4009 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
- Türk Tarih Kurumu 4009
Yazarlar
- Salâhi R. Sonyel 45
- TAHSİN ÖZGÜÇ 43
- ARİF MÜFİD MANSEL 42
- SEMAVİ EYİCE 40
- Mahmut H. Şakiroğlu 38
- İ. HAKKI UZUNÇARŞILI 37
- U. BAHADIR ALKIM 36
- İlber Ortaylı 32
- AYDIN SAYILI 31
- Mücteba İlgürel 31
Anahtar Kelimeler
- Tarih 337
- Osmanlı 272
- Osmanlı İmparatorluğu 173
- Türkiye 148
- Osmanlı Devleti 138
- Türkler 137
- Anadolu 131
- Ottoman Empire 114
- Mustafa Kemal Atatürk 103
- Ottoman 99
Osmanlı Belgelerine Göre Türk-Etrâk, Kürd-Ekrâd Kelimeleri Üzerine Bir Değerlendirme
Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 227 · Sayfa: 139-146
Özet
Tam Metin
Osmanlı arşiv belgelerinde yer alan çeşitli kelime ve terimler, çoğu zaman gerçek anlamlarından daha farklı bir mânâda kullanılırlar. Bu sebeple, Osmanlı Devleti'nde sosyal hayatın araştırılmasında büyük önemi olan bu tür kelime ve terimleri dikkatli kullanmak gerekmektedir. Aksi halde yapılacak çalışmalarda, büyük hatalara düşmek kaçınılmazdır. İşte bu tür kelimelerden olan Türk ve çoğulu olan Etrâk ile Kürd ve çoğulu olan Ekrâd kelimeleri, Osmanlı belgelerinde değişik mecazi anlamlarda kullanılmıştır. Osmanlı arşivlerinde çok önemli istatistikî bilgileri haiz Tahrir Defterleri ve kanunnâmeler başta olmak üzere diğer birçok belgede, yukarıda sözünü ettiğimiz kelimelere sık sık rastlanmaktadır.
Beylikten Sancağa. Batı Anadolu'da İlk Osmanlı Sancaklarının Kuruluşuna Dâir Bazı Mülâhazalar
Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 227 · Sayfa: 81-92
Özet
Tam Metin
Beylikler dönemi Anadolusu, kaynak yetersizliği sebebiyle hakkında fazla bilgi bulunmayan bir devreyi teşkil eder. Zayıflayan ve vesâyet altına giren Selçuklu merkezî idâresinin kontrolünden artık iyice çıkmış olan "uç" bölgesindeki Türkmen beyliklerinin faaliyetleri, Osmanlı hâkimiyeti ile bütünleşme süreci çerçevesinde hâlâ üzerinde durulması gereken ve farklı yaklaşımlara muhtaç bir özellik göstermekte; yeni monografilere ihtiyaç hissettirmektedir. Başka bir deyişle, XIII. ve XIV. yüzyıl Anadolusu'nun bilhassa uç bölgesindeki Türkmen beylikleri, siyasî, faaliyetleri bir yana, sosyal bünyeleri, idâre anlayışları ve bunların tesirleri itibâriyle yeniden incelenmesi gereken mevzuların başında gelmektedir.
Ulucami. Selçuklu Şehrinde İskânı Belirleyen Bir Kaynak Olarak
Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 227 · Sayfa: 33-58
Özet
Tam Metin
Bizans İmparatorluğu, Roma'nın mirasçısı olarak ortaya çıkmış, fakat daha sonra ülkenin doğu kanadı ile yetinmek zorunda kalmıştı. Bu arada Sasani İranı ile başlayan büyük mücadelede de epeyce hırpalanmış idi. Bu mücadele yıllarında güneyde gelişen İslamiyetin doğurduğu İslam Devleti, VII. yy. ortalarından itibaren Bizans topraklarına doğru da harekete geçmiş, önemli başarılar sağlamıştı. İslam ordularının ve donanmasının İstanbul'a yönelerek şehri birkaç kere kuşatmalarına rağmen, bu şehri alamamışlardı. Bununla birlikte sonraki yüzyıllarda da İslam orduları, hemen her yaz Çukurova veya Malatya'daki hareket noktalarından İstanbul veya Anadolu içlerine akınlara devam etmişlerdir.
Komnenos Hanedanının Büyük Başkumandanı: Türk Asıllı Ioannes Aksukhos
Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 227 · Sayfa: 59-72
Özet
Tam Metin
Bizans İmparatorluğu'nun 1000 yıllık tarihini kapsayan devre içinde Türkler, bu imparatorluğun çeşitli etnik kökene mensup halkı arasında büyük bir grup oluşturmaktaydılar. İmparatorluğun bünyesinde 5. yüzyılın ilk yarısından itibaren Hunlar ve daha sonra Avarlar, Oğuzlar, Peçenekler, Kumanlar gibi Balkanlar yoluyla gelip Bizans tebaası olmuş pek çok Türk bulunuyordu. Aynı şekilde 10. yüzyıl ortalarından itibaren Orta Asya'dan İran yoluyla Doğu Anadolu bölgesine göç edip imparatorluk topraklarında yerleşmiş Türk toplulukları da vardı ve bunlar daha o sırada Bizans ordularında görev almaya başlamışlardı.
İbnü'l Adîm'in Bugyetü't-Taleb fî Tarihi Haleb Adlı Eserinin Yayınları Hakkında
Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 227 · Sayfa: 73-80
Özet
Tam Metin
XIII. yüzyıl Arap tarihçilerinden olan Halebli İbnü'l-Adîm Kemaleddin Ebu'l-Kasım Ömer, Ebû Bekr Ahmed el-Hatîb el-Bağdadî (1002-1071)'in Tarihu Bağdad'ı ile Ali b. Hasan İbn Asâkir'in 80 cilt olduğu rivayet edilen Tarihu Medineti Dımaşk adlı eserlerinden sonra bölgesel Arap tarih yazıcılığının güzel örneklerinden birisini oluşturan Bugyetü't-taleb Fî Tarihi Haleb adlı bir eser kaleme almıştır. Yaptığımız araştırmalar sonucunda, çeşitli kaynaklarda 40, ya da 30 cilt olarak telif edildiği rivayet edilen eserin 1242/43 yılında bitirilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
The Development of Ottoman Libraries from the Conquest of Istanbul (1453) to the Emergence of the Independent Library
Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 227 · Sayfa: 93-126
Özet
Tam Metin
As is known, the mediaeval Ottoman education system relied upon scholars committing vast areas of knowledge to memory. Books were often merely a physical record of knowledge which was firmly held in the mind of the scholar. Gradually cupboards in mosques and colleges acquired more and more volumes, but these were seen as adjuncts to education and not as its basic. As the Ottoman court moved from Bursa to Edirne the State could still be considered nomadic to a certain extent; essentially it lacked a sense of permanent occupation which would have encouraged the educational infrastructure which we associate with the later period.
Van/Karagündüz Erken Demir Çağı Nekropolü
Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 227 · Sayfa: 1-20
Özet
Tam Metin
Van Gölü havzasındaki arkeolojik kazıların XIX. yüzyılın ortalarına değin uzanan köklü bir geçmişi olmasına ve son 30 yıldır yapılan birçok arkeolojik çalışmaya karşın Urartu Krallığı öncesi dönem hakkında bildiklerimiz hâlâ oldukça sınırlıdır. Assur kral yıllıkları, İ.Ö. XIII. yüzyıldan beri bu yörede Ur(u)atri ve Nairi adlarıyla bir takım halkların yaşadığından ve çok sayıda kral ve krallığın varlığından söz etmekle birlikte, bugüne değin bunlarla ilişkiye sokulabilecek yeterli sayıda arkeolojik kalıntıya rastlanabilmiş değildir.
Türk Tarih Kurumu Heyeti'nin Moskova-Petersburg Ziyareti ve İlmî İşbirliği Protokolleri
Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 227 · Sayfa: 235-237
Özet
Tam Metin
Bilindiği üzere Rusya, gerek ilk dönem Türk tarihinden Osmanlı'ya, gerekse Osmanlı Devleti'nden günümüze kadar, Türklerle yakın bağlantısı olan bir devlettir. Bu sebeple Türk tarihinin eksiksiz yazılabilmesi için, bu ülke arşiv ve belgelerinin ülkemiz tarih araştırıcılarınca görülüp değerlendirilmesi şarttır. Ancak Sovyetler Birliği zamanında, ülkelerimiz arasındaki rejim farklılıkları nedeniyle, bu ülkedeki zengin arşiv ve kütüphanelerin kullanılması mümkün olamamıştır. Bu defa Soyvetler Birliği'nin parçalanması ile bugün bu imkân ortaya çıkmıştır. Bu sebeple Kurumumuz tarafından Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü mensuplarıyla kurulan temas sonucu, bu kurumu temsilen iki üye ülkemize davet edilmiş ve Türk Tarih Kurumu'nda "Rusya Arşivlerindeki Türk Tarihi ile ilgili Belgeler" konusunda bir konferans verdirilmiştir.
Kırım Hanlığı Kadı Sicilleri Bulundu
Belleten · 1996, Cilt 60, Sayı 227 · Sayfa: 165-190
Özet
Tam Metin
Kırım'ı istilâ eden Rus ordularının Hanlık merkezi Bahçesaray'da Kırım Tatar Kültürüne ait eserleri, bu arada kütüphane ve arşivleri kasden yaktıkları biliniyor. Fakat yine de bazı arşiv koleksiyonlarının ve kitapların bu tahriplerden kurtulup günümüze kadar geldiği anlaşılıyor. Bu kalıntılardan, St. Petersburg'da Etnografya Müzesi Türk-Tatar bölümünde, Kırım kadı mahkeme sicillerininin saklandığı uzun zamandan beri biliniyorsa da, bu arşiv üzerinde şimdiye kadar esaslı bir araştırma yapılamamıştır. Bu belge koleksiyonunu St. Petersburg'da görmüş olan rahmetli Prof. Bekir Çobanzâde, Okuv İşleri dergisinin no. 4-5'de yayınladığı "Okuv İşlerinde Ameliyat ve Nazariyat: Leningrad'da Kırım Hazineleri" adlı yazısında bu arşivden kısaca haber vermiştir.