4009 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

İkinci Dünya Savaşı Döneminde Adana Görüşmelerinin Askeri Yönü

Belleten · 1999, Cilt 63, Sayı 237 · Sayfa: 597-618
Tam Metin
1941 ve 1942 yılları boyunca devam eden Türkiye üzerindeki Alman baskısı bir sonuç vermemekle beraber, bu kez 1942 sonlardan itibaren Müttefiklerin baskısı söz konusu olmaya başladı. Bunun başlıca nedeni Kasım 1942'de başlayan Stalingrad Savaşı'nı Almanların kaybetmesiydi. Müttefikler, Almanya'yı kesin kalıcı bir sonuç verecek yenilgiye uğratmak için seri askeri planlar hazırlamaya başlamışlardı ki, stratejik konumu dolayısıyla, bu plânların Türkiye'yi içine alması tabii idi. İşte bu çerçevede Almanya'nın gerek Rus cephesinde, gerekse Kuzey Afrika'da yenilgiye uğraması bilhassa İngiliz başvekiline. Batı Avrupa'dan veya Güney Avrupa'dan bir cephe açarak Almanya'ya bir saptırma hareketi verdirmek düşüncesini ilham etti. Buna göre, Türkiye üzerinden Balkanlar'a yürünmesi öngörülüyordu. Churchill in tabiriyle, bu plânın anahtarı Türkiye idi. Bunun anlamı Türkiye geniş çapta silâhlandırılarak 1943 ilkbaharında savaşa katılmalıydı. İngiliz Genelkurmayı, yeterli bir biçimde donatılmamış olan Türk Ordusu'nun savaşta İngiltere'ye bir katkıda bulunamayacağına inanıyordu. Onlara göre İngiliz Ordusu Türk topraklarından yararlanmalı, buradaki hava üslerinden Romanya petrollerinin bombalanması sağlanmalıydı. Bu nedenle İngiltere, Türkiye'den 26 Kasım'da Boğazların açılması talebinde bulundu. Amerika'da bu görüşü desteklemişti.

FEYZULLAH EFENDİ an Ottoman Şeyhülislam (A Thesis Presented to the Department of Oriental Studies Princeton University, in Partial Fulfillment of the Requirements for the Degree Doctor of Philosophy) By Sabra Follet Messervey, June 1965 [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1999, Cilt 63, Sayı 237 · Sayfa: 619-624
Tam Metin
Şeyhülislam Feyzullah Efendi, XVII. yüzyılda, zirveden inişe geçen Osmanlı Devleti'nde mesleği ve mevkisinin doruğuna ulaşmış, ancak devrin çalkantılarına, makamının şahikaları ile ruhunun derinlikleri arasındaki med-cezirler yüzünden mukavemet gösterememiş bir şahsiyettir. İlmî ve meslekî kariyerinin yanında siyâsî ve idâri kabiliyetleri ile de temâyüz eden Feyzullah Efendi, oldukça kritik ve tarihin dönüm noktası diyebileceğimiz bir zamanda üstlendiği roller ile dikkati çekmiştir. Hakkında yapılmış ilmî çalışmaların azlığı, Şeyhülislam Feyzullah Efendi aleyhinde birçok söz söylenmesine sebep olmuş, yaşadığı dönemi, siyâsî şartlarının ağırlığı ve hassasiyeti ile ele alan ciddi araştırmaların yapılamamış olması ise aleyhindeki yargıların kuvvetlenmesini netice vermiştir.

1702-1708 Tarihleri Arasında Türk-Fransız İlişkilerinde Konsolos Arzları ve Bunlara Ait Hükümler

Belleten · 1999, Cilt 63, Sayı 237 · Sayfa: 509-558
Tam Metin
Devletlerarası ekonomik, sosyal, iktisâdî ve askerî yönlerden münâsebetler kuruldukları tarihten itibaren başlamaktadır. Osmanlı Devleti'nin Avrupa devletleri içerisinde resmi olarak ilk ticari, siyâsî ve askeri ittifak ilişkileri kurduğu devlet ise Fransa olmuştur. Kanuni Sultan Süleyman tarafından öncekilere nazaran daha kapsamlı olan kapitülasyonların Fransızlara tanınması bu ilişkilerin hız kazanmasına neden olmuştur. Fransız Konsoloslarının arzları ve buna bağlı Fransız tebaasının meseleleri bu kapitülasyonlar çerçevesinde çözümlenmeye çalışılmıştır. Bu çalışmamızda, Başbakanlık Osmanlı Arşivleri Dairesi Bâb-ı Asâfi Divân-ı Hümâyûn Düvel-i Ecnebiyye Defteri (A.DVN.DVE) No 118 GS: 904 numaralı belge esas alınarak 1702-1708 tarihleri arasındaki Türk-Fransız ilişkilerinde konsolos arzları ve bunlara ait hükümler mevcut araştırmalardan faydalanılarak değerlendirilmeye çalışılmıştır.

Osmanlı İmparatorluğu, Rusya ve Hindistan Üçgeninde İngiltere'nin Boğazlar Politikası

Belleten · 1999, Cilt 63, Sayı 237 · Sayfa: 559-596
Tam Metin
Ülkelerin çıkarları ve bu çıkarlarıyla ilgili hedefleri, onların diğer ülkelerle ilişkilerinde, özel birtakım politikaların geliştirilmesini gerekli kılar. Politikalar, bir ülkenin ulusal çıkarlarına ve içinde bulunduğu uluslararası ortama göre oluşturulur ve bu çerçevede yürütülür. Öyle ki, her politikanın bir doğuş sebebi, bir yaşam süresi, bir de sonu olduğu söylenebilir. Tarihçinin başlıca görevlerinden birisi de, belirli bir politikanın neden ve niçin doğduğunu tesbit etmek ve bu politika terk edilinceye, ya da başka bir politikaya dönüşünceye kadar gelişmesini takip etmektir. Bu görüşten hareketle, çalışmamızda belirlenen temel hedef, İngiltere'nin Türk Boğazlarına yönelik politikalarının, doğuşundan son bulduğu noktaya kadar geçen süredeki gelişmesini, -ki bu bütün bir ondokuzuncu yüzyılı ve yirminci yüzyılın ilk çeyreğini kapsamaktadır- belirli etkenler ve değişkenler çerçevesinde incelemektir.

Kara Murad Paşa

Belleten · 1999, Cilt 63, Sayı 237 · Sayfa: 489-508
Tam Metin
XVI. yüzyıl sonları Osmanlı Devleti'nin başta merkez teşkilâtında olmak üzere hemen her alanda bozulmaya başladığı bir dönemdir. Doğuda ve batıda çok geniş sınırlara ulaşan Devlet-i Aliyye, merkezde ve taşrada başlayan isyanlarla sarsılırken, bunlara dur diyecek rical sıkıntısı içerisindeydi. XVII. yüzyıl başlarında alınan zecrî tedbirlerle geçici de olsa kısmî bir sükûnet sağlanmışsa da, geleneksel cülûs sisteminden ayrılma, daha işin başında olumsuz meyvelerini vermeye başlamıştı. Yeni usule göre tahta çıkan I. Mustafa ile başlayan ehliyetsiz padişahlar dönemi bu asrın ortalarında Sultan İbrahim'le devam etmiştir. Bu arada, çocuk yaşta hükümdar olan IV. Murad ve IV. Mehmed'in saltanatlarının yaklaşık ilk onar yılı yine kaht-ı ricalin had seviyede olduğu dönemler olmuştur.

Lysimachia Kenti Bronz Definesi

Belleten · 1999, Cilt 63, Sayı 237 · Sayfa: 393-402
Tam Metin
Ankara'da Kültür Bakanlığı'ndan izinli özel koleksiyoner Sn. Cafer OKRAY Koleksiyonu'nda bulunan bu bronz define grubu 1997 yılı içerisinde Trakya'da bulunmuş ve aynı yıl içerisinde İstanbul Eski Eser Pazarı'nda satışa çıkartılmış olup, Ankaralı bir koleksiyonerin İstanbul'dan bu 21 adetlik grubu satın alıp, Ankara'da Cafer Okray'a satması nedeniyle bu defineden haberdar olduk. Bu defineden birkaç ay önce yine aynı kişi tarafından satın alınıp Cafer Okray Koleksiyonu'na satılmış iki sikke de bu defineden olmalıdır. Aynı yollarla Trakya'dan çıkmış iki küçük hellenistik define grubu (Posthumous Lysimachus'lar ve Yeni Stil Athena Tetradrahmilerinden oluşmuş) ve bunların haricinde yine bu bölgeden gelen Antik Trakya Greko-Romen Şehir Sikkeleri Okray Koleksiyonu'nu zenginleştirmiştir.

Memlûk-Haçlı Münasebetleri

Belleten · 1999, Cilt 63, Sayı 237 · Sayfa: 411-452
Tam Metin
Haçlı seferleri, papalığın teşvikiyle, Avrupalıların İslâm âlemine karşı birlikte düzenledikleri seferlerin genel adıdır. Dinî sebep başta olmak üzere siyasî ve iktisadî çeşitli sebeplerle yapılan bu seferlerin ilki 1097 yılında gerçekleştirilmiştir. Türklerin Anadolu'ya yerleşme ve kendilerine yeni bir vatan kurma mücadelesi devam ederken, Bizans İmparatoru Türklere karşı Avrupa'dan yardım istedi. Bu çağrı, papalığın teşvik ve propagandası sayesinde çok büyük ilgi gördü. Öyle ki, normal bir askerî yardımın boyutlarını aşan ve sayıları yüz binlerle ifade edilen, her milletten Hıristiyan'ın bulunduğu çok büyük bir ordu Anadolu'ya yöneldi.

A Hoard of Bronze Coins of Lysimachia

Belleten · 1999, Cilt 63, Sayı 237 · Sayfa: 403-410
Tam Metin
A hoard of bronze coins minted at Lysimachia was found in Turkish Thrace in the early part of 1997 and in due course came onto the market in Istanbul, where a group of 23 coins were purchased by a dealer from Ankara. This group of coins was subsequendy brought to Ankara and so came to my attention when it was purchased by a registered collector, Mr. Cafer S. Okray. A few months earlier Mr. Okray had purchased in a similar manner two other small groups of Hellenistic coins, one of posthumous issues of Lysimachus, the other of New Style Athenian tetradrachms. These two groups had also appeared on the market in Istanbul, reportedly having been found in Thrace. In addition, a considerable number of individual coins from the same region have been offered for sale in recent months.

Ankara Etnografya Müzesi'nde Bulunan Bir Kapadokya Tableti

Belleten · 1999, Cilt 63, Sayı 237 · Sayfa: 391-392
Tam Metin
Ankara Etnografya Müzesi'nde korunan Besim Atalay Koleksiyonu içinde 6-7 kadar tabletin de bulunduğunu öğrenerek, Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün izni ile bunlar üzerinde çalıştım. Metinlerin hepsi de, binlercesi Kayseri - Kültepe'de (eski Kaniš) ele geçmiş Eski Asurca tabletlerin benzeridir. 397 envanter numaralı olan dışında, diğerleri küçük parçalardan ibarettir ve her halde satıh buluntuları olduklarından, okunamayacak derecede aşınmışlardır.

Gagauzların Kökeni

Belleten · 1999, Cilt 63, Sayı 237 · Sayfa: 453-488
Tam Metin
Gagauzların kökeni sorunu, öteden beri tartışmalara neden olmuştur. Kimileri olanları Anadolu Selçuklularının torunları saymış, kimileri de daha önce Karadeniz'in kuzey kıyılarından gelen eski Türk kavimlerinin kalıntısı olarak görmüştür. Bu iki kuramdan hangisi daha doğru, acaba?