4034 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
- Türk Tarih Kurumu 4034
Yazarlar
- Salâhi R. Sonyel 45
- TAHSİN ÖZGÜÇ 43
- ARİF MÜFİD MANSEL 42
- SEMAVİ EYİCE 40
- Mahmut H. Şakiroğlu 38
- İ. HAKKI UZUNÇARŞILI 37
- U. BAHADIR ALKIM 36
- İlber Ortaylı 32
- AYDIN SAYILI 31
- Mücteba İlgürel 31
Anahtar Kelimeler
- Tarih 338
- Osmanlı 273
- Osmanlı İmparatorluğu 173
- Türkiye 148
- Osmanlı Devleti 139
- Türkler 137
- Anadolu 132
- Ottoman Empire 114
- Mustafa Kemal Atatürk 103
- Ottoman 100
Kahire Konferansı Tutanakları(4-7 Aralık 1943) ve Türkiye'yi Savaşa Sokma Girişimleri
Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 185 · Sayfa: 295-338 · DOI: 10.37879/belleten.1983.295
Özet
Tam Metin
Bilindiği gibi İkinci Dünya Savaşı döneminde, Türkiye genellikle Müttefiklere yönelik iyiliksever bir tarafsızlık çizgisi üzerinde yürümüş ve stratejik koşulların gerektirdiği zorunluluklar dolayısıyla 2 Ağustos 1944'de Almanya ile bütün ilişkilerini keserek, Müttefiklerin saflarında yerini almak kararını resmen vermiştir. Oysa, başta Birleşik Krallık (İngiltere) olmak üzere Müttefiklerin savaş planı, Türkiye'yi bu tarihden çok önce kendi savaş amaçları doğrultusunda harbe sokmaktı. Türkiye ise herşeyden önce kendi milli çıkarlarını ön planda tutuğundan, bu savaş çağrılarına haklı nedenlerinden ötürü uyum sağlamak istememiştir. Bundan dolayı, 1940-43 yılları bir taraftan Türkiye'yi savaşa sokmak isteyen Müttefiklerin yaklaşımları ve buna karşılık Ankara'nın Müttefikler için "iyiliksever tarafsızlık politikasını" sürdürmek çabasından kaynaklanan bir siyasetin tablosunu çizmektedir. Özellikle, Kahire Konferansı olarak bilinen ve Cumhurbaşkanı İnönü'ün siyasi hayatında, belki de Lozan'dan sonra karşılaştığı en çetin müzakereler olarak meydana çıkan Türk-Amerikan-İngiliz görüşmelerinin tutanakları, İngiliz Devlet Arşivi (Public Record Office) belgeleri içinde CAB 66 /45 grup ve WP (44) 8 tasnif numarasıyla, Dışişleri Bakanı'nın gizli evrakı olarak 1973 yılından itibaren araştırmaya açılmıştır.
Soğdluların Orta-Asya'daki Faaliyetleri
Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 185 · Sayfa: 339-352
Özet
Tam Metin
1956 yılında, Moğolistan'daki Bugut şehrinin on kilometre batısında Arahangay aymağı bölgesinde bir yazılı taş bulunmuştu. İki Rus bilgini, S. G. Klyaştornyj ve V. A. Livşits, 1971 ve 1972 yıllarında yayınladıkları yazılarda, bunun Soğdça bir yazıt olduğunu belirtmişlerdir. Kendim, bu "Bugut Yazıtı" denilen yazılıtaşı, 1972 yılında Japon bilim çevresine tanıtmıştım. Ve Prof. Saadet Çağatay ile Doç. Semih Tezcan, sözünü ettiğim bu yazılı taşı, 1976 yılında "Türk Dili Araştırma Yıllığı Belleten" dergisinde Türk bilim çevresine tanıtmışlardır. Yukarıda sözünü ettiğim iki Rus bilginine göre, bu yazıt, I. Göktürk İmparatorluğu zamanında, Mahan Tegin adlı soylu bir kişi için dikilmiştir. Ve Sayın Çağatay ile Tezcan, tanıtma yazılarında; "Oldukça gelişmiş bir yazı dilinin örnekleri olan Eski Türk yazıtlarının eski bir geleneğe dayandığı açıktır. Bu geleneğin kurulmasında Soğdluların oynadığı rolü aydınlatmak bakımından, Bugut Yazıtı büyük önem taşımaktadır. Bu konuda ayrıntılı çalışmalar yapılması gerekir. Şimdilik, yalnızca 6. yüzyıl sonlarında Türk Kağanlığında Soğutçanın yazı dili olarak kullanılmakta olduğunu söyleyebiliriz." demektedirler. Kendim, şimdilik bu nazariyeleri destekliyorum. Ve birkaç bilgin, Soğdluların sadece Moğolistan'daki ve Göktürk İmparatorluğu zamanındaki faaliyetleri üzerinde durmuştur. Fakat, Soğdlular, Göktürk İmparatorluğu zamanında birdenbire Moğolistan'a gelmiş değildir. Soğdlular, önce de, Orta-asya ve Moğolistan'da çeşitli sahalarda faaliyetlerde bulunmuşlardır. Bunu açıklamayınca, I. Göktürk İmparatorluğu zamanındaki Bugut yazıtının dikilmesinin nedeni de açık olmayacaktır. Burada, özellikle Çin kaynaklarına dayanarak, Soğdluların, Orta-asya ve Moğolistan'daki faaliyetlerini açıklayıp, Bugut yazıtının dikilmesinin temelini belirtmeye çalışacağım.
Mustafa Kemal Atatürk'ün 100. Doğum Yıldönümü Dolayısıyla 1981 Yılında SSC Birliğinde Yapılan Bilimsel Faaliyetler
Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 185 · Sayfa: 281-294 · DOI: 10.37879/belleten.1983.281
Özet
Tam Metin
UNESKO tarafından Atatürk yılı ilan edilen 1981 yılında SSC Birliği'nde, Bilimler Akademisi tarafından ülkemize davet edilen Türk bilim adamlarının iştirakiyle 4 büyük bilimsel konferans ve Moskova toplum çevrelerinin tören toplantısı yapılmış ve yazılar yayınlanmıştı. Mart ayında, Atatürk'ün 100. doğum yıldönümü ve 1921 tarihli Sovyet-Türk dostluk ve kardeşlik antlaşmasının yıldönümü dolayısıyla Moskova, Bakü ve Tiflis Şarkiyat Enstitüleri bilgin kurulları tarafından üç bilimsel konferans düzenlenmişti. Bu toplantıların büyük önemi vardı, çünkü Mustafa Kemal'in iki ülke arasındaki ilişkilerin kurulup geliştirilmesinde oynadığı rol ve bu ilişkilerin önemi hiç küçümsenemez. Mustafa Kemal kendisi de bu ilişkilerin yeni Türkiye'nin kaderleri için önemli olduğunu söylerdi. Aralık ayında Moskova'daki Şarkiyat Enstitüsü'nde yapılan 4. Konferansta, Atatürk'ün milli ekonominin geliştirilmesiyle ilgili fikirleri ele alınmıştır.
Osmanlı-Fransız Diplomatik İlişkileri, 1798-1807.
Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 185 · Sayfa: 259-280 · DOI: 10.37879/belleten.1983.259
Özet
Tam Metin
Araştırmamızda, 1798'e kadar olan Osmanlı-Fransız ilişkilerini, Mısır sorunu ve sonuçlarını, I. Napolyon'un Osmanlı İmparatorluğu hakkındaki politikasını, O'nun "İmparator" olarak tanınmasını, Osmanlı İmparatorluğunu Fransız siyaseti doğrultusuna çekmek ve O'ndan Rusya'ya karşı bir müttefik yapmak amacıyla girişilen Fransız diplomatik manevralarını , Osmanlı İmparatorluğunun bu iki devlet için yaptığı faaliyet ve karşı faaliyetleri ve nihayet Napolyon'un gerçek yüzü ve söz ve davranışları arasındaki çelişkileri inceleyeceğiz.
Rapports Diplomatiques Ottomano-Français, 1798-1807.
Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 185 · Sayfa: 237-258 · DOI: 10.37879/belleten.1983.237
Özet
Tam Metin
Nous allons étudier dans l'étude presente les relations turco-françaises jusqu'en 1798, la question d'Egypte -et ses conséquences, la politique de Napoleon vis â vis de l'Empire ottoman, sa reconnaissance comme Empereur, les manoeuvres diplomatiques françaises pour attirer l'Empire ottoman dans le sens de la politique française et d'en faire un allié contre la Russie, l'action et la reaction de l'Empire ottoman contre les deux puissances et ainsi le vrai visage de Napoleon, contradiction entre ses paroles et ses actions.
SALVATORE BONO, Storiografia e fonti occidentali sulla Libia (1510-1911), Roma 1982, 142 Sayfa. Fiyatı yazılı değil. Trablusgarp'daki Italyan Kültür Enstitüsünün Yayını 2. Yayınevi: "L'Erma" di Bretschneider, Roma [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 185 · Sayfa: 391-394
Özet
Tam Metin
Perugia Üniverstesi'nde Asya-Afrika Tarihi profesörü olan Prof. Salvatore Bono, araştırmalarını Akdenizin belli başlı konuları üzerinde toplamıştır. Türk tarihi için önemli konulardan birisi olan Libya üzerinde de çalışan müellif, şimdi bu ülke tarihi araştırmaları ve batılı kaynakları üzerinde bir kılavuz yayınlanuş bulunuyor. Mağrib diye isimlendirdiğimiz Kuzey Afrika'nın İtalya yarımadası ile olan ilişkisi eski çağlara dek uzanmaktadır. İslamiyetin buralarda yayılmasından sonra Sicilya adasında ve İtalya'nın bazı kıyı bölgelerinde etkili olan Arap uygarlığı I, ilişkilerin daha yeni boyutlar kazanmasına yol açmış, nüfus artışı ve diğer toplumsal etkiler konulara yenilikler kazandırmıştır. Bu konular arasında tutsak tecimi, mal alışverişi, kıymetli madenlerin ve işlenmiş malların süratle el değiştirmesi çoğu zaman ele alınmış ve bu ilişkileri başaran denizcilerle tüccarların faaliyetleri de çoğu araştırıcılara konu olmuştur. Bunun nedeni, her ülkenin belgeliğinin muhakkak bu konu ile dolu olmasıdır. Prof. S. Bono da uygarlığın beşiği sayılan Akdeniz'deki korsanlık faaliyeti üzerinde yıllardan beri çalışmaktadır 2. İtalyan belgelikleri üzerinde uzun süreden beri çalışan müellif, Libya üzerindeki araştırmalarını ilerletirken, ilk ürünlerinden birisini bir kaynakça olarak ortaya koymuştur. Kuru bir isim yığını yerine, araştırma konularına göre bir derleme yapan Prof. Bono, kitabı dört kısma ayırmıştın "Çağdaş Libya hakkında 1510-1911 yılları arasını kapsayan tarih araştırmaları" bölümünde, Laurent-Charles Feraud, Costanza Bergna, Ettore Rossi gibi çağdaş araştırıcılara yer verilmiştir. Mütevefra Ettore Rossi, Libya üzerinde çalışırken, Türk kaynaklarını İtalyancaya kazandırmıştı 3. Ölümünden sonra yayınlanan Storia di Tripoli e deha Tripolitana (Trablusgarp Tarihi), arapçaya da çevrilmiştir (S. 18 n. 53). Türk tarihi ile ilgili olanlar muhtelif dergilerde tanıtma yazıları kaleme aldılar. Müellif bu kitabı bir çok yönleriyle tamamlamaktadır. Libya tarihinin bizim bakımımızdan önemi XVI. yüzyılın ortalarında başlamaktadır. Ayrı bir paragraf ayıran Prof. Bono (S. 27-30), Murad Ağa ve Turgut Reis hakkındaki araştırmaları tahlilden sonra, 1711 yılına değin süren "Paşalar ve Dayılar" dönemini kitabına almıştı r (S. 30-35). 171 ı yılından 1835 yılına dek süren Karamanlılar dönemi (S. 35-39), en çok işlenen konulardan birisidir.. Bu sülâlenin Avrupa ülkeleri ile ilişkiler kurmasının büyük rolü vardır. Akdeniz teciminin canlandığı bir dönemde, Afrika'nın iç taraflarına etki arttığı için bu yörenin değeri daha da çoğalmıştı . Bundan dolayı bu konuya özel sayfalar ayrılmıştır (S. 50-52). Araya giren diğer sayfalarda Avrupa ülkeleriyle 18. yüzyılda yapılan anlaşmaların (S. 40-43) ve Amerika Birleşik Devletleri'nin Libya ile olan ilişkilerine (S. 43-45) dair eserlerin listesi verilmiştir. Bu son üç bölüm Türk tarihçileri tarafından da ele alınmıştır.
FUAT SEZGİN, Geschichte des Arabischen Schriftlums, cilt 8: Lexikographie Bis ca. 430 H., E. J. Brill, Leiden 1982, 389 + XIII sayfa, 204 guilder. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 185 · Sayfa: 453-454
Özet
Tam Metin
Fuat Sezgin'in Geschichte des Arabischen Schrifttums adlı yayınının leksikografiyi yani sözlük yapma faaliyetini konu alan sekizinci cildi çıkmış bulunuyor. Fuat Sezgin'in bu ciltler dizisi, konuları ve bilim alanlarını veya dallarını sadece Hicri 430 tarihi civarına kadar getirdiği için, burada sözlük yapma faaliyeti sahasına sadece Arapça girmektedir. Daha sonraları ise İslam Dünyasında başka dillerin sözlükleri alanında da önemli bazı çalışmalar yapılmıştır. Cilt, bir içindekiler cetveli ,bir önsözden sonra 21 sayfalık bir Giriş bölümü ile başlamaktadır. Bu bölüm üç kısımdan oluşuyor. Birincisi konuya ilişkin incelemelerin tarihçesini, ikincisi Arapça leksikografinin başlangıç ve gelişiminin kuşbakışı biçimde kısaca ele alınışını, üçüncü kısım ise konunun kaynaklarını içermektedir. Cildin ikinci bölümünde lügat çalışmaları ve bu münasebetle zamanın edipleri ve dil bilgisi sağlam bedeviler söz konusu edilmekte, böyle kişilere ilişkin olarak derlenmiş en eski şahıs isimleri teker teker zikredilmektedir. Bu bölüm (s. 21-50) bu faaliyetin en eski başlangıç belirtilerini ve burada ele alınan kişiler bu faaliyetin ilk başlarını temsil etmektedirler; bunlar genellikle Kur'anı n iyi anlaşılması için ihtiyaç duyulan yorumları ve sözcük açıklamalarını yapan kimselerdir. Mamafih, bunlar içinde sekizinci asrı n ikinci yarısından yani Abbasiler zamanından öncelerinde yaşamış olanlar hakkındaki bilgiler genellikle dolaylı ve misallerin birçoğunda oldukça müphemdir. Esasen de bölüm bu gibi kimseleri konu almaktadır. 'Ayrıca, kaynaklarda da bunlara ilişkin olarak yapılan atıflar nadirdir. Fuat Sezgin bu gibi erken misaller hakkındaki haberleri azami ölçüde değerlendirmek eğilimini göstermektedir. Üçüncü bölüm Irak lûgatçileri adını taşımakta ve (A) Basra (s. 50-114), (B), Küfe (s. 115- '58), ve (C) Bağdat ve başka yöreler (s. 159-187) kısımlarını ihtiva etmektedir. Cildin dördüncü bölümünde İran'daki lügatçiler ele alınmaktadır. (s. 188-239). Bundan sonra da ciltte kısa dört ilave bölüm yer almaktadır. Bunların ilki olan beşinci bölümde (s. 240-248) Mısır bölgesi, altıncı bölümde (s. 249-256) Kuzey Afrika ve İspanya bölgeleri, ve yedinci bölümde (s. 257-262) müellifleri tesbit edilemeyen yazılar ele alınmaktadır. Bundan sonraki onbeş sayfalık bir zeyil kısmında bazı ek notlar sunulmuştur. Cildin sonunda bir bibliyografya (s. 281-295), yazma katalogları ve yazma kitaplıkları listesi (s. 296-312), temel kaynak müellifleri dizini (s. 315-341), kitap adları dizini (s. 342-378), modern yazar ve yayınlayıcılar dizini (s. 379-385), ve anonim yazmalar hakkında özel ayrıntı bilgileri (s. 386-389) bulunmaktadır.
MARCO TANGHERONI, Aspetti del commercio dei cerealinei paesi deha Corona d' Aragona, I. La Sardegna, Pisa 1981, 220 S. Yayınlayan kurum: Consiglio Nazionale delle Ricerche. Centro di studi sui rapporti italo-iberici/Cagliari. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 185 · Sayfa: 397
Özet
Tam Metin
İspanya'da egemen olan Aragon ailesinin Akdeniz dünyasındaki tahıl ticaretindeki yerine değinen bir dizi araştırmanın ilki Sardunya adasına ayrılmıştır. Önemli bir buğday üretim yeri olduğu için batı Akdeniz havzasında hatırı sayılır bir yer işgal eden Sardunya'nın ne gibi bir ticaret etkinliği bulunduğunun incelenmesi yanında, genel sorunlar da ele alınmıştır. Son yıllarda ekonomi tarihlerinde sıkça görülen fiat hareketini saptama, üretimin niteliği ve niceliği, elde edilen ürünün hangi ulaşım araçlarıyla devletler ve kentler arasında taşındığı tarzındaki konular burada da sintetik bir şeklide ele alınmıştır. XIV. yüzyılına ortalarından başlayan bu dönem için İtalyan belgelikleri kadar İspanya belgeliklerine de ağırlık verilmiştir. Aragon krallarının özel belgeliği araştırmada epey bir ağırlık meydana getirmektedir. Zira Katalonya'nın gelişmesinde önemli bir yer tutan bu ticaret faaliyeti, batı Akdeniz'de sınırlı kalmamış, doğu taraflarına değin ilerlemişti. Eski Türk kroniklerinden bazılarında adları geçen Katalonyalıların Akdeniz'de oynadıkları rol bizi de yakından ilgilendirmektedir. Kitapta adı geçmemekle beraber, Anadolu'nun yüzyıllar boyunca önemli bir buğday üretim ve dışsatım merkezi olduğu bazı araştırmaların satırlarında bulunmakla beraber, yabancı belgeliklerdeki kayıtların incelenmemiş olması, zaten çok sınırlı sayıdaki kaynaklarımızın kullanımını daha da güçleştirmektedir. Zaten bu satırları bu temenni ile kaleme almış bulunuyoruz. Elimizdeki kitap, gösterdiği kaynaklar ve kullandığı yöntemle bu niyeti benimseyecek kişilere yol gösterecektir. On başlık altında toplanan bilgilerde, soruna genel giriş Sardunya'nı n coğrafi özellikleri, Katalonya'nın tahıl sorunu ve bunun bu adadan sağlanması için yapılan çabalar ve bu siyasal çabaları yürüten tüccarlar ve işlettikleri gemileri ele alınmıştır. Kitaba genel bir giriş yazan A. Boscolo, konunun diğer alanlara kaydırılarak devam ettirileceğini haber vermektedir.
BERNARD LEWIS, The Muslim Discovery of Europe, New York-London, 1982, 350 Sayfa [A IV/6732]. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 185 · Sayfa: 395-396
Özet
Tam Metin
Şark âlemini en iyi bilen batılı araştırıcılardan biri olan B. Lewis, uzun zamandan beri sürdürdüğü araştırmalarının sonucunu güzel bir cilt halinde yayınlamış bulunuyor. Doğu tarihi üzerinde çalışanlar, kendi ülkeleri için yararlı bilgiler getiren kitaplar ve makaleler kaleme almışlardır. Yazar, bu kitabında doğu aleminin batı âlemini nasıl tanıdığı üzerinde duruyor. Şark araştırmaları için "istişrak" ve alanda çalışanlara "müsteşrik" gibi sözcükler uydurulmuş ise de batıyı öğrenme çabalarına herhangi bir öneri bulunmamaktadır. Konumuz istişrak [ = orientalizm] olmadığı için, geriye bakacak değiliz. Zira bu konuda çok güzel araştırmalar yapılmış ve kaynakçalar derlenmiştir. Fakat doğulu yazarların batı hakkındaki düşüncelerini ele alan araştırmaların sayısı epey azdır. Bu arada, üstünlüğün gene batı aleminden yetişen kişiler elinde olduğuna işaret etmeliyiz. Ortaçağ'daki arap coğrafyacıların eserlerinden başlıyarak, Haçlı Seferleri sırasında islam tarihçilerin verdikleri bilgiler, İdrisi, Reşidüddin, Uman gibi batı hakkında bilgi veren doğuluların eserlerinin çağdaş bilimsel yöntemlerle ortaya koyma çabaları, genellikle batı da gerçekleştirilmiştir. Bunun nedenlerini sıralarken, gereksinme ve basımın önceliğinin batı âleminde olduğunu söylemekle yetiniyoruz. Bunun yanında, ayrı düşün yapılarının da etkili olduğunu işaret etmeliyiz. B. Lewis, her iki düşün dünyasının belli başlı dillerini çok iyi bildiği ve ilk çalışma dönemlerinden başlı yarak çeşitli toplantılarda ve eserlerinde tartışma ortamı açtığı için bu konuya yetkiyle eğilecek birkaç kişiden birisidir.
GIUSSEPE MELONI, L' Italia medievale nella Cronaca di Pi etro IV d' Aragona, Sassari 1980, 170 Sayfa. Yayınlayan kurum: Centro di Studi su rapporti, Italo-Iberici del C. N. R [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1983, Cilt 47, Sayı 185 · Sayfa: 397-398
Özet
Tam Metin
Ortaçağ Tarihi üzerinde çalışanların başlıca kılavuzlarından birisi İspanyol kaynaklarıdır. Akdeniz taraflarında en fazla faal bölgesi Katalonya'da yaşayanların girişimlerini anlatan kronikler bir süren beri dikkati çekmiş ve araştırmalara konu olmuştur. Bir tanesi de Bizans'ın yardımına gelen bir kısım paralı askerlerin maceralarını anlatan kroniktir. Çeşitli dillerde yayını yapılan bu kronikten sonra, İtalya-İspanya ilişkilerine ışık tutacak bir kronik daha, Ulusal Araştırma Merkezi'nin parasal katkısı ve Sassari Üniversitesi'nin bilimsel çabası ile gerçekleştirilmiştir. 30 sayfalık girişte yazarlar ve yazma nüshalar incelenmiştir. Meydana getirilen asıl metin bir sayfaya, italyancaya çevirisi karşı sayfaya konmuştur. Metnin açıklanması ve tarihsel olayların aydınlanması için gerekli olan dipnotları en son tarafa aktarılmıştı r. 1323-1355 yılları arasını konu eden bu kronikte, Türk tarihini doğrudan ilgilendiren bilgiler bulunmamakla birlikte, Akdeniz dünyasına denizcilik açısından katkıda bulunan devletlerin birbirleriyle olan çatışmaları hakkında basit ve sade bilgiler vermektedir. Bizansın mirasına konmak için birbirlerine giren Cenova ve Venedik cumhuriyetlerinin yardımlarına koşan katalonyalıların sonradan bunları yazılı hale getirmesi, İstanbul ve Boğaziçi tarafları hakkında bilgiler vermelerine neden olmuştur. Dileğimiz, Anadoluya ve belki Türk taraflarında boy gösteren bir kronik yazarının yapıtının gün yüzüne çıkmasıdır. Yayınlayan koyduğu notlarda, Cenova Cumhuriyeti'nin doku siyaseti hakkında güzel bilgiler vermektedir.