4034 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
- Türk Tarih Kurumu 4034
Yazarlar
- Salâhi R. Sonyel 45
- TAHSİN ÖZGÜÇ 43
- ARİF MÜFİD MANSEL 42
- SEMAVİ EYİCE 40
- Mahmut H. Şakiroğlu 38
- İ. HAKKI UZUNÇARŞILI 37
- U. BAHADIR ALKIM 36
- İlber Ortaylı 32
- AYDIN SAYILI 31
- Mücteba İlgürel 31
Anahtar Kelimeler
- Tarih 338
- Osmanlı 273
- Osmanlı İmparatorluğu 173
- Türkiye 148
- Osmanlı Devleti 139
- Türkler 137
- Anadolu 132
- Ottoman Empire 114
- Mustafa Kemal Atatürk 103
- Ottoman 100
Kuruçay Höyüğü Kazıları 1985 Çalışma Raporu
Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 199 · Sayfa: 305-314 · DOI: 10.37879/belleten.1987.305
Özet
Tam Metin
Kuruçay Höyüğü kazılarının 8. dönem çalışmaları, Temmuz-Eylül 1985 tarihleri arasında sürdürüldü. Kazı kurulu, başkanlığımız altında, Araştırma Görevlisi Gülsün Umurtak, mimarlar Ayşe ve Süreyya Saruhan, Fotoğraf Uzmanı Yılmaz Kaini ile öğrencilerimiz Aylin Bayraktaroğlu, May Apkan ve Muharrem Kıcı'dan oluşuyordu. Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü Uzmanı, Burdur Müzesinden Alaaddin Eryılmaz idi.
Türk-Yunan Başbakanlarının 1974 Haziran Toplantısı
Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 199 · Sayfa: 357-366
Özet
Tam Metin
Türk-Yunan münasebetleri 1950'lerden itibaren, Yunanistan'da iç savaş sona erip de, Mareşal Papagos mustakar bir hükümet kurduktan sonra bozulmaya başladı. Bozulma sebebi, Yunan Hükümetinin Kıbrıs'la ilgili tutumu idi. Yunan Hükümetleri o tarihe kadar, kendi iç meseleri dolayısıyla başka konularla ilgilenmek imkânı bulamamışlardı. Kıbrıs, Papagos Hükümeti zamanında, 1952 yılından itibaren, Yunanistan'ın millî bir davası haline sokuldu. Bu davranış karşısında ilgisiz kalamayan Türk Hükümeti de konuya dahil olunca Kıbrıs, Türkiye ile Yunanistan arasında bir problem haline geldi.
Tārih-i Beyhaḳ. Mirzā Muḥammed Hān Ḳazvini
Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 199 · Sayfa: 407-416 · DOI: 10.37879/belleten.1987.407
Özet
Tam Metin
Beyhak, en önemli şehri bugünkü Sebzevar olan Horasan'a bağlı bir bölgenin eski adıdır. Tarihler, devlet adamlarından, şeyhlerden, hadis ve fıkıh alimlerinden bahseden kitaplar, şair tezkireleri, her devirde bu bölgeden çok sayıda alim ve yazarın çıktığını yazarlar. Bunlara örnek olarak, Sunen u delailu'n-nubuvvet'in yazarı, ehli sünnet alimlerinin en tanınmışlarından Ebu Bekr Ahmed b. El-Huseyin Beyhakî'yi; Tarih-i Beyhakî olarak bilinen Tarih-i Mes'udî'nin yazarı, Gaznelilerin saray kâtibi ünlü tarihçi Ebu'l-Fazl Muhammed b. el-Huseyin Beyhakî'yi; yazma bir nüshasının fotokopisi elimizde bulunan ve konumuz olan Tarihi Beyhak'ın yazarı Ebu'l-Hasan 'Ali b. Zeyd Beyhakî'yi ve daha pek çoğunu gösterebiliriz. Tarih-i Beyhak'ın konusu, adından da anlaşılacağı gibi, İran'ın bu bölgesinin tarihinden, oraya mensup olan alim, edip, şair, seyyid, vezir, saray kâtibi, filozof, tabib gibi kimselerin tanınmışlarının hayat hikayelerinden, eskiden beri orayı yurt edinmiş veya başka yerlerden oraya göçmüş büyük ailelerin soy kütüklerinden ve hatta bir ölçüde o bölgenin coğrafyası hakkında verilen bilgilerden ibarettir.
Atatürk'ün Tarım ve Orman Sevgisi ve Tarım Alanındaki Gelişmeler
Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 199 · Sayfa: 367-406
Özet
Tam Metin
Kuşkusuz, bütün milletlerin tarihinde büyük ölçüde etkiler yapan, devrimler yaratan liderler yaşamıştır. Kimisi devrimci veya büyük devlet adamı, kimisi büyük kahraman ve askerdir. Fakat hiçbirisi Atatürk gibi çok yönlü olamamış, Atatürk'ün sahip olduğu özellikleri kendi kişiliklerinde toplayamamıştır. O, mensubu olmakla övündüğümüz Türk milletinin en ünlü lideri; "Devletimizin banisi" unutulmaz adı daima yaşayacak olan büyük Atatürk'tür. Mustafa Kemal Atatürk, kısa süren hayatında, bir insan ömrüne kolayca sığdırılamayacak kadar büyük işler başarmıştır. Atatürk, savaştaki kahramanlıkları kadar, devlet kurup yönetmekteki ustalığı, görüşlerinin genişliği ile de eşsiz bir liderdir. Atatürk'ün sayısız hizmetlerinden sadece biri bile O'na tarihte çok şerefli bir yer sağlamaya yeterlidir. Tarihte hiçbir millet, Atatürk'ün önderliğindeki Türk milleti kadar kısa zamanda, bu kadar mesafeler aşmamış, bu kadar büyük hamleler yapmamıştır. Aşılan mesafenin büyüklüğünü anlamak için, nereden yola çıkıldığını iyi bilmek lazımdır. Yolu, limanı, enerji santralları, yetişmiş teknik elemanları olmayan, eğitim ve teknolojide geri bırakılmış, tarımı geri, sanayii sıfıra yakın bir ülkeye, her alanda büyük kalkınma ve dinamizmi getiren Mustafa Kemal Atatürk'tür.
Le Code (Kanunname) de Selim I (1512-1520) Et Certaines Autres Lois de La Deuxieme Moitie Du XVI Siecle
Belgeler · 1987, Cilt XII, Sayı 16 · Sayfa: 1-8I. Selim Kānūnnāmesi (1512-1520) ve XVI. Yüzyılın İkinci Yarısının Kimi Kanunları
Belgeler · 1987, Cilt XII, Sayı 16 · Sayfa: 9-16Mycenaean Fishing in Troubled Waters
Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 199 · Sayfa: 15-18 · DOI: 10.37879/belleten.1987.15
Özet
Tam Metin
In recent years the Trojan War has continued to figure in the forefront of debate. One of the crucial questions still at issue is whether there was indeed a War at all. For the 'believers', the results of the American excavations between 1932 and 1938 and the authority of Carl Blegen did much to bolster their position. On one question, however, the Cincinnati Expedition did not seem to shed decisive light -the motivation for the War, although the results of those investigations have been exploited to this end in various ways. It is the object of this brief discussions to examine more closely one such attempt.
Kalkınma Antropolojisi
Belleten · 1987, Cilt 51, Sayı 201 · Sayfa: 1349-1358 · DOI: 10.37879/belleten.1987.1349
Özet
Tam Metin
Kalkınmakta olan ülkelerin insanları dünyanın hızla geliştiğini görmektedirler. Bu insanlar çeşitli ekonomik ve teknik yardımları istemektedirler; bunlara muhtaçtırlar da. Halk sağlığı, tarım, eğitim, idari ve benzeri bir çok alanlarda çalışan teknik uzmanların iyi yetmiş oldukları ve meslek açısından yetkili oldukları inkâr edilemez. Ancak, bilinen ihtiyaç ve yardım isteğine ve de teknik uzmanların beceri ve yeteneklerine rağmen, genellikle, sözkonusu yardım veya kalkınma programlarının amaçlarına ulaşamadıkları da bir gerçektir. İşte burada, sözkonusu kalkınma, planlı değişme veya modernleşme programını uygulayanların bir "kültür görmezliği" içinde bulundukları kabul edilmelidir.
Kanuni Sultan Süleyman'ın Boğdan Seferi ve Zaferi (1538 M. = 945 H.)
Belleten · 1986, Cilt 50, Sayı 198 · Sayfa: 727-806 · DOI: 10.37879/belleten.1986.727
Özet
Tam Metin
Derya gibi zengin Türk tarihinin en renkli dönemi olan Osmanlı devrinin olayları arasında, birbirini takip eden sefer ve zaferler başta yer alır. Gerek Avrupa ve gerek Türkiye tarihçileri ilgi çekici bu konu üzerinde fazlasıyla durmuşlardır. Örneğin Claude Cahen'in La campagne de Mantzikert d'apres les sources musulmans (Müslüman kaynaklarına göre Malazgirt seferi), Al. Yu. Yakubovski'nin Ibn Bibi'nin XIII. asır başında Anadolu Türklerinin Sudak, Polovets (Kıpçak) ve Ruslara karşı yaptıkları seferin hikâyesi (Rusça) başlıklı araştırmalarını Selçuklu devrine ait olarak hatırlatabilirim. Osmanlı devrine gelince, A.S. Atiya'nın The Crusade of Nicopolis (Londra 1934), N. Beldiceanu'nun La conquete des cites marchandes de Kilia et de Cetatea-Alba par Bayezid II (Ticari kent-kalelerin Kili ve Akkerman'ın II. Bayezid tarafından fethi), Felix Tauer'in Histoire de la Campagne du Süleyman I er contre Belgrad en 1521... (I. Sultan Süleyman'ın 1521 tarihli Belgrad üzerine sefer tarihçesi), J. P. Tercier'in Memoire sur la prise de la ville et de l'ile Rhodes (Rodos şehrinin ve adasının zapt edilmesi hakkında hatıra), M. Pavet de Courteille'nin Histoire de la campagne de Möhacz par Kemal Pacha [= Ibn Kemal] (Mohac seferinin tarihçesi...) W.F.A. Berhnaur'in Sulaiman des Gesetzgebers ( Kanuni) Tagebuch auf seine Feldzuge nach Wien im Jahre 935/6 H. = J. 1529 n. Chr. [(1529 M./935 H.) tarihli Kanuni Sultan Süleyman'ın Viyana seferi], yine F. Tauer'in Soliman Wiener Feldzuge (Süleyman'ın Viyana seferi) ve Prof. Dr. Hüseyin G. Yurdaydın'ın Naşıhü's-Silahi (Matrakçı); Beyan-ı Menazil-i Sefer-i 'lrakeyn-i Sultan Süleyman Han adlı eserlerini sıralayabiliriz. Kanuni devrine ait olan eserlerde az çok Boğdan-Moldova seferinden söz edilir. Bunlardan başka Saffet Bey'in Bir Osmanlı filosunun Sumatra seferi ve Sumatra seferinin üzerine vesikalar [1569] isimli makalesi de göze çarpar. Bu konu üzerinde Sayın İsmet Binark'ın gayretiyle Türkiye'de basılan eserleri içeren Türk sefer ve zaferleri bibliyografyası (izahlı) isimli çok değerli ve faydalı bir kaynakça tertiplenmiştir.