4009 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
- Türk Tarih Kurumu 4009
Yazarlar
- Salâhi R. Sonyel 45
- TAHSİN ÖZGÜÇ 43
- ARİF MÜFİD MANSEL 42
- SEMAVİ EYİCE 40
- Mahmut H. Şakiroğlu 38
- İ. HAKKI UZUNÇARŞILI 37
- U. BAHADIR ALKIM 36
- İlber Ortaylı 32
- AYDIN SAYILI 31
- Mücteba İlgürel 31
Anahtar Kelimeler
- Tarih 337
- Osmanlı 272
- Osmanlı İmparatorluğu 173
- Türkiye 148
- Osmanlı Devleti 138
- Türkler 137
- Anadolu 131
- Ottoman Empire 114
- Mustafa Kemal Atatürk 103
- Ottoman 99
Rus Tarih Yazıcılığında Kırgızlar (18. Yüzyılın İkinci Yarısı - 20. Yüzyılın Başı)
Belleten · 2012, Cilt 76, Sayı 277 · Sayfa: 775-792
Özet
Bu makalede 18. yüzyılın ikinci yarısında ve 20. yüzyılın başlarında Rus tarih yazıcılığında geçen Kırgızların tarihi ile ilgili eserler analiz edilmektedir. Kırgızlar ile ilgili problemleri ele alan müellifleri, çalışmalarına göre şarkiyatçı-araştırmacı, askeri araştırmacı, Rus seyyahları ve idari bürokratlar şeklinde dört gruba ayırmak mümkündür. Rus tarih yazıcılığında Kırgızların tarihi birçok alanda ele alınmış ve açıklanmaya çalışılmıştır. Kırgızlar ile ilgili problemleri aksettiren gazete ve dergilere, özellikle "Turkestanskiye Vedomosti" gazetesinin ve "Turkestanskiy Sbornik" adlı derginin külliyatındaki bilgiler değerlendirilmeye çalışılmıştır. Kırgızlar ile ilgili bilgi veren eserlerin verdikleri bilgiler ve buralardaki hatalı değerlendirmeler üzerine durulmuştur. Ayrıca günümüz Kırgız tarihinin aktüel konularına da değinilmiştir.
Cide ve Şenpazar 2009-2010 Yılı Arkeolojik Araştırmaları
Belleten · 2012, Cilt 76, Sayı 277 · Sayfa: 719-740
Özet
Kastamonu ili, Cide ve Şenpazar ilçelerinde gerçekleştirilmekte olan Cide Arkeoloji Projesi, Leiden Üniversitesi Arkeoloji Fakültesi, Glagow Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü'nün ortaklığında yürütülen uluslararası bir arkeolojik yüzey araştırmasıdır. Proje 2009 yılında başlatılmış olup 2011 yaz sezonuyla tamamlanması hedeflenmektedir. Çalışmalar kapsamında tarih öncesi çağlardan Osmanlı Dönemi'ne kadar tüm tarihi evreler detaylı bir incelemeye tabi tutulmaktadır. Başlıca hedefler yerel kültürün zaman içerisinde gösterdiği değişimi belgelemek ve farklı dönemlerde çevre bölgelerle olan sosyo-kültürel etkileşimlerin biçim ve etkilerini gözlemlemektir. Bu makalede 2009 ve 2010 sezonlarında elde edilen bulgular ve bunların incelenmesi sonucu varılan sonuçlar ele alınmaktadır. Daha önce sistematik bir arkeolojik araştırmanın yapılmamış olduğu bir yörede gerçekleştirilen bu çalışma, Anadolu'nun bu bölgesinin tarihi ve geçmiş kültürleri hakkındaki bilgilerimizi güncellememizi sağlamış, bölgede insanlık tarihinin tahmin edilenden çok daha önce başladığını ortaya koymuştur.
Hudâvendigâr Vilayetinde İpekböcekçiliğinin Canlandırılmasında Düyûn-ı Umumiyye İdâresi'nin Rolü
Belleten · 2012, Cilt 76, Sayı 277 · Sayfa: 905-950
Özet
19. yüzyılda Hudâvendigâr Vilayeti, Osmanlı Devleti topraklarında ipekböcekçiliği ve ipekçilik sektörünün en önemli merkezlerinden biridir. Avrupa'da yaşanan teknolojik gelişmelere ve taleplere bağlı olarak bu yüzyılda ipekçilik sektöründe önemli bir canlanma gözlenmiştir. Ancak 1860 yılı sonrasında ipekböceklerinde görülen hastalıklar sektördeki faaliyetleri durma noktasına getirince, Osmanlı hükümeti bu krizi çözmek için yoğun bir çaba içerisine girmiştir. Bir süre sonra Osmanlı Devleti'ne ait dış borçların yabancı alacaklılarca tahsili için Düyûn-ı Umumiyye İdâresi kurulunca, bu idare ipek öşrü gelirlerini toplama hakkını üzerine almıştır. Bu bağlamda gelirlerin artırılması yönündeki çabalar, ipekböcekçiliği sektörüne yön verecek ve sektörü yeniden canlandıracak yeni bir süreci başlatmıştır.
Mekân ve Müzik: Osmanlı Döneminde İstanbul'un Çokkültürlü Müzikli Eğlence Mekanları
Belleten · 2012, Cilt 76, Sayı 277 · Sayfa: 879-904
Özet
Kültürün bir unsuru olan müzik, yaratım ve tüketim açısından insanlar ve mekânlarla varolur. Müzik her tür mekânda sunulabilse de, farklı insanların müziği birlikte yaratıp, tükettikleri özel mekânlar vardır ki, bunlar müziğin kültürel unsurlarındandır. Bu mekânlar, aynı zamanda, müziğin yaratım, seslendirme ve tüketim şeklini belirler. Bizans'tan günümüze kent kültürü olgusunu temsil eden İstanbul, bu özelliğini çeşitli mekanlarda çokkültürlü olarak gösterir. Toplumsal ve müziksel çokkültürlüğün aynı anda bulunduğu yerler ise, İstanbul'un çeşitli eğlence mekânlarıdır. Bu çalışmada, Osmanlı döneminde İstanbul'daki mekan ve müzik ilişkisi, etnomüzikoloji disiplini içinde, kültürleşme ve çokkültürlülük bağlamında araştırılmış, yedi kapalı ve üç açık olmak üzere, on bir müzikli mekan türü ortaya çıkmıştır. Bu mekan türleri, kavramsal, tarihsel ve sosyo-kültürel yaklaşımlarla ayrı ayrı incelenmiştir.
Bolu Basınında Milli Mücadele
Belleten · 2012, Cilt 76, Sayı 277 · Sayfa: 973-1032
Özet
Mondros Mütarekesi'nin ardından İtilaf Devletleri'nin Anadolu'da başlattıkları işgal, mezalim ve katliam hareketlerine karşı Milli Mücadele'yi desteklemek üzere çıkan basın organları Türk milletinin sesi olmuştur. Dönemin olağanüstü koşulları altında türlü güçlüklere rağmen yayın hayatına devam eden bu basın organları arasında Bolu'da çıkan gazeteler de önemli bir yere sahiptir. Bu çalışmada; "milli birlik ve beraberlik", "hakimiyet-i milliye" ve "istiklâl-i tam" fikirleri etrafında Milli Mücadele lehine kamuoyu oluşturmak, halkı baş gösteren tehlikeler hakkında zamanında ve doğru haberlerle bilgilendirerek uyanık ve teyakkuz halinde tutmak üzere Bolu livasında çıkan Bolu, Dertli ve Türkoğlu gazeteleri ile bölgede Hürriyet ve İtilaf Fırkası'nın sözcülüğünü yapan Kürsî-i Millet gazetesi Milli Mücadele'ye yaklaşımları çerçevesinde ele alınmıştır.
Müsaderenin Sosyal ve Ekonomik Bir Analizi: 18. Yüzyıl Sonlarında Bursa'da Yapılan Müsadereler
Belleten · 2012, Cilt 76, Sayı 277 · Sayfa: 793-816
Özet
18. yüzyıl Osmanlı sosyal ve ekonomik tarihini ele alan çalışmalarda bu dönemde devletin önceki yüzyıllara nazaran daha yoğun bir şekilde müsadere yetkisine başvurduğu belirtilmektedir. Özellikle de 1770 sonrasında bir artıştan bahsedilmektedir. Ancak bu dönemdeki müsadere uygulamalarındaki değişiklikleri ve sonuçlarını analiz eden bir çalışma bulunmamaktadır. Bu makalede 1770-1800 döneminde Bursa'da yapılan müsadereler ele alınmıştır. Müsaderenin devlet tarafından nasıl gerekçelendirildiği, nasıl bir takibatın olduğu, kaç kişinin servetine el konulduğu ve bu işlemin sonraki kuşaklar üzerindeki etkileri cevaplanmak istenen sorulardır. Araştırmada kaynak olarak konuyla ilgili literatür haricinde Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nden tespit edilen belgelerden ve Bursa Kadı Sicilleri'nden yararlanılmıştır.
MICHAEL REYNOLDS, Shattering Empires, New York: Cambridge University Press, 2011. Pp. xiii+303, 25 plates, 5 maps, select biblio., index. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2012, Cilt 76, Sayı 277 · Sayfa: 1033-1036
Özet
Shattering Empires is an expansion of Michael Reynolds' unpublished 2003 doctoral dissertation drafted at Princeton University under the supervision of Professor Şükrü Hanioğlu. The book is about the story of the rivalry and fall of the Ottoman and Russian empires in 1908-1918. It argues that "geopolitical Competition and the emergence of a new global interstate order provide the key to understanding the course of history in the Ottoman-Russian borderlands in the twentieth century" (p. i). The monograph is thematically rather than chronologically arranged and the descriptive-analitical account is divided into eight chapters.
The Roman Imperial Cult in Smyrna
Belleten · 2012, Cilt 76, Sayı 276 · Sayfa: 385-402
Özet
The origins of the imperial cult in Smyrna date back to the Hellenistic period. It is a fact that political concerns were effective in the generation of such cults. Predicting the super power of the future and proving to be a loyal ally whilst acting in satisfactory behaviors were essential factors. The right preference made between two fighting or contending powers ensured that a city would benefit from various privileges in the future. For example, Symrna, which had established a cult in the city previously on behalf of Stratonice, the mother of Antiochus II of Seleucid dynasty, would do the same by building a temple in the name of the dty of Rome for the first time in Asia in 195 BC, after recognizing the rising power. Later on, while giving permission to the provinces that wanted to establish an imperial cult, the Roman emperors and the Senate would consider first, their relationships with Rome in the past and second, their origins. Smyrna, building its relationships with the Roman state on a solid basis, was granted the title of neokoros three times by the Roman Emperors Tiberius, Hadrianus and Caracalla, respectively. In this essay, the development of the Roman imperial cult in Smyrna is discussed within the historical process outlined above. An attempt has been made to put forth new opinions about the issue by discussing the academicians' evaluations on the imperial cult, which apparently was effectively executed in Smyrna between the first and third centuries AD, with the support of epigraphic and numismatic evidences.
Afyonkarahisar Emre Sultan Zâviyesi ve Türbesi
Belleten · 2012, Cilt 76, Sayı 276 · Sayfa: 455-468
Özet
Emre Sultan Zâviye ve Türbesi, Afyon'un İhsaniye ilçesine bağlı Döğer kasabasında, Döger Çayıyla beslenen Emre Gölü'nün güneydoğusunda, Frig kaya anıtlarının yakınındadır. Bu yerleşim yeri Friglerden 19. yüzyıla kadar bir tapınma ve inanç merkezi olma özelliğini kesintisiz olarak devam ettirmiştir. Emre Gölü'nün kenarındaki mevcut buluntulardan ve arşiv belgelerinden tespit edilen, gölle aynı adı taşıyan Emre Sultan Köyü, H. 1196 (M. 1781)'da Karahisâr Mutasamfi Bekir Paşa'nın tutumu sonucu ortadan kalkmıştır. Bu durumdan köy halkıyla beraber Emre Sultan Zâviyesi de olumsuz bir şekilde etkilenmiştir. Mutasarrıf Bekir Paşa köyün halkını gizli ayin tertip etmekle ve şekâvetle suçlamış, on bir kişinin başlarını kestirip İstanbul'a yollamış, duruma isyan eden halkı da zâviyenin içine kapatarak ateşe vermiş, bir köyün ortadan kalkmasına ve zâviyenin bazı mekânlarının tahrip olmasına ve yıkılmasına neden olmuştur. Arşiv belgelerine göre zaviye başlangıçtan beri heterodoks inancına aittir ve II. Mehmed döneminden beri Bektaşi tarikatıyla ilişkilidir. Anadolu Türk dönemi arkeolojisiyle ilgili çalışmalara katkıda bulunacağını düşündüğümüz bu makaleyle, mimarisinden ve arşiv belgelerinden yola çıkılarak Emre Sultan Köyü ve Zâviyesi'nin tarihi aydınlatılmaya çalışılmış, üzerinde şimdiye kadar durulmamış, büyük olasılıkla 14. yüzyılın sonlarına ait olan zâviyeye ilişkin tespitlerin bilim dünyasına tanıtılması amaçlanmıştır.
Kappadokia Bölgesi’nden Tapınak Planlı Bir Anıt Mezar: Kayseri-Felahiye Mezar Anıtı
Belleten · 2012, Cilt 76, Sayı 276 · Sayfa: 369-384
Özet
Bu çalışmada, Roma İmparatorluk Dönemi'nde Kappadokia Eyaleti sınırları içerisinde yer alan, günümüzde Kayseri İli, Felahiye İlçesi'nin yaklaşık 7 km kuzeybatısında, vadiye bakan bir tepe üzerinde inşa edilmiş olan mezar anıtı arkeolojik açıdan İncelenmektedir. M.S. 2. yüzyılın ikinci yansında, tetrastyl prostylos tapınak planlı olarak inşa edilmiş olduğunu saptadığımız, bir podyum üzerinde yükselen dikdörtgen formlu mezar anıtının pronaos kısmı yıkılmıştır. Anıtın iç mekanı - naosu ile tonoz üst örtüsü büyük oranda korunarak günümüze kadar ulaşmıştır. Yapının duvarları, birbirlerine kenetlerle bağlanmış rektagonal mermer bloklarla inşa edilmiştir. Dış cephenin dört köşesi korinth başlıklı pilasterlerle vurgulanmıştır. Pilaster başlıkların üst hizasından itibaren, tüm dış cephe boyunca devam eden mzto-friz blokları ile diş sırası, konsollu geison, sima blokları yer almaktadır. 1909 yılında, H. Gregoire'ın Kappadokia'ya yaptığı seyahat sonrası birkaç fotoğraf ile yayınlamış olduğu, anıtsallığı, mimari-teknik özellikleri ile Anadolu Roma Dönemi tapmak biçimli mezar anıtlarına güzel bir örnek olan bu yapı için, yeni verilere ve araştırma sonuçlarına dayanan restitüsyon önerisi bu çalışmayla sunulmaktadır.