3 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • yazma eserler
Yayın Yılı
Anahtar Kelimeler

Kültürel Mirasın Gelecek Kuşaklara Aktarılması ve Tanıtımında Yazma Eser Kütüphaneciliği

Erdem · 2018, Sayı 74 · Sayfa: 99-113 · DOI: 10.32704/erdem.450104
Tam Metin

Kültürel miras, medeniyet tarihi boyunca yaşamın her kesitine ve alanına dair ürünlerinden geleceğe intikal değeri taşıyanlarını ilgilendiren
oldukça kapsamlı ve yoruma açık bir kavram olarak gündemdeki yerini korumaktadır. Bu ürünler ya da üretim; geçmişi doğru algılamamıza, yorumlayabilmemize dayanak oluşturan önemli tecrübe, birikimlerden yararlanabilmemizi de olanaklı kılmaktadır. Kapsam insanlığın ortak
geçmişi olduğunda ise kültürel miras ürünleri bir yönüyle ait oldukları medeniyeti temsil ederken diğer yönüyle tüm insanlığın ortak birikiminin tamamlayıcı parçaları olarak evrensel bir değer taşımaktadır. Yazma eserler kültürel miras yelpazesinin orijinal yazın ürünleri olarak, aslında geçmişteki kodlarımızı bize en iyi tanıtan bir birikim / külliyat ve ecdat emanetidir. Yeni nesil ile tanıştırma ve geleceğe intikalini sağlama sorumluluğunu üstlenmemiz gereken bu kaynaklar, nadir ya da tek nüsha olmalarından kaynaklanan değerlerinin yanı sıra sahip
oldukları bilgi / içerik ve sanatsal özellikleriyle de özel bir ihtisası / ilgiyi fazlasıyla hak etmektedir. Kültürel mirasın bu önemli kaynaklarını
uluslararası standartlarda tanımlamak ve tanıtımını sağlayabilmek basılı kaynaklara oranla daha zahmetli ve işbirliği içinde yürütülmesi gereken bir bilimsel çalışmayı zorunlu kılmaktadır. Bu nedenledir ki kütüphanecilik biliminin içinde yazma eser kütüphaneciliği de ayrı bir uzmanlık dalı olarak görülmelidir. Yazma eser kütüphaneciliğinin kültürel miras ürünleri olan yazma ve nadir eserlerimizin geleceğe aktarımı ve tanıtımında ne denli stratejik bir rol oynadığının tartışıldığı çalışmada aynı zamanda yıllardır süregelen birtakım yanlış algı ve uygulamalara da değinilecektir.

SÖZLÜ EDEBİYAT ÜRÜNÜ YAZMALARIN EDİSYON KRİTİK YÖNTEMİ İLE OKUNMASI: DEDE KORKUT ÖRNEĞİ

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten · 2017, Cilt 65, Sayı 1 · Sayfa: 91-104
Kültür mirasımızın ilk elden kaynaklarından olan yazma eserlerin büyük kısmıyazarı belli olan, bir kısmı ise yazarı belli olmasa da telif veya başka kaynaklardanderlenerek yazıldığı anlaşılan eserlerdir. Yazma eserlerin önemli bir bölümü de sözlüedebiyattan gelen ve günün birinde yazıya geçirilmiş ve farklı zamanlarda kopyaedilerek çoğaltılmış eserlerdir. Sözlü geleneğe dayanan yazmalar kimi bir yazaraait olan kimi anonim özellik taşıyan eserlerdir. Telif yazma eserler ile sözlü kültüredayanan yazmaların farklı yönleri ve karakteristik özellikleri olacağını düşünmekyanlış olmasa gerek. İşte tam bu noktada söz konusu yazılı ve sözlü kültüre aityazmaların okunması ve metinlerinin tespitinde aynı yöntemlerle hareket edilmesibir sorun teşkil eder mi, şeklinde bir soru akla gelmektedir. Yani bilimsel metinokumalarında telif eserler için kullanılan edisyon kritik yönteminin sözlü geleneğedayanan yazmalar için de uygulanması uygun ve yeterli bir yöntem midir? İşte bumakalede edisyon kritik yönteminin bu konuda ne derece uygun ve yeterli olduğu /olabileceği tartışılmaktadır.

Yazma Eserlerde Fiziksel Niteleme

Erdem · 2012, Sayı 63 · Sayfa: 169-204
Tam Metin
Türkiye'de yazma eserlerin bibliyografik denetimine ilişkin yapılan çalışmalar çoğunlukla projelerle gündeme gelmiş ve günümüze kadar birçok yazma eser kataloğu yayınlanmıştır. Bu çalışmalar yazma eserlerin tespiti açısından oldukça önemlidir ancak özellikle fiziksel / sanatsal tanımlamalar açısından yetersiz kalmaktadır. Bu yetersizlik yazma eser kataloglanması işlemlerinde çalışanların yazma eserlerin fiziksel nitelemesine ilişkin yeterli bilgiye sahip olmayışından kaynaklanmaktadır. Nitekim yazma eserlerin bibliyografik nitelemesi, özellikle de fiziksel özelliklerinin tüm yönleriyle ortaya koyularak eserin sanatsal açıdan taşıdığı değerin yansıtılması ayrı bir uzmanlık alanıdır. Makalenin amacı özellikle Osmanlı dönemi yazma eserlerinin fiziksel tanımlamalarına ilişkin temel bilgiler vermek ve katalog kayıtlarında bir standart oluşturulmasına kaynaklık etmektir. Katalog kayıtlarındaki bu standartlaşma daha nitelikli katalog kayıtları ile yazma eserlerimizin hizmete sunulmasına katkıda bulunacaktır.