4009 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
- Türk Tarih Kurumu 4009
Yazarlar
- Salâhi R. Sonyel 45
- TAHSİN ÖZGÜÇ 43
- ARİF MÜFİD MANSEL 42
- SEMAVİ EYİCE 40
- Mahmut H. Şakiroğlu 38
- İ. HAKKI UZUNÇARŞILI 37
- U. BAHADIR ALKIM 36
- İlber Ortaylı 32
- AYDIN SAYILI 31
- Mücteba İlgürel 31
Anahtar Kelimeler
- Tarih 337
- Osmanlı 272
- Osmanlı İmparatorluğu 173
- Türkiye 148
- Osmanlı Devleti 138
- Türkler 137
- Anadolu 131
- Ottoman Empire 114
- Mustafa Kemal Atatürk 103
- Ottoman 99
Did the Ottoman Physicians Make Any Contributions to the Medical Science in the Ottoman Empire in the Fourteenth Century (At the Flourishing Period of the Empire)
Belleten · 2006, Cilt 70, Sayı 257 · Sayfa: 155-166
Özet
Tam Metin
During the fourteenth century, Ottomans opened madrasa in where they invaded. The first madrasa was founded in Nicosia (Iznik). The second was founded in Brussa. All of them were built to let the people learn religion including in astronomy and mathematics, as it happened in some other places of Anatolia during the Seljukids in the eleventh, twelfth and thirteenth century. They also founded hospitals in the same places. One of them was Yıldırım Hospital in Bursa. It was also served as a medical school. Its first physician was Physician Husnu. The first medical studies in the Ottoman Empire appeared in the fourteenth century. Among them can be mentioned Ishaq b. Murad, Hadji Pahsa, Physician Barakat and Cemal al-Din Aksarayi. Except Aksarayi who was interested in religious science in addition to medicine, they preferred to write in Turkish. Hadji Pasha had works in Turkish and Arabic. Although the other scientists who were interested in mathematics, astronomy, physics and chemistry preferred to write in Arabic or sometimes in Persian, the physicians wrote their works in Turkish.They felt to have to explain why they used Turkish language and said that they wrote their works in Turkish because they wished to understand what they said in their works. Their works were mainly on diseases, their treatments and the drugs which were used during the treatment of the illnesses.
Türkiye Selçukluları Döneminde ve Sonrasında Vefai Tarikatı (Vefaiyye) (Türkiye Popüler Tasavvuf Tarihine Farklı Bir Yaklaşım)
Belleten · 2006, Cilt 70, Sayı 257 · Sayfa: 119-154
Özet
Sosyal tarihçilik açısından bakıldığında, Türkiye tarihinin Selçuklu ve Osmanlı dönemlerindeki tasavvuf düşüncesi ve hareketlerinin bugüne kadar yeterince biliniyor sanılan, veya daha önce dikkati çekmemiş pek çok konu ve meselesinin aslında pek de iyi bilinmediği veya hiç bilinmediği görülür. Bu çerçevede tarikatların sırf bir tasavvufi teşekkül olmayıp dönemlerinin yalnız dini değil, siyasal, sosyal ve kültürel hayatında önemli roller icra ettikleri, hatta bazılarının bizzat baş rolü oynadıkları dikkati çekmekte gecikmez. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de bazı tarikatların, bir takım sebeplerle diğerlerine nazaran bu yönleriyle öne çıktıkları bir gerçektir. İşte Vefai tarikatı bunların en eskisidir ve her iki dönemde de önemli bir rol oynamıştır(2).
Çeşme - Germiyan Köyü Hellenistik Erythrai Bronz Sikke Definesi
Belleten · 2006, Cilt 70, Sayı 257 · Sayfa: 27-46
Özet
Tam Metin
Söz konusu bu define, İzmir İli, Çeşme İlçesi, Germiyan Köyünde, 2002 yılı Mayıs ayında bulunmuş ve Çeşme Müze Müdürlüğü'nce satın alınmıştır. Define, köy içerisinde bir ev inşaatı temeli kazılırken, tesadüfen ortaya çıkmıştır. İnşaat sahibi birkaç para bulmuş ve bunu Köy Muhtarına söylemiş(1), Muhtar da bu durumu Çeşme Müze Müdürlüğü'ne iletmiştir. Çeşme Müze Müdürlüğü sikkeleri gördüğünde bunun bir define buluntusu olduğuna karar vermiş ve derhal burada bir araştırma başlatmıştır. Sikkelerin çıktığı alan iyice araştırıldıktan sonra, bu alandan çıkan toprakların da bir elek marifetiyle elenmesi sağlanmıştır. Bu işlemler sonucunda ve definenin ilk ortaya çıktığında köy halkınca paylaşılmış olanlar da jandarma marifetiyle toplanınca sikke sayısı 228 adet olmuştur (Resim 1, tüm definenin genel görünüşü).
Harezmli Türklerin Anadolu ve Yakındoğu’daki Rolleri ve Tesirleri
Belleten · 2006, Cilt 70, Sayı 257 · Sayfa: 95-118
Özet
Tam Metin
Tarihin en önemli hâdiselerinden biri olan Moğol istilâsı ile Yakındoğu'nun ve Anadolu'nun siyasî, sosyo-kültürel ve etnik-kabilevî yapısında önemli bir değişim meydana gelmiştir. Bu istilâ genel olarak Yakındoğu ve Anadolu açısından bir yıkım getirmesine rağmen, Anadolu' nun güney, batı ve kuzey sınırlarındaki uç bölgelerde bir Türkleşme süreci başlatmıştır ki, bu durum Anadolu'da millî bir dönemin başlangıcı gibi müsbet bir tesir ortaya koymuştur. Bu durum Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi için de geçerli olmaktadır. Zira Moğol istilâsı ile birlikte Anadolu'ya gelen Ak-Koyunlu ve Kara-Koyunlu gibi büyük göçebe Türkmen zümreleri XIV. yüzyıldan itibaren bu bölgelerin Türkmeniye olarak adlandırılmasına sebep olacaklardır(1).
The Erythrae Hoard From Germiyan Village, Çeşme
Belleten · 2006, Cilt 70, Sayı 257 · Sayfa: 47-62
Özet
The hoard was found in April 2002 in the village of Germiyan in the Çeşme district of İzmir province in western Turkey. It was subsequently acquired by purchase by the. The discovery was made by accident while the foundations for a water supply tank were being dug in the village. Initially 43 coins were uncovered by the workmen, who promptly informed the village headman, and he in turn reported the news to the Çeşme Museum. When staff from the museum arrived, they immediately realized that the coins belonged to a hoard and so initiated a rescue dig and a careful sieving of all the earth that had already been excavated.
Türk Arşivleri ve Ermeni Meselesi
Belleten · 2006, Cilt 70, Sayı 257 · Sayfa: 289-310
Özet
Tam Metin
Tarihin amacı; sebep sonuç ilişkisi içinde olayları belgelere dayanarak, gerçeklere mümkün olduğu kadar yaklaşarak göz önüne sermek ve değer yargısını okuyucuya bırakmaktır. Hele, yazılan tarihi olay, geçmişi olduğu kadar bugünü ve geleceği de etkiliyorsa, durum çok daha büyük bir dikkati ve objektifliği gerektirir. Bu objektiflik, tarihin temel kaynakları arasında önemli bir yere sahip olan belgelere başvurularak oluşturulur. Çünkü belgeler tarihin en güvenilir şahitleridir. Bu şahitler olmadan ortaya çıkacak sonuçlara şüphe ile bakılmalıdır. "Tarih belgeyle yazılır" hükmü tüm dünya ilim camiasınca kabul edilen bir gerçektir. Uluslararası hukukta da siyasi, ekonomik, idari, kültürel ve diğer sorunlarla ilgili alınacak her türlü kararda, arşivlerin en güvenilir ve en objektif kaynaklar olduğu kabul edilmektedir. Bu sebeple geçmiş olayları incelerken arşivlere inilme zorunluluğu vardır. Çünkü arşivlere dayalı bilimsel çalışmalar önyargı ve yanlı bilgilendirilmeden kaynaklanan taraflı siyasi yaklaşımları ortadan kaldıracaktır.
İzmir Efrenç Gümrüğü'ne Ait Bir İrad Defteri'nin Analizi ve Ticarete İlişkin Sonuçları (1797-1799)
Belleten · 2006, Cilt 70, Sayı 257 · Sayfa: 265-288
Özet
Osmanlı ekonomisi ve ticareti bağlamında yapılan birçok araştırmada 18. yüzyılın daha az incelendiği bilinmektedir. Yapılan çalışmaların çoğunluğu ya klasik dönem ya da 19. yüzyılla başlayan çöküş dönemi etrafında yoğunlaşmaktadır. Bunun nedeni konusunda kimi Osmanlı tarihçileri değişik yorumlarda bulunmaktadırlar. Örneğin K. Karpat bu durumu, söz konusu dönemin bir geçiş (dönüşüm) dönemi olmasına bağlarken, S. Faroqhi bu yüzyıla ilişkin olarak sorulabilecek soruların zihinlerde henüz netleşmediği ve kaynakların yeterince bol olmasına rağmen dönemin bir dağılma devri olarak algılandığı için araştırmacıların genellikle ilgi alanı dışında tutulduğu noktasına vurgu yapmaktadır(1). Bu çalışmanın ilk amacı dönemin araştırılmasındaki bu eksikliğin giderilmesine katkı yapmaktır. İkinci amaç, Osmanlı iktisat tarihi üzerinde çalışan araştırmacılara arşivde yer alan bir defterdeki bilgileri sistematik ve kullanılabilir bir şekilde sunmak ve dönemin İzmir'i bağlamında, İzmir'in ve Osmanlı'nın ticari yapısına ışık tutabilmektir.
1900 Yılı Civannda Siyaset, Ekonomi ve Bilim Arasında Osmanlı İmparatorluğu'nda Arkeoloji
Belleten · 2006, Cilt 70, Sayı 257 · Sayfa: 311-318
Özet
Veronique Krings ve Isabelle Tassignon'un editörlüğünü yaptığı Archeologie dans l'Empire Ottoman autour de 1900 entre politique, economie et science (1900 Yılı Civarında Siyaset, Ekonomi ve Bilim Arasında Osmanlı İmparatorluğu'nda Arkeoloji) adlı eser, aslında aynı başlık altında Roma'daki Belçika Akademisi'nde düzenlenen kolokyum sırasında sunulan bildirileri ihtiva etmektedir. Bu kolokyum, 1939 yılında Roma'daki Belçika Akademisinin idari Kurulunun Başkanı görevine atanan antikçağ dinler tarihi uzmanı Franz Cumont'un çalışmalarının en ilginç yönlerinden biri olan arkeoloji tutkusunu aydınlığa kavuşturulmasını mümkün kılmıştır. Bu çalışma ile editörler Veronique Krings ve Isabelle Tassignon, Franz Cumont'un bıraktığı bütün bilimsel mirası değerlendirmek, onun Doğuya yaptığı seyahatleri coğrafik, ekonomik, siyasi ve bilimsel açıdan görüntülemek ve disiplinler arası bir karşılaştırma yapmak suretiyle, çeşitli yaklaşımlara sahip uzmanları bir araya getirmektir.
HASAN BEY-ZÂDE AHMED PAŞA, Hasan Bey-zâde Tarihi, 926-1045 / 1520-1635, Hazırlayan Dr. Şevki Nezihi Aykut, 3 cilt, Türk Tarih Kurumu Yayınları XVIII. Dizi - Sayı 6, Ankara 2004, I-DXL (Tahlil-Kaynak Tenkidi) + 1085 (Metin) + 1087-1188 (Dizin). [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2006, Cilt 70, Sayı 257 · Sayfa: 321-324
Özet
Osmanlı tarihinin en çok tanınan eseri tarihçilerin istifadesine sunulmuş bulunuyor. Örnek bir çalışma ile gün ışığına çıkmış bulunan bu eser, hemen hemen çağdaş bazı eserlere de kaynak olmuştur. Eser, yayınlayanın ifadesine göre "asıl kaynak" (asli metin) olarak tavsif edilmiştir. En sağlıklı bir metin ortaya konmuştur. Bu sürede araştırıcılar eksik yazma nüshalar yüzünden yanılgıya düşmeyecekler, elimizdeki esere müracaat edecekler. Bu eser yıllar önce Prof. Dr. Nezihi Aykut tarafından merhum Prof. Dr. Bekir Kütükoğlu (vefatı 28 Haziran 1990)'nun danışmanlığında doktora tezi olarak alınmıştı. Yıllar süren yoğun bir çalışma ve basım işleri sonucunda Osmanlı tarihinin ve tarihçiliğinin bu âbide eseri meydana çıkmış bulunmaktadır.
MARK MAZOWER, The Balkans. From the end of Byzantium to the Present Day, Phoenix Paperback, Fourth Impression 2003, xvı+176 s. [Kitap Tanıtımı]
Belleten · 2006, Cilt 70, Sayı 257 · Sayfa: 325-332
Özet
Eser; kronoloji (s.vıı-vııı), önsöz (s.ıx), 6 harita (s.x-xvı), giriş (s. 1-18), Ülke ve İnsanlar (veya Toprak ve Yerleşenleri) (s.19-49), Millet Öncesi (s.50-85), Doğu Sorunu (s.86-115), Ulus Devletlerin Kuruluşu (s.116-142) adlı 4 bölüm, Şiddet Üzerine başlıklı bir sonuç kısmı (s.143- 151), Balkanlar için daha fazla okuma kitapları (s.152-153), notlar (s.154-169) ve indeksten (s.170-176) oluşmaktadır. Eserin adından da anlaşılacağı gibi çok iddialı bir çalışmadır. Aldığı ödüller ve özellikle Batı okurundan aldığı övgülere bakıldığında, iddia gerçeğe dönüşmüş gibidir. Eserin ilk baskısı 2000 yılında yapılmış olup aynı yıl Wolfson Tarih, ertesi yıl ise Bentinck Ödülü'nü almıştır.