340 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
  • tarih
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

ULF-DIETRICH SCHOOP, Das anatolische Chalkolithikum. Eine chronologische Untersuchung zur vorbronzezeitlichen Kultursequenz im nördlichen Zentralanatolien und den angrenzenden Gebieten, Urgeschichtliche Studien 1, Remshalden, 2005, Verlag Bernhard Albert Greiner, 1-441 sayfa + 1-187 Leva + 2 harita [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2007, Cilt 71, Sayı 261 · Sayfa: 773-776
"Im Zwielicht einer unvordenkbaren Vergangenheit unsicher tastend" - "Bilinmeyen geçmişin alacakaranlığında aranmak": Heinrich Schliemann'ın 1881'deki "Ilios" kitabında yer alan bu sözü, kısa bir cümlede, kanıtları çağdaşı yazılı kaynaklarla karşılaştıramadan, yalnızca sessiz artifaktları yorumlamalarımıza bağlı prehistorik araştırmalardaki engelleri çok iyi açıklar. Bununla birlikte, tüm kültürel değişiklikleri, buluşları ve felaketleriyle, bu "bilinmeyen geçmişi" aydınlatmak için farklı prehistorik çağlardaki araştırmalar geçen yüzyılda farklı bir adımla ilerledi.

Ali Paşa'nın Evlilik Öyküsünün Tarihsel Geri Planı ve Osmanlılarla İlgili Yanları

Belleten · 2006, Cilt 70, Sayı 259 · Sayfa: 963-1000
Tam Metin
1. Budin paşası Kalaylıkoz Ali Paşa'nın evlenmesinden ve ölümünden söz eden, Satoraljaujhely'de kaleme alınan tarihi destan 16. yüzyıl Macar edebiyatını ve tarihini araştıranlarca eskiden beri biliniyor. İlk kez elimize geçen ve eksikleri olan bir kopyasını Gabor Ihâsz, Macar Bilimler Akademisi kütüphanesine armağan etmişti. Icon vicissitudinis humanae vitae başlığını taşıyan bu hasılı yapıt Karoly Szabo'ya göre 16. yüzyılın sonunda Bartfa Matbaası'nda basılmış olmalı. 1880'li yılların sonunda yeni ve daha eksiksiz bir nüsha çıktı ortaya. Matbaa süslemelerinden yola çıkarak 1629 dolayında Löcse'deki Brewer Matbaası'nda yayımlanmış olabileceği sonucuna varan Aron Szilady'ye bu nüshayı Sr. Jozsef Szinnyei armağan etmişti. Szilady, eline geçen bu ikinci nüshadan Icon'un o zamana dek eksik olan bölümlerini tamamladı ve - 61. kıtanın kesikliğe uğrayan ya da doğru okunmuş olup olmadığı kuşkulu bir iki sözcüğü dışında - metnin tümünü (ilk nüshanın eksikleri olan kenar notları da dahil olmak üzere) Irodalomtörteneti Közlemenyek (Edebiyat Tarihi İncelemeleri) adlı derginin 1893 yılı cildinde yayınladı.

How did Farming Reach Europe? Anatolian-European relations from the second half of the 7th through the first half of the 6th millennium cal BC, BYZAS 2, Veröffentlichungen des Deutschen Archaologischen Instituts İstanbul, İstanbul, 2005, Ege Yayınları, I-VIII + 1-327 sayfa, Editörlüğü Clemens Lichter tarafından yapılmış. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2006, Cilt 70, Sayı 259 · Sayfa: 1019-1020
Kısaca Seton Lloyd'un kuru ve kötü kış iklimi nedeniyle Anadolu'da Toros Dağları'nın ötesinde Neolitik yaşam olmadığına dair hatalı görüşünden sonra (bakınız S. Lloyd, Early Anatolia. The archaeology of Asia Minor before the Greeks, Harmondsworth 1956), araştırma tarihi bizim anlayışımızla Neolitik gelişmeler açısından hala anahtar yerleşmeler olarak kabul edilen Göller Bölgesi'ndeki Hacılar ve Konya Ovası'ndaki Çatalhöyük gibi Neolitik yerleşmelerin keşfedilmesiyle tamamen değişti. Bununla birlikte yerleşik hayat, hayvancılık ve teknolojik gelişmeler gibi göstergeleriyle böyle kompleks bir fenomen, yalnızca elde bulunan birkaç yerle anlaşılamaz, çünkü Yakın Doğu'daki farklı toplumlar tarafından uygulanan birçok farklı ideolojik yaklaşımlar ve mevcut stratejiler orada prehistorik toplumlar için geçerli yalnızca hazır tek bir 'Neolitik paket' olmadığını gösterir.

RICHARD TAPPER, İran'ın Sınır Boylarında Göçebeler - Şahsevenlerin Toplumsal ve Politik Tarihi, çev. F. Dilek Özdemir, İmge Kitabevi Yayınları, Ankara 2004, 699 sayfa [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2006, Cilt 70, Sayı 259 · Sayfa: 1005-1010
Şahseven, İran'da, özellikle Azerbaycan'daki Mugan ve Erdebil yöreleri ile Zencan ve Tahran arasındaki, Harrakan ve Hamse yörelerinde yaşamakta olan bazı aşiret topluluklarının adıdır. İnanç olarak Şii olan ve Türkçe konuşan Şahsevenler, günümüzde büyük ölçüde yerleşik hayata geçerek, tarım ile uğraşmakta iseler de, yakın zamanlara kadar konar-göçer bir hayat tarzı sürdürmüşlerdir. İzleri XI. yüzyılda İran'a gelmiş bulunan Türk-Oğuz boylarının kültürlerine kadar uzanır. XVI. yüzyıldan itibaren XX. yüzyıl ortalarına kadar İran, Osmanlı, Rus ve Sovyet kuvvetleri çeşitli vesilelerle Şahseven topraklarında hak iddia etmiş veya bu toprakları işgal etmiştir. Bulundukları coğrafi konum yüzünden Şahsevenlerin merkezi hükümetle ilişkileri değişiklik göstermiş ve aşiret konfederasyonu 1880'lere kadar birleşik ve merkezi bir siyasi yapıya kavuşamamıştır.

Kuman Kıpçakların Tarihinde İgor Destanı'nın Yeri ve Önemi

Belleten · 2006, Cilt 70, Sayı 258 · Sayfa: 523-560
Tam Metin
Rus ilim adamları tarafından Rus ve dünya tarihinin paha biçilmez destanları arasında gösterilen Slovo o Polku İgoreve : İgor Destanı (İgor Bölüğü Destanı, İgor'un Seferi Destanı) hem Rus hem de Türk tarihi açısından son derece önemli bir kaynaktır. Milli Rus edebiyatının ilk örneği olan bu destanın konusunu Ruslarla-Kumanlar'ın 1185 yılında yaptıkları savaş teşkil etmektedir. Bu yüzden de destana geçmeden önce destana konu olan bu iki milletin yani Rus ve Kumanların Kiev Rusyası dönemindeki tarihleri hakkında kısaca bilgi vermeye çalışalım: Batı Gök-Türk topluluklarından olan Kumanlar, eski Çikler'in X. asırdaki devamları olan Kimekler'in İşim-Tobol vâdilerinde oturan bir koludur. Balkaş'tan İrtiş'e kadar uzanan bir bölgenin hâkimi bulundukları sırada doğudan gelen K'i-tan baskısı, yer ve otlak darlığı yüzünden batıya yönelmişler ve bu sırada güneyden gelen Kun (Kuman)-Sarılar'la da birleşmişlerdir. Önlerindeki Uz kütlelerinin 1048'de Balkanlar'a çekilmeleri üzerine de hep birlikte Güney Rusya sahasına gelmişlerdir. Bu suretle Rus yıllıklarında ilk defa 1054 yılında "Polovetsi" adıyla zikredilmişlerdir.

OSMANLI İSTANBUL'UNDA ÜÇ LÂTİN AMERİKALI [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2006, Cilt 70, Sayı 258 · Sayfa: 775-780
Şili Üniversitesi'nden mezun olup o ülkede bir süre öğretim üyeliği yaptıktan sonra 1992'de Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nde doktorasını tamamlamış olan Paulino Toledo Mansilla, 18'inci yüzyılın sonlarıyla 20'nci yüzyılın başları arasında Osmanlı İmparatorluğu'nun tarihle içiçe, dillere destan ve büyülü başkenti İstanbul'a gelmiş üç Latin Amerikalı gezgin ve yazar üstüne, İspanyolca bir kitap hazırladı: Descripciones Hispanoamericanas de Estambul en el Imperio Otomano (Ankara, Embajada de Chile en Turquia, 2004, 207 s.).

KARA ÇELEBİ-ZÂDE ABDÜLAZİZ EFENDİ, Ravzatü'l-ebrâr Zeyli (Tahlil ve Metin), Hazırlayan Nevzat Kaya, Türk Tarih Kurumu Yayınları III. Dizi-Sayı 23. Ankara 2003. I-LXXIX+336(Metin)+10+347-368(İndeks) [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2006, Cilt 70, Sayı 258 · Sayfa: 785-786
Çeşitli devlet hizmetlerinde bulunduktan sonra meşihat makamında da görev yapan Kara Çelebi-zâde Abdülaziz Efendi aynı zamanda tarihi eseri ile de tanınmıştır. Onun Ravzatü'l-ebrar adlı tarihi, araştırıcılar arasında tercih edilen bir eserdir. Aziz Efendi idari görevleri ifa ederken kaleme aldığı eserini IV. Mehmed'e takdim ettiği zaman Rumeli kazaskeri bulunuyordu. Bu yüzden padişahın iltifatlarına mazhar olmuştu. Nitekim onu bir müddet sonra Şeyhülislâm görüyoruz. Ravzatü'l-ebrâr Adem'den 1058 (1648) yılına kadar gelen olayları ihtiva eder. Umumi bir tarih tarzında kaleme alınmıştır. Devrinde çok okunan bir eser olmalı ki otuzun üzerinde yazması bulunmaktadır Eser H. 1248(M.1832) de Bulak'da basılmıştır.

İlhanlı Tarihine Ait Yeni Bir Kaynak: Târih-i Vassâf'ın Müellif Nüshası

Belleten · 2006, Cilt 70, Sayı 258 · Sayfa: 501-522 · DOI: 10.37879/belleten.2006.501
Tam Metin
Ortaçağ İran tarihi araştırmacıları Vassâf tarihinin siyasi, sosyal ve iktisadi tarih araştırmalarındaki önemini iyi bilirler. Bunun yanında, hiç kuşku yok ki, bu değerli kaynağın tarih araştırmalarında kullanımının nedenli güç olduğunu da takdir ederler. Müellif, son derece süslü bir üslupla kaleme aldığı eserini, Arapça-Farsça kıssa ve şiirlerle süslemiş ve kullandığı nesri, kendisinden sonraki müelliflerin pek çoğunun taklit edeceği, ama hiçbirinin erişemeyeceği bir noktaya taşımıştır. Bu özelliği ile eser, kendisinden sonraki müellifler üzerinde derin izler bırakmıştır.

HASAN BEY-ZÂDE AHMED PAŞA, Hasan Bey-zâde Tarihi, 926-1045 / 1520-1635, Hazırlayan Dr. Şevki Nezihi Aykut, 3 cilt, Türk Tarih Kurumu Yayınları XVIII. Dizi - Sayı 6, Ankara 2004, I-DXL (Tahlil-Kaynak Tenkidi) + 1085 (Metin) + 1087-1188 (Dizin). [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2006, Cilt 70, Sayı 257 · Sayfa: 321-324
Osmanlı tarihinin en çok tanınan eseri tarihçilerin istifadesine sunulmuş bulunuyor. Örnek bir çalışma ile gün ışığına çıkmış bulunan bu eser, hemen hemen çağdaş bazı eserlere de kaynak olmuştur. Eser, yayınlayanın ifadesine göre "asıl kaynak" (asli metin) olarak tavsif edilmiştir. En sağlıklı bir metin ortaya konmuştur. Bu sürede araştırıcılar eksik yazma nüshalar yüzünden yanılgıya düşmeyecekler, elimizdeki esere müracaat edecekler. Bu eser yıllar önce Prof. Dr. Nezihi Aykut tarafından merhum Prof. Dr. Bekir Kütükoğlu (vefatı 28 Haziran 1990)'nun danışmanlığında doktora tezi olarak alınmıştı. Yıllar süren yoğun bir çalışma ve basım işleri sonucunda Osmanlı tarihinin ve tarihçiliğinin bu âbide eseri meydana çıkmış bulunmaktadır.

Kültepe'de Bulunmuş İki Antlaşma Metni

Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 256 · Sayfa: 759-780
Kültepe-Kanis karumunda ortaya çıkarılan ve büyük bir kısmı Asurlu tüccarların ticari faaliyetlerini ihtiva eden belgeler arasında, seyrek de olsa, son derece önemli tarihi, idari ve hukuki belgeler de bulunmaktadır.Başta Akadlı Sargon'la ilgili tablet (Kt.j/k 97) olmak üzere, arka arkaya tespit edilen limu listeleri, Mama kralı Anum-Hirbi'nin Kanis kralı Warsama'ya gönderdiği mektup (Kt.g/t 35) ile Harsamna kralı Hurmeli'ye hitaben yazılmış diğer bir mektup (Kt.01/k 217) ve burada işlediğimiz iki antlaşma metni ilk akla gelen örneklerdir.