4009 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
- Türk Tarih Kurumu 4009
Yazarlar
- Salâhi R. Sonyel 45
- TAHSİN ÖZGÜÇ 43
- ARİF MÜFİD MANSEL 42
- SEMAVİ EYİCE 40
- Mahmut H. Şakiroğlu 38
- İ. HAKKI UZUNÇARŞILI 37
- U. BAHADIR ALKIM 36
- İlber Ortaylı 32
- AYDIN SAYILI 31
- Mücteba İlgürel 31
Anahtar Kelimeler
- Tarih 337
- Osmanlı 272
- Osmanlı İmparatorluğu 173
- Türkiye 148
- Osmanlı Devleti 138
- Türkler 137
- Anadolu 131
- Ottoman Empire 114
- Mustafa Kemal Atatürk 103
- Ottoman 99
Kitaplardan Haber [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1973, Cilt 37, Sayı 146 · Sayfa: 243-256
Özet
Bu kitap, George Ewart Bean ve Terence Bruce'in 1961 yılından 1968 yılına değin, Türkiye'nin güneyinde, gerek kıyı, gerekse dağlık iç bölgelerde aralıksız sürdürdükleri topografik ve epigrafik inceleme gezilerinin 1964-68 yılları arasındaki 4 yıllık süresini kapsamaktadır. Bean ve Mitford, Antalya, Alanya, Anamur, Karaman, Ermenek, Beyşehir, Mut, Dereköy dolaylarında, kimi zaman otomobil ve ciple, kimi zaman katırla ve yaya olarak yaptıkları gezilerde, tapınak, mezar vb. yazıtlarını incelemişlerdir. Kitapta, bu yazıtlar üstüne ayrı ayrı bilgi verilmektedir. Yazıtlara ilişkin 208 fotoğraf ve gezilerin kapsadığı bölgeleri gösteren 4 harita kitabın sonuna eklenmiştir.
İzmit Şehri ve Eski Eserleri Rehberi [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1973, Cilt 37, Sayı 145 · Sayfa: 133-134
Özet
Tam Metin
Belleten'in 143. sayıısında, İnsan Tümay imzalı bir yazıda, Dr. Nezih Fıratlı'nın "İzmit Şehri ve Eski Eserleri Rehberi" olumsuz bir tutumla eleştirilmektedir (Belleten 36, 1972, 403). Eleştiriyi okuduktan sonra, hakkında çok olumlu bir kanı taşıdığım "İzmit Rehberi"ni bir daha gözden geçirdim. Hemen şunu belirtmeliyim ki, bu ikinci okuyuştan sonra, kitabın bende bırakmış olduğu olumlu izlenim daha da güçlendi. Çünkü, yeniden gördüm ki, söz konusu olan yayın, Türkiye kentleri üzerine yazılmış olan rehberlerin en güzellerinden biridir. Rehber türündeki her yayın, birbirinden çok değişik konuları bir araya toplamasından dolayı büyük ölçüde bir derlemedir. Bu nedenle, yazarı, "başkalarından yararlanmıştır" diye kınamak doğru değildir. Hele bu yönde bir çok kimseden yardım gördüğünü ad vererek dile getiren bir yazarı suçlamak değil, alkışlamak gerekir. Kaldı ki, bu küçük rehberde başka yerde bulunmayan ve Dr. Fıratlı'nın uzun yıllar boyu yaptığı çalışmalara dayanarak ortaya koyduğu gözlemler vardır. Örneğin, Nymphaion, Agora, Kırkmeşe yeraltı mezarı, antik kuyu ve özellikle Müzede yer alan eserler üzerinde Dr. Fıratlı'nın verdiği bilginin önemli bir bölümü, başka hiç bir yerde mevcut değildir. Bu yönü ile söz konusu kitapçı k başarılı bir araştırmadır. Ayrıca, Dr. Fıratlı'nın İzmit Müzesinin kurulmasında da büyük hizmeti olmuştur. Bu nedenle, Dr. Nezih Fıratlı'yı övgü ile anmayı bir değerbilirlik gereği sayarım.
Kitaplardan Haber [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 1973, Cilt 37, Sayı 145 · Sayfa: 135-140
Özet
Londra Üniversitesine bağlı "School of African and Oriental Studies" ekonomi tarihi öğretim üyelerinden M. A. Cook'un, London Oriental dizisinde yer alan bu kitabı, Profesör Braudel'in, 16. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nda nüfus basıncının artmasına ilişkin sayının doğruluğunu araştırma amacına yöneliktir. Yazar, arşivleri inceleyerek bu nüfus artışının, 16. yüzyılın ikinci yarısında Anadolu'nun toplumsal ve siyasal tarihine ışık tutup tutamıyacağını araştırmaktadır. Kitabın önsözünde belirtildiği gibi, kaynak belgelerin ağır basan mali niteliği, kitapta mali sorunların geniş bir yer tutmasına yol açmıştır. Kitap şu bölümleri kapsamaktadır: I. Bölüm: Braudel'in Sayı : Eski Kanıtlar. II. Bölüm: Braudel'in Sayı : Yeni Kanıtlar. III. Bölüm: Nüfus basıncı ve Toplumsal Düzen. Ekler I: Araştırmalar. II: Nüfus. III: Arazi. (Kitabın bu bölümünde, Aydın Eli, Hamid Eli ve Rum Eline ilişkin araştırmalar, nüfus dağılımı, toprağın bölünmesi ve işlenmesi vb. açılarından değerlendirilmektedir). Kitabın sonuna Tablolar ve oldukça zengin bir bibliyografya ile, Aydın Eli, Hamid Eli ve Tokat Kazasına ilişkin haritalar eklenmiştir. A III-6000.
Prof. Albert Gabriel'in ölümü
Belleten · 1973, Cilt 37, Sayı 145 · Sayfa: 141
Özet
Kurumumuzun Şeref üyesi, İstanbul Üniversitesinin eski profesörlerinden, Fransız Arkeoloji Enstitüsü İstanbul Şubesinin eski müdürü, "Anadolu Türk Anıtları" adlı büyük eserin yazarı Albert Gabriel, 25 Aralık 1972'de, 89 yaşında, Fransa'da Bar Sur Aube şehrinde hayata gözlerini kapamıştır. Türkleri içtenlikle seven ve bu sevgisini hayatının sonuna kadar sürdüren A. Gabriel'in ölümü bizim için büyük kayıptır. Belletenin bundan sonraki bir sayısında biyografisi ve eserleri hakkında bir yazı sunacağız.
Uluslararası XXIX. Şarkiyatçılar Kongresi
Belleten · 1973, Cilt 37, Sayı 145 · Sayfa: 141
Özet
Uluslararası XXIX. Şarkiyatçılar Kongresi 16-22 Temmuz 1973'de Paris'te toplanacaktır. Kongreye katılmak isteyenler aşağıdaki adresten çağrı belgesi isteyebilirler: "XXIX Congrés International des Orientalistes Collège de France 11, Place Marcelin - Berthelot 75 - Paris - 5e - France"
XVI. yüzyılda Macaristan'da Padişah Haslarına Bağlı İki Şehir
Belleten · 1972, Cilt 36, Sayı 144 · Sayfa: 469-482 · DOI: 10.37879/belleten.1972.144-469
Özet
Tam Metin
Macaristan'daki Türk yönetimi çağının incelenmesi, daha önceki kuşakları da derinden derine uğraştırmıştır. Bununla birlikte, incelemeleri öyle iki çelişmeli görüşün ortaya çıkmasına yol açmıştır ki, etkilerini bugün bile tümüyle yitirmemiştir. Uğradığımız her yenilginin nedeninden yalnızca Habsburgları sorumlu tutan görüş; Türk yönetimindeki Macaristan'da serhat kaleleri yiğitlerinin karşılıklı hüner gösterilerinden, birbirleri ile yaptıkları kıran kırana düellolardan, birbirlerine kurdukları pusulardan, pazaryerlerine yapılan baskınlardan ve serüvenli yolculuklarından, kısacası romantik renklerle bezenmiş bir dünyadan başka bir şey görmek istememiştir. İkinci görüşün temsilcileri ise, Habsburgları savunurken durumu öylesine abartmalı, olumsuz bir biçimde canlandırmağa çalışmışlardır ki, bununla, okuyucuda, Türk süvarisinin atının ayak bastığı yerde bir daha ot bitmediği ve her şeyin yok olduğu inancını uyandırmışlardır. Bununla birlikte, biz burada, birbiriyle çelişmeli bu iki görüşün karşısında tarihsel bir gerçeği ispatlamak niyetinde değiliz. Bunun yerine, yalnızca arşiv araştırmalarımızın sonuçlarını, genişçe nesnel bir temel elde ederek Macaristan'daki Türk yönetimi çağı ile ilgili bir yargıda bulunabilmeleri için, dinleyicilerimize sunmak istiyoruz.
Some Persian Sources on the History of Turkey
Belleten · 1972, Cilt 36, Sayı 144 · Sayfa: 527-534 · DOI: 10.37879/belleten.1972.144-527
Özet
Tam Metin
The tremendous number of the known Oriental sources on the history of Turkey have not yet been studied sufficiently well. Their publication is not an easy thing. Many sources have not yet been brought to light, catalogued and described. It has been partly due to the fact that they are in libraries and private collections in many countries and not always are accessible ; some manuscripts have been enumerated in various catalogues, descriptions and publications, but there is hardly an institution in the world that would boast of an exhaustive collection of such publications. Therefore, any serious research work is possible only under the condition that the necessary composite reference materials are prepared. This makes it expedient to coordinate the efforts of historians of various countries aimed at the finding of manuscripts with the prospect of publishing a collective work discribing all existing sources on Turkey's history and at studying the most valuable sources and preparing of joint works on the problem of sources. Soviet scholars, Y. Borshchevsky and Y. Bregel among them already emphasized the necessity of the compilation of a bio - bibliographical work on the Iranian and Tajik manuscripts. In their article recently printed in the magazine "Peoples of Asia and Africa" these scholars offered their project of such a publication. A similar project could be adopted as the basis for the compilation of a composite reference work on the sources on Turkey's history.
Çağcıl İnsanın Kaynağı ve Çevresel Değişimler
Belleten · 1972, Cilt 36, Sayı 144 · Sayfa: 439-462 · DOI: 10.37879/belleten.1972.144-439
Özet
Tam Metin
2 Eylül - 5 Eylül 1969 tarihleri arasında Paris'te, UNESCO tarafından, `Kuaterner Çalışmaları Uluslararası Birliği (INQUA)' ile işbirliği sonucu ve INQUA'nın. gene Paris'te yapılmış olan VIII. Kongresini takiben düzenlenmiş olan bir kolokyumda, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen ve değişik bölgelerde çalışmakta olan araştırmacıların, günümüz insanının fiziki menşei ve bugünkü fizik formlara varışta çevre değişimlerinin biyolojik değişimlere etkenliği konusunda bir yaklaşık görüş birliğine varmaları olanağı yaratılmıştır. Konuşmalar, kolokyumun ana teması ile ilgili tebliğlerin aynen okunması şeklinde değil de, kısaca özetlendikten sonra hemen tartışmaya açılması şeklinde geçmiş, bu da doğal olarak zaman tasarrufu yanısıra çeşitli görüşlerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Böylece, dört gün süren kolokyum boyunca aşağıda kısaca belirtmeğe çalışacağımız konular üzerinde zaman zaman çok hareketli tartışmalar yapılmış ve dördüncü günün sonunda, bütün delegelerin ittifakı ile bir bilimsel bildiri kaleme alınmıştır.
Canikli Ali Paşa
Belleten · 1972, Cilt 36, Sayı 144 · Sayfa: 483-526 · DOI: 10.37879/belleten.1972.144-483
Özet
Tam Metin
XVIII. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğunda zenginliği, maiyyetindeki sekbanlar ve taraftarlarının çokluğu yüzünden sivrilerek sancak ve kaza idarelerinde söz sahibi olan bazı kuvvetli aileler vardı. Canikli lakabıyle tanınan Ali Bey de bu ailelerden birinin ferdidir. Ali Bey, Fatsalı Ahmed Ağa'nın oğludur. 1133 (1720-1721) yılında İstanbul'da doğmuştur. Babası dergâh-ı âli kapıcıbaşılarından idi. Gençliğinde kardeşi Süleyman ile birlikte Canik'e gitti. Orada devlet işlerinde tecrübe kazanarak, mülk edinmiş ve kardeşi Süleyman Paşa'dan sonra Canik muhassılı olmuştur. 1768'de başlayan Rus savaşları sırasında önemli hizmetleri görülmüştür. Hotin savaşında esir olacağı sırada Abaza Mehmed Paşa kendisini kurtarmıştı. Ordunun mağlubiyeti üzerine İsmail ve Tulca semtlerine uğrayarak Canik tarafına geçti. Sonra Rus savaşında gösterdiği başarılarından dolayı kendisine vezirlik rütbesi verilmiş, kendisine karşı olanlar da sonradan onun taraftarı olmuşlardı.