456 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
Yazarlar
Anahtar Kelimeler
- Osmanlı Devleti 39
- Ottoman Empire 39
- Osmanlı 36
- Ottoman 30
- Osmanlı İmparatorluğu 16
- İstanbul 11
- Ticaret 10
- Türkiye 10
- İngiltere 9
- Ottoman State 9
Sultan II. Abdülhamid’in Siyasi Mahkûmlara Yönelik 1896 Tarihli Umumi Afı
Belleten · 2022, Cilt 86, Sayı 305 · Sayfa: 285-318 · DOI: 10.37879/belleten.2022.285
Özet
Tam Metin
Siyasi krizlerden sonra çıkarılan umumi afarın amacı, siyasi suçlara karışan kişileri afetmek suretiyle toplumun sükûnetini sağlamak, huzursuzlukları neticelendirmektir. Sultan II. Abdülhamid de, 33 yıllık hükümdarlığı döneminde pek çok defa umumi ve kısmi af ilan etmiştir. Çalışmamıza konu olan 1896 umumi afından önce Ermeniler ve Müslümanlar arasında yaşanan huzursuzluklar şiddetini artırmış, gerginlikler 1896 yılının Ağustos ayında gerçekleşen Osmanlı Bankası Baskını ile hadd safhaya çıkmış, olaylar neticesinde hapishanelerdeki siyasi mahkûmların sayısı istiap haddini aşmıştır. Bunun üzerine Sultan II. Abdülhamid, Ermeni Patrikhanesi’nin de af talebini göz önüne bulundurarak toplumun sükûnunu sağlamak ve dengeleri korumak amacıyla, 1896 yılı Aralık ayında siyasi suçluları kapsayan umumi af ilan etmiştir. Afın ilanından kısa bir süre sonra Düvel-i Sitte, afın bir an önce icrası için Osmanlı Devleti nezdinde girişimde bulunmuş ve bu husustaki baskılarını kısa aralıklarla yinelemiştir. Bu devletler olağan politikalarını afın icrasında da takip ettikleri gibi, büyükelçileri ve vilayetlerdeki temsilcileri aracılığıyla Ermenilerin savunuculuğunu üstlenmişler, afın icrasında yaşanan herhangi bir aksaklığı fırsata çevirerek bu durumu Osmanlı Devleti’ne baskı yapma unsuru olarak kullanmışlardır.
Midhat Paşa’nın Suriye Valiliği Döneminde Sultan II. Abdülhamid ve İngiltere Büyükelçisi Layard ile Olan İlişkileri (Kasım 1878-Ağustos 1880)
Belleten · 2022, Cilt 86, Sayı 305 · Sayfa: 251-283 · DOI: 10.37879/belleten.2022.251
Özet
Tam Metin
Bu makale, Midhat Paşa’nın Kasım 1878-Ağustos 1880 tarihleri arasında devam eden Suriye valiliği ile ilgili hususları ele almaktadır. Makale, Büyükelçi Henry Layard’ın Midhat Paşa ile ilgisinin seyrini ve Suriye valiliğine tayininde nasıl bir rol oynadığını ele aldıktan sonra Paşa’nın valiliği döneminde gerçekleştirilen reformları açıklamaktadır. 1879’da gerçekleştirilen ve mahkemelerin vilayet yöneticilerinden bağımsızlığını hedefeyen reformların Midhat Paşa’nın hükûmet ve saray ile ilişkisini nasıl olumsuz etkilediği irdelenmektedir. Layard’ın Eylül 1879’da gerçekleştirdiği Suriye ziyaretinin, Sultan Abdülhamid’in İngiltere ve Midhat Paşa ilişkisinden duyduğu endişeleri artırdığı hususu anlatıldıktan sonra Mayıs 1880’de Layard’ın İstanbul büyükelçiliği görevinin sona ermesinin ve Haziran-Temmuz 1880’de ortaya çıkan Osmanlı karşıtı el ilanları meselesinin Midhat Paşa’nın konumunu olumsuz etkilemesi makalenin devamında açıklanan konuları oluşturmaktadır. Aynı dönemde, Cevdet Paşa ve Mahmud Nedim Paşa gibi Midhat Paşa’nın kuvvetli muhaliferinin hükûmette nazır olarak görev almalarının ilişkilerin gerilmesindeki rolü ve Mayıs-Haziran 1880’de birkaç defa tekrarlanan istifalar da ele alınmaktadır. Son olarak, Midhat Paşa’nın görevden alınışı ve yerine yapılan atama süreci aydınlatılmaktadır.
İhanetten İmparatorluğa: IV. Romanos Diogenes
Belleten · 2022, Cilt 86, Sayı 305 · Sayfa: 89-117 · DOI: 10.37879/belleten.2022.089
Özet
Tam Metin
Bizans İmparatorluğu olarak da bilinen Doğu Roma, çağın gereklerine uyum sağlamayı başaran güçlü ordusu sayesinde varlığını asırlarca devam ettirebilmiştir. İmparator IV. Romanos Diogenes döneminde (1068-1071) bütün imkânlar seferber edilerek Büyük Selçuklu Devleti’ni ortadan kaldırmaya yönelik hazırlanan özgüveni yüksek bu ordu, Malazgirt’te Sultan Alp Arslan karşısında beklenmedik ağır bir yenilgiye uğramıştır (26 Ağustos 1071). Bizans askerî tarihinde bir kırılma noktası olarak kabul edilen bu hezimet üzerine yapılan tartışmalar daha çok Büyük Selçuklu ordusunun başarısı ve kazanımları üzerine odaklanırken Bizans ordusunun yenilgisine yol açan stratejik hata/ hatalar üzerinde yeterince durulmamıştır. Bu yaklaşım çerçevesinde, yenilginin temel nedeninin Selçuklu ordusunun gücünden ziyade İmparator IV. Romanos’un savaş öncesindeki psikolojik durumunun ve geleneksel imparatorluk düşüncesinin etkisiyle Bizans ordusunun sayısal çoğunluğuna-moral üstünlüğüne fazlaca güven duymuş olduğu göz ardı edilmiştir. Bu çalışmada, söz konusu durumu aydınlığa kavuşturmak adına, öncelikle Bizans ordusunun gelişim seyri ile IV. Romanos Diogenes’in imparator olma sürecine değinilmiş ve ardından belirtilen faktörlerin Malazgirt Savaşı’nın kaybedilmesindeki belirleyici rolü üzerinde durulmuştur.
FERİDUN M. EMECEN, Osmanlı Klasik Çağında Hilafet ve Saltanat, Aktörler, Yazım ve İmaj
Belleten · 2022, Cilt 86, Sayı 305 · Sayfa: 359-362 · DOI: 10.37879/belleten.2022.359Tributaries and Peripheries of the Ottoman Empire (Osmanlı İmparatorluğunun Haraçgüzar Eyaletleri ve Serhat Boyları)
Belleten · 2022, Cilt 86, Sayı 305 · Sayfa: 363-377 · DOI: 10.37879/belleten.2022.363Çukurova Âyânları III: Hasanpaşazâde Ahmet Bey
Belgeler · 2022, Cilt XXXVII, Sayı 41 · Sayfa: 39-210 · DOI: 10.37879/belgeler.2022.39
Özet
Tam Metin
Hasanpaşazâdeler, 1750 yıllarında Karslızâdeler olarak ortaya çıkmış bir âyân ailesidir. Aileden Hasan Ağa’nın 1770 yılında Adana beylerbeyi olmasından sonra aile Hasanpaşazadeler olarak anılmaya başlamış ve en parlak günlerini Ahmet Bey’in Adana âyânlığı ve Adana mütesellimliği yaptığı 1793- 1812 yılları arasında yaşamıştır.
1812 yılında Ahmet Bey’in ölümü üzerine yerine kardeşi Mehmet Bey Adana mütesellimi olmuştur. Mehmet Bey’in devlet ile ters düşerek sürgün edilmesi üzerine de Ahmet Bey’in oğlu Hacı Ali Bey Adana mütesellimliğini yürütmüştür.
Bu makalede ele alınan 60 belge Hasanpaşazâde Ahmet Bey’in ilk yıllarına ilişkin olup bir âyân ailesinin devletle olan ilişkilerini nasıl yürüttüğü ve mukataalar veya iltizamlar satın alarak bölgede nasıl etkin bir konum kazandığını gösteren belgelerdir. Ahmet Bey’in mütesellimlik beratları bir âyân ailesinin mütesellimliğe niçin ve ne şekilde atandığını gösteren önemli belgelerdir.
Hasanpaşazadeler âyân ailesi Adana Müftüsü İshak Efendi kolundan varlığını devam ettirmiştir. Bugün bölgede Ramazanoğlu, Ener, Tarımer, Oral, Uygur gibi soyadları taşıyan aileler bu aileden gelmektedirler.
Süleyman Penah Efendi ve ‘Mora Vakasına Dair Bir Zatın Yazdığı Tarih’
Belgeler · 2022, Cilt XXXVII, Sayı 41 · Sayfa: 1-38 · DOI: 10.37879/belgeler.2022.1
Özet
Tam Metin
1768-74 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Rusların kışkırtması ile başlayan Mora isyanı kısa sürede bütün yarımadaya yayılmıştır. Muhsinzade Mehmed Paşa’nın seraskerliğe getirilmesinin ardından civardaki ayan kuvvetlerinin de yardımıyla isyan yaklaşık iki ay sonra bastırılmıştır. İsyan sırasında memleketi Gastun’da bulunan Süleyman Penah Efendi, isyanın gelişiminin yanı sıra Mora’da yapılmasını düşündüğü ıslahatları bir rapor haline getirmiştir. Kime sunulduğuna dair net bir bilgi olmayan bu rapor, Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi’nde Kamil Kepeci tasnifinde “Mora Vakasına Dair Bir Zatın Yazdığı Tarih” başlığı ve 60/1 genel numarası ile kaydedilmiştir.
Bu çalışmada, ilk olarak Mora isyanının gelişimi ve bastırılması, Süleyman Penah Efendi’nin notlarına göre kısa bir şekilde ele alınacak, bunun ardından Süleyman Penah’ın Mora özelindeki ıslahat önerilerine değinildikten sonra metnin transkripsiyonuna yer verilecektir.
Perge’de Roma İmparatorluk ve Geç Antik Dönem’de Görülen İthal Keramik Malzeme Üzerine Genel Bir Değerlendirme
Höyük · 2022, Sayı 9 · Sayfa: 67-84 · DOI: 10.37879/hoyuk.2022.067
Özet
Tam Metin
Perge, eski çağlarda Pamphylia olarak tanımlanan ve Antalya ilinin ovalık kısmını oluşturan bölgenin önemli kentlerinden biridir. Kentte bugün ayakta kalmış yapıların büyük çoğunluğu Roma İmparatorluk Dönemi’ne tarihlenmektedir. Bununla birlikte kentin akropolisinde yapılan çalışmalarla Perge’deki en erken insan izlerinin MÖ 5. bin civarına tarihlendiğini söyleyebilmek mümkün olmuştur. Bu tarihten itibaren yaklaşık MS 7. yüzyıla kadar kesintisiz yerleşim izlenen Perge’de 1946 yılından beri kazı ve onarım çalışmaları sürdürülmektedir. Farklı dönemlerde ve farklı uzmanlar tarafından sürdürülen çalışmalar sayesinde kentin keramik repertuarının oldukça geniş olduğu anlaşılmaktadır. Perge, kıyıdan içeride bir yerleşim yeri olmakla beraber, aslında gemilerle geliş gidişe uygun Aksu nehrine yakınlığı sayesinde aynı zamanda bir liman kentidir. Bu elverişli konumu sayesinde güçlü bir ticari ağa sahip olduğu söylenebilir. Nitekim yerleşmede MÖ 5. binden itibaren çok çeşitli türlerde keramik malzeme bulunmuştur. İleride gerçekleştirilmesi planlanan Perge keramik repertuarı çalışmalarına bir altlık oluşturması amacıyla hazırlanan bu derlemede kentin uzun süreli ve kesintisiz tarihinde Roma İmparatorluk ve Geç Antik Dönem ithal kaliteli keramik malzemeye odaklanmaktadır.
Prusias Ad Hypium Antik Tiyatrosu: Yeni Kazılar, İlk Veriler
Höyük · 2022, Sayı 9 · Sayfa: 33-66 · DOI: 10.37879/hoyuk.2022.033
Özet
Tam Metin
Bu yayın, Prusias ad Hypium antik kenti tiyatrosunda yapılan arkeolojik kazıların güncel bilimsel verilerini bilim dünyasıyla paylaşmayı amaçlamaktadır. Günümüz Düzce ili sınırlarında kalan antik Prusias ad Hypium antik kenti, Bithynia Bölgesi’nin en önemli kentlerinden biridir ve ne yazık ki büyük oranda modern yerleşimin altındadır. Tiyatro bu kentin günümüze kadar korunan tek anıtsal yapısıdır. Tiyatro kentin güneye bakan yamacı üzerinde inşa edilmiştir. Üç bölümlü ve altı tonozlu girişe sahip caveası, yarım daireyi aşan orkestrası ve üç kapı ve altı pencereye sahip sahne binası ile oldukça görkemli bir yapıdır. Geç Hellenistik-Erken İmparatorluk Dönemi’nde inşa edilmiş olan tiyatro, Yunan ve Roma özelliklerini bir arada göstermektedir. Bu sebeple önemli geçiş tiyatrolarından biridir. Yapılan kazılarda ortaya çıkan mimari elemanlar ile bazı yazılı kanıtlarla tiyatronun İS 2. yüzyılda geniş çaplı bir yenileme geçirmiş olduğu anlaşılmaktadır. 2020 yılı kazıları ile de tiyatronun planının anlaşılması ve belgelenmesi mümkün olmuş, daha önceki yıllarda tiyatro hakkında çalışmalar bilim insanlarının ortaya koyduğu planlar ve bilgiler kesin şekilde değişmiştir.
Euromos Agorası Kuzey Stoa Üzerine Bir Ön Değerlendirme
Höyük · 2022, Sayı 9 · Sayfa: 1-32 · DOI: 10.37879/hoyuk.2022.001
Özet
Tam Metin
Batı Anadolu antik kentleri içerisinde agorası kısmen iyi korunmuş antik kentlerden birisi Euromos’tur. Son yıllarda yapılan temizlik ve kazı çalışmaları ile sınırları belirlenen agora Hellenistik döneme ait olup dorik düzendedir. Çift nefi olan güney stoanın iç kolonadı Ionik dış kolonadı Doriktir. Türk Tarih Kurumunun destekleri ile son iki yıldır kuzey stoada çalışmalar yapılmaktadır. Bu makalede Euromos agorasının kuzey stoası ele alınmaktadır ve temel amaç restitüsyon çıkarmaya yöneliktir. Bu çerçevede stoanın korunan mimari blokları açığa çıkarılarak belgelenmiş ve çizimleri yapılmıştır. Stoanın stylobat blokları doğrudan toprağın üzerine yerleştirildikleri için zaman içerisinde meydana gelen çökmelerden dolayı haff de olsa yer yer engebelidir. Kullanılan yerel mermerin kalitesiz oluşu, iklim şartlarına bağlı olarak kolayca deforme olmasına neden olmuştur. Eksik blokların çoğunun ise kireç ocaklarına taşındıkları anlaşılmaktadır Sütunların alt kısımları yivsiz olup bazısının alt tamburları in situ durumdadır. Arşitrav bloklarından sadece dört parçanın korunmuş olması dikkat çekicidir. Bütün bu az korunmuşluğa rağmen mevcut bloklar ve benzer örneklerin yardımı ile stoanın sağlıklı bir restitüsyonu çıkarılabilmiştir.