6 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • phonetics
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Burdur ili ağızlarının ortak karakteristik ses bilgisi özellikleri

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2020, Sayı 70 · Sayfa: 169-192 · DOI: 10.32925/tday.2020.47
Hızlı sanayileşmenin oluşturduğu nüfus hareketleri, okuma yazmanın yaygınlık kazanması, köylerden kentlere yönelen göçler ve televizyon, radyo, gazete vb. kitle iletişim araçları; maalesef, ağızlar üzerindeki tahribatını hızla sürdürmektedir. Bu yüzden henüz ele alınmamış Türkiye Türkçesi ağızları üzerinde araştırma ve incelemelerin bir an önce yapılması, Türkoloji alanı için son derece önemlidir. Türkçenin iyi anlaşılabilmesi ve gelecek nesillere iyi bir şekilde aktarılabilmesi için sadece yazı dilimizi bilmemiz yeterli değildir. Ayrıca onunla aynı kökene dayanan yerel konuşma biçimleri olan ağızlarımızı (Demir, 2002, s. 105-116) da iyi bilmemiz gerekmektedir. Bunu da Türkiye Türkçesi ağızlarının bilimsel olarak incelenmesiyle gerçekleştirebiliriz. İşte, bu düşüncelerle Burdur ili ağızları üzerinde çalışmaya karar verdik. Bu kararı almamızda Burdur ili ağızları üzerinde hâlihazırda bilimsel düzeyde ciddi bir çalışmanın yapılmamış olması en önemli etken oldu. Bu makalede, Türkiye Türkçesi ağızlarına katkı sunmak amacıyla hazırladığımız Burdur İli Ağızları (Gramer-Metin-Sözlükler) 1 adlı araştırma ve inceleme çalışmasında tespit ettiğimiz Burdur ili ağızlarının en belirgin ses bilgisi özellikleri üzerinde duracağız.

ADLANDIRMA, TERİMLER VE SINIFLANDIRMA AÇISINDAN TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE ÜNSÜZLERE BİR BAKIŞ

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2017, Cilt 65, Sayı 1 · Sayfa: 27-59
Etkili bir öğretimde, önemli konulardan biri de "öğretilenlerde birlik"sağlanmasıdır. Öğretilenlerde birlik ise, her şeyden önce ortak adlandırma, kavramve terimlerle mümkündür.Hemen her alanda olduğu gibi Türkiye Türkçesinde de en önemli sorunlardanbiri; adlandırma, terim ve sınıflandırma farklılıkları konusudur. Bu çalışmada,"Türkiye Türkçesi Ses Bilgisi" konularından "ünsüzler" ile ilgili, bazı alan eserlerive ders kitaplarında kullanılan adlandırma, terimler ve yapılan sınıflandırmalarkonu edilmiştir. Ünsüzler konusunda, birçok kitapta, verilen bilgilerde birbirliktelik sağlandığı görülse de adlandırma, terimler ve sınıflandırmada epeycefarklılık bulunmaktadır. Bu farklılıklar da öğrenenler açısından öğrenme zorluğuoluşturmaktadır. Dil bilgisi öğretiminde öğrenmeyi kolaylaştırma ve öğrenmede birbirliktelik sağlama adına böyle bir çalışmanın bu alanda yapılacak çalışmalara katkısunacağı kanaatiyle böyle bir araştırma kaleme alındı.Ünsüz terimi, ünsüzlerin adlandırılma biçimleri, adlandırmalara göre yapılansınıflandırmalar, ünsüzlerle ilgili kullanılan terimler, ünsüz grupları ve ünsüz tablolarıesas alınarak kaynak eserler arasında karşılaştırmalar yapılarak birliktelik sağlanandurumlar ve ayrılık oluşturan durumlar tespit edilmiştir. Bu tespitler doğrultusundada çeşitli değerlendirmeler yapılmıştır.Yaygın olarak kullanılan bazı dil bilgisi kitapları ile lisans düzeyinde hazırlanmışders kitaplarından 33'ü esas alınarak yapılan bu çalışmada, konu ile ilgili, kullanılanadlandırma, terimler ve yapılan sınıflandırmalar ele alınarak eserler arasındakibenzerlik ve farklılıklar dikkatlere sunulmaya çalışılmıştır.

Eski Türk Yazıtlarında Kelime Başında /h-/ Sesi Gösterilmiş miydi? (Was the Initial /h-/ Shown in the Old Turkic Inscriptions?)

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2016, Sayı 42 · Sayfa: 127-136
Eski Türk yazıtları yüz yılı aşkın bir zamandan beri çeşitli alandaki araştırmacılar tarafından ayrıntılı olarak incelenmektedir. Filologlar da bu metinlerin ses, şekil, söz dizimi, söz varlığı gibi dil özelliklerini belirlemişlerdir. Bununla birlikte her geçen gün yeni yeni bakış açıları, yeni yeni varsayımlar ortaya konulmakta ve yeni okuma şekilleri, yeni anlamlandırmalar teklif edilmektedir. Gerhard Doerfer Eski Türkçede kelime başında /h-/ ünsüzü bulunduğunu ve bunun Orhun Yazıtları'nda özel bir imlayla gösterilmiş olduğunu iddia etmektedir. Bilindiği gibi Orhun Yazıtları'nda /a/ ve /e/ ünlüleri  harfi ile gösterilir. Ancak kelime başındaki /a/ ünlüsü  harfi olmadan yazılır. Sadece at 'isim' ve aç 'tok olmayan' kelimeleri bazen  olmadan bazen de  harfi ile yazılmıştır. Doerfer'e göre  harfi olmadan yazılan ve bugünkü Türkmencede /â/ (uzun a) ile kullanılan kelimeler Halaççada /h-/ ünsüzüyle başlamaktadır. O hâlde Türkmencede /â/, Halaççada /hâ-/ ile başlayan kelimeler Orhun Türkçesinde de /hâ-/ ile başlamakta olduğu için  harfi yazılmamıştır. Buradaki bildiride Doerfer'in varsayımını tartışıp değerlendireceğiz. İleri sürülen varsayımın tutarsızlıklarını göstereceğiz.Abstract Old Turkic inscriptions have been studied by researchers in several fields for over a century. Philologists have determined the phonetic, morphological, syntactic, and lexical characteristics of these texts. However, day by day new perspectives and hypotheses are being put forward and new readings and meanings are being suggested. Gerhard Doerfer claims that there was an initial /h-/ in Old Turkic and a special spelling was used to show it. As it is known, in the Orkhun Inscriptions the vowels /a/ and /e/ were shown with A. But the initial /a/ was written without A. Only the words at 'name' and aç 'hungry' were written sometimes without A and sometimes with A. According to Doerfer the words that were written without A and that are used with /â/ (long a) in contemporary Turkmen start with /h-/ in Khalaj. Then, since the words starting with /â/ in Turkmen, and /hâ-/ in Khalaj started with /hâ-/ in Orkhun Turkic A was not written. In this paper, the hypothesis of Doerfer will be discussed and evaluated. I will show the inconsistencies of this hypothesis.

Sovyetler Birliği’ndeki Türk Lehçelerinin Diyalektolojik Atlası

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2015, Sayı 39 · Sayfa: 135-166
"Sovyetler Birliği'ndeki Türk Lehçelerinin Diyalektolojik Atlası" adlı bu çalışma, SSCB İlimler Akademisi Dil Bilim Enstitüsü Türk Dilleri Bölümü tarafından oluşturulmuş bir komisyonca hazırlanmıştır. Anket niteliğindeki bu çalışma, SSCB'deki Türk lehçelerini ses bilgisi, biçim bilgisi, söz varlığı ve anlam bilim açılarından ele almayı hedeflemekte ve bu alanlar çalışmanın üzerinde durduğu dört ayağı teşkil etmektedir. Anketteki her bir kısımda lehçelere göre kelimeler arasındaki ses, biçim ve anlam yönünden farklılaşmaların örneklerle gösterilmesinin yanı sıra, derleyiciye düşen görevler, muhataplara yöneltilecek soruların niteliği ve bu süreçte benimsenebilecek metodolojik yaklaşımlar da belirtilmektedir.

ANDREAS TIETZE, TARİHİ VE ETİMOLOJİK TÜRKİYE TÜRKÇESİ LUGATI (CİLT 2, F-J, WIEN 2009)’NA KATKILAR

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2010, Cilt 58, Sayı 1 · Sayfa: 199-211
Bu çalışmada Andreas Tietze tarafından hazırlanmış olan ve Türkiye Türkçesinin söz varlığına ait kelimeleri ihtiva eden etimolojik sözlüğün ikinci cildi üzerinde durulacaktır. Tietze, eserinin ön sözünde incelediği bazı kelimelerin kökenini tespit edemediğini ifade eder. Bu kelimeler sözlükte çift soru işareti ile gösterilmiştir. Biz, bu durumdan hareket ederek sözlüğü baştan sona okuduk. Tietze'nin kökeni konusunda tereddüt yaşadığı bazı kelimeler hakkında görüşlerimizi ortaya koyduk.Tarihi ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lugatı'nın ilk cildi 2002 yılında yayımlandığında Türkoloji camiasında, özellikle de Türkiye'de büyük yankı ve heyecan uyandırmıştı. Gerçekten de bu heyecan, yıllardır dilimize pelesenk olmuş "Türkiye Türkçesinin sağlam ve güvenilir bir etimolojik sözlüğü hâlâ yazılamadı." sözünün gerçeğe dönüşmesinin sonucu muydu acaba? Hele hele Tietze'nin sözlüğün altı yedi cilt gibi düşünüldüğünü ifade etmesi umutları iyice yeşertmişti

İKİ MASALDA VAN AĞZININ GENEL SES ÖZELLİKLERİ-I

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2006, Cilt 54, Sayı 2 · Sayfa: 109-126
Bu makalede Ahmet Caferoğlu tarafından 1948 yılında, biri Van'da diğeriEdremit'te (Van) derlenen iki masalın ses bilgisi incelemeleri yapılmıştır.