4009 sonuç bulundu
Yayınlayan Kurumlar
- Türk Tarih Kurumu 4009
Yazarlar
- Salâhi R. Sonyel 45
- TAHSİN ÖZGÜÇ 43
- ARİF MÜFİD MANSEL 42
- SEMAVİ EYİCE 40
- Mahmut H. Şakiroğlu 38
- İ. HAKKI UZUNÇARŞILI 37
- U. BAHADIR ALKIM 36
- İlber Ortaylı 32
- AYDIN SAYILI 31
- Mücteba İlgürel 31
Anahtar Kelimeler
- Tarih 337
- Osmanlı 272
- Osmanlı İmparatorluğu 173
- Türkiye 148
- Osmanlı Devleti 138
- Türkler 137
- Anadolu 131
- Ottoman Empire 114
- Mustafa Kemal Atatürk 103
- Ottoman 99
Collectors of Avâriz and Nüzul Levies in the Ottoman Empire: A Case Study of the Province of Karaman 1621-1700
Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 255 · Sayfa: 539-566 · DOI: 10.37879/belleten.2005.539
Özet
Tam Metin
Relying on first-hand unpublished archival documents this paper focuses on two related aspects: first, it provides a picture of the range of individuals involved in avâriz and nüzul collection in the Ottoman province of Karaman during the 17th century, whether from the military class, the ulema (learned people) or others; second, it examines the changes during the 17th century in the type of person appointed, and what ranks the collection candidate held before attaining those of avâriz and nüzul collection. It will be interesting to assess at what stage, if at all, the palace officials or the followers of 'great men of state' became involved in the collection process. This paper examines the available information to see what, if any, pattern emerges from it.
Armin Vambery'nin Türkistan Seyahatnamesi ve Karakalpak Türklerine Dair Kayıtlar
Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 255 · Sayfa: 599-628 · DOI: 10.37879/belleten.2005.599
Özet
Tam Metin
Bu makale; dünyanın gelmiş geçmiş en büyük Türkologlarından birisi olan Macar asıllı bilim adamı, seyyah ve casus Prof. Dr. Armin Vambery'nin "Reşat Efendi" sahte ad ve kıyafetiyle devrinin ünlü Osmanlı paşalarından Mehmed Sadık Rıfat Paşa'nın İstanbul'daki konağında dört sene misafir kaldıktan sonra Türklerin ana vatanı olan Türkistan'a üç yıl süren (1862-1865) yolculuğu sonrasında kaleme almış olduğu eserlerinde geçen, bugün Aral gölü ve çevresinde yaşayan Karakalpak Türkleri topraklarındaki inceleme ve gözlemlerinin hikâyesidir.
Antik Kilikya Sikkelerinde Asklepios Kültü
Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 254 · Sayfa: 9-58
Özet
Tam Metin
Tarihin en eski çağlarından beri Kilikya, gerek ekonomik, gerekse stratejik açıdan Anadolu'nun en önemli bölgesi olmuştur. Böyle büyük maddi zenginliklere sahip bir bölgede zengin bir kültürün oluşması da doğaldır. Antik Kilikya şehir sikkeleri bu zengin kültürün aynası olarak çok çeşitli konularda bizi aydınlatır. Yaklaşık altı yüz elli yıl süren bu sikke basma geleneği sayesinde, çok fazla arkeolojik veri olmamasına rağmen, Kilikya bölgesinde olup biten bir çok şeyi sikkelerden öğrenebiliyoruz. Antik çağda gelenek olduğu üzere, Kilikya şehirleri de darp ettikleri sikkeleri bir propaganda aracı olarak kullanmayı iyi biliyorlardı. Toplum iradesinin yönetiminde inkar edilemez bir öneme sahip olan inanç dünyası, sikkelerin konuları arasında önemli bir yer tutmaktadır. Bilindiği gibi Roma dönemi şehir darplarında, sikkenin ön yüzü otorite sayılan imparatora ayrılırken, arka yüzler çoğu kez şehirler için önemli olan tanrı ve tanrıçalara bırakılmıştır. Kimi şehirler ise sadece kendilerine özgü bir tanrı, tanrıça veya sembol ile öne çıkmışlardır.
Avrupa Hun ve Hazar Devletlerinin İktisadi Gelir Kaynakları
Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 254 · Sayfa: 117-130
Özet
Tam Metin
Devletlerin-milletlerin hayatında siyasi ve sosyal olaylar kadar, bulundukları coğrafyanın konumu ve iktisadi imkanları da önemli rol oynar. Bu sebeple, tarihte kurulan bir devletin kuruluşunu, yıkılışını, zaferlerini ve hezimetlerini ele alırken üzerinde hüküm sürdükleri coğrafyayı, geçim kaynaklarını ve ekonomik zenginliklerini de göz önünde bulundurmamız gerekmektedir. Bu görüş ışığında Türkistan'dan gelerek Doğu Avrupa'da devletler kuran, yaptıkları fetihler ile Avrupa'yı sarsan Hunlar ile, tesis ettikleri şehirler, ülkelerindeki ticaretin canlılığı ve Yahudiliği benimsemeleriyle dikkati çeken Hun ve Hazar devletlerinin iktisadi hayatlarını değerlendirmeye çalışacağız.
İstanbul Arkeoloji Müzelerindeki Fildişi Pyksis
Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 254 · Sayfa: 59-64
Özet
Tam Metin
Buluntu yeri İstanbul olan, yaklaşık yarısı kırılmış, tabanı kaybolmuş pyksisin üst bölümünde yatay üç sıra profil yer almıştır. Profil üzerinde pyksisin kapağının oturması için oluşturulan üst kısımda da kırıklar vardır. Pyksis üzerinde kabartma tekniğinde "Üç Kahin Kralın (Üç Müneccimin) yeni doğan İsa'ya secdesi" sahnesi işlenmiştir. Katlanabilir küçük bir tabureye oturan Meryem'in ayakları yüksek bir platforma basmaktadır. Başını da örten yumuşak kıvrımlara sahip uzun bir giysisi olan Meryem, elleriyle İsa'yı tutmakta, onu öne doğru uzatmaktadır. Annesinin elleri üzerinde yükselen çocuk İsa'nın annesi gibi uzun ve kıvrımları özellikle belirtilmiş bir giysisi vardır. İsa'da ellerini öne doğru uzatmış, kendisine verilen hediyeyi almaktadır.
Ruha (Urfa) Hanları Üzerine Bir Değerlendirme
Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 254 · Sayfa: 131-144
Özet
Tam Metin
Urfa hanları, genel plan şemaları açısından Osmanlı hanlarının özelliklerini yansıtırken; mimari detaylar, malzeme, süsleme ve yapı elemanları ile de bölgesel özellikleri ön plana çıkarır. İki renkli taş malzemenin kullanımı, tercih edilen örtü sistemleri, dilimli ve kaş kemerler, süslemenin sade özellikleri bölgesel etkileri yansıtır. Tespit ettiğimiz 32 handan 11 tanesinin günümüze gelmiş olması, kültür varlıklarımızın ne kadar hızlı bir şekilde yok olduğunu göstermektedir. Bu hanların büyük bir çoğunluğunun yakın zamanlarda yok edildiğini düşünürsek, bu tahribatın gün geçtikçe daha da yoğunlaştığı görülmektedir.
Türk-Alman İlişkilerinin Tarihsel Arka Planı (1878-1914)
Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 254 · Sayfa: 217-266
Özet
Tam Metin
Osmanlı Devleti'nin çöküş süreci dikkate alındığında, her yüzyıla damgasını vuran bir antlaşma ile karşılaşırız. Osmanlı, on yedinci yüzyılın sonunda imzalanan Karlofça Antlaşması (1699) ile Macaristan'ı ve Transilvanya'nın büyük bir kısmını, Mora ve Dalmaçya kıyılarını, Podolya ve Ukrayna'yı "Kutsal İttifak" güçlerine bıraktı. Bu durum, basit bir toprak kaybının ötesinde, Osmanlı'nın Avrupa kıtasındaki egemenliğini kaybetmesinin de ilk işaretiydi. On sekizinci yüzyılın ikinci yarısında imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması (1774) Devlet-i Âli-i Osmanî için tam bir yıkımın başlangıcı oldu. Bu antlaşma ile Osmanlı'nın nüfuz sahası üzerinde Rusya Çarlığı'nın etkisi artmaya başladı.
Lozan Konferansı'nda Ermeni Meselesi: İtilaf Devletlerinin Diplomatik Manevraları ve Türkiye'nin Karşı Siyaseti
Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 254 · Sayfa: 267-284
Özet
Tam Metin
Genelde azınlıklar ve özelde Ermeni meselesi, son iki yüzyıllık döneminde, Osmanlı Devleti'ni en çok uğraştıran iç ve dış sorunlardan biri olarak tarihte yerini almıştı. Zira, bu meseleyi bahane ederek Osmanlı Devleti'nin iç ve dışişlerine müdahale eden Avrupa devletleri azınlık halklarını kışkırtmak suretiyle son Türk imparatorluğunun dağılmasına sebep olmuşlardı. Yine aynı konu Türk Heyetinin Lozan Konferansı görüşmelerinde karşılaştığı en çetrefilli konulardan biri olmuştu. Bu çerçevede Misak-ı Milli sınırları içersinde Ermenilere bir yurt sağlanması konusu İngiliz Dışişleri Bakanı'nın tabiriyle Konferansın toplanmasının başlıca amaçlarından birini teşkil etmekteydi.
A Fragment of Pediment from Cyzicus
Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 254 · Sayfa: 1-8 · DOI: 10.37879/belleten.2005.1
Özet
Tam Metin
The fragment appears to have belonged to the corner of a triangular pediment. A sitting female figure, who is stretching her right leg under her left leg that is drawn back slightly, occurs on the corner part of the pediment. A standing male is depicted to the left of this sitting female figure. This naked male figure has a worn surface which is carved on a rectangular two-step pedestal, as if the figure walked towards his right. On the acroterion of the pediment, a lower part of a female figure wearing a himation over a long tunic has been partially preserved. What appears to be a box, the front of which is broken and the inside of which is carved as a rectangle, is placed to the left of this female figure. A battle between Roman Emperor Septimus Severus and Pescennius Niger, who rebelled against him, took place near the city of Cyzicus in 194 A.D. Cyziqene people supported Emperor Septimus Severus. The studied fragmentary pediment must belong to the tomb of a Cyziqene nobles who fought in this battle of 194 A.D. Both stylistic features of the figures and the ornaments indicate that this pediment may be dated to the late second century A.D.
İlhânlı Hükümdarı Ebû Sa'îd Hân'a Ait Dört Yarlıg
Belleten · 2005, Cilt 69, Sayı 254 · Sayfa: 65-116 · DOI: 10.37879/belleten.2005.65
Özet
Tam Metin
Tanınmış şarkiyatçı Bertold Spuler, İlhânlı Devleti siyasi ve idari tarihine dair meşhur eserini 1939 yılında yayımladığı zaman, araştırmacının istifadesinde, çoğu henüz neşredilmemiş durumda olan tarihi kaynaklar ile, İlhânlı hükümdarları Argün ve Olcâytû'nun dış muhaberatıyla ilgili iki mektubu bulunuyordu. Bugün aradan geçen yaklaşık altmış beş yıllık süre zarfında, İlhânlılar devri tarihi kaynaklarının tanıtım ve yayınından başka, inşâ' ve devlet muhasebesiyle ilgili kitaplar ile, o devre ait pek çok orijinal vesikanın varlığının ortaya çıkarılmış olması İlhânlı tarihi araştırmalarına büyük hız kazandırmıştır.