4 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
  • press
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Cumhuriyet Türkiye’sine Geçiş Sürecinde Şûrâ-yı Devlet

Belleten · 2021, Cilt 85, Sayı 304 · Sayfa: 1025-1071 · DOI: 10.37879/belleten.2021.1025
Tam Metin
Osmanlı modernleşmesinin merkez teşkilatındaki değişim ve dönüşümünün bir parçası olarak yapısal reform sürecinin devamını temin maksadıyla Şûrâ-yı Devletin ihdas edildiği açıktır. Yarım asrı aşkın mücehhez ve mümtaz birikimi ile Cumhuriyet Türkiye’sine tevarüs eden Şûrâ-yı Devlet, 1868-1922 yılları arası dönemde sık sık yapısal değişim geçirmiştir. Günümüzde varlığını Danıştay olarak devam ettiren bu kurumun Cumhuriyet dönemindeki yapısını anlamak için, geçiş süreci olarak adlandırabileceğimiz II. Meşrutiyet ve Millî Mücadele Dönemindeki hukuki gelişmelerin ortaya konulması gerekmektedir. Özellikle Millî Mücadele yıllarında TBMM Hükûmeti, Şûrâ-yı Devletin geleceğini ve varlığını sorgularken, İstanbul’da bu Kurum çalışmalarına devam etmekteydi. Dolayısıyla bu geçiş sürecini İstanbul ve Ankara Hükûmetinin Şûrâ-yı Devlete bakışı üzerinden değerlendirmek gerekmektedir. Ankara’da Mecliste Şûrâ-yı Devlet üzerinden yapılan tartışmalar ve dönemin basınında yer alan haberler, heterojen bir imparatorluktan homojen üniter Türkiye Cumhuriyeti’ne geçiş sürecinin sancılarını yansıtır niteliktedir. Şûrâ-yı Devlet ile ilgili daha önce tarafımızca yapılan çalışmada Millî Mücadele Dönemi İstanbul ve Anadolu basınıyla TBMM Zabıt Ceridelerinde Şûrâ-yı Devlete nasıl yaklaşıldığına ve bu bağlamda yaşanan tartışmalara yer verilememişti. Bahsi geçen çalışmanın eksikliği arşivde karşılaşılan yeni belgeler, basında yer alan haberler ve bu dönemde hayata geçirilen bazı hukuki düzenlemeler ışığında bu çalışmada giderilmeye çalışılmıştır. Bu çerçevede bu çalışmada II. Meşrutiyet ve Millî Mücadele yıllarında Şûrâ-yı Devletin geçirdiği değişim süreci; yapılan hukuki düzenlemeler, Osmanlı arşiv belgeleri, dönemin basını ve meclis zabıtları üzerinden tahlil edilmeye çalışılacaktır.

Türk-İngiliz İlişkilerinde Prestij Faktörü (1923-1938)

Belleten · 2014, Cilt 78, Sayı 283 · Sayfa: 1157-1194 · DOI: 10.37879/belleten.2014.1157
Tam Metin
Bu makalede 1923-1939 yılları arasındaki Türk-İngiliz ilişkileri prestij faktörü çerçevesinde incelenmiştir. Buna göre, prestiji kendi uluslararası etkisini korumak ve arttırmak için yaşamsal gören İngiltere'nin, Türkiye, Cumhuriyet rejimi ve onun sembolü haline gelen Mustafa Kemal Atatürk'ün uluslararası saygınlığının artmasını engellemeye ve Türkiye'nin etkisini uluslararası alanda sınırlı tutmaya yönelik çabalarına rağmen Türkiye yaptığı devrimler, uluslararası ilişkilerdeki yapıcı ve barışçıl tutumu ve bağımsız tavrı ile prestijini bütün dünyada özelde de İngiliz sömürgelerinde arttırmıştır. Bunu da İngiltere'nin Türkiye'yi yalnızlaştırıcı ve dışlayıcı siyasetini değiştirmek için etkili bir şekilde kullanmayı başarmıştır.

Bolu Basınında Milli Mücadele

Belleten · 2012, Cilt 76, Sayı 277 · Sayfa: 973-1032
Mondros Mütarekesi'nin ardından İtilaf Devletleri'nin Anadolu'da başlattıkları işgal, mezalim ve katliam hareketlerine karşı Milli Mücadele'yi desteklemek üzere çıkan basın organları Türk milletinin sesi olmuştur. Dönemin olağanüstü koşulları altında türlü güçlüklere rağmen yayın hayatına devam eden bu basın organları arasında Bolu'da çıkan gazeteler de önemli bir yere sahiptir. Bu çalışmada; "milli birlik ve beraberlik", "hakimiyet-i milliye" ve "istiklâl-i tam" fikirleri etrafında Milli Mücadele lehine kamuoyu oluşturmak, halkı baş gösteren tehlikeler hakkında zamanında ve doğru haberlerle bilgilendirerek uyanık ve teyakkuz halinde tutmak üzere Bolu livasında çıkan Bolu, Dertli ve Türkoğlu gazeteleri ile bölgede Hürriyet ve İtilaf Fırkası'nın sözcülüğünü yapan Kürsî-i Millet gazetesi Milli Mücadele'ye yaklaşımları çerçevesinde ele alınmıştır.

İlk Türk Matbaasının Kurucusu Hakkında Yeni Bilgiler

Belleten · 2001, Cilt 65, Sayı 243 · Sayfa: 607-622
Tam Metin
İlk Türk matbaasının kurucusu, yayımcı, devlet adamı ve bir Osmanlı aydını olan İbrahim Müteferrika hakkındaki bilgilerimiz, onun ehemmiyetine rağmen oldukça eksiktir. İbrahim Müteferrika hakkında yapılan araştırmaların büyük bir bölümü seyahatnâmeler, sefâret raporları ve kroniklerde verilen bilgilere dayanmakta ve genellikle de birbirini tekrar etmektedir. Hayatı hakkında geniş bir arşiv çalışması yapılmadığı için yeni bilgilere ulaşılamamış, aynı bilgiler hemen hemen bütün araştırmalarda bazı kelime değişiklikleriyle tekrar edilmiştir.