2 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • transformation
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

DERVİŞ VE ÖLÜM ROMANINDA VAROLUŞÇU UNSURLAR

Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2019, Sayı 48 · Sayfa: 213-234 · DOI: 10.24155/tdk.2019.117
İnsanın ontolojik sorunları neticesinde yapmış olduğu sorgulamalarla aslında ilk insandan beri görülen varoluş sorunsalı; özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa insanının yaşadığı buhranın neticesinde öncelikle Fransa'da olmak üzere tüm Avrupa'da ve zamanla dünyanın hemen her yerinde kuramsal değer kazanmış bir akım olarak anlam bulur. Savaş yıllarında kurşuna dizilerek öldürülen kardeşinin kendisi üzerinde yarattığı yıkıcı etkiyi yirmi yıllık olgunlaşma evresi sonunda yazarlığına ustaca yansıtan Meşa Selimoviç'in Derviş ve Ölüm romanı on altı bölümden oluşur. Her bölüm başında yer alan ve o bölümün genel özeti niteliği taşıyan epigramlar, romanın tümel çerçevesini yansıtır. Kahraman anlatıcıyla ele alınan olaylar düzleminde kendini âdeta Ahmet Nureddin ile bütünleştiren Selimoviç'in kurgusal kopukluklara imkân tanımayan bu epigrafik geçişleri aynı zamanda onun, olayı içselleştirdiğinin göstergesidir. Yaşanmış bir olayın kendisi üzerinde yarattığı değişimi, felsefi alt yapısıyla birleştirerek yazın dünyasına kazandırması; çalışmanın varoluş felsefesi etrafında biçimlenmesine imkân tanımıştır. Bu bağlamda, dünyaya bırakılmışlığını sorgulamalar neticesinde irdeleyen ve bu süreçte değişime uğrayarak hem ontolojik hem de konum/makam itibariyle değişen/ dönüşen başkişi etrafında seyir bulan anlatı; insanın kendi benini yaratabilmesinin önemini vurgulaması yönüyle de ayrı bir değer taşır. Tüm bu hususlar göz önünde bulundurularak çalışmada, Meşa Selimoviç'in Derviş ve Ölüm adlı romanı varoluşçu unsurlar bağlamında incelenmektedir.

Tekerlerden Tekrarlara Gamba’da Dönüş ve Dönüşüm

Erdem · 2017, Sayı 71-72 · Sayfa: 39-58 · DOI: 10.32704/erdem.537389
Tam Metin
Günümüz Türk edebiyatının üretken yazarlarından Cemil Kavukçu'nun 2005 yılında yayımlanan Gamba başlıklı romanı, özgürleşmek amacıyla bisikletleriyle doğa yolculuğuna çıkan, fakat geride bırakmayı umdukları hayatlarına kısa sürede "dönüş" yapan dört arkadaşı konu edinir. Kavukçu'nun öteki yapıtlarında da sıklıkla karşılaştığımız dönüş izleği, Gamba'da tematik ve mecazi düzlemlerde yorumlanabilecek üç temel dönüş hareketi şeklinde yansıma bulur: Bisiklet tekerlerinin dönüşü, dört arkadaştan birinin çocukken rüyalarına giren korkunç yaratık Gamba'nın yıllar sonra dönüşü ve karakterlerin yolculuk öncesi yaşamlarına dönüşü. Bu makale, söz konusu hareketlerin psikolojik ve toplumsal dinamiklerini çözümlerken, Gamba'nın, Kavukçu'nun yapıtlarındaki edebî döngüselliği de anlamlandırmaya yarayacak temsilî bir metin olarak yorumlanabileceğini öne sürmektedir. Makalede Kavukçu'nun yapıtları üzerine yapılan çalışmalarda sıklıkla üzerinde durulan yalnızlık ve yabancılaşma izleklerine psikanalitik bir bakış açısıyla yaklaşılmaktadır. Karakterlerin kişisel tarihleri kadar, "uygarlığın huzursuzluğu"nu da temsil eden söz konusu üç dönüş hareketi, Kavukçu'nun "Yazma Sıkıntısı" başlıklı denemesinde edebî üretimin kaynağı olarak gördüğü sıkıntı duygusuyla ilişkilendirilmektedir. Bu çerçevede, Gamba'da temsil edilen ve Freud'un "bastırılanın dönüşü", "yineleme zorlantısı" ve "tekinsizlik" gibi kavramları aracılığıyla açımlanan ruhsal yaşantı, Kavukçu'nun resmettiği yazma ânının ardındaki dinamikleri de açıklayabilir. Sonuç olarak makale, Kavukçu'nun benzer karakter, mekân ve temalara tekrar tekrar dönüşünün nedeninin Gamba'daki dönüşlerle aynı eksende düşünülebileceğini öne sürmektedir. Buna göre, her iki durumda da dışına çıkılması imkânsız bir çemberin içinde var olmanın tek yolu çemberin sınırlarını zorlamaktır.