4034 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
- Türk Tarih Kurumu 4034
Yazarlar
- Salâhi R. Sonyel 45
- TAHSİN ÖZGÜÇ 43
- ARİF MÜFİD MANSEL 42
- SEMAVİ EYİCE 40
- Mahmut H. Şakiroğlu 38
- İ. HAKKI UZUNÇARŞILI 37
- U. BAHADIR ALKIM 36
- İlber Ortaylı 32
- AYDIN SAYILI 31
- Mücteba İlgürel 31
Anahtar Kelimeler
- Tarih 338
- Osmanlı 273
- Osmanlı İmparatorluğu 173
- Türkiye 148
- Osmanlı Devleti 139
- Türkler 137
- Anadolu 132
- Ottoman Empire 114
- Mustafa Kemal Atatürk 103
- Ottoman 100
Sefaretnâme de Seyyid Mehmed Emin Vahîd Efendi
Belleten · 1986, Cilt 50, Sayı 196 · Sayfa: 127-168 · DOI: 10.37879/belleten.1986.127
Özet
Tam Metin
A Dieu eternel, Seigneur des seigneurs, sans rival, la louange et la reconnaissance, Qui a annonce le bien et le mal par l'envoi de ses messagers. A son excellence, le sceau des prophetes, a sa famille, a ses compagnons et assistants, la benediction innombrable, qui a enseigne a ses disciples fideles la lutte et la guerre saintes afin de confirmer la religion musulmane et en vue d'eclairer et convaincre les infideles et les hypocrites.
BİBLİYOGRAFYA [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1985, Cilt 49, Sayı 193 · Sayfa: 111-162
Özet
BİBLİYOGRAFYA [Kitap Tanıtımı]
Sümeysat Definesi
Belleten · 1985, Cilt 49, Sayı 195 · Sayfa: 441-450 · DOI: 10.37879/belleten.1985.441
Özet
Tam Metin
Eski ve ortaçağların başkentlerinden ve önemli kalelerinden biri olan Samsat (Samosata, Sümeysat) Atatürk Barajı gölünün suları altında kalacağı için, kurtarma kazıları yapılan eski yerleşme yerleri arasında önemli bir yere sahiptir. Kazılar Orta Doğu Teknik Üniversitesi adına ve Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın desteği ile, ortalama yirmi bilim adamından oluşan başkanlığımdaki Kazı Kurulu tarafından 1978 yılından beri yürütülmektedir. Roma çağının ünlü Samsat su yolları Ülkü İzmirligil ekibi tarafından incelenmektedir. Samsat ve çevresinin prehistorik araştırmalarını Işın Yalçınkaya ve H. Müller-Beck ekibi yapmıştır.
Osmanlı Devletinde "Eski Eser" ve "Onarım" Üzerine Gözlemler
Belleten · 1985, Cilt 49, Sayı 195 · Sayfa: 503-546 · DOI: 10.37879/belleten.1985.503
Özet
Tam Metin
Tüm uygarlıklar, kendilerinden önceki uygarlıkların ürünleri ile ilgilenmişler, bu durum değişik şartlarda olumlu ya da olumsuz davranışlar olarak belirebilmiştir. "Eski Kültür"e olan bu ilginin çeşitli nedenleri vardır. "Eski"ye duyulan ilgi, dini kökenli korku ya da saygı, sanatsal değer, ekonomik değer, kullanım değeri vb. birçok etmen hemen tüm ülkeleri taşınır ya da taşınmaz kültür varlıklarına karşı bir tavır takınmaya zorlamıştır. Bu tavırın her dönemde bilinçli olduğunu söylemek olası değildir. Günlük kullanım değerleri ağır basan taşınmazların işlevlerinin sağlıklı olarak sürdürülmesinde gösterilen özenin ana nedenleri arasında, genellikle "yararlılık" ögesinin yattığı söylenebilir. Ancak, özellikle Avrupa'da XII. yüzyıldan başlayarak koruma bilincinin gelişme sürecinde, "eskilik değeri", "izlenim değeri", "çevreye katkı" vb. çağdaş sözcüklerin yer aldığı görülmektedir. Ancak yorumlar çeşitlidir, yaklaşımlar kişiseldir, uygulamalarda çağın beğenileri ağırlık taşır. Bu nedenlerle, "kişi" ile "anıt" arasındaki ilişkiler tarih boyunca oldukça karmaşık olmuştur.
Bir Amerikalı Gazeteci Gözüyle Ermeni Macerası
Belleten · 1985, Cilt 49, Sayı 195 · Sayfa: 569-578 · DOI: 10.37879/belleten.1985.569
Özet
Tam Metin
Konuya Ermeni hadiselerini araştıranların pek fazla dikkat etmedikleri bir hususu açıklamakla başlamak istiyoruz. XIX. yüzyılın son çeyreğinde Osmanlı İmparatorluğu'nda ortaya çıkan veya çıkarılan Ermeni hadisesi nedir ve bundan ne anlamak gerekir? Kanaatimize göre bu sorunun cevabı çok önem arzetmektedir. Zira, bu soruya verilecek cevaba göre Ermeni hadisesi incelenip, yorumlanabilir. O halde, her şeyden evvel Ermeni hadisesinin ne olduğu ve kime göre neyi ifade ettiği muhakkak açıklığa kavuşturulmalıdır. Evvela, Ermeni hadisesi nedir? derken arkasından üç soru daha akla gelmektedir. Şöyle ki, Ermeni hadisesi "siyasî bir mesele midir"? "siyasî bir macera mıdır"? "siyasî bir isyan mıdır"? Ayrıca, kimin için "mesele", kimin için "macera" ve nihayet kimin için "isyan" olduğu hususu da önem kazanmaktadır. Çünkü, taraflara göre konunun mahiyeti değişir. Şimdi bu hususlar üzerinde biraz durmayı faydalı görüyoruz.
Jeopolitik ve Tarihle İlişkileri
Belleten · 1985, Cilt 49, Sayı 195 · Sayfa: 607-624
Özet
Tam Metin
Askerlerin yakın ilgisine rağmen, jeopolitiği askerliğe ait bir konu, bir bilim dalı olarak düşünmemek gerekir. Jeopolitiğin doğuşunu coğrafyacılar, siyasî coğrafyacılar hazırlamış, siyaset bilimcileri geliştirmişlerdir. Askerî stratejler ise jeopolitikten yararlanmayı düşünmüş ve yakından ilgilenmeleri sonucu olarak gelişmesine katkıda bulunmuşlardır. Askerlerin veya genellikle stratejlerin jeopolitiğe ilgileri, askerî stratejinin arz politikasını kapsayacak kadar genişlemesinden kaynaklanır. Bugünün global stratejisi, dünya hâkimiyeti peşinde olan ve buna karşı savunan güçler arasındaki ilişkilere göre şekillenmiştir. Dünya stratejisi veya global askerî strateji ise dünya politikasının askerî güçlere ve askerî hedeflere dayalı bir alt hareket tarzıdır. Dünya politikası olmadan, bütün dünyayı kavrayan politika olmadan dünyayı kavrayan askerî strateji olamaz. Dünya politikasından global askerî stratejiye ulaşılır. Bu baba oğul ilişkisi, askerleri jeopolitiğe yöneltmiştir. Buna rağmen jeopolitik askerlerin sorumluluğunda değildir. Çünkü jeopolitikte politikanın bütün unsurları ve sorumluluk alanları vardır. Jeopolitik ismindeki politika kelimesi de bu dediğimizi doğrulamaktadır. Askerler, jeopolitikten yararlanarak kendi stratejilerini belirlerler. Bunun için askerlerin de jeopolitik görüşe, jeopolitik bakış açısına sahip olmaları gerekir.
Kurtuluş Savaşında Demiryolculuk V
Belleten · 1985, Cilt 49, Sayı 195 · Sayfa: 579-592 · DOI: 10.37879/belleten.1985.579
Özet
Tam Metin
"Ankara İtilâfnamesi", yurt çapındaki öneminden ayrı olarak; yurt dışından ve yurdumuzun öteki köşelerinden gereksindiği malzemeleri Mersin Limanı yolu ile getirtmeyi sağlamış olması bakımından Demiryolu işletmeciliğimiz için, ayrıca bir önem taşımakta idi. Adana, Tarsus ve Mersin canlı piyasaları ile doğrudan bağlantı kuran Demiryolları İdaresi, buralarda tüccar ve fabrikatörler elinde, işletme için en büyük önemi taşıyan, satışa arzedilmiş maden kömürleri bulmuştur. Nitekim Genel Müdürlükten Nafıa Vekâletine gönderilen 7.1.1338 (1922) tarihli bir telgraf, Mersin'de bir tüccarda bulunan 250 ton "tuğla halindeki" maden kömürünün satın alınarak bir kısmının getirtilip kullanılmasına başlanıldığını bildirmektedir.
Manisa'daki Türbe Mimarisi
Belleten · 1985, Cilt 49, Sayı 195 · Sayfa: 479-502 · DOI: 10.37879/belleten.1985.479
Özet
Tam Metin
Doktora çalışmamızın bir bölümünü oluşturan Manisa Türbeleri, Türk Türbe Mimarisinde özgün bir yere sahiptir. Burada beylik ve Osmanlı Türbe geleneğinin yanısıra değişik plan türündeki örnekleri de görebiliriz. Manisa Türbe Mimarisinin örneklerine geçmeden önce şehrin tarihine kısa bir göz atalım. Spil (Sipylos) Dağı eteklerinden, Gediz Nehrine kadar uzanan geniş bir alanı kaplayan Manisa'nın, çok eskilere giden bir tarihi vardır. Teselya bölgesinden gelen Magnetler tarafından kurulduğu söylenen şehir, sıra ile Hititler, Frigler, Yunanlılar, Lidyalılar, İranlılar, Romalılar, Bizanslılar (395-1313), Saruhanoğulları (1313-1410) ve Osmanlıların (1410-1923) hakimiyeti altında kalmıştır.
Bayramiç-Kızılköy'de Bulunmuş Bir Mezar Kabartması
Belleten · 1985, Cilt 49, Sayı 195 · Sayfa: 467-478 · DOI: 10.37879/belleten.1985.467
Özet
Tam Metin
Çanakkale'nin güney-doğusunda yeralan Bayramiç, çevresinde birçok antik yerleşim yerinin bulunmasıyla önemli bir konuma sahiptir. Bölgedeki prehistorik döneme kadar inen yerleşmeler ise Dor-Göçleri sonrasında yoğunlaşır; Schliemann'ın Troia'yı keşfiyle de bu yörede ilk araştırmalar başlamış olur. Bayramiç'in güney-doğusunda Skamandros ( = Kara menderes) un bir kıvrımı içindeki Kızılköy'ün yörede eski bir yerleşim yeri olduğu, makalemin konusunu içeren mezar steliyle doğrulanmış durumdadır.
Sümeysat Definesi Sikkeleri
Belleten · 1985, Cilt 49, Sayı 195 · Sayfa: 451-466 · DOI: 10.37879/belleten.1985.451
Özet
Tam Metin
Definemiz 1983 yılı yaz dönemi kazılarında E/15. plan karenin IV. katında meydana çıktı, define Altın, Gümüş bilezik ve küpelerle birlikte bezden bir torba içinde bulundu. Definenin önemli grubunu teşkil eden 340 adet gümüş sikke sırasıyla Emevi, Abbasi, Samani, Hamdani ve Büveyhi devletlerine aittir. Emevilere ait olan sikke sayısı (6) adet olup ancak bir adet sikkenin hangi halifeye ait olduğu tespit edilemedi.