3 sonuç bulundu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler
Eski Anadolu Türkçesinin Türk Dili Tarihindeki Yeri
Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2004, Cilt 52, Sayı 2 · Sayfa: 99-105
Özet
Oğuzlar, VI-XIII. yüzyıllar arasında Orta Asya'da kurulmuş bütün Türk devletleri içinde etnik varlığını ve ağırlığını duyurmuş bir Türk kavmidir. Ancak, bağımsız bir devletleri olmadığı içinn Oğuzcaya dayalı bir yazı dili de yoktu. Oğuzca ilk kez bağımsız bir yazı dili durumuna ancak XIII-XV. yüzyıllar arasında Eski Anadolu Türkçesinin kuruluşu ile geçebilmiştir. Bu nedenle Eski Anadolu Türkçesinin Türk dili tarihinde önemli bir yeri vardır. Eldeki makalede, Oğuzcanın VI-XIII. yüzyıllar arasındaki durumu ile, Eski Anadolu Türkçesinin kuruluşundan sonraki gelişmelerin ortaya koyduğu sonuçlar Türk dili tarihi açısından değerlendirilmiştir.
G. HAZAI, Das Osmanisch Türkische im XVII. jahrhundert - Untersuchungen an den Transkriptionstexten von Jakob Nagy Harsdny (XVII. Yüzyıl Osmanlı Türkçesi, Jakob N.de Harsány'nin transkripsiyon metinleri üzerine araştırmalar) The Hague 1973 Mouton, 4985, Bibliotheca Orientalis Hungarica XVIII. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1978, Cilt 42, Sayı 167 · Sayfa: 501-502
Özet
Tam Metin
Yazarın girişte de belirttiği gibi, Türk dilinin tarihi evrimini anlamak, seslilerin çok önemli yeri olan bu dilin Arap harfleri ile yazılmasından dolayı pek güçtür. G. Hazai XVII. yüzyıla ait bir Türkçe öğretim metninden yararlanmak yoluyla Türk dilinin filolojik - historik araştırmalarına saygı duyulacak bir hizmette bulunuyor. Yazarın dediği gibi morfolojik ve sentaks sorunlarını aydınlatacak Arab harfli metinlerin yanında, Türk dilinin fonetik tarihini aydınlatmak transkripsiyon metinlerinin incelenmesi ile mümkündür. Bundan başka XVII-XVIII. yüzyıllara ait bilinen metinler, konuşma dilinden çok Arab ve Fars dilinin etkilerini taşıyan bir yazı dili ile kaleme alınmışlardır. Su halde konuşulan dili araştırmak için burada tanıttığımızın benzeri Türk diline ait öğretici metinleri kullanmak gerekir. Son zamanlarda yabancı alfabelerle kaleme alınan Türk diline ait transkripsiyon metinleri incelenmeğe başlanmıştır. G. Hazai XVII. yüzyıl Türkçesini bu açıdan bize vermeğe yarayan önemli bir eserin Jakob Nagy de Harsâny'nin "Colloquia Familiaria Turcico - Latina" sını yayınlıyor Bu, benzerleri içinde en ayrıntılı ve zengin örnekleri kapsayan bir eserdir. Eserin yazarının bir Macar oluşu da Hazai'ye göre esere ayrı bir değer atfetmemize nedendir. Çünkü Macarca ve Türkçe'de fonemlerin benzerliği, de Harsâny'nin Türk dilinin fonetik yapısını kolayca ve düzgünce kavrayıp verebilmesine yardım ediyor. Eserin zengin bir kelime hazinesi içermesi verimli bir filolojik araştırma yapılmasına olanak vermektedir. Kitabın 34-199. 'sahifeleri arasında Harsâny'nin Türkçe - Latince - Almanca çevrili metinleri emandasyonu yapılmış olarak yer alıyor. Bu XVII. yüzyılın günlük Türkçesinden örneklerdir. 201-278. sahifeler arasında bu metinde geçen kelimelerin index'i yer alıyor. 279-318. sahifeleri arasında Hazai metinde geçen kelimelerin eserdeki orijinal transkripsiyonunu almış ve karşılarına bugünkü Türkçenin kullandığı transkripsiyonu yerleştirmiş. Böylece fonetik değişimleri izlemek mümkün oluyor.
Türk Dili ile İlgili Prehistorik İzler
Belleten · 1972, Cilt 36, Sayı 141 · Sayfa: 71-78
Özet
Tam Metin
Altay dilleri arasındaki akrabalığın henüz münakaşa safhasında olduğu sırada benim prehistuarda, yani M. Ö. üçüncü bin yılda yeni münasebetler aramam garip görünebilir. Bu alanda çok düşündürücü deliller olmasa böyle bir konuyu buraya getirmezdim. Çok büyük mütebahhir bir asirolog olan rahmetli Prof. B. Landsberger 20-25 Eylül 1937 de İstanbul'da toplanan II. Türk Tarih Konferansında "Önasya Eski Tarihinin bazı Problemleri" adlı maruzesinde bizi ilgilendiren cihetler vardı : "M. Ö. 2500 de Kuzeyden gelen Gutium veya Kutium adlı bir kavim Akad devletini çökertiyor. (Bu Gutium yahut Kutium Kavmi adının Akatça nisbet eki olan kısmını çizecek olursak Gut kalır. Eğer çok önemli olan alâmetler bizi yanıltmıyorsa, tarihimizde Türklerle en yakın bir surette münasebettar belki de ayniyet gösteren kavim budur. Gut dilinden elimize geçen yalnız Kıral adlarıdır. Babil halkının elinde Akatçalaştırılmış olanlardan sarfınazar edecek olursak 12 ad kalır. Bunlardan da, ait olduğu zamana, yani M. Ö . 2500 yıllarına ait vesaikde geçenleri ancak 4 tanedir. Öbürleri bir kaç yüzyıl sonraki vesaikde geçtiklerinden, hatalı olmak imkanı mevcuttur. İlkin bu adların haricî yapıtlarım mütalaa edersek, sada ahengiyle Türkçe kelime teşkili şekillerinin bunlarda muhafaza olunduğunu görürüz. Bundan başka bunların Türkçe fiilden: e-gan, a-gan -mış, -iş ekleriyle yapılmış fiilden müştak sıfatlar olduğu kolaylıkla görülür."