30 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Atatürk Araştırma Merkezi
  • Son 1 yıl
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Yunanistan Devlet Genel Arşivi Ve Arşivcilik Çalışmaları

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2024 (Özel Sayı) · Sayfa: 401-438 · DOI: 10.33419/aamd.1534323
Tam Metin
Yunanca “archeion” kelimesinden gelen arşiv terimi işlemi sona ermiş resmî bir evrakın düzenli bir şekilde bir araya getirilip korunması demektir. Arşiv türleri içinde yer alan Devlet Arşivleri de bir ülkede devlet ile ilgili tüm resmî yazışmaları, telgrafları, mektup ve raporları bünyesinde muhafaza eden yer olarak aynı zamanda devletlerin tarihî belleği şeklinde nitelendirilebilir. Uluslar, arşivleri sayesinde hem kendi devletinin uluslararası düzeydeki haklarını hem de ülkesindeki bireysel hakları koruyabilirler. Dolayısıyla ulusal hafızanın canlı tutulmasındaki bir diğer önemli husus arşivlerin iyi muhafaza edilerek gelecek kuşaklara eksiksiz ve muhkem biçimde aktarılmasıdır. Arşiv belgeleri toplumsal, kültürel ve ekonomik bağlamda ulusların yaşam biçimleri ve görüşleri hakkında da bilgi verdiğinden tarih ve uluslararası ilişkiler araştırmalarında önemli bir rol üstlenmişlerdir. Bu minvalde düşünüldüğünde devletler tarihî süreç içinde etkileşim hâlinde olduğu diğer devletlerle yaptığı tüm antlaşmaları, yazışmaları ve raporları sıradan bir kâğıt malzemesi ile nitelendirmeyip kayda geçen ve geleceğe ışık tutan bilgi malzemeleri olarak tanımlamaktadırlar. Tarihî ve hukuki delil niteliğindeki her tür arşiv malzemesi geçmişi değil geleceği temsil eder. Bu makalede de devletlerin tarihî belleğini temsil eden ve akademik bir çalışmanın özgünlüğünü ortaya koyan arşivler Yunanistan Devlet Genel Arşivi (GAK) özelinde incelenmiştir. Yunanistan’da aktif olarak işleyişini sürdüren diğer kurum ve kuruluşlara ait arşivler de katalog hâlinde makalede belirtilmiştir. Makalenin Giriş bölümünde Tarih terminolojisi, belgeyi ön plana alan Ranke geleneği üzerinden açıklanmıştır. Birinci bölümde tarihte Türk-Yunan İlişkilerinin kısa özeti kronolojik sıraya uygun şekilde ele alınmıştır. İkinci bölümde arşiv belgeleri içinde en büyük yeri devlete ait kayıtlar tuttuğundan makalede de Yunanistan Devlet Genel Arşivi’nin kuruluşu, arşiv kaynaklarının tasnifinden bahsedilmiştir. Üçüncü ve son bölümde ise Yunan Devlet Genel Arşivi ve Yunanistan’daki diğer arşivlerden elde edilen çeşitli belgelerin tarihyazımında kullanılmasında yaşanılan zorluklar hakkında kısa bir değerlendirme yapılmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Çalışmaları Bağlamında Rusya Arşivleri Üzerine Kısa Bir Değerlendirme

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2024 (Özel Sayı) · Sayfa: 385-400 · DOI: 10.33419/aamd.1534332
Tam Metin
Türkiye Cumhuriyeti Tarihi araştırmaları için ilk kaynak niteliğini haiz pek çok belgeyi ihtiva eden Rusya arşivlerinden etkin ve verimli bir şekilde istifade edebilmek için oldukça sıkı ve disiplinli bir çalışma rejiminde faaliyet gösteren mevzubahis kurumlar hakkında önceden bilgi sahibi olmak önem arz etmektedir. Bu bağlamda, Moskova bölgesinde bulunan ve her yıl binlerce yerli ve yabancı araştırmacıya hizmet veren Rusya Devlet Ekonomi Arşivi (Rossiyskiy Gosudarstvennıy Arhiv Ekonomiki) RGAE - РГАЭ, Rusya Federasyonu Devlet Arşivi (Gosudarstvennıy Arhiv Rossiyskoy Federatsii) GARF - ГАРФ, Rusya Devlet Sosyal ve Siyasi Tarih Arşivi (Rossiyskiy Gosudarstvennıy Arhiv Sotsialno-Politiçeskoy İstorii) RGASPİ - РГАСПИ, Rusya Devlet Askerî Arşivi (Rossiyskiy Gosudarstvennıy Voyennıy Arhiv) RGVA – РГВА ve Rusya Devlet Film ve Fotoğraf Belgeleri Arşivi (Rossiyskiy Gosudarstvennıy Arhiv Kinofotodokumentov) RGAKFD - РГАКФД işbu çalışmamızda ele alınmıştır. İlgili kurumların sahip oldukları fonlar, belge koleksiyonlarının nitelikleri, okuma salonlarından istifade edebilmek için gerekli dokümanlar ve çalışma saatleri gibi mühim detayların, özellikle Rusya’da ikamet etmeyen ve zaman sınırlaması bulunan araştırmacılara fayda sağlaması amaçlanmaktadır. Yine söz konusu arşivlerin okuma salonlarında gerçekleştirilecek çalışmaların verimliliğini arttırmak maksadıyla, çevrim içi olarak kullanılabilecek bazı hizmetlere ilişkin linklere de çalışmanın muhteviyatında yer verilmiştir. Bilhassa RSFSC ve SSCB Dış Ticaret Komiserlikleri, Bakanlıkları ve SSCB Devlet Bilim ve Teknoloji Komitesi fonlarında yer alan belgeler, Sovyetler Birliği’nin diğer ülkelerle gerçekleştirdiği karşılıklı ticaretin ve bilim-teknik alanında yürüttüğü iş birliğinin gelişimini ve değişimini ortaya koymaları sebebiyle dikkat çekmekte ve özellikle Atatürk döneminde ve Stalin sonrası dönemde realize edilen Türk-Sovyet iktisadi iş birliği süreçlerini farklı bir bakış açısıyla değerlendirmeye olanak tanımaktadır.

Vatikan Arşivleri’nde Osmanlı Devleti Ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihinin Araştırılması

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2024 (Özel Sayı) · Sayfa: 339-356 · DOI: 10.33419/aamd.1534353
Tam Metin
Vatikan Arşivleri’nde birçok devletin tarihi ile ilgili arşiv belgesi bulunmaktadır. Vatikan Devleti’ne bağlı çok sayıda arşiv mevcuttur. Bunlardan merkezî devlet arşivi olan Vatikan Apostolik Arşivi, içerdiği belgelerin yaklaşık 85 kilometrelik yatay uzunluğuyla dünyanın en zengin arşivlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bu arşivler Türkiye tarihi açısından da önem arz etmektedir. Zira Vatikan Arşivleri’nde Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti ile ilgili kaleme alınmış çok sayıda mektup ve rapor mevcuttur. Ancak söz konusu arşivlerde tarihimiz hakkında bilgi aktaran belgelerle ilgili arşivler tarafından hazırlanmış bir araştırma kataloğu bulunmamaktadır. Bu makalede, Vatikan Arşivleri hakkında genel bilgi verilecektir. Bununla birlikte, Vatikan Arşivleri’nde Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti tarihiyle ilgili belgeler üzerine yapılmış çalışmadan bahsedilecek ve bu arşivlerde tarihimizle ilgili kaleme alınmış belgelerden örnekler sunabilmek amacıyla, bazı belgelerin bilgisi aktarılacaktır.

Finlandiya Dışişleri Bakanlığı Arşivi Ve Finlandiya Türk-Tatar Arşivi’nde Türk Tarihine Dair Kaynaklar

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2024 (Özel Sayı) · Sayfa: 177-210 · DOI: 10.33419/aamd.1534373
Tam Metin
Bu çalışmanın amacı, Türk tarihinin yabancı kaynakları bakımından daha önce üzerinde pek durulmayan ve özgün arşivlerden biri olarak değerlendirilen Finlandiya Dışişleri Bakanlığı Arşivi ve Finlandiya Türk-Tatar İslam Cemaati Arşivi’ndeki kaynakları tanıtmaktır. Özellikle, Tarih ve Uluslararası İlişkiler alanında Türkçe literatürde Fin arşivleri üzerine büyük bir açık bulunmaktadır. Dolayısıyla çalışma, Türkçe literatürde hâlihazırdaki bu önemli açığın kapatılmasına katkı sağlamaktadır. Özgün bir kaynak olması nedeniyle Finlandiya Dışişleri Bakanlığı belgelerinin kullanılması Türk tarihinin yazılması ve öğrenilmesinde önemli bir katkı sunacaktır. Maalesef Türk tarih çalışmalarında Fin arşivlerinden yeterince istifade edilmemiştir. Hâlbuki Fin arşivlerinde 1917 yılından itibaren Türk tarihi ile ilgili belgeler oluşmaya başlamıştır. Fin diplomatların yazmış oldukları raporlar, Türk tarihi (diplomasi, siyasi, ekonomik ve kültür ilişkileri) açısından önemli bir kaynak oluşturmaktadır. Türk tarihi açısından bir diğer önemli kaynak ise Finlandiya TürkTatar İslam Cemaati Arşivleridir. 19. yüzyıldan itibaren Finlandiya’ya yerleşen Tatarlar, Fin tarihi açısından önemli bir etnik unsur olduğu gibi Türkiye açısından da bir diaspora görevi görmüştür. Helsinki ve Tampere’deki Türk-Tatarlar, Mahalle-i İslâmiye adı altında örgütlenerek millî, dinî ve kültürel konularda faaliyet göstermiştir. 1920’lerde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan bazı Finlandiya Türk-Tatarları, Türk-Fin ilişkileri tarihinin de önemli bir parçasını teşkil etmektedirler. Türk-Tatarlara ait evraklar aynı zamanda Türk tarih yazımına da katkı sunacaktır. Bu çalışmada arşiv malzemesinin içeriğine ek olarak araştırmacılar için adı geçen arşivlerin nasıl kullanılacağına dair pratik bilgilere de yer verilmiştir.

Osmanlı-Cumhuriyet Tarihi Araştırmalarında Önemli Bir İtalyan Arşivi: Fondazione Ansaldo/Gruppo Finmeccanica (Cenova Ansaldo Firması Tarih Arşivi)

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2024 (Özel Sayı) · Sayfa: 311-338 · DOI: 10.33419/aamd.1534302
Tam Metin
Osmanlı Devleti’nin İtalya ile olan ilişkileri oldukça köklü bir geçmişe sahiptir. Venedik, Ceneviz ve Floransa gibi İtalya’nın birçok kent devleti ile olan evvela ticari ilişkiler yüzyıllar içerisinde ve özellikle İtalya’nın 1861 yılında siyasal birliğini sağlamasına kadar birçok alanda farklı çerçevelerde devam etmiştir. Sultan Abdülhamid döneminden Millî Mücadele dönemine kadar dost bir ülke olarak İtalya, 1922 yılından itibaren Anadolu’da gerçekleştirdikleri işgaller ile bu dostluğu bozmuştur. Her ne kadar iki ülke arasında yaşanan gerginlikler devam etse de özellikle bazı ticari ilişkilerin bu süreç içerisinde sürdüğünü belirtmek gerekir. Bunlardan birisi de Türk donanmasının modernizasyonu meselesidir. 19. yüzyılın son çeyreğinde İtalya’nın Cenova kentine gönderilen Osmanlı gemilerinin restorasyonu ve buna müteakip İtalya’ya ödenmesi gereken borçlar Cumhuriyet dönemine kadar iki ülke arasında türlü sorunların oluşmasına sebebiyet vermiştir. Atatürk dönemi modernleşme hareketinde Türk donanmasının modernizasyonu meselesinin çok mühim bir yerde olduğu muhakkaktır. Bu bakımdan bu çalışmanın önemli bir katkı yapacağını düşünmekteyiz.

XX. Yüzyıl Türk Tarihi Araştırmalarında Polonya Arşivleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2024 (Özel Sayı) · Sayfa: 357-384 · DOI: 10.33419/aamd.1534294
Tam Metin
XV. yüzyıl başlarından beri ikili ilişkilerin var olduğu Polonya (Lehistan) ile Türkiye’nin yoğun temasları (daha öncesinde Osmanlı Devleti’nin temasları), birçok Polonya arşivine ve kütüphanesine tarihî kayıt olarak yansımıştır. Polonya’nın tarihte geçirdiği badireler arşivlerinin çeşitlenmesinde en büyük amillerdendir. Polonya-Litvanya Birliği’nin 1795’te taksim edilmesi ve topraklarının üç komşu ülkeye dâhil edilmesi de arşiv ve kütüphanelerin sayısını artırmıştır. Diğer yandan geçmişte Polonya’daki asilzade ailelerin arşivleri ve koleksiyonları da günümüzde bu çeşitliliğe sebep teşkil eder. Osmanlı dönemi araştırmaları için Archiwum Główne Akt Dawnych ve Biblioteka Książąt Czartoryskich gibi en önemli arşivlerin dışında Cumhuriyet Türkiye’si hakkında yapılacak akademik çalışmalar için araştırmacıların birçok arşivde tarama yapması gerekir. Varşova’da Archiwum Akt Nowych, Centralne Archiwum Wojskowe ve Archiwum Instytutu Pamięci Narodowej, Archiwum Ministerstwa Spraw Zagranicznych, Londra’da Instytut Polski i Muzeum im. gen. Sikorskiego ve Józef Piłsudski Institute of America bunların başlıcaları olup haricen küçük çaplı yerel arşivler de gözden geçirilmelidir. Bahse konu arşiv ve kütüphanelerde I. Dünya Savaşı’ndan başlamak üzere Millî Mücadele dönemi, Lozan Konferansı, Cumhuriyet Türkiye’sinin şekillenmesi, giden gelen elçiler, konsolosluk raporları, Montrö Boğazlar Sözleşmesi, Türkiye-Polonya arasında yapılan antlaşmalar, II. Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş döneminin yanında 1990’lara dair bazı resmî evrakları görmek mümkündür. Son yıllarda dijital arşiv imkânlarının artması, araştırmacıların çalışmalarını kolaylaştırmış ve bu durum nicelik ve nitelik olarak akademik yayınların daha yüksek düzeye çıkması olarak sonuçlanmıştır. Bu bağlamda Türk tarihi ve Türkiye-Polonya ilişkileri açısından Polonya zengin içerikli ve çeşitli arşivler sunar. Makale, bu noktada özellikle Cumhuriyet dönemi çalışmaları için Polonya arşivleri ve kütüphaneleri üzerine bir analizi kapsamaktadır ve araştırmacılara mevcut çalışma şartları hakkında bilgi vermeyi amaçlayan bir içeriğe sahiptir. Netice itibariyle Polonya, “Yeni Türkiye” ile ilk temas kuran ülkelerden olarak arşivleri ve kütüphaneleri Cumhuriyet dönemi Türk tarihi araştırmaları açısından önemi haizdir.

Almanya Dışişleri Bakanlığı Siyasi Arşivi’nin Tarihsel Gelişimi Ve Modern Dönem Türk Tarihi Açısından Önemi

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2024 (Özel Sayı) · Sayfa: 1-54 · DOI: 10.33419/aamd.1534126
Tam Metin
Bu makale, Almanya Dışişleri Bakanlığı Siyasi Arşivi’ni tarihsel perspektiften ele almayı ve bu arşivin modern dönem Türk tarihi açısından önemini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. 1870’te kurulmuş olan Siyasi Arşiv, yalnızca bağlı bulunduğu Dışişleri Bakanlığı ile değil aynı zamanda Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti’ni de içine alacak şekilde modern dönem Türk-Alman ilişkilerinin tarihiyle de yaşıttır. Bahis konusu bu dönem aynı zamanda iki ülke arasındaki ilişkilerin askerî ittifaktan kültürel ve ticari ilişkilere kadar hemen her alanda neredeyse kesintisiz bir yoğunluk ve devamlılık göstermesiyle dikkat çekmektedir. Almanya’nın dış politikasının hafızası olan Siyasi Arşiv, kendi tarihiyle de 1871’den günümüze kadar birçok farklı isim ve rejimin hüküm sürdüğü, zirvelerin ve diplerin göründüğü sancılı Alman tarihinin bir izdüşümü olma özelliğine sahiptir. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan Weimar Cumhuriyeti Almanya’sının devlet kurumlarını yeniden düzenlemesinden Dışişleri Bakanlığı Siyasi Arşivi de nasibini almış ve bugün de geçerli olan arşivleme sistemi 1921’den itibaren kullanılmaya başlamıştır. Diğer yandan İkinci Dünya Savaşı’nın 1945’te Üçüncü Alman İmparatorluğu’nun yıkımıyla sonuçlanması üzerine bir kurum olarak Dışişleri Bakanlığı ve ona bağlı olan Siyasi Arşiv, 1945-1951 yılları arasında kurumsal varlıktan yoksun kalmıştır. Dolayısıyla arşivde altı yıllık döneme ait herhangi bir dışişleri belgesi mevcut değildir. Bunun yanında Dışişleri Siyasi Arşivi, 1945 yılında Almanya’yı işgal eden Müttefik Devletler tarafından ele geçirilmiş ve arşiv İngiltere, ABD ve Fransa tarafından incelenmek üzere bütünüyle Londra’ya taşınmıştır. 1949’da kurulan Federal Almanya Devleti’nin uzun çabaları ve yapılan pazarlıkları sonucunda bu arşiv, 1956 yılından itibaren yeni devletin başkenti Bonn’a taşınmış ve Almanya dışişleri, hafızasına yeniden kavuşmuştur. Arşiv İngiltere’de iken Müttefik tarihçilerce başlatılan Alman Dışişleri Bakanlığı belgelerinin kamuoyuyla paylaşılması süreci, 1959’dan itibaren Alman tarihçiler tarafından Modern Tarih Enstitüsü (Institüt für Zeitgeschichte) bünyesinde devam ettirilmiştir. Böylece Almanya’nın Dış Politika Belgeleri (Akten zur Auswärtigen Politik Deutschlands) başlığı altında 1918’den 1995’e kadarki döneme ait onlarca ciltten oluşan belge neşredilmiştir. Almanya tarihi belgelerin kamuoyuna açılması için, istisnai belgeler dışında otuz yıllık bir sürenin geçmesini öngörmektedir. Dışişleri Siyasi Arşivi’nin Türkiye’nin son yüz elli yılındaki uluslararası ilişkileri yanında bu süreçteki modernleşme çabalarının anlaşılması konusunda da eşsiz bir kaynak sunduğunu belirtmek gerekir. 1880’lerden 1918’e kadarki dönemde gerek II. Abdülhamid saltanatında gerekse de Birinci Dünya Savaşı’nı da kapsayan İkinci Meşrutiyet ve İttihat ve Terakki iktidarı döneminde iki ülke arasındaki ilişkiler devamlılık göstermiştir. Diplomatik ilişkilerde 1918-1924 yılları arasındaki kesintiden sonra 1944’e kadar Türk-Alman ilişkileri kültürel ve özellikle Almanya Türkiye’nin en önemli dış ticaret partneri olduğu için ticari anlamda adeta zirveyi görmüştür. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra (1951-1952’de) yeniden kurulan diplomatik ilişkilerde ise bilhassa 1961’den sonra Türk-Alman ilişkileri ortak NATO üyeliği ve Avrupa Ekonomik Topluluğu (1993’ten sonraki adıyla Avrupa Birliği) süreciyle birlikte yeni bir boyut kazanarak günümüze kadar kesintisiz bir devamlılık ve yoğunlukla sürmüştür. Bu dönemde Türkiye’den Almanya’ya gitmeye başlayan Türk işçiler ve sayıları bugün milyonlarla ifade edilen Almanya’da yaşayan Türk topluluğu ile iki ülke ve millet arasındaki ilişkiler neredeyse kopması imkânsız bir hâl almıştır. Dolayısıyla Alman Federal Arşivi (Bundesarchiv) ve diğer arşivleriyle birlikte, Almanya’nın Dışişleri Siyasi Arşivi modern dönem Türk tarihinin anlaşılması ve yazılması açısından yadsınamaz bir öneme sahiptir.

Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Araştırmaları İçin İtalya Arşivleri Hakkında Genel Bilgiler

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2024 (Özel Sayı) · Sayfa: 283-310 · DOI: 10.33419/aamd.1534089
Tam Metin
Modern çağda devletler arasındaki ilişkiler çok karmaşık ve çok boyutlu hâle gelmiştir. Bunun bir sonucu olarak ulusların ve devletlerin tarihlerinin yazımında yabancı kaynakların yeri ve önemi giderek artmaktadır. Türkler dünyanın değişik yerlerinde devletler kurmuş ve pek çok ulusla etkileşim yaşamıştır. Dolayısıyla Türk tarihinin araştırılmasında da ilişki ve etkileşim içerisinde bulunduğu devletlerin kaynaklarının kullanılması gereklidir. Yabancı kaynakların kullanılması yerel kayıtları teyit edeceği gibi yeni bilgilere ulaşma fırsatı da verecektir. Türklerle İtalyanların ilişkilerinin tarihi yüzlerce yıl geriye gitmektedir. İki ülke arasında siyasetten ticarete, sanattan spora kadar çok yönlü ilişkiler yaşanmıştır. Her iki ülke için de geçerli olmak üzere karşılıklı olarak resmî ve özel arşivlerin kullanılması şarttır. Bunu Türk tarihi açısından ele alacak olursak şu noktalara dikkat çekmek isteriz. Bu yazıda yakın dönem Türk tarihi için en önemli İtalya arşivleri hakkında bilgiler vereceğiz. Hepsi de Roma’da bulunan söz konusu arşivler içerisinde Archivio Storico Diplomatico Ministero degli Affari Esteri (İtalya Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Tarihi Arşivi) özel bir yere sahiptir. Trablusgarp Savaşı’ndan 1960’lara kadar Türkiyeİtalya ilişkilerinde en fazla malzemeye sahip arşivdir. Bunun dışında siyasi ilişkiler açısından önemli bir diğer arşiv de Archivio Centrale dello Stato’dur. (Devlet Merkez Arşivi) daha ziyade askerî belgelerin muhafaza edildiği Archivio dell’Ufficio Storico dello Stato Maggiore dell’Esercito (Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı Arşivi askerî ilişkiler bakımından son derece önemli bir arşivdir. Bu makalede incelediği probleme ilişkin sorgulayıcı, yorumlayıcı ve problemin doğal ortamındaki biçimini anlamaya çalışan nitel bir araştırma yöntemi takip edilmiştir. 1997 yılından beri çalışmakta olduğumuz bu arşivler hakkında teknik ve edindiğimiz deneyimlere dayalı bazı bilgiler vereceğiz. Bunların dışında bizzat çalışmamakla birlikte haklarında bilgi sahibi olduğumuz diğer bazı arşivler hakkında da bilgiler vereceğiz.

Türk Tarihi Üzerine Fransız Arşiv Kaynakları

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2024 (Özel Sayı) · Sayfa: 149-176 · DOI: 10.33419/aamd.1534389
Tam Metin
Fransa, 16. yüzyılda gücünün zirvesine ulaşan ve Balkanlar üzerinden Orta Avrupa’ya ilerleyen Türk imparatorluğu ile siyasi ilişkiler geliştirmek istemiş, böylece Sultan Süleyman ve Fransa Kralı I. François arasında Türk-Fransız dostluğunun temelleri atılmıştı. 18. asra gelindiğinde özellikle 1789 Fransız İhtilali sonrası değişen dünya şartları ve Akdeniz’deki Fransız, İngiliz, Osmanlı ve Rus rekabeti bağlamında Türk-Fransız ilişkileri ters bir istikamete girdi. Fransa ve İngiltere Birinci Dünya Savaşı öncesinde Almanya’nın müttefiki olan Osmanlı Devleti’nin topraklarını paylaşma planları yapmışlardır. 1921 Ankara ve 1923 Lozan anlaşmaları sonrasında, Atatürk dönemindeki Türk-Fransız ilişkilerindeki temel mevzular arasında Türkiye-Suriye sınırı, Hatay, Boğazlar’ın statüsü ve 400 yıl boyunca devam edegelen kapitülasyon imtiyazlarının aşamalı olarak sona erdirilmesinden kaynaklı çekişmeler yer alır. Türk-Fransız ilişkileri, kültürel, ekonomik, askeri ve siyasi zeminde yüzbinlerce sayfa arşiv belgesinin oluşmasına neden oldu. Fransa’daki arşivler geniş bir sınıflandırmaya ve zengin bir içeriğe sahiptirler. Fransa’da bulunan diplomatik arşivler, millî arşivler, Savunma Bakanlığı’na bağlı askeri arşivler ve Millî Kütüphane Türkiye tarihi ve Türk- Fransız ilişkileri üzerine yapılacak araştırmalarda son derece önemli birincil kaynaklara sahiptir. Ayrıca, Gallica BnF dijital arşivleri araştırmacılar için uzaktan erişimde büyük imkânlar sunmaktadır. Yine, Fransa’da yer alan Osmanlı topraklarındaki Fransız Katolik misyonerlik örgütlerine ait koleksiyonlar da önemlidir. Çalışmada bu arşivlerin içerik ve önemlerine değinilmiştir.

Yakın Dönem Araştırmaları İçin Bulgaristan Arşivleri

Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi · 2024 (Özel Sayı) · Sayfa: 107-148 · DOI: 10.33419/aamd.1534365
Tam Metin
“Yakın Dönem Araştırmaları İçin Bulgaristan Arşivleri” başlıklı bu çalışmanın amacı Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı ile ilgili araştırma yapacak olan araştırmacılara Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da yer alan arşiv ve kütüphanelerden nasıl faydalanacaklarına dair rehberlik sağlamaktır. Bu rehberlik de özellikle Balkan Araştırmaları Enstitüsü ve Trakoloji Merkezi Kütüphanesi (Институт за Балканстика), Bulgaristan Kiril ve Metodiy Milli Kütüphanesi (Национална Библиотека Св. Св. Кирил и Методий) ve başkent Sofya’da yer alan Bulgaristan Devlet Arşivleri (Държавна Агенция “Архиви”) üzerinden bir yol haritası çizilerek sağlanacaktır. Öncelikle yukarıda zikredilen kütüphane ve arşivlere erişim hususunda günümüz teknoloji çağının gereği ve araştırmacıların değişen metodsal süreçler çerçevesinde web adresleri üzerinden kısa ve kolay bir ziyarette bulunmalarını tavsiye etmek başlangıç için yerinde bir ilk adım olacaktır: Balkan Araştırmaları Enstitüsü ve Trakoloji Merkezi Kütüphanesi (Институт за Балканстика с Център по Тракология) erişim için: https://www. balkanstudies.bg/bg/; Bulgaristan Kiril ve Metodiy Milli Kütüphanesi (Нацинална Библиотека Св. Св. Кирил и Методий) erişim için: https://www.nationallibrary.bg/www/; Bulgaristan Devlet Arşivleri (Държавна Агенция “Архиви”) erişim için: https://www.archives. government.bg/. İlgili web adreslerinden dijital kataloglara ve erişime açılmış arşiv materyallerinin dijital görüntülerine erişilebilmektedir. Buradan hareketle bahsi geçen arşiv ve kütüphanelerden temin edilmiş belge ve kaynaklarla çalışmanın birinci bölümünde “Birinci Dünya Savaşında Bulgaristan ve Türk-Bulgar İlişkileri” hakkında bilgi verilmiştir.