7 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- Resim 4
- resim 3
- Sanat 2
- Aesthetic 1
- Ahmet Haşim 1
- architecture 1
- Art 1
- Atatürk 1
- Boya 1
- drawings 1
Şiirin Resmi Resmin Şiiri: Ahmet Haşim ve O Belde Şiiri
Erdem · 2024, Sayı 86 · Sayfa: 97-116 · DOI: 10.32704/erdem.2024.86.097
Özet
Tam Metin
Sanatın her alanında disiplinler arası ilişkiler kurularak, sanatçıların kendi alanları dışında farklı disiplinlerden etkilenmeleri sağlanmıştır. Bir şiirin resim ile ilişkisini ele aldığımız bu makalede; Ahmet Haşim’in poetikası ve resim sanatı arasındaki yakın bağı ortaya koymaya çalışacağız. Bu bağlamdan yola çıkarak, genelde resim ve şiir ilişkisi, özelde Ahmet Haşim’in O Belde şiiri temel alınarak poetikası ve resim hakkındaki düşünceleriyle destekleyip, şiirin resimle olan ortaklığına vurgu yapılacaktır. Ahmet Haşim’in O Belde şiirinin belirli imgeler yardımı ile resim sanatına uyarlanışı amaçlanmıştır. Bunu yaparken sözlü ve yazılı yolla ifade etmenin yanı sıra görsel ifade yöntemine de başvurulmuştur. Bu makale ile bugüne kadar mücerret olan renk ve ışığı müşahhas hale getirmeyi amaçladık. Resim ve şiir; tarihin şekillendiren çarkında yerlerini belirlerken, ortaya konulan ürünlerle de sonraki nesillerin tohumlarına can suyunu serper. Resim ve şiir, sözel ve görsel sanatlar olarak çoğu zaman sanatın ayrı dalları olarak çalışılsa da sanatsal bilimlerin aynı çatısı altında varlıklarını yürütürler. Şiirde de resimde de ortak bir kavram kabul edilen imgeden yola çıkarak fizik ve metafizik boyutlara ulaşılan bir ilişki ağıdır. İnsan, edindiği tüm kazanımlarıyla sanatsal yaratımın bir parçasıdır. Ortaya koyduğu ürünler ise kendi varlığından kopan özlerdir. Organik bütünlüğün bir gereği olarak insanın, varlığını ispat ve ifade etme yönelimleri vazgeçilmez bir gerçektir. Her insan özel kabul edildiğinde, insani ifade biçimleri dünyaya gelen insan sayısıyla eş değerdir. Resim ve şiir sanatları kendi alanlarında güçlü ifade yöntemleridir. Şiir, varlığını betim gücüyle resme dönüştürebilir. Türk edebiyatında çoğu şair şiirlerini yazarken aynı zamanda görsel şölen oluşturmaya da özen gösterir. Türk şiir dünyasının Fecr-i Âti dönemi şairlerinden Ahmet Haşim’in O Belde şiiri de resmin şiirsel ahengi içerisinde bir tabloda görülmeye değer. Şiir dünyasının imgesel anahtarlarıyla resim dünyasındaki kapıların kilidi renkler, semboller ve sezgiler ile açılabilir. Ahmet Haşim’in bir bütün olarak hayatı ve sanat anlayışı ortaya konulurken, resim ve şiir ilişkisinin bu bütünlükteki yeri de belirlenmiştir. O Belde şiirinden yola çıkarak O Belde resmine varana kadar, şiirin ve resmin birbirini tamamlayan ve besleyen tarafları incelenmiştir. O Belde şiirinin belirlenen metaforları üzerinden Haşim’in hayatına uzanan bir yol çizilerek, bilinen Haşim kalıplarının ötesinde şiire yeni bir yorum getirilmiştir. Şiirin sembolik dil ile ifadesi; anne, çocukluğa duyulan özlem, mâna ve hayatı ve sanatına şamil olan bir ütopya motifi ile tasvir edilir.
Peyami Safa’nın Eserlerinde Güzel Sanatlar
Erdem · 2012, Sayı 62 (Peyami Safa Özel Sayısı) · Sayfa: 99-110
Özet
Tam Metin
Peyami Safa, Türk düşünce, kültür ve sanat hayatının en önemli şahsiyetlerinden biridir. Türk edebiyatına damga vuran önemli romanlarının dışında bilgi ve kültür birikimiyle Türk fikir hayatında önemli bir yere sahiptir. Yazar, romanlarının dışında yazılarında, sohbet ve röportajlarında roman, edebiyat, kültür, güzel sanatlar gibi pek çok konudaki düşüncelerini ortaya koymuştur. Biz de bildirimizde romanlarından, yazılarından, röportajlarından hareketle "Peyami Safa'nın Eserlerinde Güzel Sanatlar"ı göstermeye çalıştık.
Tapestry (Goblen) Dokumaları
Arış · 2011, Sayı 5 (Türk Dünyasında Halı ve Düz Dokuma Sempozyumu Özel Sayısı - 1) · Sayfa: 144-151 · DOI: 10.34242/akmbaris.2019.14
Özet
Tam Metin
Resimlere konu olmuş kompozisyonların özellikle dokuma sanatında tercih edilmesi tapestry denilen dokuma türünün doğmasını sağlamıştır. İnsanlık tarihi kadar eski olan dokuma sanatında resmin kullanılması milattan öncelere dayanmaktadır. Doğu kökenli bu dokuma türünün gelişimi ortaçağ Avrupa'sında başlamış, özellikle XVII. yy. Avrupa'sında kralların, soyluların, zenginlerin saraylarında gösterişin bir simgesi haline dönüşmüştür. Bu çalışmada tapestry sanatının tarihi gelişim süreci anlatılırken, dokuma tekniği üzerinde ayrıca durulmuştur.
Mevlânâ ve Resim: Gürcü Hatun’un Kayseri Yolculuğu ve Ressam ‘Aynü’d-Devle-i Rûmî
Erdem · 2009, Sayı 54 · Sayfa: 111-126
Özet
Tam Metin
İslâm'ın güzellik ve estetiğe verdiği önem bu dinin kaynağı olan Kur'ân ve hadislerle ortaya konmuştur. İslâm'ın ilk yıllarında putperest anlayışa bağlı olarak kutsal unsurlar sunan resim ve heykele karşı ciddî ve tarihsel olarak haklı bir muhalefet mevcuttu. Bu muhalefet sanat anlamında resim ve heykele değil; bizzat resim ve heykelin ibadet maksadıyla kullanılmasınadır. Mevlânâ'nın kendi resmini yaptırması ise Sufî geleneğin kapsayıcı dünya görüşü ile sanat tasavvurunun yerel formlarla ve tarihsel kodlarla yeniden inşa edilmesi olup, bu noktada da Mevlânâ kırılma noktasındaki bir şahsiyettir. Mu'ineddîn Süleyman Pervâne Kayseri'de Selçuklu idaresinde görevlidir. Eşi Gürcü Hatun da onun yanına gidecektir; ama Mevlânâ'ya olan manevî bağlılığından dolayı Konya'dan ayrılmak istemez. Ayrılık kederini azaltmak için bir çare düşünür ve sarayın ressamı olan Aynüddevle'yi birkaç memur ile beraber Mevlânâ'nın portresini çizmek için ona gönderir. Sanatçı, Mevlânâ'nın resmini çizmeye başlar; ama resimdeki ile Mevlânâ'nın kendisi arasında oldukça büyük farklılık vardır. Çizmeyi yirmi defa tekrarlar ve sonunda kalemlerini kırıp dışarı çıkar. Daha sonra Aynüddevle yaptığı resimleri Gürcü Hatun'a teslim eder. Bu resimler, Selçuklu sarayının damgalı kâğıtları üzerine çizilmiştir. Şu ana kadar bu eserlerin orijinali bulunamamıştır. Bu araştırmamızda; Mevlânâ'nın portresi olduğu iddia edilen altı eseri ele alıp hiçbirinin orijinal olmadığını ilmî gerekçelerle ortaya koymaya çalıştık.
Kahire Millî Kütüphanesi’nden Minyatürlü Farsça Yazmalar
Erdem · 2008, Sayı 51 · Sayfa: 235-254
Özet
Tam Metin
Mısır, antik medeniyetiyle ve önemli tarihsel anıtlarıyla dünyanın en çok ilgi çeken ülkelerinden biridir. Mısır 1517'de Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Kahire sokaklarındaki Osmanlı mimari üslubunun özelliklerini taşıyan birçok yapı, Mısır'ın bu kültürden etkilendiğinin göstergesidir. Osmanlı kültürünün etkileri sadece mimaride değil diğer sanat alanlarında da görülmektedir. Mısır kütüphanelerinde Osmanlı dönemine tarihlenen birçok resimli yazma bulunmaktadır. El yazmaları bakımından ülkenin zengin kütüphanesi hiç şüphesiz Dâru'l-Kütüb el-Kavmiyye olarak bilinen Kahire Milli Kütüphane'sidir. Kütüphanede Arapça, Türkçe, Farsça resimli yazmalar bulunmaktadır. 70 civarındaki minyatürlü eserle Farsça yazmalar sayı bakımından en geniş grubu teşkil etmektedir. Daha çok edebî konulu bu yazmalardaki minyatürler genellikle İran resim üslubu ile Hind-Moğol resim üslubunu yansıtmaktadırlar.
Atatürk, Sanat, Sanatçı ve Resim
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2003, Cilt XIX, Sayı 56 · Sayfa: 731-736
Özet
İnsan siyasal bir yaratık olduğu kadar, uygar bir yaratıktır aynı zamanda. İnsanın siyasal yaratık olarak düşüncelerinin eseri, Devlettir, uygar duygularının eseri ise sanattır. Devlet ve sanat kavramları birbirine kapalı da değildir. Çünkü ikisinin de ortak kaynağı, temeli ve ülküsü toplum ile ilgilidir. Sanat, gerçeklerini toplum vicdanından alır toplum ile bağlantısını yitirmeksizin, onu aynı ülkü istikametinde yüceltmek için çalışır.
Wien 1529 - Die erste Türkenbelagerung, Historisches Museum der Stadt Wien, Hermann Böhlhaus, Wien, 1979. (A IV - 4227) [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 176 · Sayfa: 769
Özet
Tam Metin
Viyana Şehri Tarih Müzesinin bir sergi için hazırladığı bu edisyonda şu makaleler yer almaktadır: Günter Düriegl, İlk Türk Kuşatması s. 7-34, Robert Waissenberger, Reformasyonun ilk yıllarında Viyana'nın dahili vaziyeti s. 35-46, Renata Kassal-Mikula, İlk Türk Kuşatması sırasında Viyana'da Resim, Mimari ve Plâstik Sanatları s. 47-58, Floridus Röhrig, 16. Asır başlarında Kilise s. 59-64, Karl Teply, Türk Efsanelerinde Viyana (Kızıl) Altın Elmada Buluşalım s. 65-76, Adelbert Schusser, 1554-1556 da Viyana'da Para İşleri, s. 77-82, Hans Bisanz, Olaydan Efsaneye Viyana 1529 s. 83-92, Markus Köhbach, 1529 olayının İbrahim Peçevi'deki yazılışının Istvanfy'nin Osmanlıca redaksiyonundaki durumunu, ele alıyor. s. 93-106, Ünsal Yücel, Türk silahları ve harp tekniği s. 107- 122, Wilhelm Hein'in Türk Seramik ve halı sanatı s. 123-126, ve Yavuz Ercan'ın 15-16. asırda Osmanlı azınlıklarının durumu s. 127-159 üzerindeki makaleleri ile derleme bitiyor.