4009 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
- Türk Tarih Kurumu 4009
Yazarlar
- Salâhi R. Sonyel 45
- TAHSİN ÖZGÜÇ 43
- ARİF MÜFİD MANSEL 42
- SEMAVİ EYİCE 40
- Mahmut H. Şakiroğlu 38
- İ. HAKKI UZUNÇARŞILI 37
- U. BAHADIR ALKIM 36
- İlber Ortaylı 32
- AYDIN SAYILI 31
- Mücteba İlgürel 31
Anahtar Kelimeler
- Tarih 337
- Osmanlı 272
- Osmanlı İmparatorluğu 173
- Türkiye 148
- Osmanlı Devleti 138
- Türkler 137
- Anadolu 131
- Ottoman Empire 114
- Mustafa Kemal Atatürk 103
- Ottoman 99
KATİP ÇELEBİ, Tuhfetü'l-kibâr fi esfâril-bihâr (Deniz Seferleri Hakkında Büyüklere Armağan), Haz. Prof. Dr.İdris Bostan, T.C. Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı Yayını, Ankara 2008, 7-56 Önsöz, Kâtip Çelebi, Eser hakkında, +59-154 Metin, notlar, +155-196 haritalar, pusulalar, sözlük, bibliyografya, dizin +199-460 tıpkıbasım. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2010, Cilt 74, Sayı 269 · Sayfa: 243-246
Özet
Osmanlı Beyliği kuruluşundan itibaren denizciliğe ve tersanelerin tesisine büyük önem vermiştir. Bunda Bizans'ı n donanma gücünün etkisi düşünülmelidir. Beyliğin karada gelişip inkişaf etmesiyle denizcilikte de önemli gelişmeler oldu. İstanbul'un fethi denizlerde de güçlü olmayı zorunlu hale getirmişti. Bunun ilk işareti tersanenin Gelibolu'dan İstanbul'a taşınmasıdır. İmparatorluk ordusunu Viyana'ya yönlendirirken donanmasını da paralel olarak Akdeniz ortalarına gönderiyordu. Bu cümleden olarak Girit Seferi açıldığı zaman hiç şüphesiz Doğu Akdeniz'in güvenliği düşünülüyordu. Zira güçlü Venedik donanması veya Girit'e kadar uzanan Avrupalı donanmalar Osmanlı sularını tehdit ediyordu. XVII. yüzyıl başlarında Osmanlı donanması= önemli başarıları olmakla beraber denizciliğe verilen önemin azaldığı da fark edilmektedir. XVII. yüzyıl Osmanlı aydım ve tarihçisi olarak Kâtip Çelebi bu durumu teşhis edip Tuhfetü'l-kibâr'ı kaleme almış olmalıdır. Değişik alanlarda eserler kaleme alıp Fezleke'yi de telif eden müellifimiz özellikle denizciliğe ait bir eser hazırlaması dikkat çekicidir.
ROBERT FINLAY, Venice Besieged. Politics and Diplomacy in the Italian Wars, 1494-1534, 2008, nâşiri: Ashgate. Müellifin 10 tane araştırmasının bir sonuç ve dizin ile beraber tıpkıbasımı bulunmaktadır. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2010, Cilt 74, Sayı 269 · Sayfa: 247-248
Özet
Venedik Cumhuriyeti'nin tarihi üzerinde yaptığı araştırmaları ile tanınan müellifin on tane çalışmasının bir cilt içinde topluca ortaya konulması ve nâşirinin geleneğine göre bir sunuş ve dizin de eklenmesi sonucu oluşmaktadır. Venedik Cumhuriyeti tarihinin en parlak ve yaratıcı olduğu XVI. yüzyıla ait pek çok belgenin bulunması, bunların tahlili ve ciddi neşirlerinin meydana getirilmesi, birbirinden değerli araştırmaların yayımlanmasına yol açmaktadır. Elimizdeki kitap da muhtelif zamanlarda neşredilmiş makaleleri bir araya getiriyor. Her ne kadar başlıkta bir an için Türk veya Osmanlı tarihine ait doğrudan atıf yapılan konular görünmez ise de, XVI. yüzyıl için kaleme alınan Venedik ile ilgili çalışmalarda Türk sorununa muhakkak temas edilir. Devrinin süper gücü sayılan Osmanlı Devleti ile mücadelesini asla eksik etmeyen Venedikliler diplomasi alanında gösterdikleri basiretli tutum, muhtelif vesileler neticesinde kaleme aldıkları eser, rapor, gözlem, sırlar, veriler sayesinde etkinliklerinin hatıralarını yaşatırlar.
ANNELIESE PESCHLOW-BINDOKAT, Feldforschungen im Latmos, Milet Band III, 6, 2005, 62 sayfa, 129 levha, 4 plan. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2010, Cilt 74, Sayı 269 · Sayfa: 253-258
Özet
Milet dizisi 3. serisinin 6. cildi olarak yayınlanan bu çalışma, adını bölgedeki Beşparmak (Latmos) Dağı'ndan alan ve Hellenistik dönem kenti Herakleia'nın öncülü olan Latmos yerleşimini konu almaktadır. Latmos bölgesindeki ilk arkeolojik incelemeler 1905 yılında Theodor Wiegand tarafından, Milet kazıları kapsamında gerçekleştirilmiş ve sonuçları yine Milet dizisinde yayınlanmıştır. I. Dünya Savaşı dolayısıyla kesintiye uğrayan çalışmalara 1974 yılında yeniden başlanmıştır. Herhangi bir kazı çalışması gerçekleştirmeden, sadece yüzeyde görünür halde bulunan kalıntıların belgelenmesi ve değerlendirilmesinin amaçlandığı bu yeni dönem çalışmaları 1976-1979 yılları arasında Alman Araştırma Kurumu (DFG) tarafından finanse edilmiş olup 1984'den beri Alman Arkeoloji Enstitüsü (DAI) tarafından desteklenmektedir. incelenen eser, Latmos yerleşmesini keşfeden mimar Fritz Krischen'e adanmıştır. Krischen, Herakleia surları hakkındaki çalışmasında bu alanda Herakleia kentine ait erken dönem yerleşiminin olabileceğini belirtmiş ve bu görüşü son yıllarda gerçekleştirilen arazi çalışmaları sırasında günümüz araştırmacıları tarafından doğrulanmıştır.
Akdeniz Sosyal Tarihinin Bir Kaynağı Olarak Kahire Genize Vesikaları
Belleten · 2010, Cilt 74, Sayı 269 · Sayfa: 227-242
Özet
Tam Metin
Klasik Ortaçağ Akdeniz ülkeleri tarihi üzerinde çalışanlar, bu dönemlere ait, İslâm ülkelerindeki arşivlerin yokluğundan şikâyet etmektedirler. Avrupa'da, kilise, feodal lordlar, şehirler ve loncalar gerek mülkiyet hakları gerekse başka maksatlarla vesikalarını muhafaza etmişlerdir. Bu dönem için, İslâm ülkelerinde, bu türden hiçbir vesika bulunmamaktadır1. Şimdi artık, siyasi tarihin ana hatlarını ve yönetici sınıfın hayatını bir dereceye kadar arkeoloji, epigrafi ve meskûkâtla desteklenen yazılı kaynaklarla, meselâ tarihî binalar, alet-edevat, kitabeler ve meskûkâtın yardımıyla yeniden inşa etmek mümkündür. Bununla beraber, özellikle orta ve aşağı sınıfları ve sosyal ve ekonomik tarihi, mektuplar, senetler ve bu sınıfa mensup şahıslardan gelen kayıtlar gibi vesikaların yardımı olmadan çalışmak çok zordur.
Hanedân-ı Saltanat Nizamnâmesi ve Uygulanması
Belleten · 2010, Cilt 74, Sayı 269 · Sayfa: 181-226
Özet
Tam Metin
Osmanlı hanedan üyelerinin sosyal hayatını, yaşayışını ve aile hukukuyla ilgili bazı meselelerini düzenleyen ilk nizamname 16 Kasım 1913 tarihinde çıkarıldı. Nizamname, hanedan azasını ilgilendiren birçok meseleyi etraflıca ele almaktaydı. Düzenlemede yer alan hususların önemli bir kısmı teamül-ü kadimden olup bazıları ise kendi devrinde ortaya çıkan bir takım sorunların çözümüne yönelik yeni konulardı.
İzmir Bölgesi Orta Tunç Çağı Seramiği
Belleten · 2010, Cilt 74, Sayı 269 · Sayfa: 1-70 · DOI: 10.37879/belleten.2010.1
Özet
Tam Metin
Anadolu M.Ö. 2. binin başında Assurlu tüccarlarla birlikte yazıyı kullanmaya başlayarak yazılı tarihe geçmiştir. Orta Anadolu'da Assur Ticaret Kolonileri Çağı olarak, diğer bölgelerde ise Orta Tunç Çağı olarak tanımlanan bu dönemde, Anadolu'da şehir devletleri kurulmuştur. Bu dönemde yazıyı kullanmayan Batı Anadolu Bölgesi'nin siyasi yapısı ile ilgili bilgilerimiz henüz olmamakla birlikte, arkeolojik kazı ve araştırmalarda ortaya çıkarılan gerek mimari, gerekse seramik, maden ve diğer buluntular, bölgede çok gelişmiş bir kültürün yaşandığını ortaya koymuştur. Batı Anadolu'da özellikle son yıllarda İzmir'de yoğunlaşan kazılar, Batı Anadolu Orta Tunç Çağı kültürünün tanımlanmasında önemli rol oynamıştır.
Batı Anadolu’da Çekirge Felâketi (1850-1915)
Belleten · 2010, Cilt 74, Sayı 269 · Sayfa: 127-180 · DOI: 10.37879/belleten.2010.127
Özet
Tam Metin
İnsanoğlu, tarih boyunca hayatını tehdit eden değişik doğal afetlerle karşı karşıya kalmıştır. Bu felaketleri, yer, atmosfer ve biyolojik kökenli olarak sınıflandırmak mümkündür. Yer kökenli olanlara deprem; atmosfer kökenli olanlara don, dolu, sel, soğuk, yıldırım, kuraklık, sis, aşırı kar; biyolojik kökenli olanlara da salgın hastalıklar ve zararlı haşerelerin sayısındaki aşırı artış örnek olarak verilebilir1 . Bu afetlerden bir kısmı sadece belirli bir coğrafya ile sınırlı kalırken bir kısmı da geniş alanlara sirayet ederek tahribata sebep olabilmektedir. Felaketlerden bazısı can, bazısı mal kaybına neden olurken, bazısı da her iki türden kayıplara yol açabilmektedir.
Pljevlja'da (Taşluca) Nüfusun Yapısı -15. Yüzyılın İkinci Yarısı ve 16. Yüzyıl-
Belleten · 2010, Cilt 74, Sayı 269 · Sayfa: 113-126 · DOI: 10.37879/belleten.2010.113
Özet
Tam Metin
Bu çalışmada amaç, 15. yüzyılın ikinci yarısı ve 16. yüzyıl Osmanlı tahrir defterlerine dayanarak Pljevlja'nın Plyevlya 1 demografik gelişimini ve söz konusu dönemde nüfusun dinsel ve üretimsel yapısını ortaya koymaktır2. Pljevlja, 15. yüzyılın sonlarında3, Dubrovnik'ten İstanbul'a giden önemli ticaret yolu olan Carigrad İstanbul karayolunun geçtiği bölgede kurulmuştur4. Bu mevki onun, Ortaçağ Bosna Krallığında ve daha sonra Osmanlı Devleti'nde, Adriyatik kıyılarıyla ve Niş ve İstanbul karayolu üzerinden geniş bir ticarî merkezler yelpazesiyle milletlerarası temasını sağlamıştır.
Karadeniz’de İlk Ruslar ve Şarkel’in İnşası
Belleten · 2010, Cilt 74, Sayı 269 · Sayfa: 71-112 · DOI: 10.37879/belleten.2010.71
Özet
Tam Metin
Elimizde 830'ların sonundan bahseden dört kaynak ve iki haber var. Bu haberler ilk bakışta birbiriyle alakasız görünüyor, yan yana koyunca da çelişiyorlar. Ama ikisini birlikte düşünmemiz lazım. Birinci haber Hazarların Don nehri üzerinde Bizans yardımıyla Şarkel1 adlı bir kale yaptırdıkları iddiasını içeren Bizans iddialarıdır ve üç eserde geçer.