çıkarmıştır: Hilye-i Mevlânâ. Yazımızda, Tâhirü'l-Mevlevî'nin (1877-1951) Hilye-i Hazret-i Mevlânâ'sı şekil ve içerik olarak incelenerek, Mevlânâ'nın bu eserde belirtilen özellikleri kaynaklardaki bilgiyle karşılaştırılmıştır. Yazımızın sonunda, 197 beyitten oluşan eserin Konya Mevlana Müzesi'nde bulunan yazma nüshasından tıpkıbasımı ve çeviri yazısı karşılıklı olarak sunulmuştur.
Lutfî Muhammed Efendi'nin "Hilye-i Hazret-i Mevlana’’sı
Erdem · 2008, Sayı 50 (Doğumunun 800. Yılında Mevlânâ Özel Sayısı) · Sayfa: 111-128
Özet
Hilye, Hz. Peygamberin vasıflarını ihtiva eden eser ya da levhaları ifade etmek için kullanılan bir ıstılahtır. Başta Tirmizî'nin Şemâil'i olmak üzere diğer bazı şemâiller, hilyenin Türk edebiyatında da dinî nitelikli bir tür olarak doğmasına kaynaklık etmiştir. Hz. Peygamberin vasfında olan bu eserler zamanla diğer peygamberler, dört halife, din ve tarikat büyükleri için de yazılmıştır. Adına hilye yazılan şahsiyetlerden biri de Hz. Mevlânâ'dır. Mevlevi şâirler tarafından kaleme alınan bu eserler, genel olarak Hilye-i Mevlânâ adı altında gösterilmektedir. Manisa Mevlevihanesi şeyhlerinden Lutfî Muhammed Efendi, Mevlânâ'nın hilyesini yazan şâirlerdendir. Hilye-i Hazret-i Mevlânâ adlı mesnevisinde şâir, Mevlânâ'nın fizikî ve ahlakî vasıflarını anlatır, ona övgülerde bulunur. Bu çalışmada, hilyenin özelliklerine kısaca değinilecek, Lutfî Muhammed Efendi ve onun eseri Hilye-i Hazret-i Mevlânâ söz konusu edilecektir.
Lütfî Mehmed Dede ve Hilye-i Mevlânâ Adlı Eserine Göre Mevlânâ'nın Özellikleri
Erdem · 2008, Sayı 50 (Doğumunun 800. Yılında Mevlânâ Özel Sayısı) · Sayfa: 59-82
Özet
Mevlânâ'nın soyundan gelen ve Manisa Mevlevîhânesi şeyhi Nakşî Ali Dedenin oğlu olan Lütfî Mehmed Dede, babasının vefatından sonra aynı Mevlevîhânede şeyhlik yapmış, 1737 yılında vefat etmiştir. Lütfî Dedenin Hilye-i Mevlânâ adlı mesnevî tarzında bir eseri vardır. Mevlânâ hilyelerinin Türk edebiyatındaki ilk örneği olan bu eser, yazma halinde ve 124 beyit uzunluğundadır. Lütfî Dede bu eserinde, Mevlânâ'nın fizikî ve manevî portresini çizmiştir. Bu yazıda öncelikle Lütfî Dedenin hayatından bahsedilmiş, ardından eseri incelenmiş ve bu esere göre Mevlânâ'nın özellikleri üzerinde durulmuş, en son da eserin tam metni verilmiştir.