272 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
  • osmanlı
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Tahrir Defterlerine Göre Vezirköprü Yöresinde İskan ve Nüfus (1485-1576)

Belleten · 1993, Cilt 57, Sayı 219 · Sayfa: 509-538
Tam Metin
Ülkemizde olsun Türkiye dışında olsun "tahrir defterleri"ne dayalı araştırmalarda son yıllarda bâriz bir artış görülmekte ve bu sûretle pek çok yörenin demografik, sosyal ve ekonomik tarihi ile ilgili muazzam bir veri yığını ilgililerin dikkatine sunulmaktadır. Böylece, Osmanlı sosyo-ekonomik tarihine dâir görüşleri daha sağlam bir zeminde tartışmak ve irdelemek imkânı belirmektedir. Bu çalışmamızda, 15-16. asır tahrir defterlerinin yardımıyla, bugünkü Samsun ilimizin Vezirköprü ilçesinin 1485-1576 arasındaki demografik ve sosyal durumunu ortaya koymak sûretiyle bu alandaki araştırmalara, küçük de olsa bir katkı da bulunmaya çalışacağız.

Başbakanlık Osmanlı Arşivi Rehberi, T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, Yayın Nu: 5, Ankara, 1992, XXVI+346. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1993, Cilt 57, Sayı 220 · Sayfa: 883-886
Tam Metin
Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nin, yalnız bizim değil, geçmişte birlikte olduğumuz veya ilişkide bulunduğumuz çok sayıda ülke ve milletin tarihi açısından ne derece önemli olduğu konusunda, bu sahayla uzak veya yakından alakalı herkesin fikir birliği bulunmaktadır. Tabiatıyla Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nin bu önemiyle birlikte, hemen onunla ilgili diğer bazı hususlar da, özellikle de araştırmacılar açısından gündeme gelmektedir. Bunları başta arşiv malzemesinin uygun şartlarda muhafazasıyla birlikte, tasniflerinin yapılarak, araştırmacıların hizmetlerine sunulması şeklinde özetlemek mümkündür.

Adana'da 1572 Yılında Kullanılan Türk Erkek Şahıs Adları

Belleten · 1993, Cilt 57, Sayı 218 · Sayfa: 173-200 · DOI: 10.37879/belleten.1993.173
Tam Metin
Tarihte kullanılmış olan Türk şahıs adları üzerinde yapılacak çalışmalar tarih, dil, sosyoloji ve tarihî demografiyi ayrı ayrı ilgilendirmesi bakımından büyük önem taşımaktadır. Atalarımızın birinci Anayurt'tan Ebedî Anayurt'a gelinceye kadar geçirmiş olduğu bütün sosyal ve coğrafi çevrenin etkilerini onların almış olduğu şahıs adlarında izlememiz mümkündür.

Ahmed Ârif Hikmet Beyefendi'nin Rumeli Tanzimat Müfettişliği ve Teftiş Defteri

Belleten · 1992, Cilt 56, Sayı 215 · Sayfa: 69-166
Tanzimat Fermânı'nın 3 Kasım 1839 tarihinde ilânından kısa bir süre sonra, fermânda yer alan maddelerin lâyıkıyle tatbikini temin için, muhassıllık merkezi olan kazâlar ile bunlara bağlı bulunan kazâ, kasaba ve köylerin teftişine ihtiyaç duyulmuştur. Zirâ, vergilerin tahsili, mahalli meselelerin halli, memleket meclislerinin tertibi ya da, emlak ve nüfus tahriri gibi mühim meseleler üzerinde, türlü güçlüklerle karşılaşılmıştır. Halbuki bu konularla ilgili olarak, muhassıllara talimatlar verildiği ve müşirlere emirler gönderildiği halde, bazılarının, kendilerine havale olunan vazifeyi tam manasıyla anlayamadıkları, maiyyet memurlarıyla aralarında bir takım ihtilaflar meydana geldiği veya fermana aykırı hareket ettikleri görülmüştür. Bu yüzden, Tanzimat'tan beklenen neticenin temini için, Rumeli ve Anadolu'da fermânın tatbik olunduğu mahalleri teftiş etmek, gezdiği yerler hakkında lâyıkıyle mâlumat toplamak ve serî bir şekilde geri dönmek üzere, birer müfettişin gönderilmesi kararlaştırılmıştır. Böylece, memleketin asayiş ve mamuriyyetini, tebaanın huzûr ve refahını temin etmek maksadıyla ilan edilen fermanın, kazalarda ne şekilde tatbikine çalışıldığının açığa çıkarılması ve bu meyanda, her bir mahalde karşılaşılan meselelerin, mümkün olduğu kadar halli düşünülmüştür. Buna mukabil ahâlinin de, haklarında gösterilen merhamet ve şefkatin kıymetini bilerek, hamiyyet ve insaniyyetin de emrettiği şekilde, memleketlerinin imârı için sadâkatle çalışılacakları ümid olunmuştur.

XVI. Yüzyıl İran Şairlerinden Ada'iyi Şirazi'nin Selim-Namesi

Belleten · 1992, Cilt 56, Sayı 215 · Sayfa: 13-30
Bu yazımızda, Osmanlılar döneminde Anadolu'da yazılmış şeh-name tarzındaki manzum eserlerin tipik bir örneğini oluşturan, XVI. yüzyıl İran şairlerinden Ada'i-yi Şirazi'nin (öl.928/1521) Selim-namesini bazı yönleri ile tanıtmaya çalışacağız. Yavuz Sultan Selim'in saltanatı döneminde İran'dan Anadolu'ya gelen Ada'i, bu padişah adına yazdığı adı geçen eserinde, bir taraftan padişaha son derece süslü ve zaman zaman da aşırı derecede abartılmış ifadelerle övgüde bulunurken, diğer taraftan da içinde yaşadığı çevre ve toplum hakkındaki gözlemlerine önemli bir yer vermiştir. Bu nedenle eser hem yazıldığı devrin siyasal olaylarına hem de toplumsal ve kültürel yapısına ışık tutacak niteliktedir.

1912 Seçimleri ve Eskişehir'de Meydana Gelen Olaylar

Belleten · 1992, Cilt 56, Sayı 216 · Sayfa: 459-482
Tam Metin
İnsanların kendilerini yönetecek olanları belirli bir süre için özgür iradeleriyle kurallara uygun bir şekilde belirlemesine seçim denir. Seçim, çağdaş demokrasilerde yöneticilerin belirlenmesi için vazgeçilmez temel kuralların başında gelir. Siyasal yönetim sistemlerinin gelişimine paralel olarak seçimlerin de geliştiği görülmektedir. 1789 Fransız İhtilali öncesinde yöneticiler seçime başvurmaktan hoşlanmazdı. Antik Yunan ve Roma kentlerinde kenti ilgilendiren bazı konularda sınırlı sayıda halkın oylarına başvurulurken; Ortaçağda ancak kent kilise ve meslek örgütlerinde seçim yapılırdı. Kentlerin büyümesi, burjuva sınıfının güçlenmesi iktisadi yaşamı olduğu kadar siyasal yaşamı da etkiledi. Kent yönetimine katılarak varlıklarını, güçlerini ve yeterliliklerini kanıtlayan burjuvalar devlet yönetimine de katılmak istediler. Geleneksel sistemi kökünden değiştirecek olan bu isteklere yöneticiler pek de sıcak bakmadılar. Kimi ülkelerde yöneticiler halkın devlet yönetimine katılımını reformist uygulamalarla gerçekleştirirken kimi ülke yöneticileri de ülkelerini büyük kanlı devrimlere sürüklediler. Böylece mutlak monarşilerin yerini halkın temsilcilerinden oluşan parlamentolu yeni rejimler almaya başladı. Seçme ve seçilme hakkının varlıklı erkeklere özgü olması tartışmalara yol açtı. Demokrasi halkın egemenliğine dayanan bir rejim olduğuna göre halkın tümünün iradesini yansıtan bir yönetimin getirilmesi zorunlu görüldü. Nitekim büyük bir mücadeleden sonra seçme ve seçilme hakkı zengin-yoksul, erkek-kadın ayrımı yapılmadan tüm halkın temel haklarından biri olduğu kabul edilerek, temsili rejimin vazgeçilmez bir unsuru oldu. Biz, bu makalemizde Türk toplumunun yaşamında önemli bir yer tutan 1912 genel seçimleri sırasında Eskişehir'de meydana gelen olayları inceleyeceğiz. Ancak konunun daha iyi anlaşılabilmesi için seçim olgusunun toplumsal yaşamımızda izlediği gelişme çizgisini de kısaca açıklayacağız.

Bartholomaeus Georgievic'in Türkler Hakkındaki "De Turcarum Ritu Et Caermoniis" (1544) Adlı Yazısı ve Türkçe Tercümesi

Belleten · 1992, Cilt 56, Sayı 216 · Sayfa: 437-458
Tam Metin
Bartholomaeus Georgievic, daha 16 yaşlarında bir delikanlıyken, Mohaç seferi (29. Ağustos 1526) esnasında Türkler tarafından esir alınmış ve yazılarından anlaşılacağı üzere, 13 yıl Türklerin esareti altında kalmıştır. Georgievic'in 1505-1510 yılları arasında doğduğu ve 1566 yılında öldüğü tahmin edilmektedir. Yazılarında kendisini Macar veya Sırp asıllı olarak tanıtır. Georgievic, 1544'de ilk kitapcığı olan De Turcarum ritu et caeremoniis (De ritu) ve De afflictione tam captivorum quam etiam sub Turcae tributo viventium christianorum'u ve yine aynı sene De ritibus et differentiis Graecorum et Armenorum'u yayımlar.

Piri Reis Haritası Üzerinde Amerika'da Yapılan Geniş ve Derin Çalışmaları İçeren The Maps of the Ancient Sea Kings (Eski Deniz Krallarının Haritaları) Kitabının Türkçe Özeti

Belleten · 1992, Cilt 56, Sayı 216 · Sayfa: 405-436
Tam Metin
Piri Reis haritasının önemli olduğunu ve bu önemin, Kolombus'un Amerika'yı keşfinden kısa bir süre sonra, 1513 yılında bir Türk amirali tarafından yapılmış olmasından kaynaklandığını biliyordum. Fakat onun insanlık ve kültür tarihi bakımından ne denli önemli bir araştırma yolu açtığını, harita üzerinde ne derin çalışmalar yapıldığını, ancak şu son yıllarda anlamış ve öğrenmiş bulunuyorum.

Hacı Zağanos'un Elçilik Raporu

Belleten · 1992, Cilt 56, Sayı 216 · Sayfa: 391-404
Tam Metin
Faik Reşit Unat'ın, Bekir Sıtkı Baykal tarafından tamamlanıp yayımlanan "Osmanlı Sefirleri ve Sefaretnameleri"nden yıllar önce yararlanırken, "bugün için, kendisini malûm olan en eski bir [Osmanlı] Sefaret raporu olarak kabul" edilen ve 1462 yılı öncesine ait görülen bir belgenin tanıtımındaki çelişkilerden hareketle, o belgeyi incelemiş ve tarihini Nisan 1495 olarak açıklamakla en az otuzüç yıl ileriye kaydıran sonucu doktora tezimin ikinci eki olarak sunmuştum. Unat'ın kitabının iki yıl önce çıkan ikinci baskısının bir tıpkıbasım olması, beni söz konusu araştırmamı Türkçe olarak takdim etmeye yöneltti.

JACOB M. LANDAU, The Politics of Pan-Islam (Ideology and Organization), Oxford Clarendon Press, 1990, 425 sh. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1992, Cilt 56, Sayı 216 · Sayfa: 597-598
Tam Metin
II. Abdülhamid devrinde panislamizmin dış dünyadaki etkileri bugüne kadar derli toplu yolgösterici bir çalışmanın konusu olamamıştır. Normal okuyucu kadar, bu sahalara el atmak isteyen mütehassıs da doğrusu teorik yönden olduğu kadar, bilgi ve literatür bakımından ilk adımları sağlamca atmasına yardım edecek bir müracaat kitabından yoksundur. Panislamizm imparatorluk içinde ve imparatorluk dışındaki geniş Müslüman dünya üzerinde ne kadar etkiliydi, hatta bazı yazarların açtığı tartışmaya göre islâmcılık ne derecede var olan bir doktrin ve hareketti? Bu sorunun cevabı münferid araştırmalar, dar kapsamlı tetkikler ve bir iki dildeki kayıtlara anlaşılacak gibi değildir. Panislamizm konusu, İslâm coğrafyasının kendisi kadar geniş ve çetin, bilinmez ve rengarenk bir konudur. Panislamizm sadece 19. yüzyıl Osmanlı tarihinin değil; Rusya, İran ve İngiltere imparatorluğu ve Fransa tarihinin bir önemli kısmıdır.