4009 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
- Türk Tarih Kurumu 4009
Yazarlar
- Salâhi R. Sonyel 45
- TAHSİN ÖZGÜÇ 43
- ARİF MÜFİD MANSEL 42
- SEMAVİ EYİCE 40
- Mahmut H. Şakiroğlu 38
- İ. HAKKI UZUNÇARŞILI 37
- U. BAHADIR ALKIM 36
- İlber Ortaylı 32
- AYDIN SAYILI 31
- Mücteba İlgürel 31
Anahtar Kelimeler
- Tarih 337
- Osmanlı 272
- Osmanlı İmparatorluğu 173
- Türkiye 148
- Osmanlı Devleti 138
- Türkler 137
- Anadolu 131
- Ottoman Empire 114
- Mustafa Kemal Atatürk 103
- Ottoman 99
Wien 1529 - Die erste Türkenbelagerung, Historisches Museum der Stadt Wien, Hermann Böhlhaus, Wien, 1979. (A IV - 4227) [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 176 · Sayfa: 769
Özet
Tam Metin
Viyana Şehri Tarih Müzesinin bir sergi için hazırladığı bu edisyonda şu makaleler yer almaktadır: Günter Düriegl, İlk Türk Kuşatması s. 7-34, Robert Waissenberger, Reformasyonun ilk yıllarında Viyana'nın dahili vaziyeti s. 35-46, Renata Kassal-Mikula, İlk Türk Kuşatması sırasında Viyana'da Resim, Mimari ve Plâstik Sanatları s. 47-58, Floridus Röhrig, 16. Asır başlarında Kilise s. 59-64, Karl Teply, Türk Efsanelerinde Viyana (Kızıl) Altın Elmada Buluşalım s. 65-76, Adelbert Schusser, 1554-1556 da Viyana'da Para İşleri, s. 77-82, Hans Bisanz, Olaydan Efsaneye Viyana 1529 s. 83-92, Markus Köhbach, 1529 olayının İbrahim Peçevi'deki yazılışının Istvanfy'nin Osmanlıca redaksiyonundaki durumunu, ele alıyor. s. 93-106, Ünsal Yücel, Türk silahları ve harp tekniği s. 107- 122, Wilhelm Hein'in Türk Seramik ve halı sanatı s. 123-126, ve Yavuz Ercan'ın 15-16. asırda Osmanlı azınlıklarının durumu s. 127-159 üzerindeki makaleleri ile derleme bitiyor.
CHARLES - BARBARA JELAVICH : The Establishment of the Balkan National States 1804-1920 Univ. of Washington Seattle and London 1977. 358 sahife. (A IV - 3114). [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 176 · Sayfa: 770-772
Özet
Tam Metin
Balkanlarda köylülerin durumunu, iktisadi, ticari, kültürel gelişmeleri ve ulusalcı akımların Avrupa etkisi ile gelişmesini ele alan giriş bölümünden sonra, Sırp ayaklanmasının ele alındığı ikinci bölümde Balkanlarda ulusal devletlerin doğuşu tek tek inceleniyor. Üçüncü bölüm Yunan ihtilalinin ve Yunan Krallığının geçirdiği gelişmelere ayrılmış. Burada özellikle Megala Idea konusu ele alınıyor. (s. 77-78). Balkan ülkelerindeki ulusalcı akımlar, bağımsızlık ve ulusal devletlerin yapıları ayrı ayrı ele alındıktan sonra Habsburg'lar döneminde yani Avusturya - Macaristan idaresinde Balkanların durumu ele alınıyor. Nihayet Balkanlardaki kültürel gelişmeler, Birinci Dünya Harbinde Balkanların durumu, harpten sonraki yerleşmeler ve değişmeler ve eleştirel bir bibliyografya ile eser tamamlanıyor.
YU. P. TUŞIN: Russkoe Moreplavanie Na Kaspiisskom, Azovskom i Çernom Morah XVII. Bek. Izd. Novka, Moskova 1978 S. 182 (A IV 4172). [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 176 · Sayfa: 770
Özet
Tam Metin
Bu çalışma Büyük Petro'dan evvel Hazer, Azak ve Karadeniz'deki Rus denizcilik faaliyetine, kullanılan gemilere ve yapım tekniğine değinmektedir. Bu dönemin ilkel düzeydeki Rus nehir gemiciliğini anlamak, herhalde Osmanlıların Karadeniz, Azak ve Don nehri politikasını ve olayları kavramak için gereklidir. (özellikle Kazakların Azak ve Karadeniz seferlerini anlatan V. Böl. S. 97-134) VI. bölüm ve Epilogda Büyük Petro döneminde modern Rus Hazar ve Azak filosunun kuruluşu ele alınıyor. Yazar Osmanlı, İran kaynaklarını kullanmıyor. Bu konuları dolaylı olarak ikinci el kaynaklarından etüd etmiştir. Bununla beraber Rus arşiv kaynakları ve araştırmalarını kullandığından 17. yüzyıl sonundaki Karadeniz, Hazar, Azak denizciliğinin gelişmesini anlamak için başvurulacak bir eserdir.
Kitaplardan Haber [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 176 · Sayfa: 773-776
Özet
Tam Metin
İlk kitap: 1949 yılında, Prof. Braudel, onaltıncı yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nda nüfus yoğunluğunun, aşırı ölçüde arttığı yolunda bir varsayım ortaya atmıştır. Londra Üniversitesi Doğu ve Afrika Araştırmaları Okulu'nda öğretim üyesi olan Cook, bu yapıtında, Osmanlı arşivlerine başvurarak, Prof. Braudel'in bu varsayımını Anadolu'nun belli bölgeleri bakımından değerlendirmekte; böyle bir varsayımın, onaltıncı yüzyılın sonlarına doğru Anadolu'nun toplumsal ve siyasal düzensizliklerine ışık tutup tutamayacağını araştırmaktadır. İkinci kitap: Adının da açıkça gösterdiği gibi, Eski ve Orta Hititçede cümle partiküllerinin işlevini incelemektedir. Folke Josephson'un bu incelemesi, Şikago Üniversitesi'nden Prof. H. G. Güterbock'un girişimiyle bir araya getirilen metinlere dayanmaktadır.
ERNEST WERNER : Die Geburt, Einer Grossmacht-Die Osmanen, Akademie Verlag Berlin 1978/3. genişletilmiş baskı : 407 sahife. (A IV - 4082). [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 176 · Sayfa: 770
Özet
Tam Metin
Werner'in Osmanlı tarihçileri arasında ün yapan ve müteaddit baskıları olan bu eseri, Osmanlı kaynaklarını kullanması kadar Batı dillerinde ve özellikle Doğu Avrupa'da yapılan tüm araştırmalardan titizlikle yararlanmasından da ileri geliyor. Werner burada Balkanlardaki Osmanlı hakimiyetinin feodal bir restorasyon, yani toplumsal, ekonomik bir değişim ve bu değişimin sancılarını çeken Balkanlarda eski düzeni yeniden geri getirip güçlendirdiği biçiminde bir yorum yapmaktadır. Halen tartışılan bu yorumu Werner, bilindiği gibi en yetkili biçimde sunan bir yazardır.
Kaynarca Muahedesinden Sonraki Durum icabı Karadeniz Boğazının Tahkimi
Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 175 · Sayfa: 511-534 · DOI: 10.37879/belleten.1980.511
Özet
Tam Metin
Ondördüncü asır başlarında Osmanlı devleti kurulurken denizle münasebeti Marmara idi. Sınırı genişledikçe Karadeniz ve Ege Denizi de kısmen hudut oldu. Osmanlılarla beraber bu denizlere sahip olan başka devletler de vardı. Osmanlı devleti onbeşinci asrın Fatih Sultan Mehmed zamanında (1451-1481) Karadeniz'in güney sahiline sahip olan Candar Oğulları beyliğini ilhak ile Trabzon Rum İmparatorluğu'nu işgal ve güneyde Kırım Hanlığını da nüfuzu altına alıp Kefe, Amasra ve diğer sahillerdeki Ceneviz müstemlekelerine son verdikten sonra daha evvel Sultan Murad Hüdavendigâr (1361-1389) zamanında elde edilmiş olan Bulgaristan'ın doğusundaki Karadeniz Osmanlı idaresi altına girmiş ve onaltıncı asırdaki fütuhatla Boğdan'ın sahil kısmı alınmış ve Batı Kafkasya'da siyasi rabıtalarla Osmanlı nüfuzu altına girmişti. İşte bu suretle hemen bir Osmanlı gölü haline gelen Karadeniz onsekizinci asır ortalarına kadar ikibuçuk asır bu durumu muhafaza ederek 1768 de başlayıp altı sene süren Osmanlı - Rus muharebesi 1774 deki Kaynarca muahedesiyle Kerç, Yenikale ve Azak Denizi'nin Ruslara terkiyle Karadeniz'deki Osmanlı hâkimiyeti elden çıkarak Karadeniz'de Ruslar'ın da hissesi olduğunu kabule mecbur olmuştur.
Türk Şehircilik Tarihinden: Hatun Şehirleri
Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 175 · Sayfa: 497-510 · DOI: 10.37879/belleten.1980.497
Özet
Tam Metin
Türk yaşayışında asıl hâkim olan unsur mücadeledir, savaştır. Bu mücadele önce tabiatla savaştır. Türk hayatı bir bakıma bu tabiatla savaşın içindedir ve onunla doludur. Bu savaşa bütün Türkler, kadın - erkek çoluk - çocuk katılırlardı. Bu savaşta, tıpkı günümüzde olduğu gibi, kadına da büyük işler düşerdi. Bu savaş başarılıp Türkler tek tek yaşamaya devam edince, bu defa diğer insanlarla, komşu kabile ve kavimlerle savaş kendisini gösterir. Bu mücadele, tabiatla savaştan biraz farklıdır. Artık buna kadınların iştiraki, eskisi kadar çok olmaz. Gerçi Türk kadınlarının bu tür mücadelelere iştiraki çok görülmüştür. Ancak Türk savaş geleneklerinde, kadınların bizzat muharebeye iştiraki açık ve devamlı bir özellik olarak görülmemektedir. Türk hayatında mücadele, böyle bir varolma kavgasının neticesi gibidir. Savaş, bu varolma kavgasının bir gereği olarak bütün hayatımızı doldurmuştur. Önceleri bir varolma kavgasının icabı olarak görülen savaşa, daha sonra insanların, özellikle Türklerin mutluluğu için girişilir oldu. Türk, kendisinin varolması için savaşmıştır. Gerçi bu gelenek daha sonraları, bilhassa İslâmiyetin kabulünden sonra "cihat" geleneği ile pek güzel uyuşmuştur. Bu şekilde, zaten doğduğundan beri mücadelenin içinde, yani asker olan Türkler, bu vasıflarını devam ettirdiler.
Kurtuluş Savaşında Demiryolculuk
Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 175 · Sayfa: 539-574 · DOI: 10.37879/belleten.1980.539
Özet
Tam Metin
Birinci Cihan Savaşında Çanakkale Boğazından geçmek için, o zamanın en güçlü donanmasiyle denizden; Gelibolu Yarımadasına çıkardıkları askerlerle karadan saldıran İngiliz ve Fransız kuvvetlerini, kahramanca savunmalariyle geri çekilmek zorunda bırakan Türkler; birlikte dövüştükleri devletlerin daha önce yenilgiyi kabul ederek silahlarını bırakmaları üzerine, 9.10.1918 tarihinde Mondros mütarekesini kabul zorunda kalmışlardı. Savaşarak geçemedikleri Çanakkale Boğazından mütareke uyarınca rahatça geçebilen düşman savaş gemileri, bu fırsattan yararlanarak, demir atıp kaldıkları İstanbul limanını ve Boğaziçi sularını tüm kaplamışlar, şehir'e askerlerini çıkarmışlar ve onu eylemli olarak işgal etmişlerdi. Mütarekeden yedi ay sonra, 15.5.1919 da İngilizlerin isteği ve desteği ile, Yunan ordusu İzmir'e girmiş yöresini de elde etmek amaciyle içerilere doğru yayılmağa başlamıştı 1. 3. Ordu Müfettişliği görevine gitmek üzere 16 5.1919 da vapurla yola çıkan Mustafa Kemal Paşa, 19.5.1919 da Samsun'da Anadolu toprağına ayak basmış ve yolu üzerindeki Amasya şehrinde yayımladığı bir bildiri ile Anadoluya geçişinin asıl nedenini ve asıl amacını Ulusuna ve dünyaya duyurmuş bulunuyordu.
İzvestiya Akademii nauk Tadjikskoy SSR, No: 2 (96) 1979. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 175 · Sayfa: 575-576
Özet
Tam Metin
1952'de Duşanbe'de yayımlanmaya başlayan derginin bu sayısı Buhara'lı büyük Türk bilgini İbni Sina'ya ayrılmıştır. Dergi Yazı Kurulu, felsefe, mantık, sosyoloji, yazın, dilbilimi, tabii bilimler ve tıbbın gelişmesine büyük katkısı olan seçkin bilgin İbni Sina'nın (980-1037) doğumunun 1000. yılının törenlerle kutlanması için UNESCO Genel Kurulu'nun özel bir karar çıkardığını belirtmektedir. Dergide yer alan ve 2 Şubat, 1979 tarihli "Pravda" gazetesinde yayınlanmış olan "Ya taynı razgadal" (Sırları Çözdüm) başlıklı yazıda, O. Latifi, İbni Sina hakkında Sovyetler Birliği'nde yapılan çalışmalardan kısaca söz etmektedir. Moskova, Duşanbe ve Buhara'da, İbni Sina'nın doğumunun 1000. yılını kutlama törenleri düzenlenecektir. Bu münasebetle, İbni Sina'nın seçme yapıtlarını içeren 10 cildin birincisi yayıma hazır bulunmaktadır. Rus ve Özbek dillerinde basılmış olan "Kitabül kanun fıttıb" Taşkent'te yeniden yayımlanacaktır. Ayrıca, İbni Sina'nın 270'i aşkın yapıtından elde bulunan 160 tanesi basılacaktır. Moskova'da, İbni Sina'nın seçme yapıtlarından oluşan bir kitapla birlikte, İbni Sina hakkında monoğrafik çalışma ve araştırmalar yayımlanacaktır. İbni Sina'nın şiirlerinden oluşan bir kitapla (Rus ve Tacik dillerinde) birlikte, İbni Sina hakkında halk arasında yaşayan efsanelerden oluşan bir kitap basılacaktır.
İftihar Madalyası
Belleten · 1980, Cilt 44, Sayı 175 · Sayfa: 535-538 · DOI: 10.37879/belleten.1980.535
Özet
Tam Metin
2 Rebiülâhır 1306 ve 24 Teşrinisâni 1304 senesinde II. Abdülhamid'in İrade-i Seniyyesiyle ihdas edilmiş olan bir madalyanın adıdır. Bu Madalya Devlete sadakat, şecaat ve hamiyyet ile hizmet etmiş bulunanlara mükâfat olarak verilmektedir. Madalya altın ve gümüşten yapılmıştır. Altını 27,48 Gr. ağırlığında, 30 mm. kutrunda ve binde 916 2/3 ayarındadır. Gümüşleri ise 17,1 o Gr. ağırlığında, 30 mm. kutrunda ve 830 ayarındadır. Madalyanın ön yüzünde: Güneş ışınları arasında, II. Abdülhamid'in Tuğrası bulunmaktadır. Bunun altında Osmanlı İmparatorluğunun arması görülmektedir. Madalyanın arka yüzünde ise: defne dallarından meydana gelmiş bir çelenk arasında bir boş saha bırakılarak, Madalyanın verileceği şahsın adı ve tarihi buraya hak olunacaktır