4034 sonuç bulundu
Uygulanan Filtreler
  • Türk Tarih Kurumu
Dergiler
Yayınlayan Kurumlar
Yayın Yılı
Yazarlar
Anahtar Kelimeler

Romanya'nın Sesi

Belleten · 1979, Cilt 43, Sayı 170 · Sayfa: 505-516 · DOI: 10.37879/belleten.1979.505
Tam Metin
Bu yazının başına koyduğum sözleri, Atatürk'ün 17 Mart 1937 günü kendisiyle Çankaya'da görüştüğü Romanya Dışişleri Bakanı Victor G. Antonescu onuruna Ankara - Palas'ta verdiği yemekteki konuşmasından aldım. Günümüz Romanya'sını yönetenlerin, en önde ülkenin Devlet Başkanı, Romanya Sosyalist Cumhuriyeti'nin bütün dünyada barışseverliği ile tanınmış, ün kazanmış, varlığını barışa adamış ; Çin - Rusya anlaşmazlığında karar verme özgürlüğünü zedelememiş ; doğu - batı ilişkilerinde doğru bildiği yolu seçmiş bir devlet adamı, Sayın Nicolae Ceauşescu olmak üzere, hiç kuşkusuz, bu sözleri bildiklerine; bizim Cumhuriyetimizde de, kısa yaşamında Türk ulusunun uygarlık dünyasındaki yerini alması, ilerlemesi, yitirdiği zamanları kazanması, barış içinde yaşaması için, Mustafa Kemal gibi gerçekten büyük bir insanın barış ve insanlık yolunda bu ülkede neler yaptığını da, belki bizden daha iyi bir biçimde ayrıntılarıyla izlemiş olduklarına inanıyorum.

Bozüyük Kasım Paşa Camii Kürsüsünün Sütun Kabartmalarıyla İlgili Bazı Yorumlar

Belleten · 1979, Cilt 43, Sayı 169 · Sayfa: 49-65 · DOI: 10.37879/belleten.1979.49
Tam Metin
Birçok seyahatnamelerde adı geçen Bozüyük'teki Kasım Paşa camii 935 H./1528 M. yılında Güzelce Kasım Paşa tarafından büyük bir yapı kompleksinin bir parçası olarak yapılmış ve ihtiva ettiği renkli sır tekniğindeki çinileriyle ün yapmıştı. Camide çinilerden başka, mihrap duvarının sağ köşesindeki kürsünün oturduğu dört kabartmalı sütun ayrıca önem taşır. Birkaç makaleye konu olan bu yapı, F. v. Taeschner tarafından incelenmiş ve yayınlanmıştır. Sütun kabartmaları ise R. M. Riefstahl tarafindan incelenmiş ve Taeschner'in makalesiyle birlikte Der Islam dergisinde tanıtılmıştır. Her iki ilim adamının da belirttiği üzre, sütunlar caminin yapımı ile aynı tarihten olmayıp, Güzelce Kasım Paşa'nın 922 H./1516 M. yılından 1520'ye kadar mutasarrıflığını yaptığı Hama şehrinden getirtilmişti. Sütun başlıklarının impost ve kasnak kısımlarındaki kitabeler Taeschner tarafından okunmuştur. Her iki kitabe de ufak bir farkın dışında aynı şeyi ifade etmektedir. İmposttaki kitabe : "Sultan el - Malik el - Muzaffer Takieddin Mahmûd bu mübarek mekânın inşasını emretti," der. Kasnakta ise mekân kelimesinin yerine "Dâr" kelimesi kullanılmıştır. İki kitabe arasındaki kelime farkı belli bir anlam taşıyor mu? yoksa, kasnak kısmında kitabeye ayrılan yerin azlığı mı böyle bir kelime değişikliğine sebep oldu, bilemiyoruz. Hattat'ın yeknesaklıktan kaçınması da söz konusu olabilir. Ancak, kitabede zikredilen şahsın Hama Eyyubilerinden Muzaffer II (626-42 H. /1229-44 M.) mi, yoksa, Muzaffer III (683-698 H./1248-98) mü olduğu kesinlik kazanmamıştır. Çünkü, her iki sultan da Malik el - Mansur I ve II adındaki Eyyubi sultanlarının oğludur ve kitabede tarih belirtilmemiştir.

Maşathöyük'te Eski Tunç Çağı

Belleten · 1979, Cilt 43, Sayı 169 · Sayfa: 1-20 · DOI: 10.37879/belleten.1979.1
Tam Metin
1973 yılından beri hocam Prof. Dr. Tahsin Özgüç tarafından yürütülen Maşat Höyük (eski Tapigga) kazılarında, 1975 yılından bu yana heyet üyesi olarak görev aldım. Maşat Höyük'de geniş ölçüde varlığı saptanan ve yer yer açığa çıkartılan Eski Tunç Çağı üstünde çalışmama ve buluntuları burada yayınlamama izin veren sayın hocama teşekkürlerimi sunarım. Tahsin Özgüç, önce, Maşat Höyük'de keşfedilen Hitit sarayının tam planı ile açığa çıkartılmasını, ondan sonra aşağı şehirdeki Hitit ve Eski Tunç Çağı şehirlerini incelemeyi amaçlamaktadır. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda, tepenin en yüksek kısmına kurulmuş olan Hitit sarayının yıkıntıları üstündeki iki Hitit yapı katı ile Demir Devrinin üç yapı katı incelenmiş ve saray ele geçtiği şekliyle yerinde bırakılmıştır. Tahsin Özgüç, sitadeldeki III. Hitit katını simgeleyen bu sarayın derin temellerinin yapımı sırasında, alttaki Eski Tunç Çağı yapılarının bozularak kaldırılmış olduğunu bildirmektedir. Ancak, bu geniş yapının avlusu ve kuzey revakının taban düzeyleri altındaki kesimlerde, Eski Tunç Çağı yapılarının kesik parçalar halinde korunduğu görülmektedir. Ayrıca, tepenin, sarayın kuruluş alanı dışında kalan kuzey - batı kesiminde, Eski Tunç Çağının son yapı katı, birinci kültür katı olarak ele geçmiştir. Bu durum, sitadelin bazı bölümlerinin, Hitit ve Demir Devri'nde boş alanlar halinde bırakıldığını göstermektedir.

I. Cihan Savaşında Kafkas Cephesinde Enver Paşa Tutsak Olmaktan Nasıl Kurtuldu?

Belleten · 1979, Cilt 43, Sayı 169 · Sayfa: 215-226 · DOI: 10.37879/belleten.1979.215
Tam Metin
I inci Cihan savaşında Kafkas cephesinde (Sarıkamış) dolaylarında cereyan eden savaşlar sırasında Enver Paşa da ı o uncu Kolordu komutanı Ziya Paşa'nın yerine yeni atanan Albay İsmail Hakkı Bey'in (kısa bir süre sonra paşa olmuştur) yanında bizzat harekatı idare etmekte idiler. Ruslar'ın aniden üstün kuvvetlerle Osmanlı hatlarını kuşatarak saldırdıkları ve birçok tutsak alarak toprak kazandıkları bilinmektedir. İşte bu savaşlar sırasında Osmanlı orduları Başkumandan vekili ve Harbiye Nazırı Enver Paşa bu kuşatma ve saldırı sonunda nasıl oldu da tutsak olmaktan kurtulabildi ? Bu olay şimdiye kadar tarih sayfalarına yansımamıştır. Olayın iç yüzünü aydınlığa kavuşturmak amacı ile bu yazıyı merhum büyük kardeşimin bazı notlarından ve bize anlattıklarından yararlanarak yazmağa karar verdim. I inci Cihan Savaşının başladığı yıllarda biz on kardeştik. Babam İstanbul'da Gureba Hastahanesi Başkâtibi İsmail Hakkı Efendi idi. Yukarıda adı geçen olayın kahramanı en büyük kardeşimiz (Doğumu 1888 - Ölümü 1971) Mülâzim-i evvel (Tahsin İsmail - Yenibahçe) idi. Kendisi 19 Ağustos 1908 (1324) de Harp okulunu birinciler arasında bitirmiş ve orduya Mülazim-i Sani olarak katılmıştır.

The Early Bronze Age at Maşat Höyük

Belleten · 1979, Cilt 43, Sayı 169 · Sayfa: 21-48 · DOI: 10.37879/belleten.1979.21
Tam Metin
Maşat Höyük (ancient Tapigga) has been excavated since 1973 under the direction of Prof. Dr. Tahsin Özgüç. I have been a member of the expedition since 1975 and would like to express my thanks to Professor Özgüç for permitting me to study and publish the Early Bronze Age material which is well represented at Maşat Höyük with diverse remains. The primary aim of Tahsin Özgüç is to expose the complete layout of the Hittite palace discovered at Maşat Höyük; the Hittite and the Early Brone Age settlements in the lower city will be studied subsequently. The excavations revealed that on the ruins of the Hittite palace, built on the summit of the hill, there were two Hittite building levels and three Iron Age building levels, which were studied carefully in order to preserve the palace in its original state. As Tahsin Özgüç reported, in the process of laying the deep foundations of the palace which represents the third Hittite building level at the citadel, the Early Bronze Age buildings below had been demolished and destroyed. However, isolated fragments of Early Bronze Age buildings appear below the floor level of the courtyard and of the northern colonnade of this extensive building. In the north - western section of the mound, which is outside the palace com.plex, the latest building level of the Early Bronze Age appeared as the first `cultural' level. Apparently some areas on the citadel were left free of construction during the Hittite period and the Iron Age.

Some Interpretations Concerning the Relief Decoration of the Column-Capitals of the Kursi in the Mosque of Bozüyük

Belleten · 1979, Cilt 43, Sayı 169 · Sayfa: 66-72 · DOI: 10.37879/belleten.1979.66
Tam Metin
The mosque of Kasım Pasha in Bozüyük has been mentioned in m.any travel books, and is famous because of its coloured - glaze fayance decorations. It has been constructed in 1528 as a part of a large building complex consisting of quest houses, kitchens and a kervansaray. A tile of the minber bearing an inscription that the bath was built in 1525 by Kasım Paşa indicates that there have been many changes in the mosque after a fire and it was re - built in the eighteenth - century, probably using the tiles of a bath, location of which is unknown. The most important part of the mosque is a kürsi on the left - hand corner of the mosque resting on four columns brought by Kasım Pasha from Hama, who was the governer (mutasarrıf) of that city during 1516 - 20. The most remarkable part of the columns is the carved decoration of the capitals containing vegetal, animal and human motifs. Its inscriptions bear the name and the titles of the Ayyubid ruler Sultan al - Malik al - Muzaffer Taqi al - Din Mahmûd, which indicates a date in the thirteenth century.

Amerikan Belgelerinde Türk Yazı Devrimi

Belleten · 1979, Cilt 43, Sayı 169 · Sayfa: 107-214 · DOI: 10.37879/belleten.1979.107
Ellinci yılını andığımız Türk yazı devrimi, zamanında, dış dünyada yankılar yapmıştır. Bu arada Amerika'da da ilgi uyandırmıştır. Türkiye'deki Amerikan Büyükelçiliği bu konuya önemle eğilmiştir. Vaşington'daki Amerikan Diplomatik Arşivlerinde Türk yazı devrimi üzerine epeyce belge bulunmaktadır. Amerikan Diplomatik Arşivleri Müdürü Sayın Milton O. Gustafson aracılığıyla bu belgelerin örneklerini sağladık. Kendisine burada teşekkürü borç biliriz. 12 Ekim 1927 günü güven mektubunu Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal'e sunarak Türkiye'de göreve başlayan Amerikan Büyükelçisi Joseph C. Grew, Arap harflerinden yeni Türk harflerine geçişimizi bir yıl boyunca yakından izlemiştir. 1928 yılı ortalarından 1929 ortalarına kadar Vaşington'a birçok rapor yollamıştır. Türk yazı devriminin nasıl hazırlandığını, nasıl başarıldığını, ne gibi sonuçlar verdiğini hükümetine anlatmıştır. Devrimin ellinci yılında bu belgeleri yayınlamak uygun görüldü.

Osmanlı Elçisi Ebubekir Ratip Efendinin Viyana Mektupları

Belleten · 1979, Cilt 43, Sayı 169 · Sayfa: 73-106 · DOI: 10.37879/belleten.1979.73
Tam Metin
Ebubekir Ratip Efendi, Osmanlı Devleti'nin Avusturya nezdine gönderdiği son muvakkat (ad hoc) elçi olmuştur. Ebubekir Ratip'in görevinin bitiminde yazdığı sefaretname ve takrirler, Avrupa'nın o tarihlerdeki askeri, idari ve mali örgütlenmesi hakkında çok ayrıntılı bilgileri kapsamış ve Padişah III. Selim'in ıslahat hareketlerine önemli ölçüde ışık tutmuştur. Arapça ve Farsça dillerini bilen, şair ruhlu, bilgili ve yaratıcı bir kişiliğe sahipti Ebubekir Ratip Efendi. Ebubekir Ratip, ıslahatçı Padişahının gerçek bir temsilcisiydi ve yeni bir diplomat tipini simgelemekteydi. Başka bir deyişle, Ebubekir Ratip Efendi, kendinden önceki elçiler gibi öncelikle usûl ve teşrifat sorunları üzerinde durmamakta; onu daha çok değişik kurumların örgütlenmeleri, bu örgütlerin yapısal sorunları ilgilendirmekteydi. Örneğin, Ratip Efendi Avusturya'da Askeri Akademi'yi ziyaret etmiş ve sefaretnamesinde Avusturya'nın askeri örgütlenmesi konusunda çok ayrıntılı bilgiler yer almıştı.

Kitaplardan Haber [Kitap Tanıtımı]

Belleten · 1979, Cilt 43, Sayı 170 · Sayfa: 517-522
Suriye'de 8 Mart 1963 darbesinin ardından iktidara gelen Baas Partisi'nin kurduğu yeni rejimin biçimlendiği 1963 - 1966 yıllarını kapsayan dönemde Suriye'de önemli toplumsal ve siyasal değişiklikler olurken, Baas Partisi'nin niteliği de büyük ölçüde değişime uğramıştır. Itamar Robinovich, Baas Partisi'nin özgün belgelerine, anılara, polemik kitaplarına, Arap basınına ve radyo yayınlarına dayanarak Suriye tarihinin bu fırtınalı ve önemli dönemini incelemektedir. Kitapta, sözkonusu dönemin kronolojisi saptanmakta, bu dönemi biçimlendiren sorunlar ve etkin güçler incelenmekte, bu değişiklik ve gelişmelerin önemi değerlendirilmektedir. Yazar, Suriye ordusunun önderleri ile Baas Partisi örgütü arasındaki kendine özgü bağıntı, Suriye ile Mısır ve Nasır arasındaki karmaşık ilişki ve Baas rejimi ile Suriye halkının arasındaki bölünmeye ağırlık vermektedir. Kitap, Suriye hükûmetlerinin listesi, Baas Partisi ve Suriye'nin önde gelen kişileri ile Baas Partisi'nin bellibaşlı ideolojik metninin ilk İngilizce çevirisinin yer aldığı ekleri de kapsamaktadır.

Türk Tarih Kurumu Genel Müdürü Uluğ İğdemir'in 80. Doğum Günü Töreninde Yapılan Konuşmalar

Belleten · 1979, Cilt 43, Sayı 170 · Sayfa: 523-535
Türk Tarih Kurumu Genel Müdürü Uluğ İğdemir'in 80. doğum günü nedeni ile 31 Mart 1979 Cumartesi günü saat 18 de Türk Tarih Kurumu konferans salonunda düzenlenen törene üçyüze yakın davetli katılmıştır. Törende yapılan konuşmaları sırasıyla aşağıya alıyoruz: