4009 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Türkiye Seyahati

Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 202 · Sayfa: 257-290
Ratnakosindra döneminin 110. (m. 1891) yılında kral hazretleri kendi mektup, nişan ve madalyalarını Avrupa'nın bazı başkentlerindeki saraylara götürmem için beni özel elçisi olarak görevlendirmişti. Bu görev Türkiye'yi kapsamıyordu. Ancak, Avrupa'daki birtakım küçük ve büyük ülkelere olan mesafeleri haritayı incelemek suretiyle hesapladığım zaman Yunanistan'a Türkiye üzerinden gitmenin diğer yollardan daha kısa ve uygun olduğunu gördüm. Ayrıca Türkiye, Taylandlıların hiç görmediği büyük bir Avrupa ülkesi olarak kabul edilmekle idi. Dolayısıyla seyahat programını, Rus imparatorunu ziyaret ettikten sonra bir posta vapuru ile Karadenize geçip Türkiye'nin başkenti İstanbul'a giderek üç yada dört gün orada kalıp vapurla Yunanistan'a geçecek şekilde yaptım.

Rum (Anadolu) Sultanlığının Menşei ve Bizans

Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 202 · Sayfa: 219-226
Tam Metin
Rum Sultanlığı (Anadolu Selçuklu Sultanlığı) XI. yüzyılın son çeyreğinde Küçük Asya'da Bizans imparatorluğunun hâkimiyetine son vererek Selçuklu ailesinden gelen Türk beyleri tarafından kurulmuştur. Van Gölü'nün kuzeyinde, Malazgirt'te, Romain Diogene'e karşı Alp-Arslan'ın kesin zaferi, Selçuklu Türklerinin Küçük Asya'da (Anadolu'da) diledikleri gibi akınlar yapma özgürlüğünü güvence altına aldığı zaman, 1071 yılında, bu Sultanlık mevcut değildi. Fakat Haçlılar onların başkenti İznik'i 1097'de aldıkları zaman Rum Sultanlığı çok daha canlı idi. Acaba bu kuruluş, bu iki tarih arasında, ne zaman kesin olarak gerçekleşti?

Memluk Sultanlığında Devlet Yapısı

Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 202 · Sayfa: 227-246
Memlûk sultanı keyfi karar veren bir otokrattı; ama teknik açıdan ne mutlaktı, ne de tamamen bağımsızdı. Bir müslüman olarak herhangibir tebası kadar İslamın kutsal yasasına tâbi olduğu halde hâkimleri, uygulamada ona karşı kullanabilecekleri müeyyidelerden yoksundular. Sünni hukukçuların tefsirine göre İslam doktrini, İslam toplumunun hükümdarı olarak Allah'tan sonra ancak bir kişiyi tanıyordu, o da halife idi. Bundan dolayı Abbasi hilâfetinin 656/1258 yılında Hulagu tarafından fiziki olarak yok edilmesi, örneği görülmemiş bir durum yarattı. Bu vaziyet 659/1261 yılında Memlûk sultanı az-Zâhir Baybars, iltica eden bir Abbasi emirini Mısır'da kabul edip "al-Mustansır" lakabıyla hilafet makamına oturttuğu zaman şeklen düzelmiş oldu.

Samsat Kazıları 1987

Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 202 · Sayfa: 291-294
1987 yılı Samsat kazıları, 15 Haziran-5 Ağustos tarihleri arasında, ortalama 100 işçi ile yürütülmüştür. Kültür ve Turizm Bakanlığını Arkeolog Çiğdem Özoğul temsil etmiştir. Kazı kurulunun bu yıl çalışmalarına katılan üyeleri, Yar. Doç. Dr. Aliye Özten, Doç. Dr. Oktay Belli, Fikri Kulakoğlu, Süleyman Özkan, Levent Eşli, Murat Ertuğrul Gülyaz, Uğur Toganaş, Gülşebnem Fındık, Murat Tolga Özcoşkun, Lale Yüksel, Fotoğraf Yekta Demiralp, Restoratör Ali Aşgit'tir. Arkeoloji öğrencilerinden Ertan Yılmaz, Yasemin Atalay, Erol Kaya, Güngör Şakar, A. Orhan Uğur, mevsim boyu kazıları takip ederek uygulamalı bilgiler kazanmışlardır.

Türkiye'de İlk Demiryolları

Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 202 · Sayfa: 209-218
Tam Metin
Tekniğin büyük atılım kaydettiği ondokuzuncu yüzyılda, yeni ulaşım araçlarının ilerleyen bilim ve tekniğin ışığı altında ele alındığı bir devirde, demiryolları yeni bir ulaşım aracı olarak ortaya çıkmıştır. Bu konuda önemli adımların atılması, buharlı makinaların bulunmasıyla mümkün olmuştur. Bilindiği gibi, buhar basıncından hareketin elde edilmesi fikri her ne kadar M.S. 50'lerde yaşamış Heron'a kadar görütürülebiliyorsa da, konunun yeniden ele alınabilmesi için onyedinci yüzyılı beklemek gerekir (Giovanni Branca). Onsekizinci yüzyılın ikinci yarısında (1757) Isaac Wilkinson yeni bir buharlı makinanın patentini almıştır.

What is the Bulgarian Government Trying to Prove by Denying the Historical Facts?

Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 202 · Sayfa: 183-194
Tam Metin
The move of the Bulgarian Communist Government to liquidate the Muslim Turks in Bulgaria, initiated at the end of 1984 and completed in the beginning of 1985, by forcing the Turks in Bulgaria to exchange their Turkish names for Bulgarian ones, is a crime against the most elemantary principles of human rights, of world civilization and culture. By this act the Bulgarian government has committed itself to a policy of an ethnic, cultural and political genocide. Though this term has been initially used to mean physical destruction of one or another nation, in a broader sense it signifies a cultural and political extinction of a national minority.

100. Yıldönümü Münasebetiyle Berlin Kongresi Hakkında Bazı Düşünceler

Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 202 · Sayfa: 195-208
Tam Metin
Sayın Konuklarımız, Geçtiğimiz 1978 yılı sonbaharında Berlin Kongresi'nin 100. yılı münasebetiyle Avrupa'nın birkaç yerinde bilimsel nitelikte toplantılar düzenlendi. Bildiğim kadarıyla bunlardan ikisi Almanya'da Münih ve Mainz'de ve biri de Yugoslavya'da Sarayevo yani bizim Saraybosna'da yapıldı. Almanya'da yapılanlardan birine Türkiye adına bir arkadaşımızla birlikte gitmemiz söz konusu oldu; fakat sonra bu gerçekleşmedi. Ben yalnız Yugoslav, daha doğrusu Bosna Akademisi'nin daveti üzerine Türk Tarih Kurumu adına, Sarayevo'da yapılana katıldım.

XVI. Yüzyılda Rus-İran Ticareti ve Osmanlı Devleti

Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 202 · Sayfa: 247-256
1958 yılında, Moskova'da, "Doğu Edebiyatı Yayınevi", "Tacir Födot Kotov'un İran seyahatnamesi" adında bir eser yayımlamıştı. Eserin içeriğinden bahsetmeyi bir başka yazıya bırakarak, bugün, Bayan N.A. Kuznetzova'nın bu kitaba yazmış olduğu önsözü, Türk okuyucularına sunmak istiyorum.

PROF. DR. h. c. TAHSİN ÖZGÜÇ Bavyera Bilimler Akademisi'ne Üye Seçildi

Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 202 · Sayfa: 291
Yüksek Öğretim Kurulu Başkan Vekili ve Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi, Prof. Dr., Dr. h. c. Tahsin Özgüç, 19 Şubat 1988 günü Münih "Bavyera Bilimler Akademisi" (Bayerische Akademie der Wissenschaften) üyeliğine seçilmiştir.

1821 Ayvalık İsyanı

Belleten · 1988, Cilt 52, Sayı 203 · Sayfa: 571-600
Tam Metin
XIX. yüzyıl başlarına kadar Osmanlı İmparatorluğu'nda isyanlar, ayaklanmalar hiçbir zaman eksik olmamıştır. Fakat bu isyanların Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılıp bağımsız bir devlet kurmak amacına yönelik olmadığı anlaşılmaktadır. Ne var ki XIX. yüzyıl başlarında Osmanlı İmparatorluğu'nu oluşturan uluslarda başlayan isyan ve ihtilal hareketleri bağımsız bir takım devletlerin kurulmasına ortam hazırlamış ve bu hareketler durum ve koşullara göre büyük devletler tarafından desteklenmiş ve bu sayede başarıya ulaşmıştır. Profesör Yusuf Akçura, imparatorluğun bu sürecini haklı olarak Dağılma Devri diye adlandırmaktadır. Gerçekten Osmanlı İmparatorluğu, söz konusu yüzyılda tam anlamıyla bir dağılma aşamasına gelmiştir. Bu ayrılıkçılık hareketleri Balkan Yarımadası'ndan Mora'ya ve Arabistan'a kadar uzanıyor, kimi zaman "ulusal", kimi zaman "dinsel" ve kimi zaman da "etnik" bir renk alıyordu.