4034 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
- Türk Tarih Kurumu 4034
Yazarlar
- Salâhi R. Sonyel 45
- TAHSİN ÖZGÜÇ 43
- ARİF MÜFİD MANSEL 42
- SEMAVİ EYİCE 40
- Mahmut H. Şakiroğlu 38
- İ. HAKKI UZUNÇARŞILI 37
- U. BAHADIR ALKIM 36
- İlber Ortaylı 32
- AYDIN SAYILI 31
- Mücteba İlgürel 31
Anahtar Kelimeler
- Tarih 338
- Osmanlı 273
- Osmanlı İmparatorluğu 173
- Türkiye 148
- Osmanlı Devleti 139
- Türkler 137
- Anadolu 132
- Ottoman Empire 114
- Mustafa Kemal Atatürk 103
- Ottoman 100
Osmanlı Devleti'nin Son Döneminde Uşak'ta Halıcılığın Makineleşme Süreci
Belleten · 2007, Cilt 71, Sayı 260 · Sayfa: 65-98
Özet
Tam Metin
Orta Asya'dan Anadolu'ya göç ederken Türklerin beraberinde getirdikleri halıcılık sanatını, XIII. yüzyılın üçüncü çeyreğinde iskânın şekillendiği tahmin edilen Uşak yöresinde yaşattıkları bilinmektedir. Uşak ve civarına yerleşen Türkmen ve yörük aşiretlerinden Kınıklı, Kaçar, Karakeçili, Kızılkeçili ve Tekeli gibi boylar, Orta Asya kökenli olan halıcılığı ayakta tutarak, XVI. yüzyılda burasını bir halı merkezi haline getirmişlerdir. El sanatı şeklinde gelişen dokumacılığın önemli bir kolunu teşkil eden halıcılık, yörede ev ve aile dışına taşmadan her ailenin kendine ve kızına gerekli olan halı, kilim, sandık ve yün örtüsü imâl etmesi ile aşama kaydetmiştir.
A Shameful Act: The Armenian Genocide and the Question of Turkish Responsibility, by Taner Akçam. New York: Metropolitan Books/Henry Holt & Company, 2006. x + 376 pages. Notes to p.464. Index to p.483. $ 30.00(hardback) [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2007, Cilt 71, Sayı 260 · Sayfa: 223-240
Özet
Taner Akçam peremptorily writes that the title of his book "A Shameful Act" is a quotation from a speech on Armenian genocide delivered by Mustafa Kemal Atatürk at a session of the Grand National Assembly of Turkey on 24 April 1920 (pp.12-13, 335-336 and 348).The choice of title no doubt reflects the author's desire to give indication of the contents of his work. Yet the above words were not actually used by the founder and the first president of the Turkish republic with regard to the Armenian relocations of 1915, but pronounced pertaining to the claims of the Allied powers on these events.This is a deliberately intriguing and provocative venture, whose essential thesis is revealed in its subtitle.
Prof. Dr. Ali Haydar Bayat'ın Anısına (26 Ağustos 1941 - 3 Ağustos 2006)
Belleten · 2007, Cilt 71, Sayı 260 · Sayfa: 241-260
Özet
Ali Haydar Bayat 1941 yılında İzmir'de doğdu. Ortaöğrenimini İzmir (1962), yüksek öğrenimini, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde (1962-1968) yaptı. 1970 yılında Ege Üniversitesi İç Hastalıkları Kürsüsü'nde ihtisasa başladı. 1974'te İç Hastalıkları uzmanı olduktan sonra aynı klinikte baş asistan olarak çalışırken, 1976 yılında Tıp Tarihi ve Deontoloji Kürsüsü'ne geçti ve bu alandaki ihtisasını 1978'de tamamlayarak Tıp Tarihi ve Deontoloji uzmanı, 1979'da doçent, 1988'de profesör oldu. Ali Haydar Bayat evli olup biri erkek (1973), diğeri kız (1980) iki çocuk babası idi.
Batı Anadolu'nun Dünya-Ekonomiyle Bütünleşme Sancıları ve Gayrimüslim Tebanın Rolü (1876-1908)
Belleten · 2007, Cilt 71, Sayı 260 · Sayfa: 99-160 · DOI: 10.37879/belleten.2007.99
Özet
Tam Metin
İlgili dönem hem Avrupa hem de Osmanlı'daki ekonomik gelişmeler açısından oldukça önemli sayılabilecek bir devredir. 1838 Balta Limanı Ticaret Sözleşmesiyle Osmanlı Devleti 'Dünya-Ekonomi' için bir çevre ülke namzedi haline gelmiş bulunuyordu. Yarı sömürgeleşme olarak nitelendirilebilecek bu süreçle, modernleşme sürecinin başlangıcı kabul edilen Tanzimat arasında bir ilgileşim kurmak her zaman mümkün olsa bile, meselenin bizi ilgilendiren yönü daha ziyade ekonomik ilişkiler olduğu için şimdilik bunun üzerinde durulmayacaktır. Fakat burada işaret edilmesi gereken önemli bir nokta; anlaşma öncesine takaddüm eden bazı askeri ve siyasi gelişmelerle, bu anlaşma arasında kurulabilecek doğrusal ilişkilerdir (Kıray, 1993: 76 vd.). Osmanlı devlet ricali, muhtemelen bu imtiyazların ilgili ülkelere ve bilhassa İngiltere'ye sağladığı avantajlarla, Osmanlı toprak bütünlüğü arasında doğrudan doğruya bir çıkar ilişkisi kurmuş olduğu için (Kasaba,1993: 34); ülke güvenliği açısından bu tarz bir politik yaklaşımı, yegâne çıkar yol olarak görmüş olmalıdır.
Patnos'ta Açığa Çıkarılan Urartu Stelleri
Belleten · 2007, Cilt 71, Sayı 260 · Sayfa: 5-18 · DOI: 10.37879/belleten.2007.5
Özet
Tam Metin
Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan Ağrı iline bağlı Patnos ilçesi, önemli Urartu yerleşmelerine sahip olması ile tanınmaktadır. Bu merkezlerden biri olan Kot Tepe, arkeoloji dünyasına "Aznavur" adı ile tanıtılmıştır (Harita 1). Yörenin kaçak kazılarla tahrip edilmesi üzerine başlatılan arkeolojik çalışmalar, yerleşim yerinin tepe kısmında Urartu panteonunun baş tanrısı Haldi'ye ait olduğu düşünülen bir tapınağın açığa çıkarılması ile sonuçlanmıştır. Söz konusu tapınakla ilgili araştırmalar sonraki yıllarda da devam etmiştir. Ayrıca, tepenin yaklaşık 7 km doğusunda bulunan ve arkeoloji dünyasına "Giriktepe" (Değirmentepe) adı ile tanıtılan Giresor Tepe'de de bir Urartu sarayı saptanmıştır.
RUMELİ KADILIKLARI VE RÜTBELERİNE DAİR 1253/1837 TARİHLİ BİR YAZMA
Belgeler · 2007, Cilt XXVIII, Sayı 32 · Sayfa: 11-56
Özet
Tam Metin
Bu çalışma ile Süleymaniye Kütüphanesi Esad Efendi Kitaplığı’nda bulunan 1837 tarihli, Rumeli kadılıklarına ve rütbelerine dair bilgiler içeren yazmanın tanıtımı ve latin harflerine aktarımı hedeflenmiştir. Transkripsiyonuna geçilmeden önce, yazma tanıtılacak ve literatürdeki benzer yayınlara değinilmek suretiyle değerlendirilmeye çalışılacaktır.
XIX.YÜZYILIN İKİNCİ YARISINDA ANADOLU'DAKİ ERMENİ TERÖRÜ (Diyarbakır, Arapgîr, Harput, Merzifon, Havza, Amasya ve Malatya'da Meydana Gelen Ermeni Ayaklanmaları Hakkında Bir Lâyiha
Belgeler · 2007, Cilt XXVIII, Sayı 32 · Sayfa: 57-79Bosna-Hersek'te Toprak Rejimi: Eshâb-ı Alâka ve Çiftçiler Arasındaki İlişkiler (1840-1875)
Belleten · 2006, Cilt 70, Sayı 259 · Sayfa: 867-902
Özet
Tam Metin
Tüm dönemler itibariyle tarımsal yapıların egemen olduğu Osmanlı Devleti'nde, toprak sahipliği ve dolayısıyla toprak sahipleriyle toprak üzerinde çalışanlar arasındaki ilişkiler her zaman önemini korumuş bir meseleydi. Devletin geleneksel politikası, toprakların belirli kişilerin elinde birikmesini engelleme anlayışına dayalıydı. Nitekim uzun yıllar tımar sisteminin başarıyla uygulanması, toprağa dayalı soylu bir sınıfın veya Batılı anlamda bir feodal yapının ortaya çıkmasına mani olmuştu. Ancak bazen tımar düzenine referans yapılarak, siyasal, ekonomik ve sosyal ilişkilerin bölgesel yönüyle ve bölgesel ilişkilerin siyasal, ekonomik ve sosyal yönleriyle tanımlanabilecek bir feodalizmin Osmanlı Devletinde de var olduğu iddia edilse bile, Osmanlı tımarının ortaçağ feodalitesinden çok farklı yönlere sahip olduğu aşikardır.
Gazneli Ordusunda Görev Alan Hintliler
Belleten · 2006, Cilt 70, Sayı 259 · Sayfa: 833-844
Özet
Tam Metin
Gazneli Devleti kurulduktan hemen sonra hükümdarlar Hindistan seferlerine başlamış ve bu kıtadaki insan kaynağından askeri yönde de faydalanmışlardır. Bu konuda önemli bilgiler Prof. Dr. C.E. Bosworth tarafından "Ghaznevid Military Organisation" başlıklı makalesinde ve Gazneliler ile ilgili iki kitabında açıklamıştır. Ancak Prof. Bosworth tarafından verilen bilgilerde bazı eksiklikler göze çarpmaktadır. Biz bu makalemizde hem eksikleri tamamlamaya, hem de bu konudaki olayları hatırlatmaya çalışacağız. Eksiklikleri tamamlarken en önemli kaynağımız ise, Beyhakî'nin Tarih-i Beyhakî adlı eseri olacaktır. Bu eser elimize eksik ulaşmasaydı, muhakkak ki, konumuz hakkında daha etraflı bilgi sahibi olacaktık.