129 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
İlim-Kılıç-Kalem: Osmanlı Kamu Personeli Rejiminde Üçlü İşlevsel Ayrışma
Belleten · 2008, Cilt 72, Sayı 263 · Sayfa: 95-122 · DOI: 10.37879/belleten.2008.95
Özet
Tam Metin
Osmanlı bürokratik yapısı ile ilgili incelemelerde yoğun bir "Weber etkisi" kendini hissettirmektedir. Weber'in (ve Weberyen Eisenstadt'ın) "patrimonyalizm" tiplemesinden beslenen yaklaşım tarzlarının Türkiye'de önde gelen temsilcilerinden Metin Heper, rasyonalizmi merkez olarak algılayıp, onun öncesi ve sonrasına göre Osmanlı/Türk bürokratik evrim süreçleri/tipleri üretir(1). Bu bürokratik evrim tipinde, henüz küçük bir beylik olan ve onun ihtiyaçlarını karşılayabilen "patrimonyal bürokrasi"den başlanıp, daha gelişmiş bir devletin ihtiyaçlarını karşılamaya ancak muktedir olabilecek "rasyonel bürokrasi tipi"ne geçilmiş ve en son aşamada modern devletin, dünyevî ve laik ihtiyaçlarını karşılayabilecek "rasyonel-üretken bürokratik tip"e ulaşılmıştır. Aynı yaklaşım modelinin temsilcisi Şerif Mardin'e göre, "İmparatorluğun toplumsal özelliklerini iyi anlatan bir şema "patrimonyal bürokrasi" adı verilen topluluk türüdür. Türkiye'de kuruluşundan az sonra Batıdaki feodalizmin aksine, "patrimonyal" ilkeler ağır basmakta idi(2).
Çanakkale Savaşları Sırasında Osmanlı Hükümeti’ni ve Padişahı İstanbul’dan Taşıma Planları
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2008, Cilt XXIV, Sayı 70 · Sayfa: 195-212
Özet
Tam Metin
İtilâf Devletleri, Çanakkale savaşlarında Osmanlı Devleti'ni savaş dışı bırakmak ve İstanbul'u ele geçirmek için Donanma ve Hava Kuvvetleri'nden oluşan filolarıyla İstanbul'u tehdit etmiş ve bombalamışlardır. Savaş süresince meydana gelen tahribatlar ve Osmanlı Devleti'nin aldığı önlemler bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Savaş esnasında Başkent İstanbul'un maruz kaldığı tehlikeleri ortaya koymak için arşiv belgelerini ve dönemin gazetelerini ana malzeme olarak kullanmak suretiyle özgün bir çalışma yapmayı amaç edindik.
Osmanlı Diplomatikası ile İlgili Bir Kitap Vesilesiyle
Belleten · 2007, Cilt 71, Sayı 262 · Sayfa: 997-1028
Özet
Tam Metin
Michael Ursinus'un Üsküp Milli Arşivinde KSB 64 numara ile kayıtlı, Manastır sicilleri arasında yer alan ve adına şikayet defteri dediği bir 18. yüzyıl belgesini konu edinen kitabı(1), bu makalenin yazılmasına sebep olmuştur. Sözünü ettiğimiz eser, yayınlanan defter vesilesiyle bu belgenin üretildiği bürokratik ortamı açıklayabilmek için 18. yüzyıl taşra yönetimine, özellikle eyalet yönetimine ilişkin bilgi ve değerlendirmeleri içeren bir giriş ile başlamaktadır (s.1-38).
II. Abdülhamit Dönemi Osmanlı Maden İmtiyazları (1878-1899)
Belleten · 2007, Cilt 71, Sayı 262 · Sayfa: 969-996
Özet
XIX. yüzyılın ikinci yarısı, Osmanlı Devleti'nin yabancı devletlerle yapmış olduğu ticarî anlaşmalardan dolayı, yabancı yatırımların arttığı bir dönem olmuştur. Yabancı yatırımlar daha çok demiryolu, liman, fenerler, kamu hizmeti alanlarında yoğunlaşmıştır(1). Madencilik de yapılan bu yatırımlardan nasibini almıştır.
Orta Avrupa'nın Kaderini Değiştiren Savaş: Mohaç Öncesi, Sonrası ve Kastilya'da Yankısı
Belleten · 2007, Cilt 71, Sayı 261 · Sayfa: 537-574
Özet
Tam Metin
Mohaç savaşından sonra sarayın kuyumcusu Ahmed Tekelü bu zaferin anısına Kanuni Sultan Süleyman'a bir yatağan hazırlamıştı. Bu görkemli silahın her iki tarafını süsleyen altın kabartmalar ejderhaya karşı savaşan bir anka kuşunu resmeder. Macar tarihçi Istvan Vigh, anka kuşunun tamamının altın varak olmasına rağmen, ejderhanın kısmen altın kaplanmış olması ve büyük bir kısmının ise siyah kalmış olmasının bir tesadüf olmadığını söyler. Vigh, anka kuşununun Kanuni Sultan Süleyman'ı, ejderhanın ise Macar kıralı Layos'u simgelediğini, anka kuşunun doğaüstü gücüyle karanlık güçlerin, dolayısıyla Hıristiyanlık aleminin üstesinden geldiğini belirttiğini iddia eder. Pal Fodor ise, 1390-1533 yılları arasındaki Osmanlı-Macar ilişkilerini incelediği makalesini bu ayrıntıyla kapatır ve şu yorumla sözlerine son verir: "Kehanet doğru çıkmadı: ejderhanın yeni kafaları çıktı ve Osmanlı'nın anka kuşu ise kırık kanatlarla saldırmaya devam etti."
Milli Kütüphane Hadis Elyazmalarının Osmanlı Hadis Edebiyatı Çerçevesinde Analizi
Erdem · 2007, Sayı 45-46-47 · Sayfa: 109-127
Özet
Bu yazıda öncelikle genel olarak Osmanlı dönemi hadis faaliyetlerinde muhaddislerin ortaya koydukları eserler incelenmeye çalışılmış ve bu inceleme sonucunda hadis eserlerinin genel olarak hadis şerhleri ve Kırk Hadis türü eserler üzerinde yoğunlaştığı görülmüştür. Daha sonra bu çerçevede Milli Kütüphane'nin hadis elyazmaları ele alınmış ve bu elyazmaların Osmanlı dönemi hadis eserleriyle paralellik arz ettiği görülmüştür; yani Buharî'nin Sahîh'i, Bağavî'nin Mesâbih'i, Sağânî'nin Meşârik'inin ve Nevevî'nin Kırk Hadis'inin ağırlığı görülmüştür. Bilindiği gibi bunlar ve benzeri diğer kitaplar, Osmanlı medreseleri ve Daru'l-Hadislerinin hadis müfredatında okutulan kitaplardır. Dolayısıyla genel olarak Osmanlı dönemi hadis müfredatı ürünleri ile Milli Kütüphane'deki hadis elyazmaları arasında bir örtüşme görülmektedir. Bu da Osmanlı dönemi hadisçiliğinin anlaşılması noktasında, eserlerden hareketle değerli ipuçları sağlamaktadır ki, bu dönemdeki eserlerin ağırlıklı olarak büyük eser şerhleri ve Kırk Hadis şerhlerinden oluştuğu bulgusu öncelikle dile getirilmelidir.
Ali Paşa'nın Evlilik Öyküsünün Tarihsel Geri Planı ve Osmanlılarla İlgili Yanları
Belleten · 2006, Cilt 70, Sayı 259 · Sayfa: 963-1000
Özet
Tam Metin
1. Budin paşası Kalaylıkoz Ali Paşa'nın evlenmesinden ve ölümünden söz eden, Satoraljaujhely'de kaleme alınan tarihi destan 16. yüzyıl Macar edebiyatını ve tarihini araştıranlarca eskiden beri biliniyor. İlk kez elimize geçen ve eksikleri olan bir kopyasını Gabor Ihâsz, Macar Bilimler Akademisi kütüphanesine armağan etmişti. Icon vicissitudinis humanae vitae başlığını taşıyan bu hasılı yapıt Karoly Szabo'ya göre 16. yüzyılın sonunda Bartfa Matbaası'nda basılmış olmalı. 1880'li yılların sonunda yeni ve daha eksiksiz bir nüsha çıktı ortaya. Matbaa süslemelerinden yola çıkarak 1629 dolayında Löcse'deki Brewer Matbaası'nda yayımlanmış olabileceği sonucuna varan Aron Szilady'ye bu nüshayı Sr. Jozsef Szinnyei armağan etmişti. Szilady, eline geçen bu ikinci nüshadan Icon'un o zamana dek eksik olan bölümlerini tamamladı ve - 61. kıtanın kesikliğe uğrayan ya da doğru okunmuş olup olmadığı kuşkulu bir iki sözcüğü dışında - metnin tümünü (ilk nüshanın eksikleri olan kenar notları da dahil olmak üzere) Irodalomtörteneti Közlemenyek (Edebiyat Tarihi İncelemeleri) adlı derginin 1893 yılı cildinde yayınladı.
On her Majesty's Secret Service: Marlowe and Turkey*
Belleten · 2006, Cilt 70, Sayı 259 · Sayfa: 903-918 · DOI: 10.37879/belleten.2006.903
Özet
Tam Metin
Since the early 1990s, there has been a great deal of serious in-depth research on the Elizabethan dramatist Christopher Marlowe (1564-1593), whereby his historically admitted career and connection with Shakespeare have been revisited, and consequently a comprehensive controversy among Marlowe students has risen with regards to a wide range of issues including his involvement in Elizabeth's secret service. Historically, it is true that, while he was a student at Cambridge from 1580 to 1587, he was secretly recruited to become an agent and, thus, from 1583 onwards, was sent abroad on secret missions; hence, his frequent and prolonged absences from his studies at the university. His espionage activities and their geographies have always been a mystery except his visits to France and, perhaps, to other Catholic countries. In this context, if one recalls that the first diplomatic relations between the Ottoman Empire and Elizabeth's England were officially established in 1583 when William Harborne was appointed the first English ambassador to the Ottoman court, it was also of vital importance for Elizabeth's government to secure the Ottoman support and alliance against the growing Spanish and Catholic threat. Therefore, Harborne's appointment was a timely political and diplomatic manoeuvre, and evidently a close watch on Ottoman politics and international relations came to the fore as a serious and vitally important exigency. Indeed, besides the regular staff of Harborne's embassy, three "gentlemen," who may have been assigned special missions, also accompanied him. Could one of them be Marlowe? It is hard to be specific and certain in the absence of documented evidence. However, given the Turkish contents and references of Marlowe's Tamburlaine the Great and The Jew of Malta, one can argue that he was fully familiar with Turkey and Turkish history and that some of the names and material in these plays seem to indicate his first-hand knowledge in this respect. So, through reference to some historical facts and a close textual study of the Turkish material in these two plays, this article is an attempt to demonstrate Marlowe's direct connection with Turkey and, thus, to argue that he must have visited this country in his capacity as Elizabeth's secret agent.
İlhanlı-Memlûk Rekabetinden Osmanlı-Memlûk Rekabetine: Hicaz Su Yollarının Tamiri Meselesinin Tarihî Arka Planı
Belleten · 2006, Cilt 70, Sayı 259 · Sayfa: 845-866 · DOI: 10.37879/belleten.2006.845
Özet
Tam Metin
Cengiz İmparatorluğu'nun batı şubesi olan İlhanlılar ile Mısır Memlûklarının kurulması hemen hemen aynı zamana tekabül etmektedir. İran'da kurulmuş olan İlhanlı Devleti'nin batı sınırları, Moğol İmparatorluğunun Anadolu ve Suriye serhadlerine kadar uzanan, ele geçirilmiş ve ele geçirilecek olan bölgeleri ihtiva ediyordu. Mısır Memlûkları ise, Mısır'dan Ahlat'a kadar uzanan geniş coğrafyadaki Eyyubî meliklerinin mirası üzerine kurulmuştur. Her iki devlet de yenidir ve kuruldukları coğrafya açısından hiç olmazsa başlangıçta meşrûiyetleri tamamen askerî güce dayanmaktadır. Yine her iki devlet de Yakındoğu'nun iki önemli güç merkezi olan İran ve Mısır'ı temsil ediyorlardı. Aslında Yakındoğu tarihinde İran ve Mısır'ın yanında Anadolu da üçüncü bir güç merkezi konumunda olmasına rağmen bu dönemde Türkiye Selçukluları böyle bir rolü oynayacak durumda değillerdi. Bundan dolayı İlhanlıların yıkılmasına kadar Yakındoğu'daki her türlü mücadele ve bloklaşma bu iki merkez etrafında gerçekleşmiştir.