4034 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Haçlı Seferleri Dönemi Kalelerinden Râvendân

Belleten · 1992, Cilt 56, Sayı 216 · Sayfa: 371-390
Tam Metin
XI.-XIII. yüzyıllarda İslâm-Haçlı çatışmalarında pek çok olayın yaşandığı Güneydoğu Anadolu'nun Râvendân kalesi, bugün sadece yalnızlığa değil, kaderine de terkedilmiş bulunuyor. Râvendân kalesine, Gaziantep'ten Kilis'e Burç kasabası üzerinden giden yol ile ulaşılmaktadır. Yol, Gaziantep'ten Burç'a kadar asfalt olup geri kalan kısmı stabilizedir. Kalenin Gaziantep'e uzaklığı 40 km.'dir. Kilis ilçesinin ise 24 km. kuzeybatısındadır.

Türk Görüntüsünün Rönesans Dönemi İngiliz Edebiyatına Yansıması

Belleten · 1992, Cilt 56, Sayı 216 · Sayfa: 567-590
Tam Metin
İngilizlerin genelde Türklerle ilgili konulara ilgileri ancak on altıncı yüzyılın son yıllarında yani Türklerle Avrupa ülkeleri arasındaki ilişkilerin başlamasından yüzyılı aşkın bir süre sonra önem kazanmaya başlamıştı. Bu tarih Osmanlı İmparatorluğu'nun gerileme sürecine başladığı zamana denk gelir. Bu gecikmenin kendine özgü nedenleri yok değildi. Elbette ki, en önemlisi coğrafi nedenlerdi: Her iki ülke de Avrupa'nın iki uç noktasında bulunuyordu. Yolculuklar bir çok zorluğu da beraberinde getiriyor ve çok uzun sürüyordu. Sanderson'ın 1584 yılındaki İngiltere'den İstanbul'a kadar süren ilk yolculuğu tam beş ay sürmüştü. 1591 yılında gerçekleştirdiği ikinci yolculuk ise hemen hemen altı ayını almıştı. Bu yüzden, ulaşım konusundaki zorluklar, Türkiye ve İngiltere'nin uzun süre birbrilerine yabancı kalmalarında önemli bir faktör sayılmalıdır. Aynı nedenden dolayı İngiltere Türk tehlikesi sınırının dışında kalıyordu. Ne Türklerin heybetli orduları, ne donanmaları ve hatta ne de Akdeniz korsanları, "hendekle korunma" ayrıcalığı içinde emniyette olan bu ada ulusu için bir tehlike oluşturmuyordu.

"Bir Şart-Bir Dilek" Adlı Broşürler İle "Bayburd Müslüman Dilendirmezler Cemiyeti" Hakkında Bir İnceleme Denemesi

Belleten · 1992, Cilt 56, Sayı 216 · Sayfa: 531-550
Tam Metin
Her iki olguyu da ele alırken, dağınık haldeki verilerin daha net bir sentezini verebilmek için "İçerik Çözümleme Analizi" tekniğinden yararlanmayı; böylece H. 1320 (M. 1902) tarihli "Bir Şart - Bir Dilek" adlı iki broşürün özünden hareketle Bayburd Müslüman Dilendirmezler Cemiyeti'nin fonksiyonlarının daha iyi kavranabileceğini zannediyoruz. Temel ve alt problemler ile sorunun analizine geçmeden önce içerik analizinin kısa bir tarihçesini vermek gerekmektedir. İçerik analizi veya içerik çözümleme tekniklerinin ilk uygulamaları XVI. yüzyıla kadar gitmektedir. Bu tür bir çözümleme tekniği o dönemin hemen hemen tek iletişim aracı olan gazeteler üzerinde yapılabilmiştir. Örneğin: Burada; gazetelerdeki dinsel mesajların ne ölçüde yer aldığı bu yöntem kullanılarak öğrenilmeye çalışılmıştır. Ancak o dönemlerde de kullanılan bu yöntem, günümüzde kullanılan içerik çözümleme tekniklerinden farklıdır. Daha kesin bir ifadeyle o dönemde kullanılan içerik analizi teknikleri bu yöntemin başlangıçtaki gelişimini oluşturur.

Anadolu'da Nişanın Bozulması Hakkında Verilmiş Kaniš Karumu Kararı

Belleten · 1992, Cilt 56, Sayı 217 · Sayfa: 667-674
Tam Metin
Son yıllarda yapılmış olan kazılar neticesinde, bu gün sayıları 18.000 civarında olan Kültepe (Kapadokya) tabletleri arasında âile hukukuna temas eden vesikaların adedi az olduğu gibi, ifâde tarzları da kalıplaşmış ve monoton bir şekilde karşımıza çıkmaktadır. Prof. Dr. Emin Bilgiç, 1952 yılına kadar muhtelif yerlerde yayınlanmış ve yayınlanmamış âile hukuku ile ilgili yirmiye yakın belge tesbit ederek "Hititlerden Önceki Anadolu Halkının Evlilik Hukukunun Orijinal Tarafları (D.T.C.F.D. IX 3, s. 227-250'de)" adı altında yayınlamıştır. Bunlardan beş adedi evlenme vesikası olup, bu belgelere ilave olarak, AKT I, s. 93-94, No: 76: Asurlu Idi-Adad ile Anadolu'nun yerlisi bayan Anana'nın evliliği konusunda olan, No: 77'de ise; Šü-Su'en adlı bir Asurlu ile, yine bir Asurlu olup, Ennam-Aššur'un kız kardeşi olarak geçmekte olan Eta-RI'nin evlenmelerine âit bu iki belge de yukarıdakilere ilâve edilmiştir. Ayrıca yine aynı eserde toplanmış olan sekiz adet ayrılma belgesi olarak adlandırılanlardan da beşi yerli erkeklerle evli olan yerli kadınlara, üçü de Asurlu erkeklerle evlenmiş olan yerli kadınlara âittir.

Yirmibirinci Yüzyıla Girerken Klasik Çağ Düşüncesi, Avrupa ve Türkiye

Belleten · 1992, Cilt 56, Sayı 216 · Sayfa: 513-530
Tam Metin
Avrupa'yı ortaçağdan çıkarıp onu yeni bir hayata kavuşturan, yeni çağı açan klasik çağ düşünürlerinin 21. yüzyıla girmeye hazırlanan Avrupa için ve Atatürk devrimi ile çağdaşlaşma yolunda büyük bir atılım yapan ülkemiz için anlamı ve önemi nedir? Bu soruyu cevaplandırmadan önce klasik filolojinin, klasik eğitimin, humanist düşüncenin Atatürk'ün yaratmak istediği yeni Türkiye için hayati önem taşıdığı fikrinin ilk olarak 1940'ta Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Klasik Filoloji kürsüsünde dile getirildiği belirtilmelidir. 1940 yılından beri de kürsü mensuplarının çalışmalarında ön planda tutulduğunu hatırlatmak gerekir. Daha sonra 1960'ta yayınlanan L'Humanisme a Venir'de sorun tarihi bir çerçeve içinde teorik açıdan incelendi. 1976 ve 1977 yıllarında, bilindiği gibi, Klasik Çağ Araştırmaları Kurumu düzenlediği iki simpozyumda sorunu değişik açılardan inceledi. Son olarak 1-2 Aralık 1991'de düzenlenen seminerin amacı 21. yüzyıla girerken klasik filoloji, klasik eğitim ve klasik düşüncenin Avrupa'daki ve Türkiye'deki yerini saptamaktı.

JACOB M. LANDAU, The Politics of Pan-Islam (Ideology and Organization), Oxford Clarendon Press, 1990, 425 sh. [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1992, Cilt 56, Sayı 216 · Sayfa: 597-598
Tam Metin
II. Abdülhamid devrinde panislamizmin dış dünyadaki etkileri bugüne kadar derli toplu yolgösterici bir çalışmanın konusu olamamıştır. Normal okuyucu kadar, bu sahalara el atmak isteyen mütehassıs da doğrusu teorik yönden olduğu kadar, bilgi ve literatür bakımından ilk adımları sağlamca atmasına yardım edecek bir müracaat kitabından yoksundur. Panislamizm imparatorluk içinde ve imparatorluk dışındaki geniş Müslüman dünya üzerinde ne kadar etkiliydi, hatta bazı yazarların açtığı tartışmaya göre islâmcılık ne derecede var olan bir doktrin ve hareketti? Bu sorunun cevabı münferid araştırmalar, dar kapsamlı tetkikler ve bir iki dildeki kayıtlara anlaşılacak gibi değildir. Panislamizm konusu, İslâm coğrafyasının kendisi kadar geniş ve çetin, bilinmez ve rengarenk bir konudur. Panislamizm sadece 19. yüzyıl Osmanlı tarihinin değil; Rusya, İran ve İngiltere imparatorluğu ve Fransa tarihinin bir önemli kısmıdır.

The Intimate Life of an Ottoman Statesman: Melek Ahmed Pasha (1588-1662) as Portrayed in Evliya Çelebi's Book of Travels, Translation and commentary by Robert Dankoff -With a Historical Introduction by Rhoads Murphey - New York 1991, 304 pages. [Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'ne Göre Bir Osmanlı Devlet Adamı'nın Özel Hayatı.] [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1992, Cilt 56, Sayı 216 · Sayfa: 591-596
Tam Metin
Yazar ve konusu başlıklı "Giriş" bölümünde Evliya Çelebi'nin hayatı anlatılmaktadır. Yazarın kaynağı Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesidir. Sultan I. Ahmed'e hediye edilen Abhaziyan'lı bir cariyeden doğma Evliya Çelebi bu eserin konusu olan Melek Ahmed'in anne tarafından kuzeni olup himayesine mazhar olmuştur. İstanbul'da doğan Evliya Çelebi'nin babası Osmanlı Sarayının baş sarrafı Derviş Mehmet Zilli Ağa idi. Karakteri itibariyle masa başında veya yerleşik düzende çalışmayı sevmiyen Evliya Çelebi gezginciliği yeğlemiş ve hayatının eserini vermiştir.

Yavuz Selim Halîfeliği Devraldı mı?

Belleten · 1992, Cilt 56, Sayı 217 · Sayfa: 675-702
Tam Metin
M. Le Baron C. d'Ohsson'un tanınmış iki eserinden birinin Tableau general de l'Empire Othoman (=Osmanlı İmparatorluğunun genel tablosu) olduğu malumdur. Yedi ciltden müteşekkil olan bu eserin ilk cildi 1788 de yayınlanmış, son cildi ise ancak 1824 yılında çıkabilmiştir. Müellifin bu eseri bilhassa Osmanlı devletinin teşkilâtı, müesseseleri ve gelenekleri ile XVIII. yüzyıldaki kibar halkın yaşayışı konularında değerli bir kaynaktır. Çünkü, Ermeni asıllı olan Baron d'Ohsson İstanbul'da doğmuş, büyümüş, yine orada İsveç maslahatgüzarı olarak vazife görmüştür.

Batı Bilimi ve Osmanlı Dünyası: Bir İnceleme Örneği Olarak Modern Astronomi'nin Osmanlı'ya Girişi (1660 - 1860)

Belleten · 1992, Cilt 56, Sayı 217 · Sayfa: 727-774
Tam Metin
Modern astronomi biliminin doğuşunda, Orta Çağ Müslüman astronomlarının katkısı olduğu, bilim tarihçileri tarafından genellikle kabul edilmektedir. Ancak, Müslümanların astronomi ilmine yapmış oldukları katkıların Avrupa'ya intikal etmesiyle ve orada, Kopernik, Tycho Brahe, Galile, Kepler, Descartes ve Newton gibi büyük ilim adamlarının çalışmalarıyla yavaş yavaş gelişen ve Batlamyus-Aristoteles astronomi anlayışının yerini alan yeni astronomi ile Müslümanların temasları şimdiye kadar ele alınmamış ve bu temasların nasıl ve ne şekilde başladığı yeteri kadar araştırılmamıştır. Bu temas nasıl sürdürülmüştür ve Müslüman astronomların yeni astronomi karşısındaki tavırları ne olmuştur? Avrupa'da büyük polemiklere sebep olan Kopernik'in helyosantrik sistemi, İslam dünyasında nasıl karşılanmıştır? Bu yeni astronomi biliminin transfer şekli ve seviyesi ne olmuştur? Ayrıca, Müslümanlar bu yeni Batı astronomisini ilk iki asır boyunca nasıl ve ne şekilde transfer etmişlerdir? VII. ve VIII. asırlarda İslamiyet'in zuhurundan sonra, Grek ve Hint astronomisi karşısında takınılan tavırlar ile XVII. asırda başlayan bu yeni karşılaşmadaki tavır, tutum farkları nedir?

XVIII. Yüzyıl Tekstil Dünyasından : Hindistan ve Osmanlı İmparatorluğu'nun Pamuk-İpek Karışımı Kumaşları

Belleten · 1992, Cilt 56, Sayı 217 · Sayfa: 775-808
Tam Metin
XVIII. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu ile ekonomik ilişkileri olan Batı Avrupa'lı büyük devletlerin bir yandan kapitülasyonları kendi ülkeleri açısından daha avantajlı kılmağa çalışırken, öte yandan İmparatorluğa zaman zaman gönderdikleri ticari ajanları ve konsolosları yardımıyle, Osmanlı pazarlarında fiyat, kalite ve talep koşullarını dikkatle izledikleri, ticaret ve endüstri faaliyetlerini buna göre yönlendirdikleri bilinmektedir. Fransa bu ülkelerden biridir ve zengin arşivlerinde zamanında Levant ticaret politikalarını belirlemede kullanılan pek çok rapor (mémoire) bulunmaktadır. Bu raporlardan bazıları bugün Osmanlı tarih araştırmaları açısından son derece önemlidir. Aralarında XVIII. yüzyıl Osmanlı tekstil endüstrisine ilişkin olanları da vardır. Nitekim Sahillioğlu, yıllar önce bunlardan birkaçını değerlendirmişti. Bu çalışmada XVIII. yüzyıl Osmanlı tekstil endüstrisi hakkında bilinenleri -tatmin edici olduğu söylenemez- birkaç adım öteye götürebilmek amacıyla, yine böyle raporlardan biri değerlendirilmektedir.