9 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- kadın hakları 3
- women’s rights 3
- Kadın 2
- Woman 2
- Ataturk 1
Geri Döndürülen Eserler: H. S. Ayvazov’un “Esaret Kurbanları (Ebeveynlere İbret)” Hikâyesine Dair
Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi · 2013, Sayı 35 · Sayfa: 89-97
Özet
H. S. Ayvazov'un pek tanınmayan "Esaret Kurbanları (Ebeveynlere İbret)" adlı eseri 1907'de Bakü'de basılmakta olan Füyuzat dergisinde okuyucuların dikkatine sunulmuştur. Anlatıda, kadınların sorunları, XIX. yüzyılda Kırım Tatar toplumunda kadının konumu tartışılmakta ve esaret, kadın hakları gibi kavramlar vurgulanmaktadır. Makalede, eserin XIX. yüzyıl Kırım Tatar Edebiyatı tarihindeki yerinin belirlenmesi amaçlanmıştır
Meşrutiyet Döneminde Kadın Hakları Savunuculuğunda Gelenekçi Bir Yazar: Avanzade Mehmet Süleyman
Erdem · 2012, Sayı 63 · Sayfa: 127-152
Özet
Tam Metin
Tanzimat'ın getirdiği yeniliklerden birisi de Osmanlı devletinde kadın hakları konusunun gündeme gelmesidir. Bu dönemde kadınlarla ilgili pek çok gazete ve dergi yayınlanması ve kadın yazarların basın dünyasında etkin bir yer edinmeleri, kadın konusunun sıklıkla tartışılmasına yol açmıştır. Özellikle II. Meşrutiyet dönemi yazarları kadınlarla ilgili her türlü konuyu ele almışlardır. Meşrutiyet dönemi yazarlarından Avanzade Mehmet Süleyman, kadınların eğitilmesi ve sosyal yaşam içinde görünürlük kazanmalarının önemini vurgulayan yazılar yazar. Ahlaklı İslam kadınlarının yetişmesinin toplumu kurtaracağı düşüncesinde olan Avanzade Mehmet Süleyman, kadınlarla ilgili her türlü konuda eser vermiştir. Bu makalede, Avanzade Mehmet Süleyman'ın ideal kadın anlayışı irdelenecektir.
Türklerde Kadın ve Hüseyin Nihal Atsız’ın Tarihî Romanlarında Kadın Motifi
Erdem · 2011, Sayı 60 · Sayfa: 155-186
Özet
Tam Metin
Gerek Türk destan ve efsanelerinde gerekse tarihin bütün devirlerinde kadının yeri her zaman üst seviyelerde olagelmiştir. Çalışmamız boyunca farklı kaynaklardan aldığımız örneklerle bunu ispatlamaya çalıştık. Bunun yanında büyük yazar Hüseyin Nihal Atsız'ın tarihî romanlarındaki kadın profilleriyle bu düşüncemizi desteklemeye çalıştık. Ve son söz olarak da büyük Atatürk'ün vurguladığı gibi, sahip olduğumuz bugünkü Türkiye Cumhuriyeti devleti Türk kadının eseridir ve yine bu Cumhuriyet asil Türk kadınının omuzları üzerinde sonsuzluğa doğru yol almaya devam edecektir diyoruz. Zira bir milletin, "devlet-i ebed müddet" ülküsüyle yol alması için en büyük vazife o milletin kadınlarına düşmektedir. Umuyoruz ve arzu ediyoruz ki, Türk kadını, tarihteki şanlı yerini yeniden alacak ve Türk milletinin mukadderatında yeniden belirleyici olacaktır.
Atatürk ve Kadın Hakları
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1991, Cilt VIII, Sayı 22 · Sayfa: 55-66
Özet
Atatürk erkeğe olduğu gibi kadına da insancıl bir açıdan yaklaşarak, kadının da medenî, siyasî ve kültürel haklarda erkek ile eşit tutulmasını sağlayacak çağdaş atılımdan gerçekleştirmiştir. Çağdaş bir toplum olabilmenin ve çağdaş bir hukuk devleti kurmanın ilk şartı kadının da bir vatandaş ve özgür bir insan olarak haklarını tanımak ve saygı göstermekti. Zira kadın ve erkek insan kavramını birlikte oluşturmakta ve bu kavrama birlikte bir anlam kazandırmaktaydı. Bu anlayışla hareket eden Atatürk devrimi Türk kadınına asırlardan beri ihmal edilen sosyal ve siyasal haklarım kazandırdı. Türk halkının var oluşunu tayin eden Kurtuluş Savaşı öncesi ve süresince, Türk kadınının özverili katkılarını çok iyi değerlendiren, büyük insan Atatürk, kadına kazanmayı hak ettiği haklarını vererek, onu özlemini duyduğu toplum içindeki saygın statüsüne getirmiştir. Atatürk siyasal ve sosyal hakların kadın tarafından kullanılmasının, insanlığa mutluluk ve saygınlık sağlayacağı için gerekli olduğuna inanmaktaydı. Türk kadınının dünya kadınlığına elini vererek barış ve güvenliği için çalışmasını istiyordu.
Türk Kadınının Geçirdiği Evrimin Tarihçesi ve Bugünkü Durumu
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1989, Cilt VI, Sayı 16 · Sayfa: 163-172
Özet
Bir ulusun uygarlığının, bir toplumda kadının yerine verilen önemle ölçülebileceği tartışılamayacak bir gerçektir. Kadının sosyal değerinin yeterince anlaşılamadığı ya da değerlendirilmediği dönemlerde, toplumlar gelişememişler ve ilerleyememişlerdir. Kadın nüfusunun dünya nüfusunun aşağı yukarı yarısını oluşturmasına karşın, kadınlar, erkeklere kıyasla sosyal haklar açısından daima geride kalmışlardır, çünkü genellikle köle ya da erkeğin malı olarak addedilmişlerdir. Genel olarak kadın, gerçek kişiliğini sosyal yapının değişmesiyle bulmuştur. Başka bir deyişle, kadın feodal toplumdan endüstriyel topluma geçişten sonra, toplumda daha çok önem kazanmaya başlamıştır. 18. yüzyılın sonlarında gerçekleşen endüstriyel devrim ve bilimsel ve teknik alanlardaki yeni keşifler, toplumda kadının yerini radikal bir biçimde değiştirmiş ve kadınları, evlerin dışında yeni görevler ve sorumluluklar üstlenmeye zorlamıştır. Aile içindeki geleneksel görevleri dışında, ülkelerinin üretimine doğrudan katılma ve iş hayatında yeni sorumluluklar üstlenme zorunda kalmışlardır; işte bu durum, kadınların yeni sosyal haklar talep etmelerinin arkasında yatan başlıca nedenlerden birini oluşturmuştur. Ancak, kadının özgürleşme mücadelesinin ilk somut sonuçlarının, İkinci Dünya Savaşı ertesinde elde edilebildiği söylenebilir.
Atatürk ve Kadın Hakları
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1986, Cilt II, Sayı 6 · Sayfa: 585-602
Özet
Atatürk'ün, kadının hakları ve toplumdaki yeri ile görüşleri bu bütünün önemli bir unsurudur. Atatürk hayatında başka hiçbir hizmet yapmamış olsaydı, sadece kadınları akla ve vicdana aykırı bir durumdan kurtarma yolundaki düşünceleri ve başarılarıyla, Türk tarihinde olduğu gibi, insanlık tarihinde de şerefli bir yerin sahibi olurdu.
Çağdaşlaşmada Kadın Hakları
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1985, Cilt I, Sayı 2 · Sayfa: 331-334
Özet
Çağdaşlaşma deyimi asrımızda medenî milletlerin uyguladığı kuralları kapsar. Bunların başında hukukî durumun her kişiye eşit olarak sağlanması gelir. Öğrenim bakımından ise, erkek ve kadının eşit şartlarda meslek sahibi olmasını öngörür. Milletler, kadın ve erkek nüfusun birleşmesiyle var olur. Türk kadını günümüzde bütün haklarıyla çağdaşlaşma içindedir. Bunu Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet idaresine borçludur.
Türk Kadını ve Kadın Hakları Kaynakçası
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1985, Cilt I, Sayı 2 · Sayfa: 615-621
Özet
Bu kaynakça denemesinin adına, "Atatürk'ün Doğumunun 100. Yılı ve Cumhuriyetin 50.-60. Yıllarında Türk kadını ve kadın haklarını ad ve konu alan kitap ve makaleler kaynakçası'' demek daha doğru olurdu. Böylece kaynakçanın sınırları seçilen adla açıkça belirlenirdi.
Atatürk ve Kadın Hakları
Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 1984, Cilt I, Sayı 1 · Sayfa: 213-235
Özet
Yaşadığımız dünyada toplumlar "gelişmiş, az gelişmiş veya gelişmekte" gibi sınıflara bölünmektedir. Bunların her birinde kadının durumu ve toplumun sosyal bünyesindeki yeri başka başkadır. Diğer toplumlarda kadının yeri ve hakları Türk kadınınki ile birlikte değerlendirildiği zaman, "Atatürk İnkılâbım ve Atatürk'ü Türk Milleti'nin en tutucu insanının bile daha iyi tanıması, takdir etmesi ve hatta kafası ve gönlündeki yersiz düşünce ve duyguları uzaklaştırması mümkündür.