4 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • symbol
Dergiler
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Osmanlı İmparatorluğu’nun Son Yıllarında Yabancı Ülke Bayraklarının Kullanımı ve Denetimi

Belleten · 2022, Cilt 86, Sayı 306 · Sayfa: 683-716 · DOI: 10.37879/belleten.2022.683
Tam Metin
Osmanlı İmparatorluğu’nda yabancı ülke bayraklarının varlığı imparatorluğun son döneminde yaygınlaşmıştır. Bu bayrakların sahip olduğu sembolik değerler ve güncel gelişmeler, farklı aidiyetlere sahip bireylerin ve kurumların bayraklara yönelik değerlendirme ve uygulamalarının farklılık göstermesine yol açmıştır. Bayrak, bireyler için kimliklerinin ve aidiyetlerinin görsel sembolü anlamına gelirken resmi kurumların dışında ve izinsiz kullanılması halinde yöneticilerin gözünde egemenliklerine yönelik bir tehdidin ifadesiydi. Osmanlı coğrafyasındaki yabancı etkisinin politik ve gündelik alanlardaki nüfuzunun 19. yüzyılla birlikte artması ve bağımsızlık hareketlerinin yarattığı ayrılıkçı tehdit nedeniyle, devletin gözünde yabancı bayrakların varlığının denetlenmesi ve engellenmesi hassas bir sorun haline gelmiştir. Devlet adamlarının bu amaçla attıkları adımlar süreklilik arz eden bir arka plana sahip olmasına karşın kalıcı çözümler üretmede başarısız olmuştur. Arşiv belgeleri; devlet adamlarının resmi kurumlarda ve özel mülklerde, yabancı bayrakların kullanılmasına dair belirledikleri kuralları ve denetim usullerini yansıtmaktadır. Seyahatnameler, anılar ve gazete haberleriyse, insanların bayraklara atfettikleri değerleri incelemeyi ve bireyin gözünden bir anlatı oluşturmayı mümkün kılmaktadır. Araştırmada, Osmanlı İmparatorluğu’nun yabancı bayraklara yönelik politikasının hukuki metinlerin yanı sıra fiili durumun etkisiyle zaman içerisinde değiştiği ve bu gelişmelerin sonucunda, uzun bir süre ihlal olarak engellenmeye çalışılan bazı uygulamaların meşru kabul edildiği görülmüştür.

Mevlânâ’nın Mesnevî’sindeki Meseller ile Küçürek Öyküler Arasındaki İlişki

Erdem · 2013, Sayı 65 (Küçürek Öykü Özel Sayısı) · Sayfa: 33-45
Tam Metin

Küçürek öykü kısa, öz ve damıtılmış niteliği ile her ne kadar günümüz insanının ihtiyacına binaen edebiyatta yerini alsa da, bu türün Türk kültüründeki ilk izlerine yüzyıllar öncesinde rastlanmaktadır. Bu bağlamda Mevlânâ'nın Mesnevî'sinin "küçürek öykü" tanımına oldukça paralel bir durum arz etmesi dikkat edilmesi gereken bir özelliktir.

Az sözle çok şeyin anlatıldığı, kısa, etkin ve şok uyarıların etkileyici bir biçimde kullanıldığı küçürek öyküler; sembolik, samimi ve içten söylemleri ile Mevlânâ'nın Mesnevî'sindeki mesellere yaklaşmaktadır. Felsefi söylem ve ucu açık nitelikli yapısıyla da Mevlânâ'nın mevcut eserine yaklaşım gösteren bu öykü çeşidinin, doğrudan mesaj iletme ve halkı eğitme yönünde bir iddiası olmadığı için Mesnevî'deki mesellerden bu küçük nitelikleriyle ayrı tutulabilmektedir. Fakat genel anlamda; olay kurgusu, sezdirme yöntemine başvurulması, örtük anlatımın bilinçli ve yoğun bir şekilde ele alınması, sembol ve imge tercihlerindeki orijinallik, Mevlânâ Mesnevî'sindeki meselleri küçürek öykülere yaklaştırmaktadır.

Netice itibariyle bugünün küçürek öyküsünün modern insanın dramı üzerine konumlandığı dikkate alınırsa, Mevlânâ Mesnevî'sindeki mesellerin de insani öze odaklandığını ve onun evrensel problematiği ile ilgilendiği görülebilmekte; zengin birikimi ve kültürel dokusu ile küçürek öyküye iyi, orijinal ve güzel bir model oluşturduğu düşüncesini güçlendirmektedir.

Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun Romanlarında Bir Anlatım Unsuru Olarak Semboller

Erdem · 2007, Sayı 49 (Mustafa Necati Sepetçioğlu Özel Sayısı) · Sayfa: 57-66
Tam Metin
Birtakım anlatım kodları olarak tanımlanan semboller, romanlara anlatım genişliği ve zenginliği katarlar. Semboller kişisel olabileceği gibi, zaman içinde kazandıkları anlamlarla geleneksel de olabilirler. Mustafa Necati Sepetçioğlu sembollerden en geniş ölçüde yararlanan romancıların başında gelir. Yazar özellikle geleneksel sembolleri kullanarak okuyucuda ortak bilinci kuvvetlendirmek ister.

Sivas I. İzzeddin Keykavus Şifahanesi ve Niğde Alaeddin Camii'nin Simge Dili

Erdem · 2004, Sayı 41 · Sayfa: 59-78
Sivas I. İzzeddin Keykavus Şifahanesi ve Niğde Alaeddin Camii'nin plan kuruluşları ve bezemeleri değerlendirildiğinde, Çin ve Orta Asya kültür çevrelerinden gelen eski inanç ve sembollerin 13. yüzyılın İslâm dinini benimsemiş Türk toplumunda halâ canlılığını koruduğu görülmektedir. Bu çalışma ile sosyolojik, politik ve psikolojik bağlamlarda kullanılan simgeler yoluyla, Anadolu Selçuklu toplumunun eski kültürel değerleriyle İslâmi değerleri sentezleyerek, yaşadıkları çağ için olduğu kadar günümüz dünyasında da özgünlüğünü koruyan baş yapıt niteliğinde mimari eserler inşa ettikleri gösterilmiştir.