40 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • türk tarihi
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Ergene kon=Ergin kün mü?

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 1997, Cilt 45 · Sayfa: 61-149
Türklerin yeniden türemesi olgusunun gerçekleştiği yer ile ilgili incelemeler, çözümlemeler ve açıklamalar bulunan yazıdır.

Lozan’dan Cumhuriyet Rejimine Giden Yol

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1996, Cilt XII, Sayı 34 · Sayfa: 149-158
Yirmibirinci yüzyıla yaklaşan dünyamızda halk egemenliğine dayalı demokrasiyi ve cumhuriyeti iyice öğrenmek, girdisini çıktısını bellemek zorundayız. Hele bugün birçok devletin cumhuriyet rejimine geçmekte olduğunu göz önüne alırsak, Türkiye'deki rejim üzerinde tartışmayı bir kenara atarak, ikinci mi olsun, üçüncü mü olsun tartışmalarına son vermek zamanı gelip geçmiştir bile. Çünkü, Türkiye Cumhuriyeti savaşlar, yoksulluklar ve sayılmayacak kadar zorluklar aşılarak kurulmuştur.

İsmail Aka, Mirza Şahruh ve Zamanı (1405-1447), Ankara 1994, XXVIII+260+bir şecere. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 229 · Sayfa: 823-826
Tam Metin
Son yıllarda Sovyetler Birliğin'deki gelişmeler bütün dünya ile beraber Türkiye'de de dikkatleri Orta Asya'ya çevirmiştir. Orta Asya tarihi genel olarak dünya tarihinin önemli bir kısmını teşkil etmesinin ötesinde Türk tarihinin de belkemiğini oluşturur. Şarkiyat araştırmaları çerçevesi içinde Asya tarihinin hemen her dönemi batılı araştırıcılar nezdinde ilgi görmüş ve pek çok çalışmaya konu oluşturmuştur. Bu şekilde XIV. asrın ortalarından XVI. asrın başlarına kadar Maveraünnehr ve Horasan başta olmak üzere Asya tarihinde çok önemli bir yer tutan Timurlular ile alakalı pek çok araştırma yapılmıştır. Timurlu rönesansı olarak adlandırılan bir devre imza atan, Azeri ve Osmanlı sahası dışındaki Türklerin dili haline gelen Çağatayca'yı geliştiren bu hanedan, tarihteki mevkiine oranla yeteri kadar bilinmemektedir. Bu devreyi aydınlatacak kaynak eserlerin yazma kütüphanelerimizde bol olmasına rağmen Türkiye'de Timurlular ile ilgili bilgimizin eksik olması esef vericidir. Timurlular ile alakalı çeşitli makale ve kitapları bulunan sayın Aka'nın çalışmaları hem bu konuya alaka duyan araştırıcıların yollarını aydınlatmakta, hem de son zamanlarda tekrar popüler hale gelen Orta Asya tarihine dair malumat edinmek isteyen okurların ihtiyacına cevap vermektedir. Yukarıda künyesini verdiğimiz Mirza Şahruh ve Zamanı adlı eseri de bu konudaki çalışmalardan biridir.

Japonya'da Türk Tarihi Üzerindeki Araştırmalar (16 Ağustos 1945 - 31 Ekim 1992)

Belleten · 1994, Cilt 58, Sayı 223 · Sayfa: 751-782
Tam Metin
Tokyo Yabancı Araştırmaları Üniversitesi Asya ve Afrika Dil ve Kültürleri Enstitüsü (Institute for the Study of Languages and Cultures of Asia and Africa, Tokyo University of Foreign Studies)'nün davetlisi olarak Misafir Profesör statüsünde 1 Temmuz - 31 Ekim 1992 tarihleri arasında Tokyo'da bulundum. Bu müddet zarfında Japonya'da Türk tarihi üzerinde yapılan çalışmaların bolluğu dikkatimi çekti. Bu yüzden Japonya'da gerek Orta Asya tarihi gerek Osmanlı öncesi ve Osmanlı tarihi hatta Cumhuriyet devri tarihi üzerindeki çalışmaların Türkiye ile Japonya arasındaki münasebetlerin gelişmesiyle artmakta oluşu memnuniyet vericidir.

Çin Seddi'nin Yapılış Nedeni Hakkında Değişik Bir Görüş

Belleten · 1993, Cilt 57, Sayı 218 · Sayfa: 27-40
Tam Metin
Çin Seddi denilince, dağların üzerinde uyuyakalmış bir ejderha gibi uzayıp giden bir yapı aklımıza gelir. Belki Çin'e gidip, bu görkemli yapıyı görenlerimizin sayısı pek fazla değildir. Ama, mutlaka bir resmini görmüşüzdür. Çin hakkında fazla bir şey bilmeyen bir kişi bile, en azından Çin Seddi'nin varlığından haberdardır. Ancak, bu görkemli yapı hakkında bildiklerimiz çok kısıtlıdır. Orta Asya Türk tarihi ile birlikte sıkça adı geçen bu yapı hakkında bildiklerimiz ne yazık ki, ansiklopedik bilgilerle sınırlıdır.

Kapgan Kagan (692-716)

Belleten · 1993, Cilt 57, Sayı 218 · Sayfa: 51-70
Tam Metin
692 yılında Gök-Türk devleti tahtına oturan Kapgan Kagan, II. Gök-Türk devletinin kurucusu Kutlug (ilteriş)'un ölümünden sonra hükümdar olmuştur. Üzerine devraldığı hızla büyümekte olan devleti ağabeyi gibi, onun bıraktığı yerden başlayarak, her yönden geliştirmeye devam etmiştir.

Atatürk’ün “Tarih İlmi” Hakkındaki Düşünceleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1987, Cilt IV, Sayı 10 · Sayfa: 133-138
Millî Mücadele döneminde hep ileriye bakan Atatürk, yeni devletini kurduktan sonra geçmişe dönerek, devletin sağlam temellere dayanması için "tarih ilmi"yle meşgul olmaya başlamıştır. Atatürk esasında daha okul sıralarında, gençlik yıllarında, tarihe büyük ilgi duymuştur. Siyasî hayattaki başarılarında geniş tarih bilgisinden büyük çapta istifade etmiştir.

Samsun'da Başlayan ve İzmir'de Biten Yolculuk (1919-1922)

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1986, Cilt III, Sayı 7 · Sayfa: 49-58
Mustafa Kemal'in 19 Mayıs 1919'da Samsun'dan başlayıp, Amasya'ya, Erzurum'a, Sivas'a yönelen, daha sonra Ankara'ya, ve 9 Eylül 1922'de İzmir'e ulaşan yolculuğundan Millî Mücadele tarihimiz oluşmuştur.

Kanuni Sultan Süleyman'ın Boğdan Seferi ve Zaferi (1538 M. = 945 H.)

Belleten · 1986, Cilt 50, Sayı 198 · Sayfa: 727-806 · DOI: 10.37879/belleten.1986.727
Tam Metin
Derya gibi zengin Türk tarihinin en renkli dönemi olan Osmanlı devrinin olayları arasında, birbirini takip eden sefer ve zaferler başta yer alır. Gerek Avrupa ve gerek Türkiye tarihçileri ilgi çekici bu konu üzerinde fazlasıyla durmuşlardır. Örneğin Claude Cahen'in La campagne de Mantzikert d'apres les sources musulmans (Müslüman kaynaklarına göre Malazgirt seferi), Al. Yu. Yakubovski'nin Ibn Bibi'nin XIII. asır başında Anadolu Türklerinin Sudak, Polovets (Kıpçak) ve Ruslara karşı yaptıkları seferin hikâyesi (Rusça) başlıklı araştırmalarını Selçuklu devrine ait olarak hatırlatabilirim. Osmanlı devrine gelince, A.S. Atiya'nın The Crusade of Nicopolis (Londra 1934), N. Beldiceanu'nun La conquete des cites marchandes de Kilia et de Cetatea-Alba par Bayezid II (Ticari kent-kalelerin Kili ve Akkerman'ın II. Bayezid tarafından fethi), Felix Tauer'in Histoire de la Campagne du Süleyman I er contre Belgrad en 1521... (I. Sultan Süleyman'ın 1521 tarihli Belgrad üzerine sefer tarihçesi), J. P. Tercier'in Memoire sur la prise de la ville et de l'ile Rhodes (Rodos şehrinin ve adasının zapt edilmesi hakkında hatıra), M. Pavet de Courteille'nin Histoire de la campagne de Möhacz par Kemal Pacha [= Ibn Kemal] (Mohac seferinin tarihçesi...) W.F.A. Berhnaur'in Sulaiman des Gesetzgebers ( Kanuni) Tagebuch auf seine Feldzuge nach Wien im Jahre 935/6 H. = J. 1529 n. Chr. [(1529 M./935 H.) tarihli Kanuni Sultan Süleyman'ın Viyana seferi], yine F. Tauer'in Soliman Wiener Feldzuge (Süleyman'ın Viyana seferi) ve Prof. Dr. Hüseyin G. Yurdaydın'ın Naşıhü's-Silahi (Matrakçı); Beyan-ı Menazil-i Sefer-i 'lrakeyn-i Sultan Süleyman Han adlı eserlerini sıralayabiliriz. Kanuni devrine ait olan eserlerde az çok Boğdan-Moldova seferinden söz edilir. Bunlardan başka Saffet Bey'in Bir Osmanlı filosunun Sumatra seferi ve Sumatra seferinin üzerine vesikalar [1569] isimli makalesi de göze çarpar. Bu konu üzerinde Sayın İsmet Binark'ın gayretiyle Türkiye'de basılan eserleri içeren Türk sefer ve zaferleri bibliyografyası (izahlı) isimli çok değerli ve faydalı bir kaynakça tertiplenmiştir.

Hacı Bektaş-ı Veli

Belleten · 1986, Cilt 50, Sayı 198 · Sayfa: 885-894 · DOI: 10.37879/belleten.1986.885
Tam Metin
Her yıl 16-18 Ağustos tarihlerinde Hacıbektaş ilçesinde anısına bilimsel toplantılar, şenlikler düzenlenen büyük Türk düşünürü Hacı Bektaş-ı Velî'nin adının bu kadar tanınmış olmasına rağmen, hayatı hakkında bildiklerimiz yok denecek kadar azdır. Bunun sebepleri olarak, onun Türk tarihinin kaynakları en kıt ve en karanlık bir döneminde yaşamış ve büyük şehirlerden uzakta, Sulucakarahöyük gibi o zaman yedi haneli bir yere yerleşmesi yüzünden devrin tarihçilerinin gözünden kaçmış olması gösterilebilir.