4009 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
- Türk Tarih Kurumu 4009
Yazarlar
- Salâhi R. Sonyel 45
- TAHSİN ÖZGÜÇ 43
- ARİF MÜFİD MANSEL 42
- SEMAVİ EYİCE 40
- Mahmut H. Şakiroğlu 38
- İ. HAKKI UZUNÇARŞILI 37
- U. BAHADIR ALKIM 36
- İlber Ortaylı 32
- AYDIN SAYILI 31
- Mücteba İlgürel 31
Anahtar Kelimeler
- Tarih 337
- Osmanlı 272
- Osmanlı İmparatorluğu 173
- Türkiye 148
- Osmanlı Devleti 138
- Türkler 137
- Anadolu 131
- Ottoman Empire 114
- Mustafa Kemal Atatürk 103
- Ottoman 99
Des Mots Importants de Mustafa Kemal (Atatürk)
Belleten · 1981, Cilt 45, Sayı 177 · Sayfa: 43-56 · DOI: 10.37879/belleten.1981.43
Özet
1905 Damas. II ne s'agit pas de mourir, mais, avant la mort, créer et stabiliser notre idéal. (A. II 49, B. 1298) 1906 Salonique. Notre but est la délivrance de notre patrie malheureuse. (B. I 622; ASD II I ) 1908 Hiver (Salonique). Il faut achever la révolution. Je le ferai. (A. II 12) 1918 24.V. (İstanbul). Dédicace Ruşen Eşref: Malgre tout, nous avançons vers une lumiere süre. La force qui me donne cette foi, c'est, part de l'amour sans bornes à ma patrie et mon peuple, la conviction qu'il y a, au milieu des ténèbres, du manque de caractère et de la charlatanerie actuelle, une jeunesse patriotique aspirant à la lumière. (Hakimiyeti Milliye , 16.V.1933) 4. XI . (Adana). Dorénavant, il faut que notre nation défende ses droits et que nous lui montrions sa voie et, autant que possible, lui aidions avec toute l'armée. (C. 1 29) i3. XI. (İstanbul). Ils s'en iront, comme ils sont venus. (Cevat Abbas Gürer: Atatürk'ün zengin Tarihinden Birkaç _Yaprak, 1939, 166) 15.XI. Toute la nation ottomane doit croire qu'elle n'a pas un ami plus bienveillant que l'Angleterre. (Minber, 17. XI.1918)
SUMMARY A DEDICATION OF ARTEMIS OF PERGE (WANASSA PREIIA) FROM PERGE
Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 174 · Sayfa: 256Osmanlı İdare, Sosyal, Ekonomik Tarihi ile İlgili Belgeler: Bursa Kadı Sicillerinden Seçmeler
Belgeler · 1980, Cilt X, Sayı 14 ((1980-1981)) · Sayfa: 1-91King John III of Poland and the Turkish Aspects of his Foreign Policy
Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 176 · Sayfa: 659-674 · DOI: 10.37879/belleten.1980.659
Özet
Tam Metin
King John III Sobieski is one of the best known and greastest Polish rulers. The great battle of Vienna in 1683, when united Polish and Austro - German armies under the command-in-chief of Sobieski crushed the Turkish army, brougth Poland and especially her king immortal fame. In historical consciousness of the Poles Sobieski is a national hero and at the same time conqueror of the Turks. But a question arises-was he always a foe of Turkey? Let us try to answer this question. He was like all Polish kings in 16-18th centuries especially after 1572, the year of the extinction of Jagiellonian dynasty, an elective monarch not a hereditary one. "This prince was descended of a noble and ancient family, the none of the most considerable nor richest in the kingdom" - wrote about his election the aulic physycian to him, Irishman Bernard O'Connor, the author of a very valuable and interesting book entitled "The History of Poland" published in London in 1698.
M. Kemal Atatürk'ün Doğumunun 100. Yıldönümü (19 Mayıs 1981) Türk Tarih Kurumu'nun Kuruluşunun 50. Yıldönümü (15 Nisan 1981)
Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 176 · Sayfa: 629-642 · DOI: 10.37879/belleten.1980.629
Özet
Tam Metin
Yıl 1918. Birinci Cihan Savaşı, Osmanlı Devletinin katıldığı müttefik grubunun mağlubiyeti kabul etmesi ile sonuçlanmıştı. Mondros Mütarekesinin imzası ile Türk yurdunun hemen her bölgesi istilaya uğruyordu. 25 maddelik bu belge, her bakımdan bir devletin henüz sulh antlaşması yapılmadan egemenliğinin ortadan kalkması idi. Özellikle 7. maddeye göre "İtilaf devletleri emniyetlerini tehdit edecek bir durum karşısında herhangi bir sevkulceyş (stratejik) noktayı işgal hakkını haiz olacaklardır". Bu madde çok geniş yorumlara ve uygulamalara neden olmuştur. Osmanlı hükümeti acz içinde idi. Padişah Kanun-i Esasinin (Anayasa) 7. maddesinin kendisine tanıdığı hakka dayanarak Meclisi Mebusanı feshetmiş, (21.XII.1918) ancak yine kanuna göre yeni seçimlerin 4 ay içinde yapılması ve bunun da ilânı gerektiği halde bu dikkate alınmamıştır. Böylece meşruti idare Osmanlı devlet bünyesinden süresiz olarak kalkmış bulunuyordu.
Remarques sur l'Alphabet des Inscriptions "Barbares" de Side
Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 176 · Sayfa: 643-658 · DOI: 10.37879/belleten.1980.643
Özet
Tam Metin
L'existence d'un système d'écriture alphabetique particulier à Sidè, en Pamphylie, est connue depuis la fin du siècle dernier lorsque furent découvertes dans cette ville et dans les villes voisines de courtes inscriptions figurant sur des monnaies dateées du IVe siècle av. J. C. Les fouilles entreprises au début de ce siècle ont ensuite mis au jour quatre inscriptions dont deux bilingues qui ont permis de faire progresser la recherche et de mettre en évidence la structure générale de ce système d'écriture: II s'agit d'un alphabet dont on connaît actuellement environ 28 signes, qui diffère notablement des alphabets grecs ou épichoriques lydien, carien et lycien, ce qui rend la détermination des valeurs phonétiques des signes relativement difficile. L'écriture va de droite à gauche. Une cinquième inscription (cf Cl. Brixhe [6]), dont la découverte est dûe à Mr. H. Seyrig, est venue récemment augmenter le nombre des documents connus.
Anadolu'da "Karamanlıca" Kitabeler (Grek harfleriyle Türkçe kitabeler)
Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 176 · Sayfa: 683-696 · DOI: 10.37879/belleten.1980.683
Özet
Tam Metin
Birkaç yıl önce yayınladığı bir makalede Anadolu'nun çeşitli yerlerinde rastlamış olduğumuz Grek harfleriyle yazılmış Türkçe kitabelerden bir kaçını tanıtmıştık. Aradan geçen süre içinde 1841 tarihli bu çeşit bir mezar kitabesi daha İznik'te bulunarak Anastasios Iordanoglou (Anastas Yordanoğlu) tarafından yayınlanmıştır. Genellikle "karamanlıca" olarak adlandırılan Grek harfli Türkçe kitabelerin sayılarının pek çok olduğu ve bilhassa ana dilleri Türkçe olan, hatta büyük ihtimalle kendileri de Türk aslından gelen bu Ortodoks inançlı Anadolu halkının, yoğun olarak yaşadıkları bölgelerde daha başka kitabeleri olduğu muhakkaktır. Bu halkın Lozan antlaşmasından sonra Yunanistan'a göçe mecbur edilmesiyle bu kitabeler de ihmal edilmiş ve büyük ölçüde kaybolmuştur. Bu ikinci yazımızda elimize geçen yine Grek harfli birkaç Türkçe kitabeyi tanıtmak istiyoruz. İlk yazımızda da işaret ettiğimiz gibi, biz bir dilci olmadığımızdan, bu kitabeleri filolojik bakımdan bir incelemeye tabi tutmamız bizden beklenmemelidir. Yurdumuzun eski eserleri ile meşgul olurken karşılaştığımız bu birkaç kitabe örneğini, Anadolu'nun tarih hatıralarının bir yaprağı olarak, takdim ediyoruz.
Balkan Savaşı Deniz Harekatı Üzerine Gerçekler (1912-1913)
Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 176 · Sayfa: 717-752 · DOI: 10.37879/belleten.1980.717
Özet
Tam Metin
Yakın tarih savaşlarımız birbirini izlediği ve hatta birbirinin içine girdiği için bu savaşlara ilişkin resmi araştırmalar yapmak olağan olamamıştı. Balkan savaşı sonunda da bir harp divanı ve bir de askeri belge araştırma komisyonu kurulmuş ve fakat komisyonun çalışmaları durdurulmuştu. Tarih otoritelerimizin deniz tarihini yalnız denizcilerin tarihi olarak değerlendirmeleri ve denizcilerimizin de işe siyaset de karıştırarak amaçlı yayın yapmaları ve bu yayına da otoritelerin iltifat etmemeleri, deniz konusunda kamuoyunu bilinçlendirecek gerçeklerin ortaya çıkmamasına neden olmuştu. Sayın Büyükelçi Hilmi Bayur'un belletenlerde Balkan savaşından söz etmesi, sonra da Balkan savaşının donanma komutanlarından bir tanesi olan Albay Ramiz'in anılarından esinlenerek piyasanın bir tarih dergisine yazı yazması beni bu savaşın deniz cephesine ilişkin geniş bir araştırma yapmaya sürükledi. Kendisini temize çıkarmak amaciyle yayınlanan anılar, belgelerle karşı karşıya getirilmedikçe, elbette tarihi olayların saptanmasına kaynak hazırlanamazdı. Yazımı böyle bir amaca hizmet etmek için hazırladım.
IL VELTRO. 2-4, Anno: XXIII, Marzo - Agosto 1979, 40, 539 S. (Le Relazioni tra l'Italia e la Turchia = İtalya ile Türkiye arasındaki ilişkiler). [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 176 · Sayfa: 753-762
Özet
Tam Metin
1957'den bu yana "İtalyan Kültürü Dergisi" olarak yayımını sürdüren II Veltro'nun 1979 Mart-Ağustos aylarına ait XXIII. cildinin 2-4. sayıları, Türkiye ile İtalya arasındaki ilişkilere ayrılmış bir "özel sayı" niteliğinde çıktı. Normal sayılarının yanıbaşında İtalyan Kültürünün önemli konularını ele alan, ya da İtalya ile diğer ülkeler arasındaki ilişkileri inceleyen özel sayılar çıkarmakla da tanınan II Veltro, İtalya Cumhurbaşkanı'nın 1979 da sözkonusu olan Türkiye gezisi nedeniyle, 24. özel sayısını iki ülke arasındaki ilişkileri inceliyen yazılarla dolu olarak çıkarmış bulunuyor. Gerçekten de büyük boyda (40) 539 sayfa tutan bu özel sayı, Türkiye ile İtalya arasında en eski çağlardan günümüze değin ilişkileri her yönüyle inceleyen '36' makaleyi içermektedir. İki ülkenin Cumhurbaşkanları Sn. Sandro Per tini ile Sn. Fahri Korutürk'ün mesajlarından ve dergi yazıkurulunun açıklamasından (3-8) sonra inceleme yazıları, tarihsel gelişime de uygun olarak '4' bölüm içerisinde verilmekte (9-520), bunları da "Dünya'da İtalyan etkinlikleri" ile, özel sayıda yazıları bulunan araştırmacıların kısa biyografilerini içeren birer ek izlemektedir.
Molla Lutfî ile İlgili Yeni Bir Belge
Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 176 · Sayfa: 675-682 · DOI: 10.37879/belleten.1980.675
Özet
Tam Metin
Türk düşünce tarihinde Molla Lutfi olayı, çeşitli yönleriyle konu olarak günümüze değin değerini korumaya devam etmektedir. Milli Kütüphane yazmalarım Türkiye Yazmaları Toplu Kataloğu, TUYATOK bünyesinde tasnif ederken rastladığımız zındıklık ve sapıklık ile ilgili bir risale de kanımızca bu olaydan esinlenerek kaleme alınmıştır. Bilindiği gibi, edindiği bilgilerle öğünen, meslekdaşlarının hatalarını, yaptıkları yanlışları hoş görmeyen, onları en ağır sözlerle taşlayan, bu yüzden de çevresinde kendisini sevmeyen bir aydınlar grubunun oluşmasına yol açan Molla Lutfi, 900 Rebiyülevvelinin yirmi beşinde (24 Aralık 1494) karşıtlarının ısrarlı istekleri üzerine Sultan II. Bayezid'in verdiği izin sonunda bir heyet önünde yargılanmış ve ölüme mahkûm edilerek Atmeydanı'nda idam edilmiştir. İşte bu olaydan esinlenerek yazılan elimizdeki risale, Şerhü'lmakasıd, Kadi İyaz el-Yahsubi'nin eş-Şifa fi tarifi hukuki'l-Mustafa ve es-Seyfü'l-meslûl gibi kaynaklarda zındıklık ve sapıklık konularındaki delillere dayanılarak ve Molla Lutfi'nin söz ve davranışları bunlara göre değerlendirilerek kaleme alınmıştır.