10 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • siyaset
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Panorama Romanına “Büyük İnkılâp ve Küçük Politika” Çerçevesinden Bakmak

Erdem · 2021, Sayı 80 · Sayfa: 197-220 · DOI: 10.32704/erdem.948944
Türk edebiyatının önde gelen kalemlerinden biri olan Yakup Kadri Karaosmanoğlu, edebiyatçı kimliğinin yanı sıra gazeteciliği, milletvekilliği ve diplomatlığı ile Tanzimat Dönemi’nden beri görülen aydın/bürokrat/politikacı bileşiminin tipik bir örneğidir. Çağdaş Türk düşüncesinin ortaya çıktığı Tanzimat yıllarından beri Türkiye’de edebiyat ve düşünce birbiriyle iç içe geçtiğinden o da toplum ve siyaset üzerine eğilen yazarlar çizgisinden gelmektedir. Romandan anı kitaplarına ve gazete yazılarına kadar çeşitli türlerde eserler veren yazar, II. Abdülhamit döneminden Meşrutiyet’e, Milli Mücadele yıllarından Cumhuriyet’in kuruluşuna, çok partili siyasi hayata geçişten 27 Mayıs’a kadar tanıklık ettiği devirleri çalışmalarına da bir biçimde aktarmıştır. Bu çerçevede Yakup Kadri’nin 1930’lu yıllardan 1950’lere kadar olan dönemi işleyen Panorama romanının yazarın Atatürk devrimlerinin halk üzerindeki etkisi, toplumda yer edinip edinemediği üzerine yaptığı eleştirel değerlendirmeleri bakımından ayrı bir yer tutar. Kurtuluş Savaşı yıllarından beri Atatürk’ün yakın çevresinde yer alan Yakup Kadri, Cumhuriyet’in ve Atatürk devrimlerinin düşünce ve edebiyat hayatında önde gelen savunucularından biridir. Ancak yazarın, Cumhuriyet’e ve devrimlere yaklaşımı sorgusuz bir övme edebiyatı şeklinde olmamıştır. Atatürk’ü ayrı bir yerde tutmakla birlikte Yakup Kadri, devrimlerin uygulanışını, halka yansımalarını daha 1930’ların başından itibaren eleştirir görünmektedir. Nitekim o tarihlerde yayımlanan Ankara (1934) romanının ikinci bölümü Panorama’nın öncüsü gibidir. Cumhuriyet’in onuncu yılı vesilesiyle yazdığı, ancak yayımlamadığı “Büyük İnkılâp ve Küçük Politika” başlıklı makalesi de yazarın dönemin siyasi ve toplumsal gelişmelerine karşı eleştirel yaklaşımının başka bir ifadesidir. Panorama romanıyla, Cumhuriyet’in ve Atatürk devrimlerinin kurduğu yeni Türkiye’ye ve Türk toplumuna eğilen Yakup Kadri, 1930’lu yıllarda Atatürk’ün henüz hayatta olduğu yıllardan 1950’de Demokrat Parti’nin iktidara geçişine kadar olan dönemi işlemektedir. Atatürk’ün “büyük inkılâp”ının Cumhuriyet Halk Partisi ve devlet bürokrasisi içindeki birtakım “küçük politika”lara kurban edildiği şeklinde özetlenebilecek düşüncelerinin yer aldığı makalesi ise Panorama romanının alt metni gibidir. Yazar, yayımlayamadığı bu çalışmasında dile getirdiği meseleleri, kurgusal bir metin üzerinden ifade etmek istemiş görünmektedir. Bu çalışma, Panorama romanını “Büyük İnkılap ve Küçük Politika” metnine dayanarak tahlil etmeyi amaçlamaktadır. Bu çerçevede Yakup Kadri’nin romanda dile getirdiği devrimlere, çok partili siyasi hayata ve özellikle Cumhuriyet Halk Partisi yönetimine dair eleştirileri söz konusu makaleyle birlikte değerlendirilmeye çalışılacaktır. Söz konusu tahlil çabasında dayanılan temel metin anılan makale olmakla birlikte, Yakup Kadri’nin işlediği konulara ışık tutabilecek Politikada 45 Yıl, Zoraki Diplomat gibi anı çalışmaları ile Yaban ve Ankara romanlarından da mümkün olduğunca yararlanılmıştır.

GÜLTEKİN YILDIZ, Neferin Adı Yok: Zorunlu Askerliğe Geçiş Sürecinde Osmanlı Devleti’nde Siyaset, Ordu ve Toplum (1826-1839), Kitabevi, İstanbul 2009, XX+524 s. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2016, Cilt 80, Sayı 287 · Sayfa: 329-332 · DOI: 10.37879/belleten.2016.329
Neferin Adı Yok: Zorunlu Askerliğe Geçiş Sürecinde Osmanlı Devleti'nde Siyaset, Ordu ve Toplum (1826-1839) adlı çalışma, Yeniçeri ocağının kaldırılması ve yeni bir ordunun inşası gibi II. Mahmud dönemi kritik tercihlerinin Osmanlı askeri, siyasal ve toplumsal ilişkileri üzerindeki etkilerine eğilen bir doktora çalışmasının kitaplaştırılmış halidir. Bu kitap tanıtım yazısının amacı öncelikle şudur: eser, zikredilen dönemde orduya dair bazı politikaların ve uygulamaların etkilerinin sadece o dönemle sınırlı kalmayıp, Osmanlı son dönemi ve Cumhuriyet Türkiye'sinde de izlerinin görüldüğünü okuyucuya düşündürmesi yönüyle önem taşımaktadır. Diğer yandan Osmanlı ve Cumhuriyet tarihi literatüründe yeterince askeri tarih çalışmasının bulunmaması nedeniyle bu çalışma, alanındaki literatüre önemli bir katkı sağlamaktadır. Ayrıca eser okuyucuya askeri teşkilat yanında siyasi teşkilat yapısındaki değişimleri de izleme imkanı sunmaktadır. Son olarak yazarın eleştirel bakışı, yerli ve yabancı kaynaklar ışığında ve disiplinler arası okumalar ve yaklaşımların da etkisiyle, Osmanlı örneğinin değerlendirilmesi hem kendi içinde hem de dünyadaki gelişmeler ışığında hedef kitleye mukayese imkânı vermekte ve kitabın neden okunması gerektiğini ortaya koymaktadır.

Çok Partili Döneme Geçiş Sürecinde Türk Basını

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2011, Cilt XXVII, Sayı 79 · Sayfa: 131-192
Tam Metin
Türk siyasetinde 1945-1950 yılları arasındaki dönem oldukça önemlidir. Bu yıllar arasındaki gelişmelerin etkisiyle Türk basınında büyük bir canlılık göze çarpmaktadır. Bu çalışmada, çok partili döneme geçişte Türk basını incelenecektir. Makale, bu konuda yapılmış incelemelerin bir derlemesi niteliğindedir ve belirtilen dönemdeki belli başlı gazeteler yer almaktadır. Basının içinde bulunduğu durum genel hatları ile açıklanacaktır.

Keskin Halkevi (20 Şubat 1938-1951)

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2008, Cilt XXIV, Sayı 72 · Sayfa: 669-692
Mustafa Kemal Cumhuriyet'in kuruluşundan sonra ülke sınırları dışında kalan Türklerin meseleleri ile yakından ilgilenmiş, yapılan anlaşmalarla durumlarını güvence altına almaya çalışmıştır. Bu nedenle Atatürk Dönemi Türkiye Bulgaristan ilişkilerinde en önemli konuyu Bulgaristan' daki Türk nüfusu oluşturmuştur. Her iki devlet arasında 1925 yılında yapılan anlaşma gereği karşılıklı mübadele söz konusu olmasına karşın Bulgaristan'da daha fazla Türk nüfusu bulunduğundan mesele hem göç, hem de Bulgaristan içerisindeki siyasi, sosyal ve kültürel haklar çerçevesinde devam etmiştir. Bu çalışmada; Atatürk Dönemi'nde (1919-1938) Bulgaristan'ın iç siyasetindeki gelişmeler ve Türkiye'ye etkisi, Türkiye ile Bulgaristan arasındaki siyasi ilişkiler, Bulgaristan Türkleri' nin problemleri, sosyal ve kültürel meseleler ile ekonomik ilişkiler ele alınarak incelenmektedir.

Atatürk Dönemi Türkiye-Bulgaristan İlişkileri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2008, Cilt XXIV, Sayı 72 · Sayfa: 669-696
Tam Metin
Mustafa Kemal Cumhuriyet'in kuruluşundan sonra ülke sınırları dışındakalan Türklerin meseleleri ile yakından ilgilenmiş, yapılan anlaşmalarla durumlarını güvence altına almaya çalışmıştır. Bu nedenle Atatürk Dönemi Türkiye Bulgaristan ilişkilerinde en önemli konuyu Bulgaristan'daki Türk nüfusu oluşturmuştur. Her iki devlet arasında 1925 yılında yapılan anlaşma gereği karşılıklı mübadele söz konusu olmasına karşın Bulgaristan'da daha fazla Türk nüfusu bulunduğundan mesele hem göç, hem de Bulgaristan içerisindeki siyasi, sosyal ve kültürel haklar çerçevesinde devam etmiştir. Bu çalışmada; Atatürk Dönemi'nde (1919-1938) Bulgaristan'ın iç siyasetindeki gelişmeler ve Türkiye'ye etkisi, Türkiye ile Bulgaristan arasındaki siyasi ilişkiler,Bulgaristan Türkleri' nin problemleri, sosyal ve kültürel meseleler ile ekonomik ilişkiler ele alınarak incelenmektedir.

KEMAL KARPAT, Studies on Turkish Politics and Society: Selected Articles and Essays, Brill, Leiden. Boston, 2004. 747 sayfa. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2006, Cilt 70, Sayı 258 · Sayfa: 787-790
Prof. Karpat'ın Brill yayınları arasında çıkan bu son eseri, siyaset, edebiyat ve dış ilişkiler başlıkları altında toplanmış 25 makaleden oluşmaktadır. Makalelerin hemen tamamı 1923 sonrasında ve ağırlıklı olarak da 1950 yılından itibaren Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşanan sosyo-ekonomik ve politik değişim sürecini konu almaktadır. Bu alanın duayenleri arasında yer alması, son on yıllarda büyük değişim geçiren Türkiye siyaseti ve kültür dünyası hakkında yazarın tespitlerinin ilgiyle okunması için başlı başına yeterli bir sebep olsa gerektir. Nitekim yazar Türkiye'de bilimsel açıdan analizi çok az yapılmış olan 1960 sonrası siyasi gelişime dair çok ilginç bazı tespitlerine giriş kısmında değinmektedir.

Türkiye İle Amerika Birleşik Devletleri Arasındaki Siyasi İlişkiler (1923-1938)

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1999, Cilt XV, Sayı 43 · Sayfa: 53-73
İki devlet arasındaki ilişkiler teknik olarak 1830 yılından, hatta, Amerika'nın millî bir devlet olarak ortaya çıktığı 1808 yıllarından itibaren başlar. 19. yüzyılda iki devlet arasındaki ilişkilerin her iki devlet için de o kadar Önemi yoktur. Osmanlı İmparatorluğu'nda ulaşım ve iletişimin Amerikalılarca geliştirilmesi iki ülkeyi birbirine yaklaştırdı. Fakat iki ülkeyi ekonomik, politik ve kültürel açıdan gerçekten yaklaştıracak bir topluluk oluşmadı.

Amerikan Belgelerinde 27 Mayıs Olayı

Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 227 · Sayfa: 203-226
Tam Metin
27 Mayıs askerî darbesinin, Cumhuriyet tarihimizde önemli ve ilginç bir yeri vardır. Olay, 1950'de gerçek anlamı ile işlemeye başlayan genç demokrasimizin ilk "kesintisi" olduğu kadar, Büyük Atatürk'ün, Ordu ile Politika'yı birbirinden ayırdığı 1924 sonundan beri, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ilk defa olarak, bir siyasal olayın aktif unsuru haline gelmesidir. Ordunun, siyasal bir süreç içinde yer alması, 1961 Ekim seçimleriyle sona ermemiş, 1980 Eylülüne kadar devam eden dönemde, "Ordu faktörü", Türk iç politikasında bazan "silik", bazan da ön plâna çıkan bir nitelikte, yaklaşık 20 yıl kadar devam etmiştir.

Selçuklular'da Devlet: III. Tarihi ve Siyasi Bakımlardan

Belleten · 1990, Cilt 54, Sayı 209 · Sayfa: 403-416
Tam Metin
Konuşmama başlamadan önce, çok önem verdiğim bir noktaya, müsaadenizle, temas etmek istiyorum. Babam, Mustafa Kemal'in komutası altında memleketini kılıcı ile savunurken, 4 kardeşi ile birlikte, ben henüz 6 aylık iken, Çanakkale'de şehit düştü. Ben de Türk tarih ve medeniyetine dair yazdığım kitaplarla hem ilim yapmaya çalıştım, hem de kalemimle tek Türk devletinin manevi müdafaasını yaptım ve ömrüm oldukça yapmaya devam edeceğim.

BİBLİYOGRAFYA [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1985, Cilt 49, Sayı 193 · Sayfa: 111-162
BİBLİYOGRAFYA [Kitap Tanıtımı]