4034 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Perikles'in Karadeniz Seferi Üzerine Yeni Bir Yorum

Belleten · 2001, Cilt 65, Sayı 243 · Sayfa: 529-540
Tam Metin
Klasik Çağ'da Atina döneminin (M.Ö. 454-404) önemli olaylarından biri de Atina'nın önde gelen devlet adamlarından general Perikles'in Karadeniz Seferidir. Bize Karadeniz Seferi konusunda bilgi veren tek kaynak eskiçağ biyografi yazarı Plutarkhos (M.S. 50-120)'a aittir ve bu sefer ile ilgili iki yeni çalışma yapılmıştır. Birinci çalışmada, Plutarkhos'un seferle ilgili gözlemlerinin yanlış olduğu ön görülerek, Atinalılar'ın Perikles'in seferi sonucu Karadeniz'e herhangi bir koloni göndermediği ana fikri tartışılır. İkinci çalışmada daha da ileri gidilerek Plutarkhos'un Karadeniz Seferi ile ilgili gözlemlerinin Atina'da Hellen birliği fikrinin çok güçlü olduğu M.Ö. 4. yüzyılda uydurulmuş olabileceği, dolayısı ile Plutarkhos'un Atinalılar'ı bu seferi düzenlemiş gibi göstererek bizleri yanılttığı öne sürülmektedir.

Tire-Ayaklıkırı'ndan Bir Lagynos

Belleten · 2001, Cilt 65, Sayı 243 · Sayfa: 541-546
Tam Metin
Ayaklıkırı Köyü Tire ilçe merkezinin batısındadır. Yakınında bulunan Hasançavuşlar, Kurşak, Kumtepe ve Darmara köyleri ile civarlarında nekropol alanları, tümülüsler ve yerleşimlere ait yapı kalıntıları saptanmıştır. Söz konusu lagynos Tire Müzesi'ne 779 envanter numarası ile kayıtlıdır ve Tire'nin Ayaklıkırı Köyü'nde bulunmuş olup Fahri Bulgurcu tarafından müzeye hediye edilmiştir. Tire'nin Ayaklıkırı Köyü'nde bulunmuş olan bu lagynos 13, 1 cm. yüksekliğe, 3 cm. ağız çapına ve 6, 3 cm. kaide çapına sahiptir. Kiremit rengi ve mikalı hamuru vardır. Hafif dışa çekik ağızlı, ince-uzun boyunlu ve yivli kulpludur. Gövdenin en geniş yeri ortadadır. Kaide halka biçimlidir. Omzunda fırça vuruşlarıyla yapılmış oranj renkte girlandlar, gövdenin en geniş yerinde kalın bir bant ve gövde altında ince tek bir bant yer alır. Kaide tek bir bant halinde boyanmıştır. Büyük bir kısmı kireçle kaplı olan lagynos tamdır.

Doç. Dr. Mürüvvet Kurhan: Hacettepe Üniversitesi Tarih Bölümü’nün Vakitsiz Kayan Yıldızı

Belleten · 2001, Cilt 65, Sayı 242 · Sayfa: 419-422
Tam Metin
Sevgili arkadaşım Mürüvvet Kurhan'ın aramızdan ayrılışının birinci yılında, emeği geçtiği Belleten'de anılması, büyük bir anlam taşımaktadır. Sadece meslek hayatındaki nitelikli düzeyi ile değil, her şeyin de ötesinde, müstesna kişiliği ile, kendisini tanıma mutluluğu ve onuruna erişen herkesin gönlünde ve zihninde derin izler bırakan Doç.Dr. Mürüvvet Kurhan, resmî kayıtlarda 29.3.1943 olarak gözükse de, kendisinden öğrendiğime göre, 15.7.1945 tarihinde Adana'da doğdu.

Dicle ve Fırat Nehirlerinde Nakliyat

Belleten · 2001, Cilt 65, Sayı 243 · Sayfa: 655-660
Tam Metin
1963 senesinde İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi'nde Cengiz Orhonlu ve Turgut Işıksal'ın aynı konuda bir makalesi yayımlanmıştı. Tam 25 sene önce, çok vakitsiz olarak, bir bilim adamı için çok erken bir yaşta kaybettiğimiz C. Orhonlu ve T.Işıksal zengin Osmanlı Arşivi malzemesinden, bazı İngilizce seyahatnamelerden, Evliya Çelebi'nin Seyahatname adlı ünlü eserinden, Helmuth von Moltke'nin Türkiye Mektupları gibi bazı kitaplardan faydalanmışlardı. Yayımlanmasından sonra hemen hemen 40 yıllık süre geçmesine rağmen bu makale alanında örnek bir çalışma olarak kaldı. Bu uzun zaman içinde İstanbul'da Başbakanlık Osmanlı Arşivi Dairesi'nde yeni tasniflerin okuyucuya sunulması neticesinde, ortaya konu ile ilgili yeni belgeler çıktı. Vaktiyle gözden kaçmış görülememiş yayınlara da göz atmak imkânı oldu. Bu bakımdan aşağıda bu iki kıymetli araştırıcıyı anmak, verdikleri bilgiler kısmen tamamlanmak istenmektedir. C. Orhonlu ve T.Işıksal önce Fırat nehri üzerinde Birecik'te gemi inşaatına temas ediyorlardı. Bunların sayısı XVI.yüzyılın ikinci yarısında 1560'ta 60, 1565'te 400 kadar olup, 150'si zahire, 250'si asker gemisi olarak niteleniyordu. Birecik'te 1734'te 20 firkate ile 40 daha ufak nakliye aracının yapıldığı, Hindistan'dan Basra'ya gelen bir kısım ticari malların nehir gemileri ile Birecik'e kadar nakl edildiği, oradan da gelen malların deve kervanları ile Halep, İskenderun, Trablus ve diğer istikametlere sevk edildiği belirtiliyordu.

İlk Osmanlı Tarihçilerinde Süreklilik Niteliği Taşıyan Öğeler

Belleten · 2001, Cilt 65, Sayı 243 · Sayfa: 591-606
Tam Metin
Mükrimin Halil Yinanç, "Tanzimat'tan Meşrutiyet'e Kadar Bizde Tarihçilik" başlıklı araştırmasının girişinde Osmanlı tarihçiliğinin başlangıcının bir değerlendirmesini yaparken ilk Osmanlı tarihçilerinin "nakilci, hikayeci, tasvirci" olmaktan ileri gidemedikleri üzerinde durmuştur. Günümüzdeki, hattâ 1940'lı yıllardaki tarih anlayışına göre bu yargılarda haklılık payı bulunabilir. Bu da son derece doğaldır. Günümüzden beş yüz yıl önce yaşamış insanların bizim gibi düşünmelerini beklemek yanıltıcı olur. Çünkü tarih zamanın çocuğudur. "L'histoire est fille de son temps". Bu nedenle günümüz tarihçisi geçmişi değerlendirirken içinde bulunduğu zamanın sosyal, ekonomik yapısından, dünya görüşünden ve kültürel birikiminden yola çıkar. Bu açıdan bakınca geçmişin zihniyetini olduğu gibi yakalamanın zorluğu da ortadadır. XV. yüzyıl tarihçileri de kendi dönemlerinin dünya görüşünden yola çıkarak eserlerini yazıyorlardı. Daha doğrusu kendi yaşadıkları çağın zihniyetinden yola çıkıyorlardı.

HOVHANNES J. TCHOLAKİAN, L'Eglise Armenienne Catholique en Turquie, İstanbul 1998, XI-435 büyük boy sayfa, ek 117 sayfa Türkçe metin: "Türkiye'de Ermeni Katolik Kilisesi". Ohan Matbaacılık. Müellifin özel yayını olup satışa verilmemiştir. Metin içinde fotoğraf, tablolar ve belge fotokopileri vardır. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 2001, Cilt 65, Sayı 243 · Sayfa: 709-712
Tam Metin
Ülkemizde özel bir cemaat teşkil eden Katolik Ermenilerin dinî lideri olan sayın müellif, kıymetli bir eser kaleme alıp, reisi olduğu topluluğun sahip bulunduğu bu dinî özellik kadar, tarihî evresini de incelemektedir. Eserin iki dilde neşri için duyulan ihtiyacı kendisi dile getirmiştir. Ermenice gibi öğrenilmesi zor ve bu arada çetin bir alfabeye sahip bir dilde yazılması, dar bir çevreye yayılacağı için, önce hâkim olduğu Fransızca yazmış ve cemaati kadar Türkiye'deki araştırıcıların yararlanması için bu yolu seçtiğini bildirmiştir. Böylece çok isabetli davranmıştır, kaldı ki cemaatin arşivinde bulunan dokuz tane belgenin de neşri yerindedir ve böylece sahip bulundukları tarihi anılardan bir demet sunmuştur. Her ne kadar okunması zor görünür ise de erbâbının tahlil edebileceği işaretlerdir.

Osmanlı Denizciliğinin İlk Devirleri

Belleten · 2001, Cilt 65, Sayı 243 · Sayfa: 637-654
Tam Metin
Osmanlı Devleti'nin kuruluşunun 700. yıldönümü törenlerinin yapıldığı son zamanlarda, tarihçiler arasında Beylik dönemine ait çalışmalar artmıştır. Bu çalışmalarda Türkiye Selçukluları Devleti ile de irtibat kurulmaktadır. Bu yüzden ilk devirler üzerinde çalışan tarihçilerin mesailerini iki tarafa da yönlendirmesi zarureti vardır. Osmanlı Beyliği'nin daha Anadolu Selçuklu Devleti bünyesinde bulunduğu devirlerden itibaren önemli bir varlık gösterdiği, dikkatlerden kaçmamaktadır. Ancak Bizans gibi güçlü bir devlete komşu olarak gelişmekte olan bu beyliğin, bir kara beyliği olduğu da kabul edilmelidir. Yani kuruluş yıllarında beyliğin hiç bir deniz geleneği yoktu. Türkiye Selçuklu Devleti'nin yıkılmasından sonra, Beyliğin Bizans ile giriştiği mücadelelerde denizciliğe ilk adımlar atılmıştır.

İlk Türk Matbaasının Kurucusu Hakkında Yeni Bilgiler

Belleten · 2001, Cilt 65, Sayı 243 · Sayfa: 607-622
Tam Metin
İlk Türk matbaasının kurucusu, yayımcı, devlet adamı ve bir Osmanlı aydını olan İbrahim Müteferrika hakkındaki bilgilerimiz, onun ehemmiyetine rağmen oldukça eksiktir. İbrahim Müteferrika hakkında yapılan araştırmaların büyük bir bölümü seyahatnâmeler, sefâret raporları ve kroniklerde verilen bilgilere dayanmakta ve genellikle de birbirini tekrar etmektedir. Hayatı hakkında geniş bir arşiv çalışması yapılmadığı için yeni bilgilere ulaşılamamış, aynı bilgiler hemen hemen bütün araştırmalarda bazı kelime değişiklikleriyle tekrar edilmiştir.

Kurtuluş Savaşı Döneminde İstanbul Kabineleri ve İngiliz İstihbarat Servisi

Belleten · 2001, Cilt 65, Sayı 243 · Sayfa: 661-708
Tam Metin
Bu yazımda, daha önce yayımlanmış olan yapıtlarımda değinilmemiş ve özellikle İstanbul kabineleriyle ilgili olan, en önemli gördüğüm İngiliz İstihbarat Servisi raporlarını incelemeye çalışacağım. Ancak, 1918-19 yıllarını kapsayan raporlar daha önce yayımlanmış olduğu için, bu yazımda, 1920-22 yıllarını kapsayan raporlar üzerinde duracağım.

Osmanlı Dünyasında Yahudi Kira Kadınlar

Belleten · 2001, Cilt 65, Sayı 243 · Sayfa: 623-636
Tam Metin
Hıristiyan Dünyası'nı terk etmek zorunda kalan ve kendilerine güvenli bir vatan olarak Osmanlı topraklarını gören Yahudilerin büyük bir kısmı İspanya'dan göçmüştür. Bu Yahudiler içerisinde, dönemin gözde mesleklerinden boyacılık ve dokumacılığın yanı sıra, değerli madenlerle uğraşan ve bu konuda önemli ölçüde birikim sahibi olanlar da yer almıştır. Onlar, yeni vatanlarında sanatlarını icra ederlerken, Osmanlı toplumunda önemli bir ekonomik düzey ve bunun beraberinde getirdiği refaha ulaşmışlardır.