140 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- Osmanlı Devleti 139
- Ottoman Empire 43
- Ottoman State 22
- Tarih 14
- Türkiye 9
- Avrupa 8
- İngiltere 8
- Anadolu 6
- Balkanlar 6
- I. Dünya Savaşı 5
1857-59 Bosna Hersek İsyânı
Belleten · 2009, Cilt 73, Sayı 267 · Sayfa: 465-522
Özet
Tam Metin
Tanzimat Fermanı ile birlikte ilan edilen ilkeler her toplumsal grup tarafından farklı algılanmıştır. Hıristiyanlar, fermanı, özgürlüklerine giden bir araç olarak görürken, Müslümanlar kendi hak ve özgürlüklerinin gaspı olarak değerlendirmişlerdir. Bosna Hersek'in durumu, devletin diğer bölgeleriyle kıyaslanamayacak derecede nazikti. Bosna'da fetihle birlikte toplu bir İslamlaşma meydan gelmiş, bu hareketin mükâfatı olarak kendilerine bir takım ayrıcalıklar bahşedilmiştir. Tanzimat uygulandığı takdirde ayrıcalıklarını kaybedeceklerini düşünen Bosnalı Müslümanlar, ferman Bosna'ya ulaştığı andan itibaren muhalefete başlamışlardır. Özellikle vergi, askerlik ve hepsinden önemlisi Hıristiyanlarla eşitlik gibi hususlar onları rahatsız etmiştir. Gelişmeler, devlet ve Bosnalı Müslümanların bölgedeki otoritesini sarsan 1848-51 isyânı ile sonuçlanmıştır. İsyân sonrası devlet, Müslümanlar nezdinde tüm itibarını kaybederken, yüzyıllardır bölgenin hâkimi olduklarına inanan Müslümanlar ezilmiş ve eyaletteki üstünlükleri sona ermiştir. Bu durum Bosna'yı Sırp ve Karadağ yayılmasına açık hale getirmiştir(1).
20. Yüzyıl Başlarında Osmanlı Askerî Mektepleri
Belleten · 2009, Cilt 73, Sayı 267 · Sayfa: 581-604 · DOI: 10.37879/belleten.2009.581
Özet
Tam Metin
Osmanlı Devleti'nin Batılılaşma sürecinde en gözde ve etkili okulları durumunda olan askerî mektepler, bu özelliğini 20. yüzyıl başlarında da sürdürmüştür. Bu tarihlerde askerî mekteplerin en başta gelenleri İstanbul'da yer almaktaydı. Bununla birlikte vilayetlerde Osmanlı ordusunun ihtiyacını karşılayan askerî idâdî ve rüşdiyeler de bulunmaktaydı.
Osmanlı Sultanı Orhan, (1324-1362) Avrupa’da Yerleşme
Belleten · 2009, Cilt 73, Sayı 266 · Sayfa: 77-108
Özet
Tam Metin
Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi'nin oğlu olan Orhan'ın doğum tarihi tartışmalıdır. 699'da (1299) Nilüfer'le evlendiğinde "yiğit" (genç) diye anılmış olmasından hareketle bu tarihte on sekiz yaş civarında olduğu düşünülebilir. Osmanlı rivayetine göre, tutsak edilen Yarhisar tekfurunun (tekvur) kızı Nilüfer'le (Lülüfer, Rumca Luludia/çiçek) evlendirilmiş, Süleyman ve Murad bu evlilikten doğmuştur.
XVII. Yüzyılın Ortalarında Gümüşhane (Torul) Kazası
Belleten · 2009, Cilt 73, Sayı 266 · Sayfa: 115-144
Özet
Tam Metin
Osmanlı Devleti açısından XVI. yüzyılın sonlarına doğru yaşanan hadiseler, XVII. yüzyılda sistem değişikliğini kaçınılmaz kıldı. Timar sistemi hızla çözülerek işleyemez hale geldi. Timar sisteminin uygulandığı topraklardaki vergilendirilebilir ekonomik etkinliklerin ve insan kaynaklarının yerinde tespit ve kaydını içermesi açısından istatistiksel analize uygun en zengin sayısal veriler sunan klasik tahrir sayımları da işlevselliğini kaybetti(1). Dolayısıyla iskân, demografi ve vergiler bağlamında çok önemli olan bilgilerin bir arada bulunduğu tahrir defterleri yazımı neredeyse terk edildi. Bunun yanı sıra timar olarak tasarruf edilen mirî araziler mukataalaştırıldı(2). Bu süreçte timar sisteminin eski önemini kaybetmesiyle birlikte avârız vergisi, merkezî maliye açısından giderek ön plana çıktı. Böylelikle avârız vergisinin tahsili açısından önem arz eden avârız tahrirleri yapılmaya başlandı(3). Karanlık dönem olarak zikredilen XVII. yüzyıl için mufassal olarak hazırlanan avârız defterleri, Osmanlı sosyal tarihinin çeşitli yönlerden tahlil edilebilmesi açısından kıymetli bilgiler içermekteydi(4).
Uluslararası İlişkilerde Haksızlığa Uğramış ve İzole Edilmiş Bir Halk: Kıbrıs Türkleri
Belleten · 2009, Cilt 73, Sayı 266 · Sayfa: 165-178
Özet
Kıbrıs Türklerinin kendi varlıkları ve temel insan hakları için mücadeleleri(1), 4 Haziran 1878'de Osmanlı Devleti'yle İngiltere arasında imzalanmış olan Kıbrıs Sözleşmesi gereğince, adanın geçici olarak İngiliz yönetimine devredilmesinden hemen sonra başlamıştı(2). Kıbrıs Türkleri, Helen hayranı İngiliz yöneticilerin tutumlarına karşı kendi ulusal, kültürel ve dinî inançlarını koruyabilmek için oldukça güç bir görevle karşılaşmışlardı. Bu İngiliz yöneticiler, çoğu kez Kıbrıs Türklerini, kendilerini üstün gören, çığırtkan, saldırgan ve bağnaz Rumların insafına bırakmışlardı. Ayrıca, İngiltere Adayı işgal edince, yabancı boyunduruğu altında yaşamak istemeyen Kıbrıslı birçok Türk Türkiye'ye göçmüştü.
CORNELIUS GURLITT, İstanbul'un Mimari Sanatı, Ankara 1999, Çeviren Rezan Kızıltan, XXII-128 sayfa, büyükboy, CCV tane levhada fotoğraflar ve çizimler bulunmaktadır. Yayınlayan: Enformasyon ve Dokümantasyon Hizmetleri Vakfı. Projenin yapım ve düzenleyicisi: Hasan Duman. Osmanlı Devleti'nin 700. kuruluş yıldönümü vesilesi ile teşvik edilen eserler kapsamındadır. Başlıklar ve sunuş kısımları, Türkçe'den başka İngilizce ve Almanca olarak da verilmiştir. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2008, Cilt 72, Sayı 265 · Sayfa: 951-954
Özet
Türk sanatı üzerine yaptığı çalışmalar ve bu arada Osmanlı Devleti'nin vitrini mahiyetinde addolunan İstanbul hakkında en eski çağdaş ilmi yayınlardan birisini yaratan Cornelius Gurlitt adlı araştırıcının eseri uzun yıllar sonra dilimize kazandırıldı. Neşrini gerçekleştiren Vakıf, eserin tamamlayıcısı olan plan ve çizimleri de ihmal etmemiş ve bunların hepsi de kitaba dahil edilmiştir. Vakfın ve projenin idarecisi olan H. Duman, bu eserden başka süreli yayınlar, salnameler üzerinde yaptığı çalışmalar ve bunların semeresi olan devasa ciltler sayesinde de tanınmış bir araştırıcıdır. Kütüphanecilik sahasında uzun seneler süren çalışmaları neticesinde, en yüksek idari makama da erişen H. Duman, şimdi elimizde bulunan bu eseri de kazandırmakla, hem İstanbul üzerine hem sanat tarihi sahasında ve hatta mimari mevzûlarda çalışmak isteyenlere, şimdi tedariki zor bir kaynak eseri tedarik ettirmiş bulunuyor.
Osmanlı Devleti ile Avusturya ve Müttefikleri Arasındaki Barış Müzakerelerinde (1689) Hollanda'nın Arabuluculuk Girişimleri
Belleten · 2007, Cilt 71, Sayı 262 · Sayfa: 939-968
Özet
Tam Metin
Osmanlı Devleti, 1683 II. Viyana yenilgisinden sonra Avusturya başta olmak üzere müttefikleri Venedik, Lehistan 1695 tarihinde de Rusya ile ayrı ayrı cephelerde savaşmaya başlamış, cephelerde aldığı askeri yenilgiler neticesinde Uyvar (Ersekûjvâr), Budin (Buda), Segedin (Szeged), Şimontorna (Simontornya), Peçuy (Pecs/Fünfkirchen) ve daha sonra da Belgrad (Beograd) gibi önemli kaleleri Avusturya'ya bırakmak zorunda kalmıştır.
XIX. Yüzyılda Nesturiler ve İngiliz Misyonerlik Faaliyetleri
Belleten · 2007, Cilt 71, Sayı 261 · Sayfa: 653-688
Özet
Tam Metin
Osmanlı Devleti'nde diğer gayrimüslim tebaanın yararlandıkları bütün ayrıcalıklardan yararlanan Nesturiler, din ve kültürlerini serbestçe yaşayabilmişler ve bu hoşgörü ortamında XVI. yüzyıldan XX. yüzyıla kadar, aşağı yukarı dört yüz yıl kadar, dinsel ve kültürel bakımdan hiç bir asimilasyona maruz kalmadan varlıklarını sürdürebilmişlerdir. Osmanlı ile İran devletleri arasındaki sınır bölgesinde (Van-Musul-Urmiye üçgeni arasında) sıkışarak, XIX. yüzyıla kadar dış dünyadan ve uygarlıktan ayrı kalarak uzun bir tecrit dönemi yaşayan Nesturiler, Kürt kabileler tarafından etrafları çevrilmiş vaziyette hayatlarını sürdürmüşlerdir. Bu dönemde dışarıdaki Hıristiyan dünyasından, sadece kendilerini Katolik Kilisesiyle birleştirmek isteyen Fransız misyonerler ile ilişki kurmuşlardır.
Şehzade Eğitimini Çağdaşlaştırma Teşebbüsleri
Belleten · 2007, Cilt 71, Sayı 261 · Sayfa: 575-612
Özet
Tam Metin
Saltanat sistemiyle yönetilen her devlette olduğu gibi Osmanlı Devleti'nde de müstakbel hükümdarın, devrin şartlarına göre oldukça üst düzeyde eğitim görmesi, dönemin muteber eserlerini okuması, en şöhretli bilim adamları tarafından eğitilmesi normal bir durumdu. Bilhassa kuruluş ve yükseliş dönemlerinde şehzadelerin müstesna bir talim ve terbiye aşamasından geçtikleri görülmektedir. Bu yıllarda Osmanlı şehzadesi, doğduğu andan itibaren valide sultanın yanı sıra, onun gözetimi ve denetimi altında çok sayıda görevli tarafından bakılmakta; geleceğin hükümdar adayına layık bir çocukluk devresi geçirmekteydi.
II. Abdülhamit Döneminde Yabancı ve Azınlık Mekteplerinin Faaliyetleri
Belleten · 2007, Cilt 71, Sayı 261 · Sayfa: 613-652 · DOI: 10.37879/belleten.2007.613
Özet
Tam Metin
Osmanlı Devleti, çok çeşitli etnik ve dini özelliklere sahip nüfusu bünyesinde barındıran bir demografik yapıya sahip olmuştur. Müslüman olmayan (gayrımüslim) nüfusun hak ve sorumlulukları, söz konusu dönem içerisinde İslam hukukunun öngördüğü esaslar çerçevesinde belirlenmiştir. Buna göre gayrımüslimlerin, azınlık olarak, özellikle dini haklarının korunduğu, askerlik görevinden muaf tutuldukları, mal ve can güvenliklerinin teminat altına alındığı, dolayısıyla Müslüman olan vatandaşlar karşısında ikinci sınıf bir hukuki statüye sahip olmadıkları bilinmektedir.